Bilindiği gibi HÜDA-PAR, Hizbullah’ın yasal siyaset yapma kararı alması sonucunda eski Hizbullahçılar tarafından kuruldu. Silah bıraksalar da siyasetlerinde hiçbir değişiklik yok. Programları okunduğunda bölücü, cumhuriyet yıkıcısı ve Atatürk düşmanı kimlikleri hemen göze çarpıyor.
Kürtçe anadilde eğitim talebi, Şeyh Sait ve Seyit Rıza sevdaları, federasyon ve özerlik istekleri, Türk Devrimi’ne olan düşmanlıkları en öne çıkan özellikleri. Bugün yasal kılıf ile yaptıkları anayasa ve devletin temel ilkelerine aykırı faaliyetlerini daha 15 yıl önce terör uygulayarak yapıyorlardı.
2023 seçimlerinde HÜDA PAR, AK Parti ve MHP eliyle meclise taşındı. Bugünlerde ise bölücü faaliyetlerini Meclis çatısı altında sürdürüyorlar. PKK/DEM’den sonra HÜDA PAR da eklenince artık Meclisimizde bölücülük iki koldan yürümeye başladı.
HÜDA PAR VE PKK/DEM’İN BÖLÜCÜ BİRLİKTELİĞİ
Seçim döneminde AK Parti ve MHP’nin en temel tezi HÜDA PAR’ın PKK ve DEM Parti’den ayrı olduğuydu. HÜDA PAR’ın devletçi olduğu ve PKK’nın en büyük düşmanı olduğu fikri işlendi. Onlara göre HÜDA PAR
güçlenecek ve PKK/DEM Parti’nin etkisini kıracaktı. Ancak gerçek böyle değil. PKK/DEM Parti ne ise HÜDA PAR da odur.
İki parti de;
- Özerklik talep ediyor.
- Açılım sürecinin devamından yana.
- Şeyh Said ve Seyit Rıza’yı kahraman olarak görürler.
- Anadilde eğitimi savunuyorlar.
- Türkiye halkının “Türk Milleti” olarak tanımlanmasına karşılar. Etnik bölünmeden yanalar.
- Cumhuriyet ve Atatürk düşmanılar.
- Askerlerimize ve devletimize karşı yapılan saldırıları terör eylemleri olarak görmüyorlar.
Son olarak DEM Parti ve HÜDA PAR vekilleri Sinan Çiftyürek ve Serkan Ramanlı, anadilde eğitim talebini bir kez daha Meclis’te dile getirdi. HÜDA PAR vekili Faruk Dinç ise “Atatürk’e hain” dedi.
AK Parti ve MHP’nin iyi bölücü-kötü bölücü ayrımının hayata uymadığı bir kez daha görüldü. PKK/DEM’i HÜDA PAR ile dengelemek mümkün olmadığı gibi üstüne başka bir bölücü parti de iktidar partilerinin kanatları altında Meclis’e girmiş oldu.
CHP ise seçim boyunca HÜDA PAR karşıtı bir kampanya yürüttü. Hüda Par karşıtlığıyla PKK/Dem Parti ile yaptığı ittifakı meşrulaştırmaya çalıştı. Ancak PKK/Dem birçok konuda olduğu gibi anadilde eğitim konusunda da Hüda Par ile aynı çizgide.
Dolayısıyla CHP’nin HÜDA PAR’A karşı PKK/Dem ile, Ak Parti-MHP’nin ise PKK/DEM’e karşı Hüda Par ile seçime girmesi Türkiye’ye büyük zararlar verdi. AK Parti, MHP, CHP ve İYİ Parti’nin; kendisine yarar sağladığı ölçüde, bölücü ve Atatürk düşmanı partilerle ittifak yapmalarında bir sorun görmedikleri bir kez daha kanıtlanmış oldu.
MIZRAĞIN UCU AK PARTİ VE MHP’YE
CHP’nin PKK/DEM Parti ile açık iş birliği artık ülkemizin bir gerçeği oldu. İki taraf da bunu saklamıyor ve mahcupluk hissetmiyor. CHP, Avrupa yerel yönetimler şartına konan şerhi kaldıracağını söylüyor ve özerklikten yana tavır almıyor.
CHP Seyit Rıza ve Şeyh Said’e de karşı değil. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Tunceli ilimizden rahatça Dersim diye bahsedebiliyor. İktidar olduktan sonra yeniden PKK açılımı başlatacaklarını ve Selahattin Demirtaş’ı cezaevinden çıkartacaklarını birçok kez ifade ettiler.
Burada yeni olan AK Parti ve MHP’nin durumu. Çünkü, Türkiye’nin vatan bütünlüğü konusunda net tavır alarak oy topladılar. Nitekim geçtiğimiz dönemlerde de belli eksikler olmakla birlikte vatan bütünlüğü siyasetlerini uyguladılar.
Ancak son bir yılda ödünler ve tavizler verildiği görülüyor. AK Parti ve MHP, HÜDA PAR ile iş birliği yaparak ve PKK/DEM’i kapatmayarak CHP’lileşiyor. Üstelik iktidar konumundalar. Bölücülüğe açtıkları alanın ülkemiz için maliyeti çok ağır oluyor. Bu sebeple Ak Parti ve MHP’nin sorumluluğunun daha fazla olduğunu söylemek gerekir.
Atatürkçüler, milliyetçiler ve devrimciler PKK ve HÜDA PAR arasında tercih yapmak zorunda değil. Vatan Partisi Türkiye’nin bağımsızlığını sağlamak, vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak ve Kemalist Devrim’i tamamlamak için seçimlere giriyor. Bu koşullarda yerel seçimler her iki tarafa da cevap vermek için büyük bir fırsat.
** Hüda Par Milletvekili’nin ilgili tiviti