Ana Sayfa Yazılar PANOS TERLEMEZİAN: ERMENİ BİR KOMPLOCU MU, VATANSEVER Mİ?

PANOS TERLEMEZİAN: ERMENİ BİR KOMPLOCU MU, VATANSEVER Mİ?

2

Hacettepe Üniversitesi Temel Örgüt Başkanı İlhami Çevik

AYDIN KAVRAMI ÜZERİNE

Toplum, sınıflaşmanın doğuşundan beridir bir sömüren-sömürülen ilişkisi içerisindedir. Bugün bu ilişkinin dışında kalan hiçbir insan yoktur. Dolayısıyla aydınlar, ressamlar, müzisyenler; toplam olarak sanatçılar da bu ilişkinin içerisindedirler. Aydının ortaya koyduğu ürün, onun toplam pratiğinden ve bu pratiği teorize edişinden meydana gelir. Elbette kişinin pratiği de sınıfsaldır, yani kişinin yaşayabileceği, temas edebileceği gerçeklerle uyumludur.

Aydın ve sanatçılar, tarihsel gerçekliği üzerinde bakıldığında içlerinde bulundukları üretim faaliyetleriyle belirli sınıf çıkarlarına hizmet ederler. Aydın olarak nitelendirebileceğimiz kimselerin dışında kalan insanlardan farklı olarak, neye hizmet ettiklerinin de bilincindedirler. Emekçi sınıflar ise devrim süreci olgunlaşana değin, “kendi için sınıf” değil, “kendiliğinden sınıf” konumundadır. Yani, Ortak çıkarları olan ama bunun farkında olmayan insanlar topluluğu, konumundadır. Kendi için sınıf ise, Ortak çıkarlarının farkına varmış, örgütlenmiş ve eylem haline geçmiş sınıf, demektir.

“Kendiliğinden aydın” diye bir tanımlama yapmamız bilim dışıdır. Aydın, bilinçli olarak hizmet edeceği toplumsal sınıfı tercih eder. Yeri geldiğinde kitleleri örgütleyen, onları iktidara götürecek olan programı inşa eden, fikir işçiliği yapan kişi aydındır. Kendisini tarafsız addeden, siyasi bir kimlik taşımayı reddeden aydınlar da elbette vardır. Onlar da ezilen emekçi sınıfların çıkarına hizmet etmediği için ezen sınıfların çıkarına dolaylı yoldan hizmet eder.

TERLEMEZİAN’I SINIFLANDIRABİLİR MİYİZ?

Terlemezian’a dair en temel tartışma, onu kategorize ederken özellikle Türk milliyetçisi sanat tarihçilerinin meseleye yeterince geniş bakamaması ve Ermeni olduğu için onu Geç Dönem Osmanlı Sanatı’nda görmezden geliyor ve yeterli önemi vermiyor olduklarıdır. Yazımızın esas üzerinde durduğu Gizem Tongo Overfield Shaw’ın Études arméniennes contemporaines’de yayımlanan makalesi de bu temel tartışmayı esas alıyor ve Türklerin Ermeni katliamı yaptığını iddia ediyor.

 Bu soruyu tartışmadan önce Terlemezian’ın kim olduğunu maddeler halinde özetleyelim:

  • Ermenilerin Osmanlı’ya karşı emperyalist müdahelelerle 1885 yılında kurduğu gönüllü ve silahlı çetelerden birisi olan ve aynı zamanda Ermenilerin ilk siyasi partisi olan, Armenagan Örgütü’ne katılarak siyasi mücadeleye adım attı. Liberal milliyetçi olarak tanımlanabilecek olan bu parti, eğitim-direniş çizgisinde faaliyetlerine başladı. Emperyalist Çarlıkla işbirliği ve haberleşme içerisinde bulunan din adamlarının ve Termezian gibi önemli aydın ve sanatçıların katıldığı bu siyasi hareket, Anadolu’daki Ermenileri Türklere karşı kışkırtma amacı güdüyordu.
  • Osmanlı yönetimine karşı faaliyetleri nedeniyle 1890’da tutuklandı.1893’te İran’a kaçmak zorunda kaldı ve daha sonra Tiflis’e yerleşti. 1915’te Türklerle Rus Ordusu destekli Ermeni çetelerin arasında yaşanan savaş sırasında Taşnak saflarında Van Savunması’nın örgütleyicilerinden birisi oldu. Bütün umudunu emperyalist Çarlık Rusya’sına bağlamış olan Ermeni burjuvasının Türkiye Ermenistan’ındaki çıkarları için silaha sarıldı.

Ana akım ve oryantalist sanat tarihi anlatıcılarına göre romantik-realist olarak sınıflandırılan, “evsiz”, “gezgin” ve George Steiner’a göre extraterritorial olarak tanımlanan birisi olan ve liberal düşünceleri savunan Terlemezian’ın bu denli amansız bir mücadeleye atılmış olması zannederim ki onların “anlayamadığı” bir durumdur, ilginçtir… Zira ağzınıza emperyalizm adını alamıyorsanız bunları anlamanız zor.

  • Terlemezian’ın da siyasi konumlanışını önemli derecede etkilemiş olan anahtar isimlerden roman yazarı Hakob Melik Hakobian, bilinen adıyla Raffi, Ermenistan SSC Bilimler Akademisi üyesi olan ve Sovyet Ermenistan’ının önemli bilim adamlarından A. B. Karinyan’ın saptamalarına göre Ermeni eyaletlerinin ayaklanması ve onların Çarlık Rusya’sıyla birleşmesini savunur. Hem Raffi hem de roman kahramanları, özgür Ermenistan kurmak amacıyla büyük emperyalist devletlere yardım çığlığı atmaktadır.
  • Panos Terlemezian, 1895 yılında Çarlık Rusya’sına eğitim almaya gittiğinde, Anadolu’da misyonerlik çatısı altında ajanlık yapan ve Rus işbirlikçisi Mkrtich Khrimian tarafından fonlanmıştır. Bunu da Türklerin Rum ve Ermeni soykırımı yaptığı tezini öne süren ve bu bağlamda Terlemezian’ı incelemeye çalışan Gizem Tongo Overfield Shaw’ın Études arméniennes contemporaines dergisinde yayınlanan makalesinden okuyabilirsiniz.

Bütün bu veriler ışığında Terlemezian’ı Tongo ve onun gibi meseleye yaklaşan diğer sanat tarihçilerinin perspektifiyle, “çoğulcu ve eleştirel sanat tarihi anlayışı” çatısı altında ve milliyetçilik kavramını dışlayarak açıklamak mümkün değildir. Kaldı ki çağımızın ve 20. Ve 19. Yüzyılın özellikle sonlarında dünyanın en büyük gerçekliği olan emperyalizmi ağızlarına almadan Terlemezian gibi bir figürü incelemeye kalkmak, bir cehalet değildir. Kasıtlı olarak akademi camiasına sokulmaya çalışılan batı merkezli, kökü dışarda olan tezlerdir.

ERMENİ MİLLİYETÇİLİĞİNİN KARAKTERİ

Milliyetçilik, Fransız Devrimi ile ortaya çıkmış olan bir kavramdır. Fakat, her toplum üzerinde aynı şekilde zuhur etmemiştir. Türk Milliyetçiliği, emperyalizmle mücadelenin beşiğinde doğmuştur. Karakteri anti-emperyalisttir. Ermeni Milliyetçiliği ise emperyalizmle işbirliği içerisinde gelişmiştir. Saldırganlığı da buradan gelmektedir.

Güçlenen Ermeni burjuvası, Rus Çarlığı ile derin ticari ilişkiler içerisindeydi. Özellikle Bakü’deki petrol zenginleri Ermeni’dir. Bu petrol sahiplerinin Taşnak militanlarına büyük finansal katkıları olmuştur. Bölgeye yayılmacı bir gözle bakan ve piyasanın tek sahibi olmak isteyen Ermeni burjuvaları, bölgedeki Kürt aşiretleriyle de bu yüzden karşı karşıya geldi. Tütün, deri ve sabun sanayii Ermenilerin elindeydi. Kürt aşiretleriyse bu durumdan memnun değildi.

Ermeni burjuvasının en büyük destekçisi olduğu Taşnaklar, alenen emperyalistlerle işbirliği içerisindeydi. Bunu gizlemiyorlardı. Sadece Kafkasya’da değil, Çanakkale Cephesi için gönüllü birlikler oluşturarak emperyalist orduların komutasında savaştılar. A. B. Kaarinyan’a göre, Taşnaklar her dönemde Batı emperyalizminin ve Çarlık Rusya’sının elinde oldular. Çünkü, mali anlamda örgütlenişi, saldırgan bir milliyetçilikle Ermeni halkını örgütlemeye çalışan işbirlikçi Ermeni burjuva sınıfına dayanıyordu. Bu tezleri yine Stalin ve Kruşçev döneminde dış ticaretten sorumlu olarak görev yapmış olan Ermeni asıllı Sovyet politikacı Anastas Mikoyan da desteklemektedir.

Bütün bunlara ek olarak, Ermeni çetelere destek veren Rus General Denikin 1918-1922 yılları arasında gerçekleşen Beyaz Terör’ün en önemli komutanlarından olan gerici ve çarlık yanlısı birisidir. Bu bilinen gerçek de Ermenilerin sırtını kime yasladığını göstermektedir. Emperyalistlerin namlusundan bağımsızlık bekleyen Ermeniler, izleri bugün de okunan kanlı çatışmalara ve binlerce insanın ölümüne neden oldular.

KAÇAZNUNİ İLAN EDİYOR!

Ermenistan’ın ilk başbakanı olan Ovanes Kaçaznuni, 1923 yılında gerçekleşen parti konferansında “Taşnak Partisi’nin yapacağı bir şey yok.” Diyerek geçmiş dönemin özeleştirisini verdikten sonra çekilen acılardan Taşnak Partisi’nin sorumlu olduğunu açık yüreklilikle saptar. Son cümleleri çarpıcıdır: “Evet, intiharı öneriyorum. Parti kendisini feshetmelidir.” Der.

Bu konferansın raporunun Rusça basımının Moskova’daki çalışmaları sırasında Lenin Kütüphanesi’nde Mehmet Perinçek bulmuştur. Raporun tamamını okuduğunuzda Kaçaznuni’nin şu tespitleri yaptığını görürüz:

  • Gönüllü silahlı birliklerin oluşturulması hataydı.
  • Kayıtsız şartsız Rusya’ya bağlanmışlardı.
  • Türklerden yana olan güç dengesini hesap etmemişlerdi.
  • Tehcir kararı amacına uygundu.
  • Türkiye, savunma içgüdüsüyle hareket etmişti.
  • İngiliz işgali, Taşnakların umutlarını yeniden kabartmıştı.
  • Ermenistana’da Taşnak diktatörlüğü kurmuşlardı.
  • Müslüman nüfusu katletmişlerdi.
  • Ermeni terör eylemleri Batı kamuoyunu kazanmaya yönelikti.
  • Denizden denize Ermenistan projesi gibi emperyalist bir talebe kapılmışlar, bu yönde kışkırtılmışlardı.

Evet, bütün bu saptamalar, Ermenistan’ın ilk başbakanı, Taşnaksutyun Partisi’nin kurucusu Kaçaznuni’ye ait.

Kaçaznuni, 1914’ten 1923’e uzanan süreçte, Türk-Ermeni ilişkilerinin özünü, savaş hali olarak ele almaktadır. Bu savaş, Kaçaznuni’nin belirlemesine göre, aslında Türkiye ile büyük emperyalist devletler arasındaki bir savaştı. Kaçaznuni’nin bu değerlendirmelerine şaşırmamak gerekir. 1921 sonrası, Ermeni aydınları için yoğun bir özeleştiri dönemidir. Gerçeklere ulaşılmasında kuşkusuz Ermenistan’da kurulan Bolşevik yönetiminin de önemli etkisi var. Emperyalizme karşı konumlanmak, Ermeni aydınlarını ister istemez gerçeklerle buluşturmakta ve Lenin-Atatürk ittifakının mevzilerine çekmektedir.

KOMPLOCU MU DEVRİMCİ Mİ?

Panus Terlemezian, verdiği eserlerle Geç Osmanlı Sanatının önemli bir temsilcisidir. Manzara resimleriyle önemli bir şöhret kazanmıştır. Sanatçı kimliği üzerinden incelendiğinde, sürtünmesiz bir ortamda iyi bir ressam ve realizm temsilcisi olarak tanımlanabilir. Fakat, Terlemezian siyasi kimliği oldukça keskin olan bir karakterdir. Bu kimliğini doğru yorumlamadan, doğru anlamadan, “sadece sanatıyla uğraşmak isteyen ve Türklerin silah zoruyla yurdundan ettiği, mazlum, eserleri yağmalanmış bir figür” olarak gösterilmeye çalışılması bilim dışıdır. Bir devrimci sıfatı takmak zorunda hissedenler varsa karşıdevrimci sıfatını kendilerine öneririz.

TÜRK SANAT TARİHÇİLERİ İKİRCİKLİ Mİ DAVRANIYOR?

Gizem Tongo Overfield Shaw’ın makalesinde “ikircikli” olarak yorumladığı mesele, Türk sanat tarihçileri II. Meşrutiyet’in ilanıyla II. Abdülhamid’in devrilmesini olumlarken, yıllardır II. Abdülhamid’in baskıcı rejimine karşı savaşan Ermenilere neden kötü gözle baktıklarıdır. Buna cevabımız oldukça nettir:

Emperyalizmle işbirliği yapan bir kuvvet, bulunduğu bölgenin en gericisidir.

Yazımız boyunca Ermenilerin emperyalizmle işbirliklerini maddeler halinde ele aldık ve önemli kaynaklar eşliğinde inceledik. Panos Terlemezian’ın da bahsedilen dönemdeki rolü ilginçtir. Emperyalizmin Türkiye toprakları üzerindeki iddiası uğruna silaha sarılmış olan bir ressam olan Terlemezian, ne yazık ki bütün bu bağlam içerisinde incelenmemektedir. Milliyetçiliği dışlayarak “Çoğulcu ve eleştirel sanat tarihi” anlayışına sığınarak bu saydığımız gerçekleri göremeyiz. Elbette meseleleri kapsamlı ele almak, birçok faktörü göz önünde bulundurmak doğru bir yöntemdir. Fakat, bu anlayışı önerenlerin kendilerinin emperyalizm gerçeğini görmesi gerektiği kanaatindeyiz.  

KAYNAKÇA:

“Artist and Revolutionary: Panos Terlemezian (1865-1941) as an Ottoman Armenian Painter,” Études arméniennes contemporaines, no. 6, December (2015): 111-153.

Ovanes Kaçaznuni, Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok, 1923 Parti Konferansı’na Rapor, Kaynak Yayınları

  1. B. Karinyan, Ermeni Milliyetçi Akımları, Kaynak Yayınları

Mehmet Perinçek, Ermeni Devlet Adamı B. A. Borayan’ın Gözüyle Türk-Ermeni Çatışması

Gizem Tongo Overfield Shaw, “Disowning the Past: Silences and Absences of the Art of Panos Terlemezian (1865-1941)”