Ana Sayfa Teoman Alili Akademisi Şevval Bulduk yazdı: ❝Rus Devrimi ve Sonrasında Kadının Rolü❞

Şevval Bulduk yazdı: ❝Rus Devrimi ve Sonrasında Kadının Rolü❞

1088

Rusya’da kadın mücadelesi ve hareketi aslında 1861 Reformu öncesinde ortaya çıkmaya başlamıştır. Toprak ağalarına ve pomeşiklere ket vurulmaya çalışıldığı bu reformda çiftçiler ve işçiler; toprak, ekmek, çalışma hakkı ve eğitim hakkı istemişlerdir. Ekim Devrimi’ne yol açan bu kitle hareketlerinin sebepleri Çarlık Rusya’sında yaşanan olaylarla bilinmektedir. Kadın işçiler o dönemde, işçi sınıfının en alt tabakasını oluşturmaktaydı; yoğun çalışılan iş saatleri, kötü barınma koşulları vahim bir vaziyetteydi ve bu tabakada eğitimli kadın sayısı %5’ten fazla değildi. Köyden şehire akıp giden kadın göçü, çalışma saatlerini daha da ağır şartlara sürüklerken tekstil ve çamaşır firmalarında grevleri ortaya çıkarmasına sebep olmuştu. Artan grevler sonrasında Çar, ülkeyi terk etmek zorunda kalmış ve Bolşevikler, kadın mücadelesi öncülüğünde sahneye çıkmıştır. 1917 yılının 8 Martı (eski Rus takviminde 23 Şubat), Çarlığın yıkılmasına yol açan Şubat Devrimi’nin başlangıcı olmuş, burada kadın tekstil işçileri öncü bir rol oynamışlardır. Bolşeviklerin Petrograd Komitesi’nin Uluslararası Kadınlar Gününe yaptığı çağrıya geniş emekçi kadın kesimleri yanıt vermiştir.

1917 Ekim Devrimi’nden öncesine baktığımızda ise kadınların yine birtakım haklara sahip olduğunu ancak bu hakların kısıtlı olduğunu görüyoruz. Örneğin Rusya’da kadın üniversitelerinin açılması bir ilkti. 1880 yılların tıp eğitim kurumları öncelikle kadınlara açıldı. Eğitim seviyeleri yükselen kadınların aile evlerini terk edecekleri düşüncesiyle bu eğitim kurumları kapatıldı. Ardından tıp eğitimi alan kadın öğrenciler pes etmedi ve gelecek dönemde kadın tıpçı sayısı arttı. Ayrıca o dönemlerde ilk kadın avukat sırasının içerisinde yine Rusya bulunmaktaydı.

Devrimi devrim yapan ve kadınların her alanda ağırlığını arttıran etmenlerde; Rus-Japon Savaşı’nda uğranılan yenilgi, ekonomik krizin baş göstermesi mevcuttu. I. Dünya Savaşı’nda cepheye giden erkeklerin yerini tarlalarda ekin süren, toprağı işleyen, fabrikalarda çalışıp evini geçindiren kadın yer almaya başlamıştı. 17 Mart 1917’de Bolşeviklerin Petrograd Komitesi üyesi olan Vera Slutskaya’nın önerisiyle, işçi kadınlar arasında bir ajitasyon-propaganda çalışma bürosu oluşturulmuş, bu büro esas olarak kadın işçilere yönelikti ve kadın işçilerin fabrika ve bölgesel toplantılarını düzenleyip savaşa ve pahalılığa karşı kitlesel kadın mitingleri örgütlemiştir. Bolşevikler ayrıca ev hizmetçilerinin emeğinin korunması talebini yükseltmiş, kadınları Kent Duması, Sovyetler ve Kurucu Meclis seçimlerinde Bolşevik adayları desteklemeye çağırmışlardır. Aynı zamanda o dönemin yayın organı olan ‘’İşçi Kadının Yaşamı’’ (Slitsu Rabotnitsa) yerel gazete yayın hayatına devam etmiştir. Devrimin arefesinde gerçekleşen bu çalışmalardan sonra Bolşevikler, kadın hak ve politikalarında 3 temel unsuru savunmuştu: kadınların ücretli işlerde çalışarak bağımsızlık haklarını kazanmaları, ev işlerinin kamusal düzeyde kurumsallaşması ve evlilik kurumunda yapılacak düzenlemelerle ilgiliydi.

İşçi ve köylü Sovyetlerin hükümetinin yaptığı ilk iş Barış Kararnamesi’ni ilan etmek olmuştur, kadınlar, en doğal gereksinimleri olan barış ve ekmeğe kavuşmuşlardır. Daha sonra çıkarılan ikinci kararname Toprak Kararnamesi olmuştur ve büyük toprak mülkiyetinin ortadan kaldırılması anlamına gelen bu kararnameyle köylüler ve özellikle köylü kadınlar toprağı serbestçe kullanabilmişlerdir.

Devrimin daha ilk yıllarında;

  • Evlilik nüfus tesciline verilmiştir ve boşanma artık taraflardan herhangi birisinin istemiyle gerçekleşebilmiştir. Bu düzenleme yaklaşık bir yıl sonra Aile Yasası içerisinde düzenlenmiş, kadınların yasa önünde eşitlenmesi sağlanmıştır.
  • Boşanmadan sonra kadının kendi parasını kazanma hakkı verilmiş, biri diğerinin üzerinde hak ve mal talebi etmemiştir.
  • Gayrimeşruluk kavramı ortadan kaldırılmış, evlilik öncesi birliktelikten doğan çocuğun babası ile annesi ortak sorumluluk almaya başlamıştır. Rusya aynı zamanda 1920 yılında isteyenin kürtaj olmasını yasalaştıran ilk ülke olmuştur.
  • 1926’da çıkarılan yasayla resmî nikâhlı ve nikâhsız birliktelikler yasal olarak eşitlenmiştir.
  • Çalışan kadınlara gebelik izni hakkı tanınmış, iş hayatlarına kolaylıkla geri dönülebilmesi sağlanmıştır.
  • 1919’da Merkez Komitesine bağlı olarak kurulan ve kadınlardan oluşan “Jenotdel” kadınlara danışmanlık yapmaya başlamıştır; köylü ve işçi kökenli kadınlardan oluşan “Jenotdel” aracılığıyla açılan okullarda on milyona yakın kadın eğitim görmüştür.

Rusya’da devrimden sonraki dönemde kadın mücadelesine yönelik yapılan uygulamaları bu şekilde özetleyebiliriz. Sovyetlerin kadın işçi ve emekçilerin örgütlenmesine ilişkin aldığı tutum, sergilediği pratik, izlediği yol ve yöntemlerden öğrenme görevi önümüzde durmakta ve önümüzde de ışık tutmaktadır. Bugün dünyamızda kadın mücadelesindeki sorunları çözmenin yolu; Lenin’in de aynen söylediği gibi, özgürlük isteyen kadınları hatalı bir yol olan erkek ve kadın arasındaki savaşa sürüklememek, bunun gibi feminizm eğilimlerini reddetmektir.

Kaynakça

  1. Rusya Tarihi, George Vernadsky
  2. https://bilimveutopya.com.tr/1917nin-kadinlari-0
  3. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/828687
  4. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/790399
  5. https://www.jacobinmag.com/2017/05/women-workers-strike-russian-revolution-bolshevik-party-feminism
  6. https://ru.wikipedia.org/wiki/Категория:Революционерки_Российской_империи

Şevval Bulduk
Kadın Mücadelesi ve Feminizim
Çalışma Grubu Üyesi