Ana Sayfa Yazılar Yasaklı Efendinin Mücadele Bayramı: 1 Mayıs

Yasaklı Efendinin Mücadele Bayramı: 1 Mayıs

636

Her yıl 1 Mayıs yeni bir dünya atmosferinde karşılanıyor. 2022’nin 1 Mayıs’ı da öyledir. Küreselcilerin Ukrayna’da başarısızlığa uğradıkları, Afganistan’da ABD’nin tası tarağı toplayıp kaçtığı, Irak’ın kuzeyinde PKK’nın kökünün kazıldığı bir yılda 1 Mayıs’ı karşılıyoruz.

1 Mayıs’ı stratejik yoksullukla sadece kafaya baretlerin takıldığı ve siyasi iktidara küfürler edilip sonra dağılacağımız bir faaliyet olarak görmüyoruz. Bu tarz 1 Mayıs etkinlikleri terör örgütlerinin illegal nümayişi haline gelmektedir. Bu tarz gruplar 1 Mayıs’ın adını, şanını lekelemektedir.

1 MAYIS KAVGASI YASAKLI ADAMIN KAVGASIDIR

Çağımız emperyalizme karşı milli demokratik devrimler çağıdır. Milli Demokratik Devrim, toplumların gerici ve bölücü yapılarının, feodal ilişkilerinin ulus devlet anlayışıyla tasfiye edilmesi sürecidir. Bugünün emek hareketi işte bu düzlemde milli devlet mücadelesinin içerisinde büyümektedir. Yasaklı adam bu iklimde başkente yürümektedir.

Sistemin Yasaklı Adamı vatanına bağlıdır. Emperyalist çevreler uzun yıllar boyunca emekçinin vatanı ile bağını koparmak için türlü teoriler ürettiler. Hatta ülkemizdeki bazı sahte solcular da bunu savundular ve hala da savunanlar var. Bu emperyalist çevrelerin aksine, emekçi halk her zaman vatanına sadık yaşamıştır. Çünkü vatanı emekleriyle yaratan, işleyen onlardır. Özgür vatan olmadıkça emekçiler için de rahat ve huzur yoktur.

Bugün de 1 Mayıs’ta vatansız emekçi söylemini tutturanlara karşı her yerde sınıf hareketi ile beraberiz. Çiftçinin toprak talebinde, işçinin iş garantisi talebinde, tarımda, üretimde, kamulaştırma siyasetinde, motokurye işçilerinin, PTT işçilerinin yanında bu kavgayı veriyoruz.

1 Mayıs’ta yükselttiğimiz seslerin kaynağı İmralı’dan, Pensilvanya’dan, Gara’nın, Kandil’in eteklerinden gelmiyor. Biz sesimizin kaynağını Elbistan İğde Köyü’nden, Amasya Gümüşhacıköy’den, Polatlı Sarıoba Köyü’nden, Muğla Köyceğiz’den Mardin Kızıltepe’den alıyoruz.

Vatan Partisi düzenlediği Üretim Devrimi Kurultaylarında köylülerle, çiftçilerle, üreticilerle, milli sanayicilerle beraber sorunlara çözümler arıyorken diğerleri yanlarına HDP’yi ve onun kucağındaki diğer bölücü örgütleri alarak sözde emek hareketini savunmanın derdine düşüyorlar. Hepsinin ipi ABD’nin elindedir.

1 MAYIS’IN ÖNCÜ GÖREVİ

Her toplumsal süreç öncüye bazı görevler yükler. 1 Mayıs’lar da bunlardandır. 2022’nin 1 Mayıs’ı yeni dünyanın kurulduğu bir iklimde gelmektedir. ABD merkezli dolar saltanatı çökmektedir. Batı’nın çürümüş ideolojileri artık yükselen Asya uygarlığı karşısında yerin dibine girmektedir. Avrasya’nın başı dik, üreten, terlemekten ve birlikte yorulup birlikte paylaşmaktan mutluluk duyan insancıllığı Atlantik’in vahşi sistemine galebe çalmaktadır.

Öncü Parti ve kadroları bu 1 Mayıs’ta bulunduğu her alanda en başa bu gerçeği yazmalıdır. Yenilen ABD’ye karşı verilen ekmek teknesini yaşatma kavgası aynı zamanda vatan savaşımızdır. Üretim Devrimi programını uygulama kavgası, en az Barış Pınarı Operasyonu kadar 15 Temmuz darbe girişimine karşı savaşmak kadar önemlidir ve zaten o savaşın bir parçasıdır.

Emekçiler geçmişte Türk siyaset tarihini değiştirecek müdahaleler yaptılar. 15-16 Haziran, 89 eylemleri bunların en başta gelenlerindedir. Artık bu yeni dönem emekçilerin etkin bir şekilde idarede olacakları bir dönemdir. Üreticilerin Milli Hükümeti aynı zamanda bir emekçi hükümetidir. Vatan Partisinin hükümet olduğu bir Türkiye’de madencinin bareti Çankaya’nın onurlu tepelerinde olacaktır.

1 Mayıs’ın görevlerini saptıyoruz:

  • ABD’nin kaos planlarına karşı emekçilerin ay yıldızlı bayrağını yükseltiyoruz.
  • Üreticilerimizi baş tacı, köylümüzü milletin efendisi yapacağız. Zorlukların üzerine, fedakar Türk Milletinin erdemleri ile, vakur tavırları ve yalıncak yürüyoruz.

PAROLAMIZ VATAN İŞARETİMİZ EMEK VE NAMUS

Herhalde Türk emekçisini daha iyi tanımlayacak bir kalıp bulunamazdı. Türk Emekçisinin en değerli varlığı üzerinde yaşadığı toprağıdır. Vatanı, evidir. Dünyayı o toprağın dibindeki tohumda görür. Milli mücadele dönemlerinde bu sınavı vermiştir. Türk Emekçisi emeği en yüce değer kabul etmiştir. İşçinin alınteri ile şehidin kanını aynı değerde gören bir medeniyetimiz vardır. Namus Türk Emekçisinin bir diğer adıdır.

Bu değerler Türk Milletinin o kadar sinesine girmiştir ki, tarihsel hikayeleri, aydınlarının ve zanaatkarlarının ürettikleri eserler de bile o birikimin izlerini görürüz. Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye Destanı’nda, Şeyh Bedrettin destanında okuduğumuz bizim insanımızın yaratıcı, özverili, vatansever portreleridir.

Vatan, Emek ve Namus Türk emekçisinin niteliklerini ifade etmektedir. Bu niteliklerin kavgası bugün Türkiye’nin gündemine gelmiştir ve bu kavga, sahibini iktidara taşıyacaktır. Tıpkı enternasyonal marşından “En sonuncu kavgamız” diyerek ifade edilen mücadele gibidir. Vatan, Emek ve Namus kavgası Türk Milletinin en sonuncu kavgasıdır.

Bu kavga emperyalist zalimlerin silindiği, insanların değil eşyaların yönetildiği bir arkadaşlık toplumu kurulana dek verilmeye devam edecektir. Kavga etmenin, zulme karşı tuğyana kalkmanın ve onurlu, erdemli bir milletin ferdi olmanın gururuyla nice 1 Mayıslarda Vatan, Emek ve Namus kavgasında bir arada olmak dileğiyle. Yaşasın 1 Mayıs!

Berat Karaaslan

Vatan Partisi Öncü Gençlik Diyarbakır İl Başkanı