Aykut Diş, Vatan Partisi Ankara İl Başkanı
6 Mayıs günleri yalnızca Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın anıldığı günler değil; aynı zamanda Türkiye devrimci gençlik hareketi tarihinin birinci doruğu olan 68 kuşağının ve eylemlerinin tartışıldığı günlerdir.
İkinci doruk 2012 ve 2013’deki büyük ve militan gençlik eylemleriyle filizlenen Haziran Ayaklanmasıdır. Dağarcıklara “90 kuşağı” kavramını yerleştirmiştir.
DEVRİMCİ MÜCADELE GÜNE MÜDAHALEDİR
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin üzerinden 45 sene geçti. Gelecek yıl ise 1968 devrimci gençlik hareketinin 50. yılı olacak.
Bu yıl da irili ufaklı bazı siyasi akımlar, 68’e özünden kopuk değişik anlamlar yükleyerek kendi 68’lerini yaratmaya çalışacaklar.
Heyecanın bilince takla attırmasıyla tutulamayacak sözler verilecek, yenilgicilik güzellemelerinin tavan yaptığı nostaljik ayinler yapılacak; bol tekerlemeli ultra “solcu” ifadelerin cirit attığı sekter törenler düzenlenecek. 68, en hak etmediği yere; geçmişe hapsedilmeye zorlanacak. Fakat 68, bu kalıba girmeyecek kadar özgür ve nettir.
Siyasette anma etkinlikleri, yitirilen insanlar ve geride kalmış olaylar için değildir. Tarihe adını yazdıran şahıslar ve yön veren olaylar için söylenen her söz, girişilen her eylem bugüne ve geleceğe yöneliktir. Çünkü devrimci mücadele güne müdahale etmek demektir.
68’İN PROGRAMI HALA GEÇERLİDİR
Güne müdahale edecek bilgi birikimi, eskinin derslerinin günün koşulları içinde, bir program kılavuzluğunda tekrar tekrar düşünülmesiyle doğurulur. Sürekli gelişir.
68 bayrağı, bugünün görevleri doğrultusunda 68’in programına ve derslerine sarılarak dalgalandırılabilir.
68 sapına kadar antiemperyalistti. Milli demokratik devrimciydi. Birinci sıraya bağımsızlığı yazmıştı. Sloganından açıklamasına, mahkeme savunmalarından mektubuna kadar milli kurtuluşçuydu.
Aynı durumu gençlik hareketinin ikinci doruğu olarak tarif ettiğimiz Haziran Ayaklanması için söyleyemeyiz ama 68 programı bugün her zamankinden daha fazla geçerlidir.
68’İN 50. YILINA ABD’YLE SAVAŞ HALİNDE GİDİYORUZ
Türkiye, 68’in 50. yılına yurt içinde ve sınır ötesinde Amerikan emperyalizmiyle savaş halinde giriyor.
Yaklaşık iki yıldır terör eylemleriyle, darbe girişimleriyle, güneydoğu sınırımızdaki ajan faaliyetlerle ve ekonomik şantajlarla örtülü olarak yürüyen savaş, artık Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tanklarının namlularını Türkiye’ye döndürmesiyle açık hale geldi.
ABD askerleri bizzat devlet başkanlarının “kara gücümüz” diye nitelendirdiği bölücü terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu PYD’lilerle nöbet tutuyor. ABD uçakları PKK’yı korumak için Suriye ve Irak sahalarında devriye geziyor. ABD yetkilileri Türk ordusunun vurduğu terör üslerine hasar tespit ziyaretleri yapıyor. Bütün dünyanın gözü önünde ABD Türkiye’ye, “Sınırında bir koridor kuracağım ve seni de böleceğim” diyor.
68’İN SOMUT SİYASETLERİ
İşte bu koşullarda, bugün 68 mirasını sırtlamak demek en somut ve yalın haliyle;
- ABD’nin kara gücü ve Türkiye’nin azılı düşmanı bölücü terör örgütü PKK ve uzantılarına karşı tereddütsüz tavır…
- Darbe teşebbüsünde bulunan Amerikan derin devletinin Türk devleti içindeki aygıtı FETÖ’ye karşı tereddütsüz tavır…
- Suriye’yi ve Irak’ı parçalayarak Musul’dan Doğu Akdeniz’e açılmaya çalışılan ve aynı zamanda Türkiye’yi bölme kapısı olacak olan ABD-İsrail güdümlü “Kürt Koridoru”na karşı tereddütsüz tavır…
- Hem devletin, hem milletin, hem de devlet ile milletin –ordu ve polis de dahil- birliği için tereddütsüz tavır demektir.
BUGÜNÜN 68’E GÖRE ŞANSI
Türk gençliği bu süreçte iyi bir sınav verdi. Gençlik hareketinin Amerikan yörüngesine sokulmasına izin vermedi. Türkiye’yi teröre teslim etmedi; şehitler için ayağa kalktı, vatan için savaşan Mehmetçiği ve polisi yalnız bırakmadı. Yalanla, dolanla ve akılsızlıkla bozgunculuk örgütlemeye kalkanlara karşı uyanık kaldı. Kutuplaşmaların aleti olmadı. 68’in en büyük şanssızlığı 68’den önce bir 68’in daha olmayışıydı. Bugünkü gençliğin ise en büyük şansı arkasındaki 68 servetinin varlığıdır. O servetin en kıymetli parçası ise gençliğe sahip çıkan, yol gösteren öncü parti; Vatan Partisi’dir.
Türkiye gençlik hareketinin geldiği aşama itibariyle 68’in programına ve derslerine yaslanarak hareket edenlerin büyüdüğü ve meşruluğunu arttırdığı; sembollerine sıkışıp ve hatalarını marifet haline getirenlerin küçüldüğü ve savrulduğu açık şekilde görünmektedir.
ABD TANKLARINI ÇÖLLERE GÖMMEK İÇİN İLERİ
Kuru ajitasyonlarla FETÖ ve PKK mağdurlarına özgürlük isteyenlerin, içi boş direniş ve isyan çağrılarıyla bozgunculuk örgütleyenlerin, ABD’nin sömürge yollarında “Stalingrad” hülyaları görenlerin 68 ile uzaktan yakından ilişkisi yoktur.
68’in devrimci geleneği, PKK’da “özgürlük savaşçılığı” bulan, Amerika’dan “beyaz atlı prens” bekleyen ikiyüzlü budalalıkta değil; “Hepimiz Mehmetçiğiz, Hepimiz Polisiz” diyen vatanseverlikte yaşıyor.
Çünkü, Türk gençliğinin devrimci geleneğinin vicdanı, “Vicdan-ı Muazzam Osmanlılar”dan beri vatanseverlikten geliyor.
68’linin bugünkü görevi, Türk gençliğini sağ-sol demeden “Eşkıya yatağı İncirlik Üssü’ne el koyulması” talebiyle harekete geçirmektir. Gün, 6. Filoyu denize döken 68’linin Amerikan tanklarını çöle gömme günüdür. İleri!
oncugenclilk.org.tr , 6.5.2017