Ana Sayfa Yazılar UĞUR BIÇAKLIOĞLU YAZDI: NEW YORK YALANLARI VE SİNCİANG UYGUR OLTASI

UĞUR BIÇAKLIOĞLU YAZDI: NEW YORK YALANLARI VE SİNCİANG UYGUR OLTASI

1750

Uğur Bıçaklıoğlu, Öncü Gençlik GYK Üyesi ve İstanbul İl Sekreteri

18 Kasım günü dünya kamuoyuna servis edilen ABD  merkezli bir New York Times haberi Türk basınında da maalesef ilgiyle karşılandı ve sürekli ısıtılan bir konuyu yeniden gündeme getirdi. İçerik ABD’nin yalanlarına bağışıklık kazanan vatanseverler için yabancı olmayan “Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde uyguladığı zulüm”(!)

Sözgelimi New York Times ÇKP belgelerine ulaşıyor ve Çin hükümetinin Çin’deki ayrılıkçı teröristlerle mücadelesini değerlendirdiği 400 küsür sayfalık belgede vahşice (!) kullanılan cümleleri özel olarak seçip haberleştiriyor. Hem Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü hem de Sinciang Hükümet Sözcüsü tarafından    imal edildiği aktarılan belgeler aslında çokça rastladığımız algı operasyonlarından bir tanesi. Belgede Çin Halk Cumhuriyeti’nin radikal islamcı terör örgütleriyle mücadeledeki kararlılığına dair vurgular ucuz bir menipülasyon malzemesi yapılmaya çalışılırken, devlet organları “insan hakları düşmanı diktatör devlet” yalanı için haber konusu ediliyor. Bu seferki operasyon bazı gazetelerimizde hala karşılık buluyor olsa da bu sorunun tarihini bilen Aydınlıkçılar gerçekleri anlatmaya ve işaret edilene değil, gerçeğe bakıp anlatmaya devam edecekler.  ABD emperyalizminin temsilcisi Donald Trump’ın da 23 Ekim’de New York Times ve bir başka gazete ile ilgili yaptığı açıklamaya aynı gerekçelerle olmasa da katılmış oluyoruz  ;

”Belki onların aboneliklerini sonlandırırız, onlar yalan haber yapıyorlar.” (1)

MESELENİN ÖZÜ : EMPERYALİST BÖLÜCÜLÜK

Özellikle Büyük İmparatorluk geleneğinden gelen Türkiye, Rusya, İran ve Çin gibi ülkeler demokratik devrim dönemlerinden başlayarak gündeme gelen milli devlet ve millet olma süreçleri önlerinde emperyalizme karşı savunacak önemli bir mevzi de yaratmıştır. Çok farklı etnik kökleri ve kültürleri bir arada yaşatma gelenekleriyle toplumsal gelişimini sürdürseler de emperyalizmin yıllarca kullanacağı “etnik ve dini bölücülük” siyasetlerine diğer ülkelerden daha fazla uğraş verme sorununu bağrında taşımışlardır.  Özellikle Cumhuriyet Devrimi sürecinde feodal bölünmüşlüğün kaynağı Şeyh Sait, Dersim ayaklanmaları ve İngilizlerden Amerikalara devredilen sözde Kürdistan sorunu, halklar hapishanesinden Sovyetler Birliği ile kurtulsa Stalin döneminden sonra kaşınan milliyetler sorunu ve Rusya’daki Çeçenistan ayrılıkçıları, İran’da sürekli pusuda bekleyen Kürt İsyanları vb… Batı Asya’dan içlere doğru uzanan coğrafyada Ezilen Milletlerin bağımsızlığı ve bütünlüğü 19.yy’dan itibaren sürekli tehdit konusu olmuştur. Aynı durum  56 milliyeti barındıran Çin Halk Cumhuriyeti için de geçerli olacaktır ve özellikle Mao Zedung önderliğinde devrim gerçekleştiğinde kucağında Tibet ve Sinciang bölgelerindeki etnik sorunları bulmuştur. Tüm bu sayılan devletlerin ve ezilen dünyadaki daha nicelerinin ortak özelliği, bölünmüş milletler – zayıf devletler politikası sonucu bölücü sayısız örgütün yaratılması ile emperyalizmin hedefi haline geldiği gerçeğidir.

Çin’deki Uygur ayrılıkçılığının 1932 ve 1944’te 2 bağımsız devlet kurma girişimine karşı Atatürk ve İsmet İnönü hep mesafeli yaklaştı. (2)  Türkiye Atlantik kampına ve dolayısıyla NATO şemsiyesi altına girmek için rotasını adım adım çevirdikçe “Doğu Türkistan” girişimlerine yaklaşımı değişmeye başladı. 1950’lerde gündem anti-komünizm iken, Kore’ye asker göndermek ve komünist Çin’e geçit vermemek için Türk kamuoyu ikna edilmeye çalışılırken “Esaret altında Uygurlu kardeşlerimiz” politikası işlenmeye başlanması tesadüf değildir. (3) “Kızıl tehtide” karşı Türkiye’de faaliyet yürütme adı altında GLADYO ülkemizde adım adım örgütlenirken,1947’de CIA’nın operasyon kolu OPC kuruldu ve Türk Ordusu’nda beraber çalışacak ekipler üst makamlara getirilmeye başlandı. Bu CIA uzantılı birimler gerek resmi temaslarla gerek el altından opersayonlarla İsa Yusuf Alptekin gibi ayrılıkçıların önderlerini Türkiye’de ağırladılar, sığınma taleplerini kabul ettiler ve hatta vakıflar kurdururarak Dünya Uygur Kurultayı gibi çalışmalar örgütlemelerine yardımcı oldular.

1970’lerden 1980’lere gelirken Doğu Türkistan hareketi, diğer ülkelerde kamuoyu çalışmaları devam ettirirken ABD’nin Çin’deki sorunu büyütme eğilimleriyle paralel olarak silahlı örgüt haline geldi. Türkistan İslam Partisi temelleri atıldı ve dünyadaki cihatçı teröristlerin CIA koordinasyonunda Çin’e ihracı başladı. ABD Batı Asya’da çeşitli ülkelere göndermek üzere radikal islamcı teröristler yetiştirmek için kamplar kurdu ve istikrarsızlaştırılması gereken ülkelerde El-Kaide ve benzeri örgütler filizlenmeye başladı. Silahlı eylemler, sivillere yönelik saldırılar ve hatta ayaklanmalar kurgulanıyordu. Aynı dönemlerde Türkiye’de PKK terörü, Rusya’da Çeçen ayrılıkçı hareketi kurgulanması yine aynı merkezlerden düğmeye basılan planlara işaret ediyordu.

PSİKOLOJİK SAVAŞIN MERMİSİ BİTİYOR

ABD’nin küreselleşme dalgası ile dünyanın jandarmalığına soyunması süreci arkada bıraktığı dönemde yürüttüğü örtülü operasyonları açıktan kampanyalara dönüştürdü. Özellikle 2000’li yıllara girerken Doğu Türkistan hareketine Rabia Kadir, Seyit Tümtürk gibi kukla liderler yaratrak Washington’dan psilojik saldırılar yayarken, Suriye’de kullandığı DAEŞ gibi aygıtların Uygur tümenleriyle Uzak Asya’ya kadar terör ihracı politikasını arttırarak devam ettirdi.

Ancak Çin 1990’lardan beri bölücü terör örgütleri ve Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’ndeki ayrılıkçı hareketlerle mücadele konusunda kararlı politikasını geliştirerek devam ediyor. Bu hareketlerin ABD başta emperyalist merkezlerden finanse edildiği gerçeğiyle siyasi mücadele ederek ve ülkedeki Radikal İslamcı unsurları eğitim merkezlerinde dönüşüm politikasıyla topluma kazandırarak gözle görülür şekilde mevzi kazandı. Sıkça gündeme getirilmeye çalışılan karalama kampanyalarının bir bir suya düşmesi ABD’nin dünya kamuoyuna eskisi kadar hakim olamayışının da göstergesi. Öldürüldü denilen Uygurlu Ozan Abdürrehim Heyit’in 2 gün sonra ortaya çıkması, “toplama kamplarındaki zulüm” hem Türkiye’den hem dünya kamuoyundan isimlerin ziyaretleriyle araştırılması, Müslümanlara yapılan dini baskının her kesimden gazetecinin gözleri önünde çürümesi yalan imalatının ne amaçla yapıldığını açıklıyor.

ASYA’DA TERÖRE GEÇİT YOK !

Asya’da Kuşak Yol Projesi ile Avrupa’ya kadar yeni bir atılımı örgütleyen Çin başta olmak üzere Atlantik zincirlerini kıran ve bağımsızlık rotasını güçlendiren tüm devletler aynı yalan mekanizmasının hedefi oluyor ve olmaya devam edecek. Ülkemiz de ABD merkezli PKK – FETÖ gibi terör örgütleriyle başarıyla yürüttüğü mücadele konuya bakışını giitikçe mili devletlerin egemenliğinden ve kader birliğinden yana geliştirmesi anlamlıdır.  Yalanı inandırmak, onu üretenin gücüyle doğrudan ilgili olduğundan inisiyatif kaybeden ABD’nin inandırıcılığı gittikçe sorgulanır hale geliyor.  Türk Hükümeti’nin Çin’in yürüttüğü terörle mücadeleye destek sunması (3), Rusya ve Suudi Arabistan dahil 40 küsür ülkenin BM’de Çin’e desteği (4) ve Avrasya coğrafyasında gittikçe güçlenen stratejik işbirliği gidişatın yönünü bize tayin etmesi açısından çok önemli.

Son olarak, vatansever tüm kesimler emperyalizme göğüs göğüse çarpışan bir ülkede olduğumuzu ve benzer süreçleri geçirdiğimiz hatırlatılması gereken bir gerçek. Özellikle bu kampanyalara acaba’larla yaklaşmayı kendi vatanseverliğin gereği değil, PKK ile aynı merkezlerden fonlanan bu ayrılıkçılığı meşru görme gafleti olarak değerlendirmek en isabetli olacaktır. Yıllar sonra Irak’ı işgal etmek için yalan kampanyası yürüttüğünü açıktan itiraf eden işgalcil Tony Blair’den sonra (5) bu soru işaretlerinin ne anlama geldiği açıkça ortada durmaktadır.  Asya terör sorunundan kurtulursa başlattığı kamucu – halkçı atılım sekteye uğramadan yeni boyutlara taşır.

KAYNAKÇA

(1) https://www.yenisafak.com/dunya/beyaz-saray-yalan-haber-iddialarinin-faturasini-kesti-3511423

(2) Adnan Akfırat – Türkiye’de Uygur Sorunu Bir NATO imalatı, Kuşak Yol’un Kalbi Sinciang , Aydınlık Özel Eki, 2 Eylül 2019, sf 10

(3) Adnan Akfırat – Türkiye’de Uygur Sorunu Bir NATO imalatı, Kuşak Yol’un Kalbi Sinciang , Aydınlık Özel Eki, 2 Eylül 2019, sf 10

(4) https://www.aydinlik.com.tr/40-ulke-bm-ye-mektup-yazarak-cin-in-sinciang-politikasini-destekledi-dunya-temmuz-2019

(5) http://www.aljazeera.com.tr/haber/blair-irak-savasindaki-hatalardan-dolayi-ozur-dilerim

oncugenclik.org.tr, 21.11.2019