Gözen Esmer, Öncü Gençlik Ankara İl Yöneticisi
30 Aralık 1994 akşamı bölücü terör örgütü PKK’nın bombalı saldırısıyla yazar ve sinema eleştirmeni Onat Kutlar ile arkeolog Yasemin Cebenoyan hayatını kaybetti. Bugün Onat Kutlar’ın 24. ölüm yıldönümü. Ülkemizin emperyalizmle kıran kırana mücadele ederken vicdanı halkı ve milleti için çarpan aydınlara olan ihtiyacı her zamankinden daha büyüktür. Onat Kutlar’ın olmadığı 23 yılda sanat ve fikir hayatımızda bu ihtiyaç giderek artmıştır ve artmaktadır.
Her şeyden evvel tekrardan anlaşılması ve bilince çıkarılması gereken bir mesele var. O da emperyalizmin yalnızca tehditle, şantajla, silahla karşımıza çıkmadığı gerçeğidir. Emperyalizm bütün bu saldırıları yaparken bir yandan da sanat ve fikir hayatımıza da saldırılar düzenlemektedir.
Özellikle satın aldıkları “aydınlar”, “gazeteciler”, “akademisyenler” üzerinden toplumu akılsızlaştırmak ve hareketsiz bırakma ve nihayetinde kendisine karşı koyan ülkeyi bozguna uğratma gayesinden başka bir şey için değildir bu sanat ve fikir hayatımıza yönelik saldırılar. Saldırı diyoruz çünkü sanat, felsefe ve bilim de bir savaş alanıdır. İnsanlık sınıflı toplumdan bu yana bu kavramları üretirken ideolojileri de üretmiştir. İşte sanat, felsefe ve bilim bu ideolojilerin çarpıştığı arenalardır. Aynı zamanda sanat bugün toplum açısından bir yaşama alanıdır. Sanat ürettiği ve yarattığı güzelliklerle, değerlerle topluma ve nihayetinde de insanlığa hayat vermektedir. Tarih boyunca da insanlığın ilerleyişine karşı konumlananlar yani gerici kuvvetler sanata, bilime ve felsefeye de düşman olmuşlardır. Bakınız Ortaçağ Avrupası’nın engizisyon mahkemeleri, Calvin’in gerici fikirlerini kabul ettirmek için yaptıkları, Abdülhamit’in 33 yıllık istibdatı ve yakın tarihimizde ABD’nin FETÖ aracılığı ile yaptığı Ergenekon, Balyoz tertipleri. Ancak hepsinde insanlığın vicdanı gerici kuvvetlerin zorbalıklarına karşı koymuştur ve insanlık galip gelmiştir.
Buradan hareketle anlaşılması gereken ikinci mesele bugünün ilerici ve gerici kuvvetlerinin kim olduğu meselesidir. Bugün insanlığa kim kan ve gözyaşından başka bir şey getirmemiş, kim insanlığın birikimine yeni ve büyük katkılar sunmaya devam etmektedir. Her alanda bugünün gerici kuvvetlerin başını ABD emperyalizmi çekmektedir. Bugünün en büyük teröristi de odur, gericiliğin merkezi de odur. Sanat düşmanı da sanatın topluma karşı kullanana da odur. Bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerin insanlıkla buluşmasını engelleyen veya kısıtlayan da odur. Ve bugün her alanda yenilgiye uğrayan, insanlığın sırtına kambur olan da ABD emperyalizmidir. İlerici kuvvetler ise bugün ekonomiden bilime ve sanata kadar her alanda gelişen Asya milletleridir. Ekonomide, sanatta ve bilimde Avrasya insanlığa katkılar sunmaktadır. Bugün İran sineması ciddi anlamda izlenmekte ve gelişmektedir. Çin ekonomi ve edebiyat alanında büyük gelişme göstermektedir ve gelişmeye devam etmektedir. Ülkemiz de bilim, sanat ve spor alanında bütün saldırılara rağmen gelişim gösteriyor. Aynı zamanda emperyalizmin silahlı kuvvetlerine karşı hem içeride hem de dışarıda özverili bir vatan mücadelesi veriyor.
Bugün Onat Kutlar’ın 24.ölüm yıldönümü. Onat Kutlar’ı bugün öldüren PKK ABD’nin güdümündeki bir terör örgütü. Hiçbir çiçekli, böcekli barışsever yazı, bildiri, oyun, roman akla gelebilecek her türlü yazılı ve görsel anlatım türü bu gerçeği gizleyemez. PKK ve ABD emperyalizminin kullandığı bütün taşeron örgütleri milletimizin aydınlarına saldırarak milletin birliğini baltalamak istemektedir. Çünkü kalbi milletiyle çarpan aydınlar olmadığı zaman millet bilgisiz ve fikirsiz kalır. Bilgisiz ve fikirsiz kalan bir milletin ise yaşamak için savaşmaya takati kalmaz. İşte PKK Onat Kutlar’ı, Yasemin Cebenoyan’ı, öğretmenlerimizi şehit ederek bu amaca hizmet etmiştir.
Bununla beraber PKK’nın bu saldırılarına karşı durmak, emperyalizmin tehditlerine ve saldırılarına göğsünü siper etmek ise bir namus ve cesaret işidir. Yasemin Cebenoyan’ın kardeşi Birgün Gazetesi Yazarı Cüneyt Cebenoyan bugün T24’e verdiği röportajda şöyle diyor: “Katile katil demezseniz, mağdura da mağdur dememiş olursunuz. Eğer katili adını vererek lanetlemezseniz, katili koruyup kollamış olursunuz. PKK, hiçbir cinayetinde lanetlenmiyor benim ait olduğum çevre tarafından. Benim şehrimde, Dolmabahçe’de katliam yapıyorlar; orada bulunma ihtimali hayli yüksek insanların sosyal medya paylaşımlarına bakıyorum; PKK lanetlenmiyor. Bir umutla bekliyorlar, saldırıyı yapan örgüt IŞİD çıksın diye; çıkmıyor. O zaman, sessizlik. Bunun bin tane örneği verilebilir. Kendimi ait hissetmek istediğim çevre, kurbandan çok katilin yanında yer alarak, bana kendimi değersiz hissettiriyor. Solun önemli bir kesimi aldıkları tavırla PKK kurbanlarına kendilerini nasıl çaresiz, nasıl yalnız, nasıl değersiz hissettirdiklerini zerre kadar düşünmüyor. Benim ablamın katili eğer saygın biriyse, o zaman ablam, ben, benim ailem değersizdir. PKK’nin kutsal savaşında ölmesi caiz figürlerdir. Ablamın yerinde ben de olabilirdim, herkes olabilirdi. Onun ölümüyle ailem çöktü. Hepimiz öldük.”
Cebenoyan önemli bir yere dikkat çekiyor. Bugün kendisine ilerici, solcu diyen kesimler dünya gericilik merkezinin çıkarlarını gözetiyor. Her fırsatta Cumhuriyet devrimlerine saldırmayı solculuk zannedenler de bir gün öğrenecektir ki ABD emperyalizminin piyonu olan PKK’ya kahrolsun diyemeyenden ne solcu olur ne devrimci ne de fikir adamı. Cebenoyan’ın bunları söylemesi anlamlı elbette ancak kendisini halen o mahalleye ait hissetmesi ve bu çıkışının bir yakınmadan ibaret olması ne yazık ki tutarsız ve üzüntü verici. Çünkü bu çevreler Güvenpark’ta yurttaşlarımız PKK’nın hain saldırısıyla şehit edilirken saldırının failinin PKK olduğunu barış naralarıyla gizlemeye çalışmışlardı. Hatta o saldırıyı yapan kadın teröristin kutsandığına ve bunun da özgürlük olduğunu savunanlara şahit olduk. Kendilerine sorarsanız ne kadar insancıl, ne kadar barışseverdirler.
Teröristler tarafından devşirilen Kırmızı Fularlı Kız olarak bilinen Ayşe Deniz Karacagil’den dahi bir “sosyalist militan” figürü çıkartmaya çalışan bir zihniyet elbette Onat Kutlar’ın katillerine katil diyemez. Çocuklar ölmesin diye naralar atan sözüm ona “barışseverler” çocukları katleden PKK olunca içinde bolca “ama” ve “lakin” geçen cümleler kurarlar.
Cumhuriyet Gazetesi de Cumhuriyet Gazetesi yazarı olan Onat Kutlar için web sitelerinde yayınladıkları kısa bir anma açıklamasıyla –ne kadar anma açıklaması denirse- yetindi. Elbette şaşırtıcı değil.
Son Söz: Neyse ki memleketimizde namuslular en az namussuzlar kadar cesurdur ve kalpleri milletin kalbiyle çarpmaktadır. Ve umut her zamankinden daha çok vardır. Onat Kutlar’ın dediği gibi bahar isyancıdır ve yarın her zaman güzeldir. Baharın isyancılığı şimdiden bellidir ve o isyan Onat Kutlar’ı ve bütün aydınlarımızı şehit eden emperyalizme karşıdır. Ve milletin vicdanı ABD’nin zorbalığını yenecektir. Suyu tutmak, durdurmak isteyen emperyalistlerin ve piyonlarının ellerinde ise balçıktan ve mazlumların kanından başka bir şey kalmayacaktır.
KAYNAKÇA:
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/902605/Yazarimiz_Onat_Kutlar_i_aniyoruz.html
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kitap/114659/_Kirmizi_fularli_kiz__kitabi_piyasada.html
oncugenclik.org.tr , 12.1.12017