Ana Sayfa Yazılar SERKAN ÇETİNKAYA YAZDI: EMPERYALİZME KARŞI ARAP-TÜRK DOSTLUĞU

SERKAN ÇETİNKAYA YAZDI: EMPERYALİZME KARŞI ARAP-TÜRK DOSTLUĞU

Öncü Gençlik İzmir İl Sekreteri Serkan Çetinkaya emperyalizme karşı Türk-Arap dostluğunu yazdı.

1706

Ziya Paşa ne de güzel söylemiş. “Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz” diyerek. Bu söz gerçeğin pratikle sınanacağını, olguların yalnızca tecrübelerde görüleceğini akıllara kazıyor. Bilimin ve bilimselliğin temeli ortaya koyuluyor. Günümüzde laf ve iş arasındaki ilişki birbirine geçmiş durumdadır. Bir konu hakkında yargıya varacağımız zaman, yapılan işe yani pratiğe bakmadan haklı haksız sözler sarf edebiliyoruz. Ya da sadece bir söz veya haber ile pratiğimize yön veriyoruz.

Somutlayacak olursak; “Araplar Kurtuluş Savaşı’nda bizi sırtımızdan vurdu’’ sözüne aldanıp Araplara karşı tutum ve davranışlarımızı belirleyebiliyoruz. İslamiyet’in dünyaya katkılarını görmeden Arapları toplumsal olarak geri ilan edebiliyoruz. Ya da bugün Irak, Suriye, Lübnan, Libya gibi antiemperyalist mücadele veren Arap ülkelerinin pratiğine bakmadan Araplara karşı güvensizlik yaratabiliyoruz.

Bu yazımızda Ziya Paşa’nın felsefesiyle, hayatın ve tarihin içerisinde Araplar ile Türklerin ilişkisini irdeleyeceğiz.

Şerif Hüseyin’in Hevesleri Arapların Tamamına Mal Edilebilir Mi? Yıllardır bir safsatadır alır yürür. Neymiş; Araplar bizi Birinci Dünya Harbi’nde sırtımızdan vurmuş, Araplara güven olmazmış. Araplara söylenen ise bunun tam tersidir, Türkler sizi yıllar boyunca sömürdü diye propaganda yapılır. Halbuki her ikisi de yalandır. Ne Türkler Arapları sömürmüştür ne de Araplar Türkleri sırtından vurmuştur.

Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethinden beridir yaklaşık dört asır boyunca Araplar, Türk ordusuyla ve Türk idaresiyle sadakat ilişkisi içerisindedir. Şayet 1. Dünya Harbi’ne kadar Arapların kafasında bağımsızlık düşüncesi yoktur. Bu durum 1917 yılında Harbin ortasında birdenbire ortaya çıkmıştır. İngiliz Teğmen Lawrence bölgede etkili bir ajandır. Arap çeteler ile arası iyi olan, Arapların gelenek ve göreneklerine hâkim olan Lawrence, İngilizlerin emperyalist emelleri için bulunmaz Hint kumaşıdır. İngilizler Arap coğrafyasındaki petrol kaynaklarını ele geçirebilmek, Türklerle Arapların arasını açmak amacıyla bölgede iki halkı birbirine kışkırtmıştır. Bunun bir sonucu olarak 1. Dünya Savaşı esnasında Hicaz Emiri Şerif Hüseyin’in çetelerinin Türklere karşı bayrak açtıkları doğrudur. Şerif Hüseyin’e ve oğullarına verilen krallık vaatlerinden dolayı bu olay yaşanmıştır. Fakat bu münferit bedevi çete olayından yola çıkarak Arapların tamamının Türkleri sırtından vurduğu ya da Araplara güvenemeyeceğimiz olgusu ortaya çıkmaz.Hangi Araplar haindir? Kanal’da canla başla bizimle İngilizlere karşı omuz omuza çarpışan Araplar mı? Basra’da İngilizlere yol vermeyip onları orada kilitleyen Araplar mı? Kut-ül Amare zaferinin kazanılmasında büyük emeği geçen Araplar mı? Trablusgarp’ta Mustafa Kemal Paşa ile milis kuvvetler oluşturup İtalyanlara kök söktüren Araplar mı? Daha Kurtuluş Savaşı başlamadan Sütçü İmam Fransızlara ilk kurşunu sıkmadan önce, 19 Aralık 1918 de Hatay Dörtyol’da Fransızlara karşı ilk direniş hareketini Türk kardeşleriyle başlatan Araplar mı? Çanakkale’den Kafkaslara kadar daha birçok cephede bizimle omuz omuza çarpışan Araplar mı?

İngilizlerin kışkırtmasıyla yapılan bir çete saldırısından dolayı dört asır boyunca aynı topraklarda nefes aldığımız, aynı kaderle savaştığımız, beraber can alıp can verdiğimiz Arapları hainlikle suçlamak elbette doğru değildir.

Her dış savaş beraberinde iç cephede de belirli sorunlar doğurmuştur. Batı bloğuna karşı bir varoluş savaşı veren Türkler içeride de emperyalist destekli ayaklanmalara karşı mücadele vermişlerdir. Şerif Hüseyin’in çeteleriyle yaşanan savaş da bundan ibarettir.

Kurtuluş Savaşı esnasında Milli Mücadele’ye ve Ulu Önderimize karşı 21 tane isyan çıkmıştır. Bu isyanlara katılan Türkler yok muydu? Milli Mücadele’ye ve BMM’ye karşı olan İstanbul Hükümet’inin yöneticileri arasında Türkler yok muydu?  Sakarya Meydan Muharebesi’nden kaçan ve 48 bin kişiyi aşkın olduğu söylenen askerler arasında Türkler yok muydu? Elbette vardı. Kurtuluş Savaşı esnasında yaşanan isyanlar, firarlar Türk milletinin tamamına mal edilmeyip kahramanlığına zeval getirmediği gibi İngiliz destekli Şerif Hüseyin önderliğinde çıkarılan isyan da Arapları hain yapmaz.

İslamiyet ile Gelen Uygarlık

Türkiye’de Araplara karşı çıkışın bir diğeri ise toplumsal ve kültürel olarak onların geri kalmışlığı iddiası üzerindendir. Arap denilince kafamızda hemen bir şablon oturur. Uzun beyaz örtüler, elleriyle yemek yiyen insanlar, geri kalmış bir toplum gözlerimizin önüne gelir. Halbuki “Araplar” dediğimizde tek tip bir insandan bahsettiğimizi düşürsek yanılırız, farklı coğrafyalarda ve kültürlerde yaşayan milyonlarca insandan bahsediyoruz. Bu yanılgı üzerinden üretilmeye çalışılan fikirler elbette sorunlu oluyor.

Bu yanılgılarla, kültürel olarak geri olduğu iddia edilen Arapların İslamiyet ile birlikte medeniyete katkısı görmezden gelinir. Uygarlık kelimesinin eş anlamlısı “medeniyet” kelimesidir. Bu kelime Türkçe’ye Arapça’dan geçmiştir. Medine şehrinden türetilmiş, şehirleşmek anlamına gelmektedir. İslamiyet ile birlikte Hz. Muhammed önderliğinde Araplar Arap Yarımadası ve Batı Asya’dan başlayarak tüm dünyaya örnek olacak bir medeniyet getirmiş, insanlığa büyük miraslar bırakmışlardır.

İslamiyet kabile bağlarını çözerek toplumun ümmet olarak örgütlenmenin yolunu açmıştır, kabile içindeki kardeşliği bütün Müslümanlara yayarak ümmet kardeşliğini getirmiştir. Kervan basma olayları ve yağmacılık İslamiyet ile birlikte son bulmuş, özel mülkiyetin ve ticaret özgürlüğünün önü açılmıştır. Artık hırsızlık haramdır, yağma yapanın kolu kesilecektir, kervanlar basılmayacaktır. Devlet ve hukuk sistemiyle birlikte barış ve huzur getirilmiştir. Sosyal alanı geliştirmiştir, zina yapmak yasaktır. Kadınlar kabile toplumundan İslamiyet’e geçişle daha özgür hale gelmiştir.

Araplar 7. yüzyılın başında geçmişten gelen medeniyet birikimini geliştirmiştir. Yeni bir devletin, yeni bir toplumun kurucularıdırlar. Büyük bir medeniyet devrimini inşa etmişlerdir. İnsanlık Hz. Muhammed’in kılıcına çok şey borçludur. Kurduğu devlet düzeni ve medeniyet sayesinde eski uygarlıklar ile 15. yüzyıl sonrasının kapitalist uygarlığı arasında köprü kurmuştur.

Bizler ne kadar Arapları kültürel olarak geri kalmış sayarsak sayalım, bilim onların ileriliğini görmezden gelmez. Çin’de de, Afrika’da da, Batı’da da İslamiyet’in ortaya çıkışı, Ortaçağın en büyük devrimlerindendir.

21. Yüzyılda Türk-Arap Dostluğu

20. yüzyılın başında Ulu Önder’in öncülüğünde verilen bağımsızlık savaşımız bütün mazlum uluslara örnek olmuştur. Türklerin emperyalizme karşı kazandığı savaş Arap dünyasını da derinden etkilemiştir. Nasır’ın, Saddam Hüseyin’in, Hafız’ın ve Kaddafi’nin devrimlerinin ortak özelliklerinden biri Türk devriminden etkilenmesi ve onun ardılı olmasıdır. Çünkü Türkiye’deki temel çelişki nasıl bağımsızlık ile emperyalizm arasında ise Arap dünyasında da temel çelişki aynıdır.

Bugün de Arap dünyasına ve Türkiye’ye tehdit aynı yerden gelmektedir. Dünyanın da temel çelişkisi aynıdır. Hatta denilebilir ki bulunduğumuz coğrafyadan ötürü Arap dünyası ya da Türkiye’den birine gelen tehdit aslında her ikisine birden gelmektedir. Amerika’nın Libya’yı, Suriye’yi, Irak’ı, Filistin’i bölme planları Türkiye’yi doğrudan etkilemiyor mu?

Suriye-Türkiye sınır boylarında verilen savaşlar ABD’nin tırlarca silah verdiği PKK unsurlarıyla verilen savaşlar değil midir?

Libya Ulusal Mütabakat Hükümeti’ni desteklememiz, Libya’nın bölünmez bütünlüğünü savunmamız Türkiye’nin de bütünlüğü için değil midir? Yine Libya ile yaptığımız deniz yetki anlaşması Mavi Vatanımıza yönelik tehditleri bertaraf etmek için değil midir?

ABD 1. ve 2. Körfez Savaşı’yla Irak’ı bölerek “Büyük Orta Doğu Planı” adı verilen planı işletmiş ve Türkiye’yi tehdit etmemiş midir? Yine aynı savaşta Türk askerlerinin başına çuval geçirilmemiş midir? 

İsrail’in Filistin’de işlediği insanlık suçu bizleri hiç mi ilgilendirmemektedir? ABD Filistin’i parçalayarak ve İsrail’le birlikte hareket ederek Batı Asya’ya daha kolay müdahalelerde bulunma fırsatı yakalamamış mıdır?

Türkiye ABD emperyalizmine karşı hem karada hem denizde bir vatan savaşı veriyor. Arap ülkeleri bu savaşta en yakın dostlarımızdır. Türk-Arap dostluğunu istemeyenler “Türkiye Araplaşıyor”, “Araplar geri bir millet”, “Araplar hain” gibi yaftalamaları ile ortaya çıkıyorlar. “Araplaşmaya” karşı çıkanlar ve Arapları hain ve geri ilan edenler, bunu genellikle “laikliği savunma” tavrı olarak açıklıyorlar. Fakat Türkiye’de gericiliği besleyen, tarikatları büyüten kuvvetler tarih boyunca Araplar değil Batılı emperyalistler olmuşlardır. FETÖ’yü besleyen ve büyütenin de CIA olduğunu 15-16 Temmuz’da İncirlik’ten kalkan jetlerle bütün dünya öğrenmiş oldu.

Arap dünyasıyla dostluk Türkiye açısından hayati bir öneme sahiptir. Bugün Suriye, Irak, Libya, Mısır gibi Arap ülkeleriyle aynı gemideyiz, kader ortağıyız. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü ve bağımsızlığı için bu ülkelerle beraber olmak zorundayız. Türkiye’nin Üretim Devrimi ve vatan bütünlüğü açısından Arap dostluğu stratejik bir öneme sahiptir.

KAYNAKÇA:

Doğu Perinçek, Hz. Muhammed Silahlı Peygamberin Medeniyet Devrimi, Kaynak Yayınları, İstanbul

Perinçek Doğu (2018), Türkler Araplaşıyor mu?, Aydınlık Gazetesi (https://www.aydinlik.com.tr/turkiye-araplasiyor-mu-dogu-perincek-kose-yazilari-agustos-2018)

Perinçek Şule (2019), Atatürk ve Arap Dünyası, Teori Dergisi, 352 (3), 30-55

Akşin Sina (2019), Atatürkçülüğün Arap Dünyasındaki Etkileri, Teori Dergisi, 352(2), 24-30

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Günlerin Getirdiği Programı (https://www.dailymotion.com/video/xduzbv)