Ana Sayfa Manşet Bu bayram ciğerlerimiz de bayram etsin

Bu bayram ciğerlerimiz de bayram etsin

1003

Arkadaşlarımıza, yaşıtlarımıza, Türk gençliğine ve Türk milletine çağrımızdır. Bu bayram ciğerlerimiz de bayram etsin. Ciğerlerimiz bayramı hakediyor.

Ciğerimiz yanıyor. Filistin ile, Mehmetçik ile, Diyarbakır annelerimizle, milletimizin ve insanlığın acılarıyla ciğerlerimiz pare pare yanıyor. Yanmayan ciğere ciğer denmez zaten.

Diğer yandan bu yangın işaretidir büyük bayramların. Ciğerleri olanlar ve ciğerleri yananlar yaratabilir ancak bayramları. Ciğersizlerin ve ciğeri çürüyenlerin insanlığa en ufak bir faydalarının dokunduğu görülmemiştir.

BİZE ARSLAN CİĞERİ GEREK

Önümüzde zorluklar var. Karşımızda zorbalar var. Zorlukları ve zorbaları yenmek için bize kartal bakışı ve arslan ciğeri gerekiyor. Bakışlarımız keskin. Ancak ciğerlerimize özenmiyoruz. Bize duman dolu değil, rüzgar dolu ciğer gerek. Sigarayla yıpranmamış, kavgaya her zaman hazır ciğer gerek. Koşarken teklemeyecek, siperden fırlarken bizi mahçup etmeyecek ciğere ihtiyacımız var.

CİĞERDEN TIRNAĞA KADAR

Biz bedenimizi ciğerimizden tırnağımıza kadar bu millete adamışız, insanlığa ayırmışız. Ömür boyu vatan, emek, namus için çalışmaya söz vermişiz. O halde ömrümüzü kısaltan alışkanlıkları sorgulamamız gerekmez mi? Değerli Şule Perinçek’in çağrısıyla yapıyoruz biz de bu sorgulamayı. Bu kadar ihtiyacımız olan ciğere, bir bayramı çok görmemeliyiz.

TÜRK MİLLETİNİN CİĞERİ

Türk milletinin ve Türk milletinin kahramanlarının ciğeri çeliktendir. O çelik pas tutmaz, kir tutmaz. Ancak sigara dumanıyla, durdurulabilir. Teoman Alili ağabeyimizi hatırlayın, Mustafa Kemal Atatürk’ü hatırlayın, Hasan Yalçın’ı hatırlayın. Her ölüm erken ölümdür, her ölüm vakitsizdir. Hele de devrimciler için daha erken, daha vakitsizdir. Onlardan ilham alıyoruz. Her ne kadar ömürlerine çok şey sığdırsalar da, okuduğumuz hayat hikayeleri, yarım kalmış bir roman gibi. “Ah be diyoruz, biraz daha yaşasalardı…”

CİĞERLERE BAYRAM VAADİ

Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz Teoman Alili ve tüm acı kayıplarımız, bizi bu muhasebeye zorluyor. Tercihlerimizi, yaşantımızı gözden geçiriyoruz. Kendimizi sorguluyoruz ve yanlışlar görüyoruz. Bu yanlışları da kamuoyuyla paylaşmaktan çekinmiyoruz. Kendimizi düzeltme iradesine, herkesi paydaş yapmak istiyoruz. Ciğerlere bayram vaad ediyoruz.

KALBİMİZİN ÜSTÜNDEKİ DÜŞMAN

Şiir mısralardan film sahnelerine, derdimizden sevincimize, yalnızlığımızdan kalabalığımıza, açlığımızdan tokluğumuza, beklemekten kavuşmamıza, en sinsi düşmanımıza hoşçakal diyoruz. Sen bizim ciğerlerimizi durduruyorsun, nefesimizi kesiyorsun, bizim bedenimiz de bu millete armağan, sen armağanımızın ömrünü kısaltıyorsun. Bizi öldürmek ve boğmak isteyen fazlasıyla düşmanımız vardır. Hal böyleyken cebimizde, kalbimizin üstünde taşıdığımız bir düşmana daha yer yoktur. Senden kurtuluyoruz.

BORCUMUZ YAŞAMAKTIR

Bizler ki Tevfik Fikret’in mısralarından ilham alanlarız: “vatan için gerekirse ölürüz ama borcumuz yaşamaktır” diyenlerdeniz. Borcumuzu ödemeden nereye gidiyoruz? Ne trajikomiktir ki, arabasını satanlar “içinde sigara içilmedi” diye pazarlıyor ancak kendi ciğerlerimizi sigaraya boğmaktan çekinmiyoruz. Bu beden, bu ciğerler bizim mi ki böylesine hor kullanıyoruz? “Vatan için canımı bile” veririm diyen bizler, nasıl oluyor da “canımızı bile” böylesine kolay harcıyoruz?

Yaptık bir hata. Her işimiz yanlış bizim. Hata yapan yapmayana göre daha devrimci davranabilir. Herkesin önünde böyle bir fırsat vardır. Şimdi borcumuza sadık kalmak için yanlışımızdan kurtuluyoruz.

BAHANELER GERÇEK DEĞİL

Kendimize bahaneler üretmeyi, gözlerimizi kaçırmayı, kulaklarımızı tıkamayı bırakalım. Öksürmeden yapacağımız konuşmalar, elimiz titremeden yazacağımız yazılar, teklemeden yapacağımız yürüyüşler, meydanlarda atacağımız ve attıracağımız sloganlar var. İnsanlığa ve vatana vereceklerimiz var. Önümüzde Türkiye’yi yöneteceğimiz günler var. Türkiye’nin bağımsızlığı için yapmayacağı fedakârlık olmayan bizlerin, kendi bağımsızlığımız ve sağlığımız için bu küçük adımı atmaması çelişkidir. Sigarayı bırakmak, çaya şeker atmayı bırakmak kadar basittir. Önemini vurgulayacağız derken gözümüzde büyütmeyelim. Yeter ki biz isteyelim.

SİGARAYI BIRAKANLAR

Öncü Gençlik Genel Yönetim Kurulu olarak toplandık. Sayın Şule Perinçek’in çağrısı vesile oldu, sigarayı bırakmak için harekete geçtik. Zorlama yok, yasak yok, gönüllülük var. Öncü Gençlik Genel Başkanı Ferdi Tanhan, Genel Başkan Yardımcısı Anıl Eren, İstanbul İl Sekreteri Emre Oflaz, Antalya İl Başkanı Raşit Ekinci bu toplantıdan beri sigara içmiyoruz. (Buraya da bilerek yazıyoruz ki sözümüzden dönersek yakamıza yapışın.) Bu yazıyı yazarken öğrendim ki 4 günde bu rakam diğer il örgütlerimizden arkadaşlarımızın katılımıyla 40’ın üzerine çıkmış. Dalga dalga bu bilinci yayalım. Vatanımıza ve milletimize olan bağımlılığımız ve sorumluluğumuz gereği hep birlikte söz verelim. Başta Vatan Partisi üyelerine, Öncü Kadın’ın yiğitlerine, Ulusal Kanal ve Aydınlık Gazetesi fedailerine çağrımızdır.

Yaşama, yaşatmaya, vatana ve ciğerimize sadakatle bayramınızı en içten duygularımızla kutlarız. Bu bayram ciğerlerimiz de bayram etsin.

Ferdi Tanhan
Öncü Gençlik Genel Başkanı
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı