oncugenclik.org
Diyarbakır caddelerinde sabah erken saatlerde yol alıyoruz. Roket atılmış, Bağlar ilçe emniyet müdürlüğü önünden geçerken saldırıların her yerde olabileceğini düşünüyoruz. Ancak gün içinde saatlerce dolaştığımız sokaklarda Sur’daki çatışmaların etkisinin olmadığını görüyoruz. Sanki Diyarbakır Kalesi içindeki çatışmalar diğer hiçbir bölgeyi ilgilendirmiyor havası var. Kafeler, marketler, çay evleri, dükkanlar, dolmuş ve otobüsler dolu, herkes normal hayatını yaşıyor.
YÜKSEK BİNALARIN ÇATISINDA
Şehir yapılanması Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), hendekler ise “halk mec- lisleri” üzerinden örgütleniyor. YDG-H’liler Lice, Silvan ve Kızıltepe kamplarında üç aylık eğitimden geçiriliyor. Sonra Kobani’ye gönderilip çatışmalara katılıyor.
İhtiyaç halinde Cizre, Silopi ve Sur’a getiriliyorlar. Sur’da yüksek binaların üst katları ve çatılarına keskin nişancı tüfeği Kanas ve roketler için önceden hazırlık yapılmış. Bina duvarları açılarak mevzi haline getirilmiş. Askeri yetkililer özellikle Hasan Paşa mevkisinde bu hazırlığın aylar, belki de bir yıl sürmüş olabileceğini belirttiler.
Yani Açılım döneminde eğitimler, silah ve mühimmat hazırlıkları devletin gözü önünde yapılmış. Yine askeri kaynakların verdiği bilgiye göre; Haraç ve sözde mahkemeler bu dönemde yasal hale getirildi. Güvenlik güçlerine “size silah sıkmıyorsa dokunmayın” talimatının verildiği Açılım döneminde, Lice’de sözde adliye kurup halkı nezarete atıyorlardı. Buradaki PKK kampı pikniğe gider gibi ziyaret ediliyordu.
“Devlet bunlara dokunamıyor demek ki çok güçlüler” algısı oluştu.
Evlerinden alabildikleri eşyaları çatışma bölgelerinden kaçıran yurttaşlar, Surların çıkışında bekleyen nakliyecilere yüksek paralar vererek mallarını güvenli bölgelere kaçırıyor.
‘BİR EVİMİZ KALDI MI BİLMİYORUZ’
Sur’daki çatışma bölgelerinde halen çok sayıda aile var. Evini terk etmek istemeyenler bir odaya kapanıp can güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Evlerine bombalı tuzaklar kurulan ve hendeklere çok yakın olanlar ise kaçıyor. El arabalarıyla evlerdeki kurtarabildikleri eşyalarını Sur dışına çıkarıp, oradan kamyonetlere yüklüyorlar.
El arabaları 10 liraya taşıyor. Kamyonetler ise fırsatçılık yapıp normal nakliye ücretinin iki katını alıyor. Sur’u terk eden ve Şehitlik semtinde ev tuttuklarını söyleyen bir yurttaş “10 aile aynı evde yaşıyoruz. Boş bir evde sadece halıların üstünde geceyi geçiriyoruz” diyor. Aynı durumda olan bir belediye görevlisi “Evimde 30 milyarlık eşya mahsur kaldı. Şu an bir evimiz kaldı mı, yıkıldı mı onu bile bilmiyoruz” diye konuşuyor. Eşyalarını yüklemiş kaçmaya çalışan bir teyze, “Sur bu hale gelecek yer değildi. Ne yapmaya çalışıyorlar anlamıyoruz” diye feryat ediyor.
Harabeye dönen Kurşunlu Cami çatışmaların yoğunlaştığı yerlerin başında geliyor.
Güvenlik güçleri, Dağkapı Meydanı’ndan Kurşunlu Camisi’ne giden Karaman Sokak üzerinde barikatlar kurarak sivil halkın girmemesi için yoğun güvenlik önlemi aldı.
‘ESKİDEN ÖRGÜTE BİR SEMPATİ VARDI’
Halk alttan alta örgüte kızıyor. HDP’liler ise açıktan eleştiriyor. Taksi durağında konuştuğumuz ve Sur’da yaşayan HDP’li bir esnaf yaşananları şöyle özetliyor: “Oy verdik, 80 milletvekili çıkardık diye evime bomba koyma hakkını kendinizde nasıl görüyorsunuz. Hendek kazanlar ‘Gidemezsiniz. Giderseniz eşyalarınız kalacak’ diyor. Eskiden örgüte bir sempati vardı, gerillanın şehirde işi ne? Devlet herkese bir anahtar verip, Sur’u boşaltsaydı bu durumlara gelmezdik.”
PKK liderlerinden Duran Kalkan’ın ‘öz savunma’ örgütlenmesinin tutmaması üzerine “HDP siyasette yeterince yaratıcı ve başarılı olamadı. Başkalarına çağrı yapıyorlar, ama kendileri neyi başardılar da çağrı yapıyorlar! Biraz gerçekçi olmaları lazım” açıklaması da örgütle seçmenler arasındaki mesafeyi açıklıyordu.
TÜNELLER HENÜZ ORTAYA ÇIKMADI
Sur’da çatışmaların başladığı ilk günlerde 400 silahlı terörist olduğu belirtiliyor. Bunlardan 100’den fazlası tutuklanmış. Şu ana kadar öldürülenlerle birlikte sayıları azalsa da kaç kişi oldukları net tespit edilemiyor. Bunun nedeni ise Sur’un arka mahallelerinde çatışmaların sürmesi ve PKK’nın kullandığı tünellerin tam olarak açığa çıkarılmamış olması gösteriliyor. Çoğu evin kapısı el yapımı patlayıcıyla (EYP) tuzaklandığı için Asker duvarlardan giriyor evlere. Çatışmalar Tahir Elçi’nin öldürüldüğü yere 100 metre uzaklıkta kiliseler bölgesinde yoğunlaşıyor.
Gazi caddesindeki karakolun yanındaki sokakta ilerlerken 5-6 el kalaşnikof mermisinin az ilerimizdeki dükkanlara isabet edişine tanıklık ediyoruz. Hendek ve barikatların dağıtılması için tanklarda basınç etkili toplar kullanılıyor. Yurttaşların evlerinde büyük hasar oluşmaması için parça tesirli toplar kullanılmıyor.
Jandarma Bölge Komutanı ve Özel Harekât Daire Başkanı’nın Sur’daki operasyonları bizzat yönettiği biliniyor. Diyarbakır Valisi’nin hiç açıklama yapmaması da yurttaşların dikkatinden kaçmıyor.
‘SİLAHLARI BIRAKIP KAÇTILAR’
Geçen hafta sokağa çıkma yasağı ilan edilen Sur’un Ali Paşa Mahallesi büyük ölçüde temizlendi. Süryani kilisesinin bölgeyi hemen terk ettiği bildirildi. Bölgedeki çatışmalarda vatandaşlar hücre evlerinin yerlerini gösterdi. YDG-H’liler üç adreste silah ve mühimmatları bırakıp kaçtılar. Görüntüleri geçtiğimiz günlerde televizyonlara yansıyan bu evlerden üç kamyonet silah ve mühimmat çıktı.
SUR ESNAFI İŞPORTADA
Diyarbakır kalesini ikiye bölen Gazi Caddesi’nin bir bölümü dışında sokaklara giriş çıkışlar yasak. Birkaçı dışında dükkanlar kapalı. Sur esnafı mallarını akşam saatlerinde Ofis yolunda işporta açıp yarı fiyatına satıyor. “Günü geçmiş çekler, kredi ödemeleri ve kira çıksın ayakta kalalım yeter” diyerek. PKK geçen Çarşamba “Kepenkleri kapatın Sur için yürüyüş yapacağız” çağrısı yaptı. Konuştuğumuz esnaflar “kepenkler kapanmadı” diye cevaplıyor.
PKK’NIN PİLOT BÖLGESİ
PKK’nın uygulamaya çalıştığı öz yönetim modeli açısından Sur, Cizre ve Silopi’nin önemli bir yeri var. Örgüt, 2013 yılında bu üç ilçeyi öz yönetimin uygulanması için pilot bölge olarak belirledi ve 2013 yılından itibaren hazırlıklara başladı. Bu üç ilçede çatışmaların yaşandığı yerlerin bir diğer ortak özelliği ise yaşayanların çoğunun 90’larda devletin köy boşaltma politikaları sonucu köyünden göç eden insanların bulunması.
Aydınlık, 03.02.2016