Kaan Karaagöz, Vatan Partisi’nin vatan, emek, namus mücadelesinde 40 yıllık geleceğini emanet alan Öncü Gençlik üyelerinden biri. Kendisiyle 19 Mayıs’ın 101. Yıldönümünde tadına doyulmaz, umut ve güven dolu bir sohbete girdik. Önce kendisini tanıyalım… Almanya Dortmund’da yaşıyor, 26 yaşında üniversite öğrencisi. Aslen Zonguldaklı. Dedesi, ta 60’lı yıllarda madenci olarak Almanya’ya giden ilk gurbetçilerden. İkinci kuşak, derken üçüncüsü Kaan ve kardeşi doğmuş, büyümüş, okumuş Almanya’da. Şimdi üniversite öğrencisi, Siyaset Bilimi okuyor. Uluslararası ilişkilerde yüksek lisans yapmayı, oralarda edindiği bilgi, birikim ve tecrübeyle anavatana dönmeyi ve memleketin hizmetine sunmayı düşlüyor.
‘YARI ALMAN YARI TÜRK DEĞİLİZ’
- Türkçe’yi aksansız konuşuyorsun, ama gözünü Almanya’da açmışsın. Türkiye’ye uzak hissediyor musun kendini?
Yok, biz kendimizi yarı Alman yarı Türk gibi hissetmiyoruz. Ailem de buradaki Türk toplumu da öyledir. Mesela yılda bir kez tatilleri Zonguldak’ta geçiririz, aileyle birlikte kalırız. Anane, dede, kuzenler, yengeler hep birlikte oluruz, otele falan gitmeyiz. Burada da milli maç olduğunda Türk milli takımını tutarız.
- Bizim takımın maçı yoksa?
Yine Alman milli takımını tutmayız. Bizim gençlik tarihimiz Jön Türklere dayanıyor. Kaderimiz Anadolu topraklarına bağlı. Bunun bilincindeyiz.
- Bu bilinç hep var mıydı?
En başından beri… Belki aileden gelen bir şey, ama benimle sınırlı değil. Türk toplumunda olan bir şey. Belki o nedenle ırkçı gruplar bize kin tutuyorlar. Mesela burada yaşayan başka bir yabancı Bayern Müncehn’i tutar, ama biz ya GS ya FB ya Beşiktaşlıyızdır…
- Almanlara, Almanya’ya yönelik bir tepki var mı?
Öyle bir düşmanlık duymayız. Burası bizim de ilerlemesini ve en iyisini istediğimiz bir toplum.
Önce aileyle ilgili sonradan Vatan Partisi gibi örgütlerle tanışınca bu duygu daha da pekişiyor.
‘SOYKIRIM YALANINA KARŞI BURAYI SALLADI’
- Ne zaman partiye katıldın?
Lise döneminde siyasetle ilgiliydim, o çağlarda bilimsel sosyalist oldum. Bizim için Bilimsel Sosyalizm vatanseverlikle, milliyetçilikle el ele giden bir şey. Atatürk’e, Mehmetçiğe sahip çıkmaktan ayrı değil! Biri olmazsa diğeri olmaz. Bunu o zamanki adıyla İşçi Partisi‘nde gördüm, kendimi oraya yakın hissettim. Almanya’daki birçok derneği, kitle örgütünü, siyasi grubu, Türkleri ve Türkiye’nin çıkarlarını savunmak açısından ürkek buldum.
Öte yandan Doğu Perinçek soykırım yalanına karşı Berlin’e gelip burayı sallıyordu. Ya da İsviçre’ye gidip ‘Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır‘ diye her yerde haykırıyordu. Bu cesaret ve kararlılığı sadece Vatan Partisi’nde gördük. Bizi en iyi savunacak parti olduğunu düşündüm.
‘AMİRAL SONER POLAT ROZETİMİ TAKTI’
- Önce bir bakayım, kitle örgütlerinde olup biraz tanıyayım falan dedin mi?
Kitle örgütünden önce Vatan Partisi‘ne üye olmaya karar verdim. Parti’ye katıldıktan sonra TGB’li oldum. Biri sorduğunda Vatan Partiliyim diyordum. 2015 yılında ismi de değişince internetten kayıt formu bile göndermek istemedim. Doğrudan başvurmak istedim. Yanlış hatırlamıyorsam Yusuf Tuncer abiydi. Vatan Partisi’ne üye olmak istediğimi söyledim. 2015 yılı sonunda Amiral Soner Polat bana rozetimi taktı.
‘UYUM SAĞLAMAK BOYUN EĞMEKTEN GEÇİYOR’
- Biraz teorik bir tartışma konusu mu? Tarih tartışmaları, savunmaları falan…
Doğru bulduğumuz şeyleri anlatıyoruz, ama sadece insanlara doğruyu anlatmak değil. Bunun arkasında koca bir sistem var. Bu sisteme insanların uyum sağlaması, boyun eğmekten geçiyor. Biz buna karşı farklı bir örgütlenme kuracağız. Mesela soykırım yalanı! O da öyle çözüldü. Vatan Partisi Türklerin çıkarlarını nasıl savundu? Sadece kendinize güvenin diyerek değil, ‘siz soykırımcısınız’ diyenlere karşı bir güç oluşturdu. Siz buradaysanız hiç kimse sizi soykırımcı ilan edemez. Örgütlü güce örgütlü güç!
- Kürtçü, bölücü örgütler ne durumda? Oldukça destek alıyorlar ve güçlü görünüyorlar…
Bunlar da elbette kendiliğinden bu güce erişmediler. Yıllarca desteklenen bir şeydi. Neye hizmet ediyordu? Almanya’nın aslında bunda bir çıkarı yok. ABD’nin emperyalist planları uğruna destekleniyordu. Biz onlardan çok çok daha güçlüyüz, çok çok daha fazlayız. Burada milli olanların, Türkiye‘ye sahip çıkanların, Barış Pınarı Harekatını destekleyenlerin niteliği de bölücü gruplardan çok çok daha yüksek. Ama bunlar bir disiplin altında birleşmiş değiller. Onlar örgütlüler, biz dağınığız. Biz Türklerin olduğu her yerde Öncü Gençliği inşa edeceğiz. İlk adımları attık. Onların karşısına örgütlü güç olarak çıkacağız.
‘ERMENİ SOYKIRIMI’DİYEN PKK‘LILAR
- Somut bir adım attınız mı?
Köln’de soykırım anıtı dikmek istediler, onları kovaladık, diktirmedik. İçlerinde Ermeni yoktu. Hepsi PKK’lıydı. O güce karşı örgütlü güç kurunca, milli temelde Türkleri birleştirince, bölücü güçler bir şey yapamazlar.
- Türkiye’de bayağı itibar ve güç kaybettiler. Orada durum nasıl?
Bizim Türkiye’deki arkadaşlar hep şunu diyordu: Mehmetçik vurdukça biz özgürleşiyoruz. Şunu eklemek lazım: Mehmetçik vurdukça biz de burada özgürleşiyoruz. Efendileri zayıfladıkça geri çekiliyorlar. Şartlar çok elverişli bizim örgütlenmemiz için, şartlar çok olumlu.
‘GELECEK 40 YILIN GARANTİSİ’
- Örgütlenmeniz ne aşamada?
Parti burada 50 yıldır vardı, ama gençlikte yoktu, dağınıktı. Bunları bir disiplin altına alma kararı aldık. En başta 100 gençle kurultay yapalım, dedik. İlk görüşmeleri yaptık. Geçen yıl Arılık ayında başladık. Aynı gemideyiz fikri çok güçlü. Onunla insan kazanıyoruz. Burada hiçbir Öncü Gençlik muhatabımız, örgütümüz yokken, bugün 11 ülkede örgütlenmiş durumdayız. Almanya’da Yönetim Kurulu inşa ettik. Şimdi Stuttgart, Berlin, Frankfurt, Nürnberg, Hannover, Münih’te temsilciliklerimiz bile var. Bu daha başlangıç… Hollanda’da, İngiltere’de teşkilatımız var. Avusturya, Fransa, İsviçre, Belçika‘da temsilcilikler oluşturmak üzereyiz. Bir iki haftalık sürede tamamlayacağız. Bosna’da, Ukrayna, Macaristan ve Norveç’te üyelerimiz oldu. Gittikçe büyüyen, ülkeleri aşan, çeşitli bürolar kuran bir Öncü Gençlik haline geldik. Aralık ayına kadar genel kurultay toplayacağız. Avrupa örgütünü seçeceğiz. Koronadan sonra tamamlamayı planlıyoruz. Genel Başkan “Geleceğimizin 40 yılını garantiye aldık“ diyor ya, biz de Avrupa‘nın gelecek 40 yılını garanti altına alıyoruz. Nerede Türk varsa orada olacağız. Bu 11 ülkeye yenilerini ekleyeceğiz.
- Türkiye’ye dönmeyi planlayanlar var mı?
İçimizde yanıp tutuşan bir şey, sormanızı bekliyordum… Neredeyse tümümüzde, vatanımız Türkiye’ye hasret var. Birçok arkadaşın hedefi eğitimini tamamlayıp geri dönmek. Hani Türkiye’de “Burası bana bir gelecek sunmuyor. Erdoğanların ülkesinde mi yaşayacağım?“ diyenler var ya, burada tam tersi! Hatta Almanya’da bazı araştırmalara göre, burada eğitimini tamamlayan, niteliği yüksek Türkler arasında geri gidenlerin sayısı artıyor. Almanya da bundan şikayetçi. Yanlış anlaşılmasın, burada bir Türk kitlesi var, buradaki mevziyi tutmak da çok önemli. Diğeri biraz duygusal boyutu. Bizim burada çok önemli görevlerimiz var. Türkiye’ye bağlıyız ama yaşadığımız toprakların iyiliği için ve onları kurtarmak da istiyoruz. Yoksa onlara düşmanlık beslemiyoruz.
‘BAĞIMSIZLIK YÜRÜYÜŞÜNE SİZ DE KATILIN’
Furkan Kaldı / Öncü Gençlik Ukrayna Temsilcisi: Bugün partimizin çatısı altında, hem ülkemiz içinde hem de Avrupa’da, 101 sene önce başlayan devrimci adımların temsilcisiyiz. Biz Öncü Gençlik olarak her zaman tam bağımsız Türkiye için yürüdük, durmaksızın da yürüyeceğiz. Avrupa’daki vatansever Türk gençliğine çağrımızdır, siz de bu bağımsızlık yürüyüşüne Öncü Gençlik saflarına katılın.
‘ŞİMDİ VAZİFEYE ATILMA ZAMANI’
Hatice Ballıkaya/Öncü Gençlik İngiltere Başkanı: Avrupa’da doğan, büyüyen ve yaşayan Türk gencinin iki en büyük görevi şöyle özetlenebilir: Birincisi, Vatan Savaşı’nın Avrupa cephesinde yumruk gibi birleşmek ve vatanını, milletini canı pahasına savunmak. İkincisi, Milli Kimliğini korumak, yozlaşıp yok olmamak. Bizler emperyalist ülkelerin merkezlerinde doğan ve yaşayan Türk gençleri olarak, büyük kurtuluşumuzun ateşlendiği tarih olan 19 Mayıs 1919’dan 101 yıl sonra, vatanımızın içinde olduğu Vatan Savaşı’nın farkındayız. Geleceksizliğe, millisizleşmeye, kimliksizleşmeye ve özüne yabancılaşmaya karşı, Atatürk’te, Vatan Savunmasında birleştik. Avrupa’daki vatansever Türk gençlerini Öncü Gençlik’te birleşmeye, vazifeye atılmaya davet ediyoruz.
‘19 MAYIS ATEŞİNİ YÜREĞİMİZDE TAŞIYORUZ’
Ali Ekber Özçelik/ Öncü Gençlik Bosna Hersek Temsilcisi: Atamızın açtığı yolda Türk gençliği olarak vatan mücadelesinde yürüyoruz. 19 Mayıs günü alevlenen anti-emperyalist vatansever ateş hâlâ yüreklerimizde. Bu mücadelenin en iyi yapıldığı taraf olan Öncü Gençlik hem Türkiye hem de Avrupa’da çalışmalarına devam etmektedir. Bosna Hersek’te ve Balkanlarda vatan mücadelemizin önemini vurgulamak ve daha iyi ifade etmek için elimizden geleni yapacağız. Tüm Atatürkçü vatansever gençleri saflarımıza bekliyoruz.
‘AVRUPA’NIN HER YERİNDEN SES VERECEĞİZ’
Kaan Kaçar/Öncü Gençlik Avusturya Başkanı: Bizler Avrupa’da medya, siyaset ve ihanet örgütleri eliyle Büyük Önderimiz Atatürk’e, vatanımıza ve milli kimliğimize yönetilen saldırıların da farkındayız. Avrupa’da yaşayan Milletimizi etnik köken, din, mezhep ve yöre temelinde bölmeye çalışanların karşısındayız. Cumhuriyet devrimimizin bizlere kazandırdığı ulusal kimliğimiz altında dilini, tarihini, kültürünü ve milli benliğini özümsemiş bir gençliğin ayağa kalkması için vazifeye atıldık. Balkanlarda ve Avrupa’nın dört bir yanında gençlik Vatan Partisi’ni tartışıyor. Vatan Partisi’ne yönelişin arttığı bu dönemde Öncü Gençlik, Avrupa’nın her yerinden ses verecektir.
‘TÜRK GENÇLİĞİNİ TARİHİN ÖZNESİ OLMAYA DAVET EDİYORUZ’
Doğu Erk/Öncü Gençlik Macaristan Temsilcisi: 19 Mayıs, 20. yüzyıl emperyalizmine son veren bağımsızlık savaşlarının ilkinin çekirdek kadrodan bir ulus örgütlemeye dönüşmesinin yıl dönümüdür. Bir avuç birikimli insanın coğrafyaların kaderlerinin değişmesinde rol alabileceklerinin göstergesidir. Birikim kazanmak, zamanı doğru analiz edip ona göre konuşlanabilmek hatta kitle hareketlerine yön vermek için Avrupa’nın her köşesindeki Türk gençlerini örgütlenmeye, tartışmaya, tarihin öznesi olmaya davet ediyoruz.
oncugenclik.org.tr
