Ana Sayfa Yazılar BERKE BERKİL YAZDI: AMERİKAN RÜYASI GELECEK PARTİSİ

BERKE BERKİL YAZDI: AMERİKAN RÜYASI GELECEK PARTİSİ

1847

Berke Berkil, Öncü Gençlik MYK Üyesi ve İstanbul İl Başkanı

Geçtiğimiz günlerde Ahmet Davutoğlu “Gelecek Partisi” adını verdikleri partilerini “Eski şeyler değil yeni şeyler söylemeye geliyoruz.” Diyerek kurduklarını ilan etmişti. Ancak programlarını inceleyenler, Davutoğlu’nun konuşmasını dikkatli dinleyenler pek de yeni şeylerle karşılaşmamıştı. Önce bu partiyi kimlerin kurduğuyla başlayalım…


Gelecek Partisi’nin Derinlikli(!) Kurmayları Kimler?
Hem Dışişleri Bakanlığı hem Başbakanlığı döneminde yaptıkları ortada olan Davutoğlu’nun dosyası çok kabarık… Sadece onun değil parti kurmaylarının(!) da öyle… Dışişleri Bakanlığı döneminde dilinden düşmeyen ‘stratejik derinlik’ bakış açısı hem kurmaylarında hem de programında kendisini belli ediyor. Ancak en baştan söyleyelim o stratejik derinlik Türk milletinin değil olsa olsa Amerikan emperyalizminin stratejik derinliği olabilir! Çünkü Partinin Kurucular Kurulu’nda:
• Devlet içerisine Fetullahçı Terör Örgütü’nün elemanları yerleşmeye devam ederken ODTÜ’de görev aldığı süreden YÖK Başkanlığı’na kadar FETÖcülere sahip çıkan Yusuf Ziya Özcan’dan,1
• Çok uzağa gitmeye gerek yok, Barış Pınarı Harekatı sırasında kendisine yöneltilen soruya “Şuan PYD Türkiye için doğrudan tehdit oluşturmuyordu” diyerek operasyona karşı tavır alan eski Zaman yazarı Etyen Mahçupyan’a,(2)
• Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu eski Başkanı Alptekin Hocaoğlu’ndan, (3)
• FETÖ’nün firari emniyet amiri Ahmet Sait Yayla’nın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Genel Başkanımız Doğu Perinçek’i hedef aldığı “İlginç Vaka: Perinçek, Erdoğan ve Rusya Üçgeni” makalesinde tanıklığı ve ifadelerine başvurduğu Selim Temurci’ye(4) ve
• “Anadilin herkese ana sütü gibi helal olduğunu” savunan Bayram Zilan’a(5) çok sayıda Türkiye ve cumhuriyet karşıtı ismin yer aldığını görüyoruz.
Ancak bu isimler yukarıda da ifade ettiğimiz Ahmet Davutoğlu’nun kabarık suç dosyasının yanında çok daha anlamlı hale geliyor. Yanına bir de parti programını koyduğumuz takdirde her şey bütün çıplaklığıyla ortaya çıkıyor.


Gelecek değil Geçmiş Partisi!
Gerek Davutoğlu’nun son dönemde yaptığı konuşmalardaki vurgular gerek Parti programının tamamına baktığımız zaman tam anlamıyla bir “Geçmiş Partisi” görmekteyiz. Burada geçmişten kastımızı Davutoğlu partilerini ilan etmeden önceki açıklamasında net bir şekilde ifade ediyor. AK Parti içerisinde son 5 sene özelinde yaşanan değişiklikler kuruluş ilkelerinden kopuş anlamına geliyord1u. Dolayısıyla Davutoğluların görevi 2002 AK Partisi’nin kuruluş ilkelerini bugün başka bir çatı altında devam ettirmekti! Programlarında da başka cümlelerle gizlemeye çalıştıkları mesajlar şu şekildedir:

  • Amerika’ya bağlılık: Yıllardır süregelen dost ve stratejik müttefik Amerika ile gerilen ilişkiler yerine dostluk ve stratejik ilişkileri esas almak.
  • AB’ye bağlılık: Gümrük Birliği Anlaşması’nın kapsamını güncellemeli ve stratejik hedef olarak AB üyeliğinde ısrar etmek.
  • Açılımı yapmak: Kürt Sorunu’nda kimliklere dayalı ayrımcılığı engellemek için çözüm eşit vatandaşlık ve anadilde eğitim.
  • Yeni bir anayasa: Yerinden yönetimi güçlendirmek, vesayete son vermek, adil bir düzen yaratmak, keyfi yargılamalara ve insan hakları ihlallerine son verip düşünce özgürlüğünün olduğu bir ortam yaratmak için yeni sivil demokratik bir anayasa.
  • Serbest piyasacı: Devletin ekonomiye doğrudan ve kabaca müdahale etmediği piyasanın hüküm sürdüğü sistem.
  • Eğitimde çoğulculuk: Eğitimde tek tipçi Cumhuriyet ideolojisine karşı çoğulcu demokratik yaklaşım.
  • Çin’e düşmanlık: Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması.

Yeniden Asya Çağı’nda Kararlılık

Türkiye’de bugün devam eden ve Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun da ağzından “Yeniden Asya Çağı” olarak adlandırılan içinden geçtiğimiz süreç 24 Temmuz 2015’te terörle topyekun mücadele ile başlamıştı. Türkiye o günden bugüne attığı kararlı ve tutarlı adımlar ile vatanın birliği ve bütünlüğünü temin altına alacak hamlelerde bulundu.

PKK ve FETÖ ile amansız mücadele devam ediyor. PKK ülkemizde açtığı hendeklere gömüldü ve ülkemizden ciddi oranda süpürüldü. Amerika’nın binlerce tır silah vererek dibimizde kurmaya çalıştığı terör koridoru düzenlediğimiz 3 başarılı operasyon ile şimdiden delik deşik olmuş durumda. PKK’nın hayalleri, silahları ve teröristleri ile birlikte o topraklara gömülmüş durumda. FETÖ’nün ise 50 yıldır sızdıkları ordudan, emniyetten, yargıdan ve akademiden büyük oranda temizlendiklerini görüyoruz. 15 Temmuz’da Amerikan destekli Fetullahçı İşgal Girişimi’nin millet ve ordu birlikteliğiyle bozulması da milletin nezdinde düşmanın ve müttefiklerinin kim olduğunun netlikle görüldüğünü kanıtlamaktadır.

Şimdi de Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta Amerika, İsrail, GKRY ve Yunanistan ile mücadelemiz kararlılıkla devam ediyor. Türkiye mavi vatandaki egemenlik haklarından vazgeçmeyeceğini aksine mavi vatanının güvenliği için her türlü gücü kullanacağını gösteriyor.

Bu süreç içerisinde ise Türkiye gerçek dostlarıyla ilişkileri geliştirmiş ve inisiyatifi bölge ülkeleri eline almıştır. Davutoğlu’nun emri verdiği FETÖ kumpası olan Rus uçağının düşürülmesi olaylarıyla gerçek stratejik ortağımız Rusya ile ilişkilerimiz sıfırlanırken Amerikan hegemonyası ve teröre karşı mücadelede ilişkilerimiz tekrardan güçlenmiştir. Bunun yanı sıra İran, Irak, Libya, Katar ve Çin’le her geçen gün ilişkilerimiz daha da gelişmekte ve ufuktaki ‘Asya Çağı’ daha da kuvvetli şekilde insanlığın yarınlarına yön vermektedir.

Tarihin Makarası Geçmişe Sarar Mı?

Türkiye PKK terörünü bitirmek ve Amerika’yı bölgeden kovmak için tarihi fırsatın eşiğindedir. İşte bu tarihi fırsat içerisinde Davutoğlu ve ekibinin partiyi kurması ve AK Parti’ye yönelttikleri eleştiriler de manidar.

Başbakanlıktan ayrılış sürecinde Davutoğlu hakkında Amerikan derin devletinin strateji geliştirme kuruluşlarından olan Foreign Policy dergisi “ABD, Ankara’daki adamını kaybetti”(6) demişti. Tam da bundandır ki Davutoğlu’nun özlemleri Amerika’nın Türkiye’deki özlemleri, siyasetleri Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile yaratmak istediği Türkiye’deki siyasetleridir. Böyle olduğu için Parti programında “Terörle mücadelenin Türkiye’nin enerjisini tüketen bir tuzak” olduğu ifade edilerek terörle mücadelenin varlık sebebi bulanıklaştırılmaktadır. Ya da Amerika’ya bağlılık yemini edilmesi ve Türkiye’de düşünce özgürlüğünün, demokrasinin ve adaletin olmadığı söylemleri Davutoğlu’nun ABD’nin Türkiye’deki adamı olmasından kaynaklanmaktadır.

Fakat şunu rahatlıkla söyleyebiliriz tarihin makarasını geçmişe sarmak mümkün değildir. Türkiye’de Amerikan rüyası Akdeniz’in derin sularına gömülmüştür! Onu oradan çıkarmaya ne Amerika’nın ne Davutoğlu’nun ne Abdullah Gül’ün ne de Ali Babacan’ın gücü yetebilecektir. Davutoğlu ve ekibi kurduğu yeni parti ve programı ile ne terörle mücadele etmekten ne de bölge ülkeleri başta olmak üzere Rusya, Çin ile müttefiklikten vazgeçirebilecektir.

KAYNAKÇA

1https://odatv.com/erdoganin-koskte-istemedigi-cemaatci-kim-0907141200.html
2 https://t24.com.tr/haber/etyen-mahcupyan-pyd-dogrudan-bir-tehdit-olusturmuyordu-mesele-turkiye-deki-kurt-meselesi,843436
3 https://tr.sputniknews.com/turkiye/201912151040840622-suriye-muhalefetinin-eski-lideri-gelecek-partisinin-kurucular-kurulunda-yer-aldi/
4 https://www.aydinlik.com.tr/feto-firarisi-yayla-erdogan-perincek-e-yaklasti-bizi-dusman-ilan-etti-turkiye-eylul-2019
5 https://odatv.com/davutoglu-partisinden-kurtce-egitim-cikisi-15121928.html
6 http://www.hurriyet.com.tr/dunya/abd-ankaradaki-adamini-kaybetti-40100455