15 Temmuz gecesi yaşanan Amerikancı—Fethullahçı darbe girişimi, milletimizin ve ordumuzun kuvvetli direnişiyle püskürtüldü. Medya organlarından, Emniyet Teşkilatı’na, kitle örgütlerinden, siyasi yelpazenin farklı yerlerinde bulunan siyasi partilere kadar geniş bir direniş cephesi oluştu. Söz konusu cephe sık sık dillendirildiği üzere yalnızca demokrasi motivasyonuyla bir araya gelmedi. Hatta esas olanın vatan bütünlüğü olduğunu söylersek abartmış olmayız.
Fethullahçı Terör Örgütünün doğrudan yönettiği darbe girişimi, her ne kadar resmi ağızlardan reddedilse de Amerikan emperyalizminin Türkiye’ye yönelik hedeflerini hayata geçirmek için başladı. Yani durumdan haberdar olmayan er-erbaşların dışında bu işi planlayan ve yönetenler; kan dökmek üzere emirler yağdıranlar giriştikleri harekatın bir ‘iç işgal’ niteliği taşıdığını biliyordu. ABD’nin Türkiye için biçtiği kaftanı 24 Temmuz 2015’ten beri reddedenler darbenin baş hedefiydi. İlk yaptığımız açıklamada da vurguladığımız üzere o hedef esas olarak Türk Silahlı Kuvvetleri idi. Çünkü silahlı kuvvetlerimiz NATO’ya karşı alternatif arayışları içerisinde idi. TSK, 90’lı yıllardan bu yana PKK ile mücadele sürecinde Atatürk’e ve Kurtuluş Savaşı köklerine yaraşan tutumlar almaktaydı. FETÖ’nün tezgahıyla tertiplenen Ergenekon-Balyoz kumpaslarıyla TSK yıpratılmaya ve TSK’nın savaş gücü ortadan kaldırılmaya çalışıldı. Fakat tertiplerin çökmesiyle TSK, 24 Temmuz itibariyle yeni bir atağa kalktı. ABD’nin kara gücüm dediği PKK’yı etkisiz hale getirerek ülkemizin bölünme sürecine karşı durdu.
TSK’ya sızan Fethullahçı Terör Örgütü Vatan Savaşı sürecini akamete uğratmak için 15 Temmuz gecesi harekete geçtiğinde vatansever subaylarımız ve astsubaylarımız aldığı tutumla darbeyi önledi. Darbe girişiminin püskürtülmesinde esas etken TSK’nın büyük çoğunluğunun sağ duyusu ve darbeye canı pahasına müdahale etmesi oldu.
ASKERİ KOŞUYA ÇIKARAK DARBEYİ ÖNLEYEN KOMUTAN
Mamak’ta bulunan 28. Mekanize Piyade Tugayı’nda görevli bir albayımız, darbe girişimini fark ederek askerini gece eğitim koşusuna çıkardı. Burada amaç darbeciler destek almak için geldiğinde askerinin eğitimde olduğunu söyleyerek zaman kazanmak ve mümkünse darbecileri eli boş göndermekti. Darbe girişimi başladığında tugaya gelen FETÖ’cüler elleri boş dönmek zorunda kaldılar. Yalnızca cesaretin değil akıllı hamlelerin de büyük rol oynadığı o olağanüstü gecede, albayımız darbeyi akim kılan adımlardan birini atmış oldu.
HALİSDEMİR’İN KURŞUNU
Adeta Kurtuluş Savaşı’nı başlatan Hasan Tahsin’in veya Hatay Dörtyol’daki Mehmet Çavuş’un kurşununa benziyor Astsubay Ömer Halisdemir’in kurşunu. Darbecilerin ilk hedeflerinden olan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli Halisdemir, ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı Paşa’dan aldığı emri canı pahasına yerine getirdi. Aksakallı Paşa, ‘Oğlum orası senin namusun, sakın teslim etme’ talimatı üzerine ÖKK’yı teslim almaya gelen FETÖ’cü Semih Terzi Paşa’yı alnına sıktığı kurşunla yere seren Halisdemir, aslında Amerikan emperyalizminin Türkiye’yi içeriden işgal planını yere seriyordu. O kurşun vatanın bütünlüğü mücadelesinde sıkılan nice kurşunlar gibi kutsal bir davanın anıtı olmuştur.
ALBAY SAİT ERTÜRK VE HAREKET ORDUSU CESARETİ
Albay Ertürk, eskiden komutan yardımcısı olarak görev yaptığı 66. Zırhlı Tugay’ı darbe girişimine katılmaktan alıkoydu. Gece emir subayının ve ailesinin tüm itirazlarına rağmen valilikten araç isteyerek tugaya giden, askeri karşısına dizip etkili bir konuşmayla darbe girişimine katılmaktan vazgeçiren büyük komutana, FETÖ’cüler helikopter ateşiyle karşılık verdi. İlk ateş açanları püskürten Albay Ertürk, tugayın kurmay başkanı ve yanında bulunun iki polis memuru direnmeye devam edince doğrudan helikopter ateşi altında kaldılar. Tıpkı canını hiçe sayarak, evladı gibi gördüğü askerini, 31 Mart İngiliz işbirlikçisi gerici ayaklanmaya katılmaktan alı koyan atalarına benzer bir cesaret gösterdi Ertürk. Albay Ertürk, hem evlatlarını darbe girişimine katılarak lekelenmekten hem de İstanbul halkını çok büyük bir tehlikeden korudu. Açılan ateş sonucu iki polis memuruyla birlikte şehit olan Albay Ertürk’ün kızı, babası için yazdığı mektupta ‘…Kaç yıldır o şerefsiz itlerin oyunlarıyla, kumpaslarıyla uğraştı dün son yolculuğunda da onu yalnız bırakmayan silah arkadaşları gibi’ diyordu. O kumpasları kuranlar şimdi kaçacak delik arıyorlar.
ANADOLU’NUN TÜM YİĞİTLERİ DARBECİLERİN KARŞISINDA
15 Temmuz’da Malatya 2. Ordu Komutanlığı’nda darbecilere direnen askerler çatıştı. Van Jandarma Asayiş Komutanlığı darbeye katılmayı reddetti. Aynı şekilde Hakkâri Jandarma Komando Tugayı da komutanların emirlerine rağmen direndi. Şırnak Akçay 6. Motorlu Piyade Tugayı ile 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’ndan da çatışma ve silah sesleri yükseldi. Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugayı’nda da uzman çavuşlar darbecilere direnince çatışma çıktı. Darbe girişiminde bulunanların bu harekatı Ankara ve İstanbul’un dışına çıkarma ve yaygınlaştırma hedefi de başarıya ulaşamadı. Eskişehir’de bulanan Hava Jet Üssü’nün kahramanları da FETÖ’cü F 16’ları inişe zorlayarak, helikopterler düşürerek ve ihanetin karargahı Akıncı Üssü’nü bombalayarak tarihi bir görev yaptı.
MAHMUT ŞEVKET PAŞA’NIN İZİNDEKİ KOMUTANLAR
31 Mart ayaklanmasında Balkanlarda konuşlu 3. Ordu Komutanı Mahmut Şevket Paşa’nın birliklerine ve duruma hakim olması ve ardından İstanbul üzerine yürüyerek isyancıları ezmesi tarihi bir adım olmuştur. O adımı 15 Temmuz gecesi İstanbul’da 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar attı. Ümit Dündar Paşa, kalkışmanın İstanbul’a yayılmasını önleyerek işe başladı. Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’a gelmesini sağlayarak devletin akamete uğramasını engelledi. Ardından Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının FETÖ mensuplarınca alıkonulduğunun anlaşılması üzerine komutayı üstlendi. Tarih bu soğukkanlı ve olgun komutanı altın harflerle yazacaktır. Ümit Dündar’la birlikte emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’un tüm tehlikeleri göze alarak, sokağa çıkması ve birliklerin isyana katılmalarının önüne geçmesi, vatan görevinin emekli-muvazzaf dinlemediğini ortaya koymuştur. Halk hareketinin yükselmesi ve o gece sokağa egemen olmasında karşısındaki kuvvetlerin söz konusu komutanlar tarafından adım adım azaltılmasının payı büyüktür. Tanksız millet olmaz. Millet tanklarla değil, FETÖ mensuplarıyla çarpışmıştır. Milletin tankları ve jetleri isyancıların elinden alınmıştır. O tanklar ve jetler olmasa idi ABD’nin bu iç isyan planı önlenemezdi. Ordumuzu ve ordumuzun araçlarını milletin emrine sunan komutanlar yeni Mahmut Şevket Paşalar olarak tarihe geçmiştir
FETÖ’nün Balyoz tertibiyle hapislerde yatmış olan komutanlar direnişin en ön saflarında yer aldı. Kimi emekliydi silahını kuşanıp göreve çıktı; kimi de görevli bulunduğu karargah binalarını alçakça saldırılara karşı korurken yaralar aldı.
Türkiye büyük bir işgal harekatına siviliyle, askeriyle, polisiyle göğüs germiş; Çanakkale’den ve Sakarya’dan sonra ülkemizin bağımsızlığını tescilleyen bir destan yazmıştır. Ülkemizi bölmeye çalışan, silahlı kuvvetlerimize kumpaslar kuran, eğitim kurumlarımızı örümcek ağı gibi saran, siyasi partileri kasetlerle dizayn etmeye, aydınlarımızı tertiplerle ekarte etmeye çalışan bir örgüt çökmüştür. CIA’nın Türkiye masası dağıtılmıştır. Fethullahçı Çete’nin dağıtılacağını meydanlarda haykıran bizler özellikle darbeye direnen kahraman askerlerimizle gurur duyuyoruz. O kahramanların emekleri boşa değildir. O şehitlerin kanı Kurtuluş Savaşı şehitlerinin kanlarına karışarak Amiral Cem Aziz Çakmak’tan, Kuddusi Okkır’a, Yarbay Ali Tatar’a kadar FETÖ’nün kumpasları sonucu şehit olan subaylarımızın ruhunu şad etmiştir.
KAYNAKÇA:
http://www.furkanhaber.com/isgalcilere-direnen-havacilar/
http://www.haberturk.com/gundem/haber/1268139-askeri-kosuya-cikarip-tugayi-bosaltti