Ana Sayfa Manşet TARİHSEL YALANA TARİHSEL CEVAP

TARİHSEL YALANA TARİHSEL CEVAP

1949

Ermeni soykırımı yalanı özellikle 1974’te başarıyla gerçekleştirdiğimiz Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra sık sık batı medyası tarafından ülkemize yönelik bir kara propaganda aracı olarak kullanılmaktadır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermeni çetelerini kullanarak kendi cephelerini rahatlatmak, savaşı kazanmak ve Türkiye topraklarını paylaşmak isteyen emperyalist kuvvetler günümüzde de Ermeni komitelerinin kapatılması ve Ermeni tehciri konularını soykırım olarak göstermeye çalışarak ülkemizi yıpratmak ve 100 yıl önce kazanamadıkları savaşı kazanmak istiyorlar.

EMPERYALİST PLAN

1915 koşullarında Ermeni meselesini anlamak için öncelikle dönemin büyük devletlerinin Osmanlıyı paylaşma planlarını, emperyalist devletlerin Türkiye’yi paylaşma planlarını anlamak gerekir. Ermeni meselesi batılı emperyalist devletlerin ve Çarlık Rusya’sının Türkiye’ye yönelik işgalci planlarının gerçekleştirmek amacıyla öne sürdükleri bir sorundur. Ermeni meselesi Türkler ile Ermeniler arasında değil Türkler ve Türkiye’yi paylaşmak isteyen emperyalist devletler arasında bir meseledir. Ermeni meselesi Ermenilerin çıkarları için dünya gündemine getirilmiyor. Aksine emperyalist devletlerin Türkiye’yi paylaşma projelerini başarıya ulaştırmak için dünya gündemine getiriliyor.

Osmanlı Devleti’nde millet-i sadıka olarak bilinen Ermeniler ne oldu da Birinci Dünya Savaşı sırasında isyan eden, yol kesen köylere baskınlar yapıp halkı katleden bir tutum içerisine girdi? Büyük devletler bu paylaşım savaşını kazanmak için yüzyıllarca dost yaşamış milletleri birbirlerine kırdırmak istemiştir. Bu nedenle Ermeni çeteleri kışkırtılmış ve silahlandırılmıştır. Bu kışkırtmanın nedenleri gayet açık bir şekilde ortadadır. Türkiye’ye topraklarını parçalamak ve sömürmek için kışkırtılan ve silahlandırılan Ermeni çeteleri köy baskınlarıyla Çarlık Rusya’sı ve Batı emperyalizmine hizmet etmişlerdir. Bunun bir benzerini de ENOSİS için Kıbrıs’ta yapılan katliyamlarda görmek mümkündür. ENOSİS Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlayabilmek için adada bulunan Türk nüfusu katlederek, yıldırarak adadan çıkarmayı hedefleyen hastalıklı bir fikirdir. Bunu da yapmak için EOKA terör örgütünü kullanmıştır.

Emperyalist devletlerin düşmanlarını yıpratma yolu terördür. 1955’te Kıbrıs’ta Kıbrıs Türklerini katleden EOKA ile 1915’de Türk, Müslüman köylerini basıp halkı katleden Taşnak ve Hınçak komiteleri arasında bir fark yoktur. Ermeni Soykırımı yalanlarının 1974’ten sonra sık sık karşımıza çıkmasının nedeni de bu iki emperyalist saldırıyı da bertaraf etmemizdir. Sözde Ermeni Soykırımı, Cephede yenemediklerini Soykırımcı bir millet ilan ederek dünya kamuoyunda küçük düşürmek için ortaya atılmış bir yalandan ibarettir.

24 NİSAN 1915’TE NE OLDU?

Osmanlı Devleti’nin ölüm kalım savaşı verdiği bu sırada Ermeniler, cephede ve cephe gerisinde düşmanlarının işine yarayacak faaliyetlerde bulunuyorlardı. Dahiliye Nezareti tarafından 24 Nisan 1915’te çıkartılan bir genelgeyle Hınçak, Taşnak ve benzeri Ermeni komitelerinin kapatılması, belgelerine el konulması, liderleri ile zararlı faaliyetleri bilinen Ermenilerin tutuklanması ve bunlardan bulundukları yerlerde kalmaları sakıncalı görülenlerin uygun yerlerde toplanmaları talimatı verilmiştir. 26 Nisan 1915 tarihinde Başkumandanlık tarafından bütün birliklere gönderilen genelge üzerine 2345 kişi tutuklandı.4

ERMENİ MİLLİYETÇİLİĞİ VE TAŞNAKLAR

Birinci Dünya Savaşı süreci, Njde’nin de başında bulunduğu Ermeni milliyetçi hareketinin işbirlikçi, saldırgan ve şoven karakterini en güçlü gösterdiği dönemdir. Taşnakların görevi Türkiye’yi işgal planları çerçevesinde Türkiye Ermenilerini kullanarak cephe gerisinde ayaklanma çıkarmak ve Türk Ordusunu zaafa uğratmaktır. Ayrıca Ermeni gönüllü birlikleri yoluyla Türk ordusunun savunma hattını yırtarak Rus işgalini kolaylaştırmaktır.2

Taşnakların bugünküErmenistan sınırları içerisinde yaptıkları etnik temizlik politikasını da Sovyet belgeleri kanıtlamaktadır. “Saf” milli bir devlet kurma adına Müslüman nüfusun önemli bir kesimi Taşnak iktidarı tarafından ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca Kilikya olarak adlandırılan Adana, Maraş bölgesinde de Fransızların himayesi altında sistematik olarak Müslüman nüfus kılıçtan geçirilmiştir.3

Ermenilerin işlediği bu vahim cinayetleri görmezden gelip bir de 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Anma Günü ilan ediyorlar. Ortada yatan bir gerçek var. Batı medyasının sakladığı, insanların bilmesini istemediği bu gerçek; Ermenilere karşı bir soykırım yapmadığımız ve dünya bizi boğmaya geldiğinde bizi sırtımızdan vurup ülkemizi işgale müsait bir hale getirmek için düşmanın cephesinde bize karşı savaşan, köylerimizde halkımızı katleden Ermeni Taşnak ve Hınçak komitelerinin kapatılmasının ve daha sonra çıkartılan tehcir kanunu ile yaşanan olayların soykırım olmadığı gerçeğidir.

MÜCADELENİN SİMGESİ TALAT PAŞA

Ermeni Soykırımı yalanına karşı mücadelenin simgesi Talat Paşadır. Ermeni Soykırımı yalanının ilk hedef aldığı isim Talat Paşa’dır. Talat Paşa Ermeni komitelerinin düşmanla iş birliği yapmasına karşın Taşnak ve Hınçak gibi eli kanlı Ermeni komitelerinin kapatılmasını sağlayan kişidir. Bu nedenle Taşnak komitelerinin devamcıları tarafından her zaman saldırıya uğramıştır. Türk devriminin önderlerinden Talat Paşa 15 Mart 1921 günü Berlin’de İngiltere destekli ‘Nemesis’ terör örgütü üyesi Ermeni militan Tehlirian tarafından tabancayla vurularak katledildi.5 Nemesis örgütü üyelerine‘Eğer bir gün bir Türk ile karşılaşırsan, onu öldür’ talimatı verirdi.6 Türk ve İttihatçı düşmanlığıyla Talat Paşa’yı Berin’de öldüren terör örgütü tarafından İttihat ve Terakki liderlerinden Dr. Bahattin Şakir (1874-1922) ve Cemal Azmi Bey (1869-1922) 17 Nisan 1922 tarihinde katledildi.7 Bu Türk ve İttihatçı düşmanlığı 1922’de kalmadı. 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında, 613 Azerbaycan Türkünün, kadın, çocuk, yaşlı demeden vahşice katledenler Nemesis örgütünün bıraktığı zihniyettir. Ermenistan’ın Şirak vilayetinde, Talat Paşa’yı katleden Soğoman Teyliryan’ın heykeli dikildi. Heykelin ayağının altında Talat Paşa’nın kesik başı gösterildi.8 Bu heykel Türk düşmanlığının, İttihatçı düşmanlığının en bariz örneğidir.

SOYKIRIM YALANINA KARŞI VATAN SAVUNMASI

Savunma ezilip büzülerek yapılmaz. Savunma dik duruşla yapılır. Mücadele dik duruşla kazanılır. Genel Başkanımız Doğu Perinçek İsviçre’de dik durduğu için, Vatan Partisi ve Talat Paşa Komitesi Avrupa’nın birçok merkezinde yaptığı eylemlerle dik durduğu için AİHM Ermeni Soykırımı’nın bir yalandan ibaret olduğunu kabul etmek zorunda kalmıştır.

Soykırım, bir hukuk kavramıdır, bir suç tanımıdır. AİHM, soykırım tanımına girmekle, aslında 1915 olaylarının hukukî nitelemesini ele almıştır. Başka deyişle, Ermeni soykırımı var mı yok mu konusuna girmiştir. Soykırım kavramı, hukuki bir kavramdır, günlük dilimizdeki kırım, katliam, karşılıklı kırım gibi kavramlardan farklıdır. Sıradan insanlar ve kurumlar, bir eylemin kırım veya katliam veya karşılıklı kırım olduğu konusunda fikir yürütebilir. Ancak “soykırım” olduğuna hükmedemezler.1 Soykırım suçunun varlığına yetkili mahkeme karar verir. BM 1948 Soykırım Sözleşmesi’ne göre, ancak suçun işlendiği ülkenin mahkemesi veya yetkili Uluslararası Ceza Mahkemesi, soykırım suçunun işlendiğine hükmedebilir. AİHM, bu açıdan kendisinin de soykırıma hükmetme yetkisine sahip olmadığını belirlemektedir.1 AİHM Perinçek – İsviçre Davası’nın kazanımı “Ermeni soykırımı” iddiasının artık Avrupa’da hukuken geçerli olmadığının kabul edilmesidir. Ermeni Soykırımı yalanı İsviçre’de bertaraf edilmiştir. Bu kazanımlar mücadele edenlerin dik duruşunun kazanımlarıdır. Bizi katliyamcı bir millet olarak göstermek isteyenler İsviçre’de bozguna uğramıştır. Bu zafer ülkesi için korkmadan mücadele edenlerin zaferidir. 24 Nisan’ı Ermeni soykırımı günü ilan ederek psikolojik harekat yürütüyorlar. Sözde Ermeni Soykırımı arkasında yatan gerçek emperyalist devletlerin kanlı planlarıdır. Emperyalizm, bu zaferle birlikte mahkum olmuştur.

Necdet Fatih Onur
Öncü Gençlik Denizli İl Sekreteri

KAYNAKÇA:

1) Doğu Perinçek, Teori Dergisi, Soykırım Hukukunda Devrim, Sayı 327, Sayfa:32.

2) Mehmet Perinçek, (Garegin Njde, Ermeni Milliyetçi Hareketi ve Büyük Güçler), Atatürk Üniversitesi Türk – Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi, 2. Uluslararası Türk – Ermeni İlişkileri ve Büyük Güçler Sempozyumu, Cilt 1., Sayfa 38.

3) https://www.aydinlik.com.tr/mehmet-perincek-abc-gazetesi-nin-yanlisini-duzeltti-turkiye-kasim-2017-2

4) https://www.devletarsivleri.gov.tr/yayinlar/6dd426e1-fbf0-4aec-bc72-9976d027dcc6.pdf Osmanlı Belgelerinde Ermeniler (1915 – 1920), Ankara –1995, sayfa 6-7.

5) https://www.aydinlik.com.tr/talat-pasa-nin-son-mektubu-ben-yatagimda-ecelimle-olmem-tarih-mart-2018-1

6) https://avim.org.tr/tr/Analiz/NEMESIS-OPERASYONU-ASALA-CINAYETLERI-VE-HOCALI-KATLIAMINDAN-BUGUNKU-ERMENI-DUSMANLIGI-UYDURMASINA-UZANAN-ERMENI-YOLCULUGU

7) https://www.aydinlik.com.tr/ittihatci-liderler-anildi-turkiye-nisan-2018-1

8) https://www.aydinlik.com.tr/hurriyet-kahramani-talat-pasa-yi-sirtindan-vurmustu-dusmanlik-anitina-sessiz-kalmayalim-turkiye-agustos-2019#2