Ana Sayfa Yazılar İsrail’e hizmetin bin farklı yolu

İsrail’e hizmetin bin farklı yolu

4

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde akademisyenlik yapan Ekrem Buğra Ekinci, Türkiye gazetesinde yayımlanan yazısında Talat Paşa’yı kastederek “Birkaç Ermeni genci, bunları vurup, tahtından düşürülen halifenin de, darağaçlarında asılan, sokak ortasına vurulan, cephelere gömülen Türklerin de intikamını aldı.” dedi. Bilindiği gibi tartışmayı DEM Parti milletvekili başlatmıştı, ikisi de Talat Paşa düşmanlığında yalnız değil. Hem Atatürkçü hem de milliyetçi çevrelerde müttefikleri var.

Daha sonra Leman Dergisi’nde Hz. Muhammed’i tasvir eden karikatürün yayımlanması üzerine Gladyo bağlantılı yobaz örgütler sahneye çıktı. “Kemalist köpekler…” sloganları attılar. Atatürk’e, Cumhuriyet’e, millî devletimize kitlesel bir şekilde sövdüler, hakaret ettiler, küfür ettiler. Nitekim Türk Milleti ne peygamberimize ne de ülkemizin kurucusu Atatürk’e yapılan saygısızlığı kabul etmez, zaten etmedi de. Hem Atatürk hem de Hz. Muhammed istismarcıları hak ettikleri yanıtı aldı.

Dertleri peygamberimize yapılan saygısızlık değil. Öyle olsa Kur’ân-ı Kerim yakan, Hz. Muhammed’i hedef alan, her gün binlerce mazlum Müslümanın kanına giren Batılı emperyalistlere ve NATO’ya karşı tavır alırlar, İran ile dayanışma içinde olurlar, bu temelde eylem yaparlardı. Ancak o grupların hiçbiri bunu yapmadı, bu gerçek bile onların hangi güçlere hizmet ettiğini ortaya koymaktadır.

Şimdi bu koroya Eski AK Parti Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı da katıldı. Çamlı’yı dönem dönem yaptığı kışkırtıcı çıkışlarla ve geçmişteki FETÖ sevdasıyla kamuoyu tanıyor. Bu sefer de Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını darbecilikle, millet düşmanlığıyla suçladı, Türkiye Cumhuriyeti’ne “çamuriyet” diyerek, devletimize alenen hakaret etti.

Yine benzer şahıs ve örgütlerin benzer iftiraları ve saldırıları Cumhuriyet’imizin kuruluşuna ve Kurtuluş Savaşı’mıza karşı yapılmaktadır. Hatta daha da ileri gidilerek İngiliz-Fransız emperyalistlerine karşı yapılan savaş reddedilmekte, Damat Ferit’ler vatansever, Atatürk ve arkadaşları hainlikle itham edilmektedir.

Bu iddiaları akademik tartışma zemininde ele almak mümkün değil. Eleştiri tabiî ki de yapılacak, Atatürk dönemine de bütün tarihi dönemlere de… Eleştiriden de, tartışmadan da çekinmeyiz. Kendimizden de, Türk Devrimi’nden de eminiz. Ancak karşımızda Türk Devrimi’ni eleştirerek geliştirmek-aşmak isteyenler değil, Cumhuriyet’e düşmanlığı kimlik edinmiş insanlar var. Bu tutumları, özgür akademik tartışmaların da zeminini ortadan kaldırıyor.

FİTNECİLİĞE BİRKAÇ ÖRNEK

Özellikle Türkiye gibi ABD-İsrail’e düşmanlığın yüzde 90’lar seviyesinde olduğu bir yerde İsrail’e alenen kimse hizmet etmeye cesaret edemez. Hizmet çeşitli fitne ve kışkırtmalarla yapılır. Hatta yüzlerde Filistin maskesi varken, ABD-İsrail düşmanıymış gibi görünen sözlerle yapılır. Aşağıda birkaç örneği bulunmaktadır.

“İran ve İsrail danışıklı dövüş yapıyor. Aslında bu iki ülke düşman değil dost. İran’ın amacı Filistin değil, Şii yayılmacılığı için İsrail ile savaşıyormuş gibi yapıyor. İran kâğıttan kaplan, gördünüz mü komutanlarını bile koruyamıyor. İran çökerse İsrail’in aleyhine olur, bölgeye müdahale etme bahanesi kalmaz. İran çöksün Güney Azerbaycan bağımsız olsun biz de etki alanımızı genişletelim…”

Görüldüğü gibi İslamcısından Türkçüsüne, Atatürkçüsüne ve sosyalistine kadar her kesimde birbirine benzer iddiaları görebiliyoruz.

“Filistin davası bizim davamız değildir, Filistinli Arapların davasıdır. HAMAS teröristtir, savaşı HAMAS başlattı, HAMAS’ı İsrail kurdu. Filistinliler toprak sattı. İsrail Türkiye’nin düşmanı değil düşmanlığı AK Parti başlattı. İsrail’i ancak Trump ile durdurabiliriz…” gibi söylemler de yukarıdaki gibi nesnel olarak ABD-İsrail çıkarlarına hizmet etmektedir.

ATATÜRK’E DÜŞMANLIK DÜŞMANA HİZMETTİR

Atatürk’e ve Kurtuluş Savaşımıza olan düşmanlık da aynı kapsamda ele alınmalıdır. Yapılan eleştirel bir tartışma değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna, geçmişine ve bugününe karşı alenen düşmanlıktır. Kemalist Devrim ile İngiliz-Fransız emperyalistlerine ve onların yerli işbirlikçilerine karşı savaşarak bağımsız ve millî bir devlet kurduk. Dün İngiliz emperyalizminin bugün de ABD emperyalizminin baş düşmanı bağımsız milli devletlerdir.

Birincisi, emperyalistler soykırım vb. iddialarla cumhuriyetimizi hedef almakta, bugünkü saldırılarına meşruiyet kazandırmaktadır. İlgili şahısların, cumhuriyetimizin kuruluşuna İngiliz-Amerikan emperyalizminin ağzıyla saldırmaları Türkiye Cumhuriyeti’ne bugün yapılan saldırıların meşruiyet kazanmasına hizmet etmektedir.

İkincisi, birçok defa hem Sayın Cumhurbaşkanı hem de başka hükûmet yetkilileri, İkinci Kurtuluş Savaşı verdiğimizi söylediler. Bu tespit yüzde yüz doğrudur. İkincisi olduğuna göre birincisi de elbette var. Bugün vatanımızı, devletimizi ve Cumhuriyet’imizi ancak Birinci Kurtuluş Savaşı’na ve Atatürk’e yaslanarak, o birikimden yararlanarak koruruz.

Üçüncüsü, bugün birleşen, üreten, bağımsız ve güçlü bir Türkiye için mücadele ediyoruz. Çatısı altında güvenli bir şekilde yaşadığımız ve geleceği için mücadele ettiğimiz devlet, Atatürk’ün kurduğu devlettir. Atatürk düşmanınız ise o zaman bugünkü devlet için de mücadele etmenize gerek yok, hatta karşı tarafa geçebilirsiniz. Aslında Atatürk’e ve Kurtuluş Savaşı’na yapılan saldırılar, etkilediği güçlere bu mesajı vermektedir.

Dördüncüsü, ABD emperyalizmine ve İsrail siyonizmine karşı milletin bütün güçlerini birleştirmek başarının anahtarıdır. ABD-İsrail Türkiye’yi Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Laik-Dindar diye bölmek istiyor. Alenen Atatürk düşmanlığı da milletin güçlerinin arasında fitne-fesat çıkmasına hizmet etmektedir.

FİTNE-FESAT MERKEZLERİNE KARŞI ORTAK TAVIR SERGİLENMELİ

Görüldüğü gibi Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve Kurtuluş Savaşı’na yapılan düşmanlık, bugün Türkiye’yi hedef alan ABD ve İsrail emperyalistlerine hizmet etmektedir. Kimileri bilinçli olarak kimileri de ideolojik-siyasi yanlışları sebebiyle bu düşmanlığı yapmaktadır. İster İslamcı, isterse de Atatürkçü, milliyetçi veya sosyalist maskelerle olsun, bu fitne-fesat merkezlerine karşı ortak tavır sergilenmelidir. Türkiye’nin bağımsızlığı ve başı dik geleceği için üreten ve birleşen Türkiye hedefiyle Türk Milleti’ni birleştirmek, ABD ve İsrail saldırganlığına karşı birlikte mücadele etmek en acil görevdir. AK Parti Türkiye’yi yönetme sorumluluğuna göre hareket etmeli ve Atatürk düşmanlarına karşı net ve kararlı tutumlar almalıdır.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın Leman olayından sonra Atatürk’ün telgrafını okuması, Sayın Ömer Çelik’in ise Ahmet Hamdi Çamlı’nın tivitinden sonra “Türkiye Cumhuriyeti gözbebeğimizdir. Milletimizin tarih içindeki büyük yürüyüşünün bugünkü varlığı ve ismidir. Cumhuriyetimiz, milletimizin İstiklal Savaşı’mızda ortaya koyduğu hür yaşama irademizin tecellisidir. Cumhuriyetimizi Cumhurbaşkanımız tarafından ilan edilen Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaştırmak en büyük idealimizdir. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” açıklaması yapması olumlu ancak yetersizdir. Bu tür kışkırtıcı açıklamaların, ABD-İsrail planlarına hizmet ettiği unutulmamalı, caydırıcı ve kararlı tavırlar almalıdır. Atatürk’e ve Kurtuluş Savaşı’na karşı yapılan saldırılara karşı net tutum almayanlar Türkiye’yi de yönetemezler.