Ana Sayfa Yazılar ATA OGÜN KAPLAN YAZDI: PARLATILAN BABACAN VE GERÇEKLER

ATA OGÜN KAPLAN YAZDI: PARLATILAN BABACAN VE GERÇEKLER

1728

Ata Ogün Kaplan , Öncü Gençlik GYK Üyesi – Edirne İl Temsilcis

Son zamanlarda özellikle sosyal medyada ve Halk TV gibi “muhalif” kanallarda Ali Babacan yoğun ve planlı şekilde parlatılıyor. CIA ve Pentagon’a bağlı olarak çalışan Rand Corporation adlı kuruluşun “Türkiye’nin Milliyetçi Eğilimi” adlı raporunda belirttiği “ABD dostu muhalefet oluşturma” çağrısıyla paralel yapılan bu parlatmalar akla mantığa sığmayan ve gerçeklerle taban tabana zıt içeriklerle yapılıyor.

Biz bu yazımızda bin yalandan üstün olan gerçekleri ve Babacan’ın sicilini yazacağız.

BABACAN’A BAĞLI MEVKİLERE KRİTİK FETÖ ATAMALARI

Babacan’ın bakanlık yaptığı yıllarda direkt kendisine bağlı olan kritik görevlere FETÖ üyelerini atadığı ve onlar aracılığıyla Hazine başta olmak üzere devletin üst kurumlarında operasyonlar yaptığı ortaya çıkmıştı. Eski Hazine çalışanı Ali Çevik’in, Babacan için “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım etme” iddiasıyla yaptığı suç duyurusu gerçeklerin aydınlanmasına vesile olmuştu.

O kritik görevlere atanan isimler kimlerdi? 

1-) Eski Hazine I. Hukuk Müşaviri Ahmet Fethi Toptaş: Toptaş’ın, FETÖ’nün dönemin Hazine Müstaşarlığı’ndaki imamı olduğu biliniyor. Toptaş, 2007 senesinde Hazine I. Hukuk Müşavir olarak atanmıştı. Kendisi 15 Temmuz’dan sonra yapılan yargılamalarda FETÖ üyeliğinden 9 yıl hapis cezası aldı.

2-) Eski Hazine Kontrolörleri Kurulu (HKK) Başkanı İrfan Tokgöz: Ali Babacan ve ekibi tarafından Hazine’nin denetim ve soruşturma birimi olan HKK’nın başkanı yapılan Tokgöz, FETÖ üyeliğinden 7 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Yargılanırken yaptığı savunmada Hazine’ye FETÖ’cülerin yerleştirilmesinde eski Bakan Ali Babacan’ın rolü olduğunu vurgulamıştı.

3-) Eski Personel Dairesi Başkanı Mustafa Bitiren: Hazine Müsteşarlığı Personel Dairesi başkanı yapılan bu kişi de 15 Temmuz sonrasında kamu görevinden çıkarılmıştır.

4-) Dış Borçlanmadan ve Yardımlardan Sorumlu Daire Başkanı Süleyman Öz: FETÖ üyeliği nedeniyle 2014 yılında görevden alındı, memuriyetten çıkarıldı.

Bu atamalar uzuyor gidiyor. En önemlilerini buraya aldık. Babacan’ın, FETÖ’cüleri bu görevlere atamasıyla İzmir Askeri Casusluk kumpası gibi operasyonların önü açıldı ve FETÖ üyesi olmayan masum insanlar devletin kurumlarından tasfiye edildi.

BABACAN’IN EKONOMİ KARNESİ

Babacan’ı parlatma servisinde çalışanların ortaya attığı en büyük yalan Babacan yönetiminde ekonominin kusursuz gidişatı. Babacan döneminde küresel merkezlerden gelen sıcak parayla ekonominin döndüğünü, sıcak para bulmak uğruna kamu kurumlarının bir bir özelleştirildiğini göz ardı ederek yapılan çıkarımlar hayalden öteye gitmiyor. Yine Babacan döneminde Türkiye’nin 3 katına çıkan borcundan da söz edilmiyor. 

Babacan’ın ekonomi yönetimi, sıcak para almak için ABD’yle gizli anlaşma yapacak ve Mehmetçiğimizi coniye kalkan edecek kadar karaktersiz bir yönetimdi. Babacan 22 Eylül 2003 tarihinde ABD’yle “22 Eylül Anlaşması” olarak bilinen gizli anlaşmayı imzaladı. Anlaşma, “ABD’den borç alımı karşılığında Irak’ta ABD Hükümetiyle birlikte olma” üzerine kurulmuştu. 1 Mart’ta milletin izin vermediği tezkere gizli anlaşmalarla çıkarılmak isteniyordu. Buna ek olarak anlaşma açıkça Türkiye’nin şartlar gerektirdiğinde ulusal güvenliği ve çıkarları için Kuzey Irak’a müdahale hakkından vazgeçmesi sonucunu doğuruyordu. Ali Babacan anlaşma metnini, imzalanmadan önce Dışişleri Bakanlığı’na göndermemiş ve görüş almamıştı. Yangından mal kaçırıyordu.

BABACAN BUGÜN NE YAPIYOR

Aradan geçen on beşi aşkın yılda Babacan’da 1 gram iyileşme yok. Hala çıktığı programlarda nasıl borç bulacağını anlatıyor. Üretimden asla söz etmiyor. Devletimiz kamu kurumlarını yeniden açma hareketini başlatıyor fakat Babacan hala kalan kamu kurumlarını özelleştirme derdinde. Bunların yanı sıra küresel merkezlere ve terör odaklarına mesajlar gönderiyor. 

YAPACAĞI İLK İŞ: FETÖ’CÜ VE PKK’LI TERÖRİSTLERİ SALMAK

Babacan, 25 Mayıs 2020 tarihinde konuk olduğu gazeteci Cüneyt Özdemir’in Youtube kanalında, yapacağı ilk işi hapiste bulunan “düşünce suçlularını” salmak olarak açıklıyor. Bunun bir parmak şıklatmak kadar kolay olduğunu da vurguluyor.

Babacan’ın “düşünce suçlusu” diyerek yağlayıp balladığı, şu an hapiste olan kişiler kimler? FETÖ, PKK ve biliumum terör örgütlerinin üyeleri ve devlete karşı suç işlemiş olanlar. Hapiste olanların suç içeren eylemleri neler? Türkiye’yi bölmek. Ne Anayasa’da ne de Türk milletinin karakterinde böyle bir özgürlük; Türkiye’yi bölme özgürlüğü yok. Fakat Babacan için var. İşte buyurun size FETÖ’nün bugünkü siyasi ayağı. FETÖ’yü hapislerden çıkarmak isteyen siyasetçi FETÖ’nün siyasi ayağıdır. Açık ve net.

DEMİRTAŞ’A SELAM HDP’YE MESAJ

Babacan’ın Demirtaş’a ve HDP’ye selam çakmadığı program yok gibi. 26 Aralık 2019 günü T24 kanalına verdiği röportajda “Demirtaş’ın temsil ettiği siyasi çizginin önü ne kadar açık olursa, siyaset içinde olursa Türkiye için o kadar faydalıdır” diyerek Demirtaş’ın tutuksuz yargılanmasını istediğini söyledi

Dost düşman biliyor, Demirtaş’ın temsil ettiği tek çizgi var o da PKK yani terör çizgisi. Babacan bu çizginin önünün açılmasını diliyor. 

Babacan’ın önünün açılmasını dilediği bu çizgi 15 yaşındaki kardeşimiz Eren Bülbül’ü, gençliğinin bağrında katledilen Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu, canı pahasına vatandaşını ve ülkesini koruyan Fethi Sekin’i, öğretmenlerimiz Şenay Aybüke Yalçın ve Necmettin Yılmaz’ı ve nice vatan evladını şehit eden çizgidir. Türkiye bu çizginin belini terörle kararlılıkla mücadele ederek kırdı. Babacan ise tekrardan şehirlerin altına bomba döşendiği, belediye araçlarıyla silah taşındığı, çocuklarımızın dağa kaçırıldığı çözüm sürecine dönülmesini istiyor. Zira PKK’nın yönettiği belediyelere kayyum atanmasına da bu bağlamda karşı çıkıyor. 

Babacan, 25 Mayıs 2020 günü konuk olduğu Halk TV’de de PKK’nın siyasi kolunu övmeden duramıyor. Eş başkan seçilen Mithat Sancar için “Mithat Sancar’ın eş başkan seçilmesine sevindim doğrusu. İyi bir akademisyen öncelikle. Mithat Bey’in eş başkan olması faydalı olacak gibi. Yeter ki elinde imkan olsun, yeter ki Parti olarak Türkiye için düşündükleri yapabilsinler, o alan açılsın onlara” diyor. HDP’nin Türkiye için düşündüklerini yukarıda yazmıştık. Babacan yeter ki bunları yapabilsinler diyerek destek çıkıyor.

Babacan, Öcalan naraları atılan, terör örgütü marşları okunan PKK’nın siyasi kolunun etkinliklerine mesaj göndermeyi de atlamıyor. 23 Şubat 2020 tarihinde gerçekleştirilen HDP kongresine “Sayın Pervin Buldan ve Sayın Sezai Temelli, Halkların Demokratik Partisinin 4’üncü Olağan Büyük Kongresine davetiniz için teşekkür ederim. Kongrede alacağınız kararların ülkemizin demokrasisine ve toplumumuzun huzuruna katkı vermesini ümit ediyorum. Bu vesileyle selamlarımı iletiyor, kongrenizin hayırlı olmasını diliyorum” diyerek mesaj gönderiyor.

BABACAN’IN PARTİ PROGRAMI

Babacan’ın Demokrasi ve Atılım Partisi’nin programı panayır programından hallice. İçinde yok yok. 2014 öncesi Türkiye’nin tüm kalıntıları bu panayır programında buluşmuş.

EŞİT YURTTAŞLIK VE ANADİLDE EĞİTİM 

Parti programının ilk maddelerini “Kürt sorununun özgürlükler çerçevesinde, eşit yurttaşlık temelinde ve siyasi yolla çözülmesi” kaplıyor. Türkçesi çözüm süreci. 

Buna ek olarak, Türkiye’yi bölmenin ilk adımlarından biri olan anadilde eğitimin hak olduğu, özgürlükler kapsamına alınması gerektiği ve anadilin korunması, kullanılması ve geliştirilmesi vurgulanıyor.

TARİKATLARA ÖZGÜRLÜK 

Programda “Farklı din ve inanç gruplarının; varlıklarını koruma, sürdürme, yaşama ve örgütlenme özgürlükleri, kamusal görünürlüklerinin önündeki tüm kanuni ve idari engelleri ortadan kaldıracağız” maddesi bulunuyor. 

“Farklı din ve inanç grupları” denerek güzellenen tarikatların birinin 15 Temmuz gecesi darbe girişiminde bulunduğunu unutuyor Babacan ya da unutturmak istiyor. Devletin varlığı için tehlike oluşturabilecek grupların önündeki engelleri kaldıracaklarını söylüyor. 

SERBEST PİYASA EKONOMİSİ 

Programın ekonomi bölümünde “Politikalarımız, rekabeti bozucu kamu müdahalesinin olmadığı, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsız ve etkin çalıştığı bir piyasa ekonomisi anlayışını esas alır” maddesi bulunuyor. 

Kamunun denetimini kaldıracaklarını ve rekabet adı altında küresel merkezlerin isteği doğrultusunda yalnızca büyük tekellerin ayakta kalabileceklerini söylüyorlar.

KİT’LERE SON 

Yine ekonomi bölümünde “Kamu İktisadi Teşebbüslerinin (KİT) faaliyet gösterdikleri sektörlerde piyasayı bozmamaları ve üretim, yatırım, istihdam ve fiyatlama kararlarını verimliliği dikkate alarak rasyonel bir biçimde belirlemeleri esas olacaktır. (…)Devletin iktisadi alandaki müteşebbis rolünü asgari düzeyde tutma hedefimizle uyumlu olarak yeni iktisadi devlet teşekkülü ya da benzeri kuruluşların oluşturulmasından kaçınacağız” deniyor. 

Devletin temel direği olan KİT’lerin tamamen özelleştirileceği ve devlet rolünün en aza indirileceği vurgulanıyor. 24 Ocak kararlarını son hız yürürlükte tutacaklarını söylüyorlar.

KAMU BANKALARI ÖZELLEŞTİRİLECEK 

“Kamunun kontrol ettiği büyük şirketleri ve bankaları halka açarak, bir yandan bu kurumlar üzerindeki kamusal denetimin ve hesap verebilirliğin arttırılmasını, diğer yandan kurumsal ve bireysel yatırımcı tabanının genişletilmesini ve sermaye piyasası araçlarının kullanımının geliştirilmesini sağlayacağız.”

Her şeyi özelleştirilen devletin, bankalarının da özelleştirileceği yazıyor. Devletin elinde hiçbir şey bırakmamaya and içmiş Babacan.

MERKEZİN YOK EDİLMESİ 

“Merkezi idarenin görevinin ilke olarak politika tespiti, kural koyma, koordinasyon sağlama, hizmet kalite ve standartlarını belirleme, izleme, düzenleme ve denetleme olması; operasyonel işler ile mahalli ve müşterek hizmetlerin ise yereldeki çok başlılığı ve mükerrer kurumların neden olduğu kaynak israfını ortadan kaldıracak bir şekilde yerinden yönetim anlayışı ile yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz” maddesi de mevcut.

Ekonomide olduğu gibi siyasette de devletin rolünü azaltmaya yönelik çalışacaklarını söylüyorlar. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesini istiyorlar. Tabi bu istek çözüm süreci programlarıyla uyumlu olarak görülüyor.

PROFESYONEL ORDU 

Türk Ordusunun iki bin yıllık geleneğine ve Mehmetçik ruhuna taban tabana zıt olan profesyonel orduya geçiş, parti hedefleri arasında gösteriliyor. Babacan için bir sonraki adımın Ordu’nun özelleştirilmesi olmasını görmek güç değil.

AB KAPISINA YENİDEN BAĞLANMA

“Türkiye’nin AB üyeliği bizim için vazgeçilmez orta ve uzun vadeli bir hedef olmaya devam edecektir. Bu hedefin gerçekleştirilmesinin gerek ülkemiz gerek içinde bulunduğumuz coğrafya açısından büyük önem taşıdığını düşünüyoruz” deniyor. 

Babacan, Koronavirüs salgınının da gözler önüne serdiği AB’nin sahte dayanışmacı ruhuna talip. Yıllardır kapısında bekletildiğimiz ve uğruna tavizler istenen AB için “orta ve uzun vadeli bir hedef” deniyor programda.

ATLANTİK PROGRAMI İTİRAFI

Ve en önemli madde. Babacan’ın ve partisinin varlık sebebi: Atlantik programında ittifak.

“NATO’nun sağlamış olduğu caydırıcılığın Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından kritik önemde olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla bu transatlantik ittifakın, önümüzdeki dönemde de güçlenerek yoluna devam etmesini hedefleyeceğiz” yazılmış parti programına. 

PKK’ya binlerce tır silah veren, milyonlarca dolar para gönderen, 15 Temmuz 2016 gecesi devlet içindeki müttefiki FETÖ’yle darbe girişimine yeltenen ABD/NATO’nun, Türkiye’nin ulusal güvenliğinde bir caydırıcılığı olmadığı gibi Türkiye’nin sınırlarında gözü var! Türkiye’nin Atlantik ittifakıyla ve NATO’yla ilişkilerinin gelişmesi demek sınırlarından taviz vermesi demektir. 

SONUÇ

Ali Babacan, gördüğümüz üzere ABD’nin iktidar formülü içinde bulunuyor. Türkiye’nin, özellikle 2014 sonrası girdiği terörle mücadele ve Batı emperyalizmine karşı Asya’ya açılma sürecini hazmedemiyor. Keza yine gündemde olan Üretim Devrimini de. Çözüm süreci ve borçlanma hayalleriyle iktidar inşa etmek istiyor.

Türkiye’nin önündeki sorunlar Babacan’ın DEVA’sıyla çözülmüyor. Derdi yaratan Babacan’ın programı çünkü.

Türkiye, önümüzdeki süreçte üretim ekonomisini her kademede işleyerek, içeride ve dışarıda terörün üzerine aynı kararlılıkla giderek ve Asya’daki dostlarıyla el ele vererek sorunları aşacak. Ne Babacan’ın ne de o programın temsilcilerinin hiçbir şansı bulunmuyor.

oncugenclik.org.tr