Barış Dikmen, Öncü Gençlik GYK Üyesi ve Denizli İl Başkanı
Kasım’ın son haftasına girerken, ABD Büyükelçiliği’nin resmi hesaplarından yayımlanan “demokratik değerlerin güçlendirilmesi” bahanesiyle Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarına dağıtılacak fonların kapsamını duyuran açıklama, Türkiye gündeminde yoğun yer aldı. Aslında bu duruma ABD’nin yaratıcı yıkıcılık teması adı altında, Türkiye karşıtı eylemlerde yer alacak kurum ve kuruluşları destekleme olarak bakarsak daha doğru görebiliriz. Ya da bir para uğruna emperyalist kuvvetlerin maşası olmayı kabul eden kurum ve kuruluşları da görebiliriz. Her ikisinin de sonucu ortaktır. Türk milletine ihanettir.
Bu yazımızda Türkiye sendikacılığında emperyalizmin etkilerinden bahsetmek istiyoruz. Vereceğimiz bilgilerle emperyalist devletlerin verdiği destekler sonucu sendikalarımızın aldığı tutumlardaki değişikliği fark edeceğiz. Sendikalar topluma karşı sorumlu oluşumlardır. Aldığı tutumlar sadece kendilerini değil, toplumu da etkilemektedir. Türk sendika tarihinin büyük isimlerinden Yıldırım Koç, herhangi bir başka ülkenin hükümetinden veya devletinden doğrudan veya dolaylı olarak para almayı bir insanın alnına sürülebilecek en büyük bir kara leke olarak tanımlar. Bu sebeplerle iş hayatımızın olmazsa olmazlarından sendikalarımızın emperyalizmin hedef ve oyunlarına yıllardır maruz kalan tarihinden örnekler vererek dersler çıkaracak, günümüze ışık tutacağız.
Emperyalistlerden Neden Para Almamalıyız?
Herhangi bir savaşı kazanmanın koşulu düşmanı iyi tanımaktan geçer. Eğer dostu da düşmanı da tam olarak belirleyemezsek o mücadeleden zaferle çıkmamız pek muhtemel değildir.
Sanayi devriminin gelişmesiyle, dünyamız da sermaye sınıfının ve onların çok uluslu şirketlerin bitmek bilmeyen hammadde sevdası da artmıştır. İnsan hayatını bile değersiz kılan bu sistem, onu sadece hedefine ulaşmak için değerlendirdiği bir meta olarak görmekten çekinmemiştir. Sermaye sınıfının hayatlarının devamı, kapitalist sistemin yaşamı kadardır. Yani sistemin efendilerinin tek gayesi kapitalist sistemin devam etmesidir. Bütün meseleye bu gözle bakan emperyalist devletlerin, çeşitli kurumlara fon vermesinin sebebi de açıktır. Batılı emperyalistlerin birisine yumurta veriyorsa ondan en kötü kaz alacağı kesindir…
Şimdi emperyalizmin kıskacında sendika tarihimize göz atalım.
Ulusal Bağımsızlık Savaşı Dönemi (1920)
İştirakçi Hilmi 1920’li yıllarda işgal kuvvetlerinden, özellikle de İngilizlerden para alarak sendikacılık faaliyetinde bulunan sosyalist parti lideridir. Kurtuluş Savaşına destek vermediği gibi karşı da çıkan İştirakçi Hilmi İngilizlerin sevgili ismi olmuş, işgal döneminde de pek sıkıntı çekmemiştir. İngiltere’den aldığı desteklerle siyasi arenada ve sınıf mücadelesinde yer almış, sonucunda da Türkiye karşıtı faaliyetlerin başını çekmiştir. Emperyalizmin desteğini alabilmek için kendi vatanına ihanet etmiştir. Çapanoğlu kitabında bunu şöyle anlatır: “Hilmi mütareke yıllarında oldukça büyük bir faaliyet gösterdiği halde, ona ne Hükümet, ne de işgal kuvvetleri dokundu. Hilmi, kırmızı otomobilinde, azametle dolaştı. Yedi, içti, eğlendi. Ona niçin dokunmadılar?” (1)
1960’lı Yıllar
Buradan itibaren Türkiye’nin en önemli sendikacılarından Yıldırım Koç’un kitabından alıntı yapacağız.
Yıldırım Koç şöyle 1960’lı yıllar içi şunu söylüyor: “Bu yıllarda ABD emperyalizminin amacı tüm dünyada sendikacılık hareketini bölmek ve sosyalist-komünist unsurları sendikal bütünlükten dışlayarak onları tecrit etmekti.” (2)
TÜRK-İŞ’ten 1967 yılında geleneksel sendika çizgisinin günün gelişen sorunlarına cevap vermede eksik kalmasından kaynaklı ayrılan bir grup bağımsız sendika DİSK’i kurdu.
DİSK’in kurulmasıyla birlikte ABD emperyalizmine karşı çıkması bir oldu ve Türkiye’nin bağımsızlığını savundu. ABD emperyalistleri de DİSK’in ABD’ye karşı olmasını TÜRK-İŞ’e verdiği destekleri arttırmakla önemlini aldı. Peki neydi o destekler?
“TÜRK-İŞ’e 1960-1970 döneminde ABD’nin bir devlet örgütü olan AID’den 13.4 Milyon lira destek verildi. Aynı dönemde TÜRK-İŞ’in aidat geliri 13,5 Milyon lira düzeyindeydi.
TÜRK-İŞ bünyesindeki 600 dolayındaki sendikacının 1-3 aylık sürelerle ABD’ye gezmeye götürülmesi…” (3)
Sonuçta her şeyin bir bedeli vardı. TÜRK-İŞ de aldığı bu destekleri bir şekilde hak etmeliydi.
TÜRK-İŞ, ABD’nin Vietnam’da gerçekleştirdiği acımasız saldırılara sessiz kalmakla başladı.
Özellikle ABD gezileri çok belirleyicidir. Orada sendikacıların zaaflarının tespit edilip ileride kullanılmak üzere hareket edildiği gibi bir gerçek vardır. Amerikalılar ile kurulan ilişkiler sonucunda komünizm karşıtlığı daha da alevlenmiş “Komünizmi Telin Mitingi” düzenlenmiştir.
TÜRK-İŞ ABD’nin başta İncirlik Üssü’ne karşı çıkmamış, ABD’nin politikalarına paralel açıklamalar yapmıştır. Yani emperyalizmin desteğini alabilmek için katliamlara sessiz kalınmıştır.
1970’li yıllar
Emperyalizmin bu seferki silahı, Asya Amerika Hür Çalışma Enstitüsü (AAFLI).
Bu Enstitü aracılığıyla birçok TÜRK-İŞ sendikacısına sağlanan olanaklarla birlikte TÜRK-İŞ’in çizgisi bağımsızlıktan uzak ve Sovyetlerle kurulan dostluğa karşı tavırlara dönüşmüştür.
“1972-1980 döneminde ABD emperyalizmi TÜRK-İŞ’ten Sovyetler Birliği karşıtı bir çizgi izlemesini bekliyor ve TÜRK-İŞ’i Kürt kökenli vatandaşlarımızla ilgili istihbarat ve yönlendirme çalışmalarında kullanmak istiyordu.”(4) Yani ABD’nin Türkiye’nin Sovyetlerle kurduğu ilişkilere verdiği karşılık Kürtçülüğü desteklemekti.
Artık alınan destekler ve AAFLI’nin çalışmaları sonucunda TÜRK-İŞ, ABD çıkarlarına uygun hareket etmek durumunda kalmıştır. Hatta “AAFLI’nin Türkiye Bürosunun başına CIA ajanı olduğu bilinen Emanuel Boggs atanmıştır.”(5)
Sendikacılık ve örgütlenme üzerine düzenlenen eğitimlerde Sovyetler Birliği karşıtlığı da işlendi.
1980’e kadar emperyalizmin kıskacında sendika tarihimizin bir kısmını aktarmaya çalıştık. 1980’den günümüze dayanan süreci de diğer yazımızda aktaracağız.
Dipnot:
1- Çapanoğlu, M.S., Türkiye’de Sosyalizm Hareketleri ve Sosyalist Hilmi, Pınar Yay., İstanbul, 1964, s.73-74.
2- Yıldırım Koç, Emperyalizm ve Türkiye Sendikacılığına etkileri, Kaynak Yayınları, sayfa 29
3- Yıldırım Koç, Emperyalizm ve Türkiye Sendikacılığına etkileri, Kaynak Yayınları, sayfa 30
4- Yıldırım Koç, Emperyalizm ve Türkiye Sendikacılığına etkileri, Kaynak Yayınları, sayfa 38
5- Yıldırım Koç, Emperyalizm ve Türkiye Sendikacılığına etkileri, Kaynak Yayınları, sayfa 39