Şeyh Said isyanı özetle; emperyalizm işbirlikçisi toprak ağası ve tarikat şeyhlerinin devrimci cumhuriyete karşı, bölücü ve gerici isyanıdır. Türkiye Cumhuriyeti isyanı bastırarak varlığını korumuş ve feodal güçlere en ağır darbeleri indirmiştir. İsyan İngiliz desteğiyle çıkmış ve İngiliz emperyalizminin faydası doğrultusunda ilerlemiştir.
İsyanın hedefinde olan Kemalist Devrim’in ise en başından itibaren 3 temel hedefi vardı.
1. Manda, himaye veya sömürge kesinlikle kabul edilmeyecek. Türkiye her alanda tam bağımsız olacak.
2. Hilafet, saltanat, ağalık, şeyhlik gibi kurumlar orta çağa aittir. Kayıtsız şartsız bir ‘’milli egemenlik’’ için bu kurumların kökü kazınacaktır. Toprak ağalarının toprakları, topraksız köylüye dağıtılacaktır.
3. Türkiye Devletçilik eliyle milli ekonomiyi inşa edecek. Kamucu uygulamalarla bir yandan milli sermaye gelişirken diğer yandan da sınıf farklılıklarının derinleşmesine müsaade edilmeyecek. Üretici-emekçi köylü memleketin efendisi olacak.
Bu hedefler Türk Devrimi’nin 200 yıllık devrim programıdır. Devrimin hedefi ile, çıkarları uyuşmayan İngiliz emperyalizminin Türkiye’deki uzantısı sermayedarlar, saltanat ve hilafet savunucuları, tarikatlar ve toprak ağaları, etnik milliyetçiler devrime karşı ittifak kurdular. Bu ittifak liberal değerler temelinde yükseldi ve emperyalizm işbirlikçisi bir karakter kazandı. 200 yıldır Türk Devrimi’ne emperyalizm desteğiyle bu sınıflar düşmanlık yapıyor.
ŞEYH SAİD’DEN PKK VE FETÖ’YE MİRAS
Gerici, bölücü ve emperyalizm işbirlikçisi karakteriyle FETÖ ve PKK, Şeyh Said’in devamcısıdır. PKK/Dem Parti’nin, FETÖ gibi örgütlerin ve her türden emperyalizm işbirlikçisinin Şeyh Said, Seyit Rıza gibi isimleri sahiplenmesi çok normal. Onlar Türkiye düşmanı ve Amerika’nın piyonu konumlarına tarihte kök arıyorlar. PKK ve FETÖ, Şeyh Said ve Seyit Rıza gibilerinden daha iyi bir miras kendilerine bulamaz.
Hizbullah/Hüda Par da parti programında bölücü ve gerici olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman olduğunu ilan etmişti. Zaten NATO/Gladyo imalatı bir parti olarak daha farklı bir tutum onlardan beklenemezdi.
SORUN DEVLETİ YÖNETENLERDE
Sorun Diyarbakır Valiliği’nin yani devletin Diyarbakır’daki en tepesindeki kurumunun bir bulvara ismini vererek Şeyh Said’i sahiplenmesidir. Tekrar etmekte fayda var PKK belediyesi değil, doğrudan doğruya Diyarbakır Valiliği Şeyh Said ismini veriyor. O zaman o ismi veren ve buna ses çıkarmayan devlet yöneticileri açısından Şeyh Said’in, İngilizlerin desteğiyle, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak için isyan eden ve isyanın bastırılması sonucunda idam edilen bir hain olması bir anlam ifade etmiyor.
Bu mantığa göre 15 Temmuz gecesi Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak üzere harekete geçen FETÖ’nün lideri Fethullah Gülen’in ya da hendekler kazarak Türkiye’yi bölmek isteyen PKK terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan’ın da isimleri okullara, hastanelere ve hatta askeri kışlalara verilebilir.
Devleti yönetenler Türkiye’yi yıkmak isteyen bir haini sahiplenirken, nasıl bu devleti ayakta tutacaklardır? Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta Ege’de, Suriye’nin Kuzeyi’nde nasıl koruyacaklardır? Türkiye’de iç güvenliği nasıl sağlayacaklardır? Yarın öbür gün Şeyh Said’in yaptığının aynısını FETÖ ve PKK aynı 2015 ve 2016’da yaptığı gibi tekrardan yapmak isterlerse devleti yönetenler Türkiye’yi nasıl koruyacaklardır?
Devlet ve devleti yönetenler acziyet içinde. Devleti yönetenler, iktidar partisi ve onların hükumet ortağı MHP görevini yapmıyor. PKK’nın partisi yasal bir şekilde faaliyetlerine devam ediyor, İsrail’e İncirlik’ten silahlar taşınıyor, FETÖ elini kolunu sallaya sallaya akademide örgütleniyor. Hükumet, İsveç’i NATO’ya almak için planlar yapıyor, Karadeniz ve Akdeniz’de NATO/ABD tehdidine dikkat çeken Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın sesini kısıyor ve son olarak da Şeyh Said adlı hainin ismi bulvarlara veriliyor.
CHP’NİN ŞEYH SAİD SEVDASI
Milyonlarca insan CHP’ye Atatürk’ün partisi olduğu iddiasıyla oy veriyor. Peki bu vatandaşlarımız Özgür Özel’in Şeyh Said isyanıyla alakalı ‘’ Cumhuriyetin geçmiş döneminde yaşanmış acılar varsa bu acıları tartışmanın sıcak siyasetin alanı değil, tarihçilerin alanı olduğunu değerlendiriyoruz. Bu mevzu ile ilgili sürekli dönüp yaraları kaşımanın kimseye faydası olmadığını düşünüyoruz… Benim Şeyh Sait’e hain ya da kahraman demem sizi memnun edecekse Şeyh Sait isyanının Cumhuriyet’e karşı bir ayaklanma olduğunu biliyorum ama bu ayaklanmanın bastırılması sırasında oluşmuş acılar bazı torunların kalbini acıtıyorsa o acıya saygı duymak gerekir’’ açıklamasına isyan etmeyecekler mi?
Atatürk’ün partisi olduğunu iddia eden bir partinin Genel Başkanı Şeyh Said tartışmasına girmiyor. İsyanın lideri için ‘’emperyalizm işbirlikçisi, hain, devrim düşmanı, gerici ve bölücü’’ diyemiyor. Şeyh Said, Atatürk’ü ve liderlik ettiği devrimi yıkmak istedi. Başarı olsalardı Atatürk’ü bile öldüreceklerdi.
CHP ise Dersim’e sahip çıktığı gibi Şeyh Said’e de sahip çıkmayı tercih ediyor. CHP her fırsatta, Atatürk ile bir alakaları olmadığını, hatta Atatürk’e karşı durduklarını da dosta düşmana gösteriyor. CHP’nin bu pervasızlığının elbette sorumluları var. O sorumlular, oy bölünmesin yaygarasına kapılıp, Vatan Partisi’nin milli muhalefet konumuna ‘’yandaş’’ oldunuz diyerek saldıran CHP seçmenidir.
CHP’nin Şeyh Said sevdasının sorumluları, S-400’e, Mavi Vatan’a, PKK belediyelerine atanan kayyumlara, FETÖ’nün tasfiye edilmesine, sınır ötesi harekatlara; muhalif olmak ve Ak Parti ile yan yana gelmemek için karşı çıkan CHP’ye destek veren seçmenleridir. Dikkat edilsin, ‘’ Ak Parti ile yan yana gelmemek için PKK’ya karşı mücadeleye destek vermeyenler, Şeyh Said konusunda Ak Parti ile aynı yerde buluştular.’’ Vatan Partisi ise, bölücülerle, Amerikancılarla yan yana gelmemek için, Ak Parti ile veya başka bir partiyle yan yan gelmekten çekinmedi.
DÜZEN PARTİLERİNE İSYAN EDİN
AK Parti’ye ve MHP’ye oy veren milyonlar devleti acziyet içinde yönetsinler, vatan hainlerinin isimlerini bulvarlara versinler diye oy vermediler. CHP’ye gönül verenler, CHP’ye Şeyh Said ve Seyit Rıza’yı savunsunlar diye destek vermediler. Konjonktür gereği seçimlerde 3. Yol iddiasıyla yola çıkan Memleket Partisi CHP’nin dümen suyuna girdi. Ümit Özdağ ise, İyi Parti’den FETÖ bağlantısı sebebiyle ayrıldığını söylemiş ve Zafer Partisi’ni kurmuştu. Şimdi de İYİP ile ittifakın yolunu yapıyor.
İşte sistem partilerinin acınacak durumları budur. Programsızlar, ilkesizler, Türkiye’yi yönetme birikiminden uzaklar. Günlük siyasetlerle ve yalanla oy topluyorlar. Vatan Partisi’ne destek olarak, hepsine gereken cevabı verebilirsiniz.
Samet Kunt
Vatan Partisi Öncü Gençlik Genel Başkanı