Ana Sayfa Bilimsel Sosyalizm YAPAY ZEKÂ: SINIFSIZ TOPLUMUN HABERCİSİ

YAPAY ZEKÂ: SINIFSIZ TOPLUMUN HABERCİSİ

2940

Doğu Perinçek, Vatan Partisi Genel Başkanı

Testere bir üretim aracıdır.

Demircinin örs ve çekici de öyle.

Kol değirmeni, yel değirmeni, su değirmeni, hepsi üretim araçları.

At, öküz, eşek, ren geyiği, evcilleştirilmiş bazı hayvanlar da üretim aracı olarak kullanılıyor.

Endüstri toplumlarında artık makineler var, motor var.

İnsan, testereyi, makineyi ve öküzü kullanıyor, ancak sömürmüyor.

İnsan üretiyor, testere üretmiyor. Öküz de üretmiyor.

Testere, işgücü değil, üretim aracıdır. Öküz de öyle. Bu nedenle testerenin sahibi ile testere arasındaki ilişkide sömürü bulunmuyor. Öküzün sahibi ile öküz arasında da bir sömürü ilişkisi bulunmuyor.

  1. ROBOTUN EKONOMİ POLİTİĞİNE GİRİŞ

Gelelim Yapay Zekâlı Robota. Üretimde kullanılan Yapay Zekâlı Robottan “insanımsı” diye söz edilmeye bile başlandı.

Yapay zekâ sahibi olması, robotun üretim sürecindeki konumunu tartışılır hale getiriyor: Robot, insan gibi işgücü müdür, yoksa testere ve öküz gibi bir üretim aracı mıdır?

Kuşkusuz Yapay Zekâlı Robotu planlayan, kurgulayan, üreten ve ona hükmeden bir insan var. Bu açıdan robot, testere ve öküz gibi bir üretim aracıdır. Testere ile arasındaki fark, çağ farkıdır. Öküz ile arasındaki fark ise, öküz canlıdır, boğa ve inek tarafından üretilir, bu açıdan insana robottan daha çok benzer. Robotun ise ana babası yoktur, insan tarafından üretilir. Belki bir gün insanlar da ana babaları olmadan fabrikalarda gen teknolojisiyle üretilecektir. O zaman insanlar da biraz Yapay Zekâlı Robota benzetilmiş olacaktır.

Yapay Zekâlı Robot, yaptığı işin karşılığında ücret almıyor, işgücünü patrona satmıyor. Ancak tıpkı testere, makineler ve öküz gibi bir maliyeti var. Bu açıdan Yapay Zekâlı Robot, işçiden ve genel olarak emekçiden farklıdır, daha çok testereye ve öküze benziyor, dolayısıyla sabit sermayenin bir parçasıdır.

Ancak Yapay Zekâ hakkında öyle bilgilerle karşılaşıyoruz ki, kendisini kurgulayan insandan farklı bir iradesi ve hatta duygularının olacağı bile söyleniyor. Ne var ki Yapay Zekâ, en sonunda insan kurgusunun bir ürünüdür. İnsan bilgisinden bağımsız ve insan bilgisinin ötesinde bir bilgiye ve marifete sahip değildir. Yapay olan zekâyı yapan insan var. O yapay zekâ, kendisini kuran zekâdan daha zeki olma yeteneğine sahip gözükmüyor. Ne var ki, Yapay Zekâ, tıpkı hesap makineleri veya bilgisayar gibi, insan zekâsının karşılaştığı karmaşık sorunları daha hızlı ve göreli hatasız çözme ve sistemler oluşturma olanağını sağlamaktadır. Ancak unutmuyoruz, bu yeteneği Yapay Zekâya yükleyen, yine insanın kendisidir. Eski çağlarda tüccarların kullandığı boncuklardan yapılan hesap aletleri vardı. Yapay Zekânın atası, o boncuklu hesap aleti olabilir.

  1. YAPAY ZEKÂNIN ATEŞLEYECEĞİ TOPLUMSAL VE SİYASAL SÜREÇLER

Peki, üretimde ve hizmetlerde Yapay Zekâlı Robotun kullanılması, toplumsal ilişkilerde ne gibi sonuçlar doğuracaktır? Bu sorunun uzun, orta ve kısa süreli yanıtları var. Biz öncelikle sürecin bütününü dikkate alıyoruz. Yapay zekânın üretimde kullanılmasının yaygınlaşması, toplumsal ilişkilerde, mülkiyet ilişkilerinde, buna bağlı olarak siyasette ve kültürde köklü değişikliklere yol açacaktır. Bunları incelerken, bu sayfalarda şöyle olacak, böyle olacak diye yaptığımız değerlendirmeleri, bugünden yarına kendiliğinden yaşanacak gelişmeler olarak düşünmeyelim. Robotun kullanılması, stratejik düzlemde uzun süreli sonuçları olan devrim kapsamındaki gelişmelere yol açacaktır. En önemlisi, bu süreç insanı kenara iten, kendiliğinden ilerleyen bir süreç değildir. Kâğıt üzerinde kolay gibi gözüken gelişmeler, kuşkusuz sancılı olacaktır. İnsanlık, robotun getirdiği toplumsal ve siyasal çelişmeleri, yine toplumsal ve siyasal mücadelelerle çözecektir.

II.1. Üretim süreçlerinde kol emeğinin rolü azalacak

Kol emeğinin yerini adım adım Yapay Zekâlı Robot alıyor, bu süreç başladı bile. İnsan, daha çok üretim süreçlerini yönlendirecek, planlayacak, kurgulayacaktır. Üretimde yaygın olarak Yapay Zekâlı Robotların kullanılması, “En büyük üretici güç insandır” gerçeğini değiştirmiyor. Çünkü robotları bir alet olarak kurgulayan, üreten ve yönlendiren yine insandır.

II.2. Yapay Zekâlı Robot, karar verici olamaz

Yapay Zekâlı Robot, kaynakların paylaşılmasında bir özne değildir. Robotlar ne kadar çok üretim süreçlerine sokulursa sokulsun, ekonomik faaliyet, yine insan ihtiyaçları içindir. Ekonomik faaliyetin amacı, robotun ihtiyaçlarını karşılamak değildir. Robot, insan ihtiyaçlarını karşılamanın bir aracıdır. Bu açıdan Robot da diğer üretim araçlarıyla aynı durumdadır, üretilenleri paylaşanlar konumunda değildir. Başka deyişle paylaşmanın öznesi değil, fakat paylaşmanın konusudur. Robot, paylaşmaz, robot paylaşılır.

Dolayısıyla Robot, bir araçtır, fakat insanlar gibi üretilenleri paylaşma mücadelesine, başka deyişle siyasal mücadeleye girme şansından yoksundur. Robot, Aristo’nun insan tanımı açısından bakarsak, “siyasal hayvan” değildir. O nedenle Robot Hükûmet Başkanı, Robot Parti Başkanı, Robot Siyasetçi, Robot Komutan, Robot Vali, Robot Emniyet Müdürü, Robot Belediye Başkanı olmayacaktır. Bütün bu otorite sahipleri robot kullanacak, ancak koltuğa robot oturmayacaktır.

II.3. Sermaye-işçi çelişmesi ve sömürü ortadan kalkacak

Robotların kullanılması ölçüsünde, sömürü sisteminin temeli zayıflayacaktır. Çünkü robot sömürülemez. Tıpkı makinelerin sömürülmediği gibi, robotların da sömürüldüğünden söz edilemez. Robotun sahibi ile robot arasındaki ilişki, bir sömürü ilişkisi değildir. Robot, işgücünü satmıyor, bu açıdan işçiye hiç benzemiyor ama tıpkı makineler gibi işçiyi işsiz bırakıyor. Sonuç olarak Yapay Zekâlı Robotun üretim süreçlerinde kullanılması oranında, emekçinin işgücünü sermaye sahibine kiralaması ilişkisi, özetle sermayedar-işçi ilişkisi, emekçinin artı değerine el koyma sistemi giderek ortadan kalkacaktır.

Bu süreçte en önemlisi malların kıtlığı sona erdiği için, özel mülkiyetin ve özel kâr sisteminin temelleri kalkacak, sınıflar ve sınıf mücadelesi son bulacaktır. Dolayısıyla sermaye sınıfı ve işçi sınıfı kalmayacaktır. Sınıfsız toplum oluşacaktır. Kuşkusuz bu gelişmeler kendiliğinden olmayacaktır. Aşağıda II.9. başlık altında incelediğimiz gibi, süreç insanın devrimci müdahaleleriyle ilerleyecektir.

II.4. Üretilenlerin paylaşılması sorunu son bulacak

Yapay Zekâlı Robotun yaygın olarak üretim süreçlerine sokulması sonucu, bütün mallar insan ihtiyaçlarını karşılayacak bollukta üretilince, o malları paylaşma sorunu da ortadan kalkacaktır. Malların değişiminde bir araç olan paranın da bir anlamı olmayacaktır. Bölüşüm sistemi değişecektir. Emekçi açısından kapitalizm ve sosyalizmin ortak bölüşüm sistemi olan emeğe göre bölüşümün yerini ihtiyaca göre bölüşüm alacaktır.

Bolluk toplumuna giden süreç, insan ihtiyacı modellerini de değiştirecektir. Çalışma zamanının azaldığı, sınıf çelişmelerinin adım adım sönümlendiği bu süreç, aynı zamanda bir devrim sürecidir ve yeni bir kültürün oluşması sürecidir. Bolluk toplumunun gönüllü emek sistemine giden koşullarda, bugünkü gibi tüketim budalası, modanın esiri, bencil ve doymaz insan tipi adım adım kaybolacaktır. Bu sıradan insanın yerini yeni mutluluk kaynaklarına kavuşmuş, paylaşmacı, bilgili, manevî değerleri insanileşmiş, yaratıcı, sanatsal ve kültürel ihtiyaçları gelişmiş, yeni bir seçkin insan tipi alacaktır.

Sınıfsız topluma giden koşullar, işçi sınıfının topluma yön verdiği süreçleri hızlandıracaktır. Çünkü işçi sınıfı, kendisiyle birlikte bütün sınıfları ortadan kaldıracak olan sınıftır. Bu açıdan süreç, kendiliğinden değildir. Malların bollaşmasına koşut olarak paylaşmaktan başka çözümü olmayan sınıfların iktidara gelmesine yönelik gelişmeler kaçınılmaz olarak hızlanacaktır. Sonuç olarak emekçiler, kendileriyle birlikte özel mülk sahipliğini de ortadan kaldıracak süreçlere önderlik edeceklerdir.

II.5. Siyasal iktidar için mücadele ortadan kalkacaktır

Malların kıtlığı sona erdiği için, üretilenlerin paylaşılması amacıyla yapılan iktidar mücadelesinin anlamı kalmayacaktır. Dolayısıyla insanın insan tarafından yönetilmesi olayı da son bulacaktır. Onun yerini, araçların yönetilmesi, robotların yönetilmesi alacaktır. Böylece siyasal mücadelenin araçları olan kurumlar, siyasal partiler, siyasal örgütlenme, toplumu yönetme, toplumu yönetmek için kullanılan yaptırım araçları ve toplumsal sınıflar arasındaki çelişmeleri denetim altında tutan aygıtlar da fuzuli hale gelecektir. Buna bağlı olarak toplumları birbirinden ayıran sınırlar, renkler, ırklar, cinsiyet ayrımcılığı da adım adım ortadan kalkacaktır.

II.6. Bolluk toplumu her türden diktatörlüğün zeminini ortadan kaldırır

Yapay Zekâlı Robotun yaygın olarak kullanılmasının insanlık gündemine gelmesi, diktatörlük eğilimlerinin güçleneceği, robotların diktatörlükler tarafından kullanılacağı tehlikesini de tartışma ortamına getirmiştir. Oysa robot, sonuç olarak sınıf, zümre ve kişi diktatörlüğünün zeminini ortadan kaldırır.

Her tür diktatörlük, kaynakların paylaşılmasına yöneliktir. Üretilenlerin paylaşılması sorununu ortadan kaldıran süreçlerde, her türden sınıfsal ve bireysel diktatörlük, devlet de sönüp yok olacaktır. Robot sayesinde bolluk toplumu oluşunca, sınıf hâkimiyet sistemleri ve diktatörlükler ne işe yarayacaktır? O zaman diktatörlüğün zemini ortadan kalkacaktır.

Emperyalizmi ve diktatörlüğü sosyo-ekonomik koşulları dışında yeniden üreten bütün iddialar, hayalidir. Bunu kurgu filmlerinde de görüyoruz. Teknolojinin olağanüstü geliştiği, malların kıtlığının ortadan kalktığı sözüm ona uzay diktatörlükleri varsayılıyor. Bakıyorsunuz uzayda son derece ileri teknolojiler kuran toplumların yöneticileri, imparator veya diktatör. Toplum, olağanüstü ilerlemiş, her ürün bol, paylaşma sorunu ortadan kalkmış, ama sınıflar daha da katı ve siyasal sistem Orta Çağ zorbalığına dönmüş. Bu kurguların temelinde insan ruhunda tahakküm gibi değişmez hırsların bulunduğuna dair tarih dışı saplantılar bulunuyor.

Yapay Zekâlı Robot kullanılması sonucu, George Orwell’in 1984 ve Hayvan Çiftliği romanlarında betimlediği Büyük Ağabey’in gözetimdeki toplumların kurulacağı kaygıları da dile getirilmektedir. Peki, Yapay Zekâ kimi, niçin gözetleyecek ve Büyük Ağabeye ihbar edecek? Şu andaki emperyalist-kapitalist sistemde her köşede toplumu gözetleyen kameralar var. Yapay Zekâ, bugün var olan gözetleme sistemini geliştirmek için kuşkusuz elverişli bir araç. Ancak bu süreç aynı zamanda Büyük Ağabey’in toplumu gözetleme nedenlerini de ortadan kaldırmaktadır. Hatta bu süreçte Büyük Ağabey’in kendisi de kalmayacaktır. Çünkü Büyük Ağabey’e hayat veren malların paylaşılması sorunu, geçmişe ait acı hatıralar arasına karışacaktır.

Yapay Zekânın üretim süreçlerine girmesi, son kertede diktatörlüklerin, özel çıkar ve hırs sistemlerinin zeminini kaldıracaktır. Sürecin başlarında kısa süreli bazı eğilimlerin ortaya çıkması mümkündür. Ancak Yapay Zekâlı Robotun üretim süreçlerinde kullanılmasıyla yaratılacak bolluğu dikkate alırsak, bu karamsar öngörülerin haklı çıkmayacağını görebiliriz. Hiçbir güç, malların ihtiyaca yetecek kadar bol olduğu bir toplumun başına diktatör getiremez.

İnsan, son dört-beş bin yıl öncesine kadar, bir buçuk milyon yıl, malların kıt olduğu bir toplumda yaşadı. Topladığı ve avladığı yiyeceklerle bırakalım bir üretim fazlası yaratmayı, karnını bile doyuramıyordu. İnsan, başka kabilelerle kavga ediyordu ama kendi kabilesi içinde paylaşmak zorundaydı. Malların kıtlığı, kabile içindeki eşitliğin de temelini oluşturuyordu.

Toprağın daha derinden sürülmesi ve hayvanların evcilleştirilmesi sonucu bir üretim fazlası oluştu. Üretim fazlasına kimin sahip olacağı sorusu, sınıflaşmayı, toplumun silahsızlandırılmasını, silaha bir azınlığın sahip olmasını getirdi. Siyasal ve ideolojik tahakküm sistemleri bu süreçte doğdu. Üretim fazlası, malların kıtlığı sorununu çözmedi. Çünkü üretim fazlası, yine de herkesin ihtiyacına yetecek ölçülerde değildi. Üretilen mallar kıt olduğu, insan ihtiyaçlarına yetmediği sürece, tahakkümün ve diktatörlüğün zemini de vardır ve olacaktır. Ancak üretilenlerin insan ihtiyacını karşıladığı bir dünyada, ne emperyalizmin temeli vardır, ne de tahakküm sistemlerinin. İnsanların hırsları ve özlemleri de yeni dünyanın gerçeklerine göre oluşacaktır. O toplumun insanı paylaşmacıdır, bensever değil elseverdir (diğergâm). Yapay Zekânın kullanılması, bu süreci hızlandırmaktadır.

II.7. Sınıfların ortadan kalkmasıyla birlikte ideoloji de ortadan kalkacaktır

Bolluk toplumunda sınıf çelişmeleri ve siyasal hâkimiyet sistemi ortadan kalktığı için, ideolojik hegemonya da son bulacaktır. Kuşkusuz sınıfsız toplumun yeni bir kültürü vardır, değerler sistemi vardır, insan düşüncesi vardır, ancak düşünce artık sınıfların ideolojisi değildir. İnsanın insan üzerindeki sömürüsünün araçları olan manevî değerlerin yerini, insanların uyum halinde yaşamasını besleyen manevî değerler alacaktır. Sınıfların, sömürünün, baskının, zorbalığın temellerinin ortadan kalkması sonucu gerçek anlamda Hümanizmin (İnsancılığın) koşulları oluşacaktır.

II.8. Bolluk toplumunda zorunlu emek sistemi son bulacak, gönüllü emek çağına geçilecektir

Sınıfların oluşmasıyla kurulan feodal hâkimiyet sistemi ve Akdeniz ticaret uygarlıklarında gördüğümüz köleci sistem, çıplak zora dayanıyordu. Çiftçi toprak sahibine bağımlıydı, kaçamazdı, zorla çalıştırılırdı.

Burjuvazinin devrimi, başka deyişle kapitalizm, emekçiyi toprak ağasına bağımlılıktan kurtardı. Bu anlamda özgürleştirdi. Gidip istediği işyerinin patronuna işgücünü satabilirdi. Ancak çalışmak zorundaydı. Çalışmayana ekmek yoktu. Bu açıdan kapitalizm, zorunlu emeği getirdi.

Yapay Zekâlı Robotun kullanılmasının yaygınlaşmasıyla kurulacak olan bolluk toplumunda, insanlar hayatlarını sürdürmek için çalışmak zorunda değillerdir. Üretim, insan ihtiyaçlarını karşılayacak kadar boldur. Üretim için gerekli insan emeği gönüllü olacaktır. Oraya giden süreçte, malların bollaşmasına koşut olarak çalışma gün ve saatleri adım adım kısalacaktır.

Robotların yaygınlaşması süreci, kırbacı, baskıyı, polisi, hapishaneyi gereksiz hale getiriyor. Boş zamana kavuşan insanların bu boş zamanlarının bir takım tahakküm sistemleri tarafından zorbalıkla yönetilmesi gibi varsayımlar, sürecin ekonomi politiğine uymuyor. Sürecin ilk dönemlerinde işsizliğin yarattığı keskin çelişmeler, sınıf mücadeleleri ve bu temelde tahakküm sistemleri olabilir. Ancak malların bollaşması ölçüsünde, tahakküm sistemlerinin temeli ve kurumları da sönecektir. Bu açıdan Roma’daki gladyatör dövüşleri, Bizans’taki Mavi-Yeşil araba yarışları ve günümüz toplumundaki benzer oyalama araçlarının anlamı kalmayacaktır. Gönüllü çalışmanın dışında kalan boş zamanları bir anlamda boşa harcamaya yönlendiren yönetim sistemlerinin kendisi çözülecek ve ortadan kalkacaktır. Gönüllü emeğin paylaşmacı kültürü, boş zamanların bilime, sanata ve yaratıcılığa yönelen faaliyetini de belirleyecektir.

  1. 9. Robot, devrimi önlemiyor, devrimi getiriyor

Yapay Zekâlı Robotun kol emekçisini adım adım ortadan kaldırması yaşanan süreçtir. Ancak bu süreç, emekçi eksenli çözümleri geçersiz kılmıyor, tam tersine gündeme getiriyor.

Doğrudur, robot, gelişmiş sanayilere girmeye başladı. Ancak bugün hiçbir gelişmiş ülkede, üretim esas olarak robotlarla yapılmıyor. Tabii bir gün insanlık oraya gelecektir. Mallar kıt olmayınca, paylaşma kavgasına da gerek kalmayacak. Ama oraya giden gelişmelerin kendiliğinden, çelişmesiz ve mücadelesiz yaşanacağı öngörülemez. Üretimde robot kullanılmasının yaygınlaşması, emeğin verimliliğinin yükselmesi, malların kıtlığının sona ermesi, özel mülkiyeti ve kârı anlamsız kılıyor. Ancak bunların böyle düz bir süreçte kendiliğinden ortadan kalkması beklenemez. Özel çıkar sisteminin temellerinin zayıflaması, dahası özel mülkiyetin yıkım etkenine dönüşmesi, ondan kurtulmak isteyen ezici çoğunluğu harekete geçirecektir. Bazıları sınıf tahakküm sistemlerinin devrim olmadan, kendiliğindenci süreçlerde kalkacağı gibi görüşleri dillendiriyorlar. Oysa süreç, devrimi zorluyor.1

Konuyu diğer etkenlerden soyutlayarak ele almak yanlıştır. Dünyanın önündeki geleceği kuşkusuz yalnız Yapay Zekâlı Robotların üretimde kullanılması belirlemiyor. Bugün insanlık, artık özel çıkar ve özel mülkiyet sistemi içinde çözemeyeceği sorunlarla karşı karşıyadır. Kapitalizm, dünyanın damını deliyor. Doğa ile insan arasındaki dengeler bozuluyor. İnsanın yaşam çevresini oluşturan ormanlar kayboluyor, denizler, ırmaklar kirleniyor. Özel çıkar sistemi, açgözlü bir insan tipi yaratıyor. Bu gidişe bakarak, bir gün yaşamın son bulacağına dertlenenler bile var. Oysa bu kötümser öngörüler, insanlığın yaşam koşullarının son bulacağı süreçlere teslim olacağını varsayıyor. Yaşam ortadan kalkarken, insanlığın bu olayı seyretmesi beklenemez. Uzatmayalım, insanlık özel mülkiyet ve özel çıkardan kaynaklanan bu sorunları ancak kamu mülkiyetiyle, dünya ölçeğinde kolektif yöntemlerle ve paylaşmacı bir kültürle çözme zorunluluğuyla karşı karşıyadır. Bu koşullar, insanlığı özel mülkiyet ve kâr sisteminden kurtuluşa zorlamaktadır.

  1. 10. Yapay Zekâlı Robot yeni sorunlara, yeni çelişmelere ve yeni çözümlere yol açacaktır

Üretimde robotun kullanılmasıyla birlikte insanlık kuşkusuz yeni sorunlarla karşılaşacaktır. Bunların başında ham maddelerin kıtlığı geliyor. Yapay Zekâ yoluyla teknolojinin aşırı gelişmesi, dünyadaki ham madde kaynaklarının bugün tahmin edemeyeceğimiz ölçülerde aşırı kullanılmasına neden olacaktır. Bu kaynakların sınırlı olduğunu biliyoruz. Bu durumda insanlık, yeni ürün ve üretim modelleri geliştirmek durumundadır.

Örneğin su kaynaklarının sınırlı olduğunu biliyoruz. Ancak Yapay Zekâlı Robotla yaşanacak Üretim Devrimi, okyanusların tuzlu suyunun arı suya dönüştürülmesi gibi çözümleri de getirecektir.

Çöllerin verimli topraklara dönüştürülmesi, yerkürenin merkezine inilerek magma tabakasından enerji sağlanması, hidrojenin enerji kaynağı olarak kullanılması, kentlerin ve yolların yeraltına indirilerek doğanın kurtarılması, uzay teknolojisindeki gelişme sayesinde bazı ham maddelerin ve bugün bilmediğimiz bazı yeni elementlerin bulunması, depremlere hükmedilmesi vb. insanlığın ufkundaki ulaşılabilir yeni olanaklardır.

  1. 11. Hiçbir kuvvet Yapay Zekâlı Robotun yaygınlaşmasının önüne geçemez

Robot olsun mu olmasın mı, işsizliğe yol açtığı için robotun önlenmesi gerekmez mi gibi sorularla karşılaşıyoruz.

Yapay Zekâlı Robotun önlenmesi mümkün değildir.

Kapitalizm olsun, sosyalizm olsun, üretim araçlarının daha verimli kullanılmasının önünü açan sistemler olarak insanlığın gündemine geldiler.

Kapitalizmin mantığı, kaynakların verimliliğe göre dağılmasıdır. Emperyalizm, bu sistemi önemli ölçüde yıkıma uğrattı, rekabeti ortadan kaldırdı. Ancak şimdi robotun kullanılması, yeniden rekabeti gündeme getirmektedir. Hiçbir kapitalist, Yapay Zekâlı Robot kullanan bir rakiple baş edemez. Ve yine hiç kimse verimliliği artıran ve üretimi bollaştıran yeni teknojilerin karşısında duramaz. Bu açıdan öyle gözüküyor ki, Yapay Zekâlı Robot, üretim süreçlerine yararları ve sorunlarıyla hızla girecektir. Girişimciler arasındaki rekabetin ötesinde, devletler arasındaki rekabet de, robotun kullanılmasını dayatmaktadır.

Bu süreçte toplumsal mücadele, robotun üretim süreçlerine girmesini önlemek yönünde değil, robotun getirdiği sorunları çözmek yönünde gelişecektir.

Robotun kendisi, sömürüyü ve sınıfsal ilişkileri ortadan kaldırdığı için, uzun sürede emekçi sınıfların dostudur. Üretimin bollaşması, emekçilerin ücret, dinlenme, güvenlik, sağlıklı çalışma, sağlıklı yaşam, eğitim, kültür gibi ihtiyaçlarının karşılanması için uygun koşulları yaratacaktır. Sürecin kendisi son kertede emekçi ile sermayedar arasındaki çelişmeleri ortadan kaldırdığı için toplumsal barışa hizmet edecektir. Kaynakların bollaşmasını sağlayan bu süreç, sermaye sınıfının dizginlenmeyen kâr hırsını da dizginleyecektir. Çünkü artı değerin, yani kârın kendisi ortadan kalkmaktadır.

SONUÇ: UFUKTA GÖRÜNEN CENNET

Sınıflı toplumun oluşmasından bu yana, sınıfların, sömürünün, baskının ortadan kalkması, bütün insanlığın ortak ütopyasıdır. Öteki dünya, cennet hayalleri, sömürüye karşı ideoloji ve mücadeleler hep bu insanlık davasından beslenmiştir. Hümanizm ve işçi sınıfının devrimci insancıllığı olarak da tanımlanabilecek olan Bilimsel Sosyalizm, bu büyük davanın çağdaş dünyadaki akımlarıdır.

Hümanizm, başka deyişle Ütopik Sosyalizm, hep bu cennet arayışlarına yanıt vermiştir. Bilimsel Sosyalizm ise, cennetin yeryüzünde olacağını açıklayan bilimsel bir teori ve eylem kılavuzudur. İşçi sınıfı, kendisiyle birlikte bütün sınıfları da ortadan kaldıracaktır. Bolluk toplumuna ilerlendikçe emeğe göre paylaşımın yerini ihtiyaca göre paylaşım alacaktır. O zaman insanın insan tarafından yönetilmesinin temeli de ortadan kalkacaktır. Yalnız araçlar yönetilecektir. İşte Yapay Zekâlı Robotun üretimde kullanılması, insanların değil yalnız araçların yönetildiği bir dünyanın habercisidir.

Türkiye’deki çağdaşlaşma hareketi de sonuç olarak, Hümanizm, Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm akımlarından etkilenerek gelişti. 19. yüzyılın sonlarında filizlenen Türkçülük cereyanı, bir yönüyle bizim Hümanist hareketimizdir. Millî Demokratik Devrimimizin en büyük atılımının önderi olan Atatürk, bu mücadelenin en önemli temsilcisidir.

Büyük Devrimci Atatürk, daha 1905 yılında Not Defterine “Evvelâ sosyalist olmalı, maddeyi anlamalı” diye yazmıştı.2 1922 yılında, toplumların az zamanda “birer yüksek insanlık kitlesine dönüşeceklerini” öne sürdü. Şöyle diyordu: “İşte o zaman milletlerin bütün gayesini insanlık ve karşılıklı sevgi oluşturacaktır.” Atatürk, o zaman dünyayı doğru tahlil ederek, “insanlığa yönelen bu büyük fikir hareketinin”, “mazlum milletlerin zalimleri bir gün mahvetmesiyle” başarıya ulaşacağını belirtti. “O zaman yeryüzünden zalim ve mazlum kelimeleri kalkacaktır.”3

Atatürk’ün önderlik ettiği ve birçok bölümünü kendi eliyle yazdığı Medenî Bilgiler kitabı ise, “dünya birliğe doğru yürümektedir” saptamasını yapıyordu. Orada gelişmenin amacı, “insanları birbirine benzetmek” olarak tanımlanıyordu: “İnsanlar arasında, sınıf, derece, ahlâk, elbise, dil, ölçü farkı gittikçe azalmaktadır. Tarih, yaşamak kavgasının, ırk, din, kültür, eğitim yabancıları arasında olduğunu gösterir. Birliğe doğru yürüyüş, barışa doğru yürüyüş demektir.”4

Atatürk, 1931 yılında da, “Artık insanlık kavramının vicdanlarımızı tasfiyeye ve duygularımızı yüceltmeye yardım edecek kadar yükseldiğini” söyler.5

Atatürk, Büyük Nutuk’ta, “birleşik dünya hükümeti” hayal etmenin “tatlı olduğunu” belirtir.6

Yapay Zekâlı Robot, bize yeni bir tahakküm sisteminin değil, tahakkümün ortadan kalkacağı bir dünyanın haberini vermektedir. Sınıfsız ve sömürüsüz dünyayı kuşkusuz Yapay Zekâlı Robotlar kurmayacak. O dünyayı başta emekçi sınıflar olmak üzere insanlık kuracak. Yapay Zekâ, bolluk toplumuna giden süreçte insanlığın elindeki büyük bir olanak olarak gözüküyor.

İnsan, sınıfların bulunmadığı dünyada başka insanlara değil, Yapay Zekâlı Robotlara hükmedecektir. Yapay Zekâlı Robotların bu tahakküme isyan etme olanakları ve yetenekleri bulunmuyor. Çünkü zekâlarını insanlar kurgulamakta ve yönlendirmektedir. Bu nedenle robotların insan denetiminden çıkarak, insanlığa isyan edeceği gibi kurgular, gerçekçi değildir.

Robotları yaşadığımız emperyalizm döneminde, devletler ve sınıflar arasında savaş aracı olarak kurgulamaya kalkanlar ortaya çıkabilir ve çıkacaktır. Ancak girdiğimiz süreç savaş ağalarının neslini tüketen süreçtir. Çünkü robot, malların kıtlığına son vereceğimiz koşulların yaratılmasında önemli bir araçtır. O nedenle robot, kısa vadede bir savaş aracı olarak kullanılsa bile, uzun vadede barışçı bir dünyanın aracıdır.

Yapay Zekâlı Robot, sınıfsız bir dünyanın habercisidir.

Yalnız Yapay Zekâ değil, bugün insanlık, sömürüsüz, sınıfsız bir dünyanın toplumsal-ekonomik temelini yaratacak teknolojik araçlara artık sahiptir. Bu koşullar, özlenen toplum için yürüttüğü mücadelede, çalışan insanlığa zafer vaat etmektedir.

Cennet, artık öteki dünyada değil, bu dünyanın ufkundadır.

 

 

KAYNAKÇA

 

1.Bkz. Doğu Perinçek, Bilimsel Sosyalizm ve Bilim, Kaynak Yayınları, Birinci basım, İstanbul, Kasım 2011, s.260 vd

2 Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, c.I, s.15.

3 Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, c.12, s.201.

4 Afetinan, Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk’ün Elyazıları, 2. Basım, AKDTYK Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1988, s.72, Elyazısı, s.526.

5 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri II, s.273.

6 Atatürk’ün Bütün Eserleri, Nutuk II, Kaynak Yayınları, c.20, s.234.

oncugenclik.org.tr, 3.10.2018