Eren Öztürk, Öncü Gençlik GYK Üyesi
Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.
15 Temmuz gecesini Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı Polis Özel Harekat Taarruz Timi’nin gözünden anlatan Börü isimli film geçtiğimiz Cuma günü vizyona girdi. Aslında filmin bir de dizi geçmişi var. Dağ 2 filminin yazarı ve yönetmeni Alper Çağlar’ın projesi olan 6 bölümlük Börü dizisi 2014 sonbaharında terörle mücadele eden kahramanların destanını anlatıyordu. Bu dizinin ilk bölümünde Silivri duruşmaları sırasında “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganlarını açıkça duyurarak Silivri yürüyüşlerini yapan bizlere de yer veriyor. Vizyona giren film ise Börü dizisinin final bölümü niteliğinde. Film aslında iki kurguyu birden barındırıyor. Birincisi Börü dizisinin final bölümü olması, ikincisi ise diziyi hiç izlemeyenlerin de anlayacağı şekilde 15 Temmuz gecesinin anlatması. 15 Temmuz gecesi merkezleri olan Özel Harekat Daire Başkanlığı bombalandıktan sonra sabaha kadar geçen 12 saati anlatan film Dağ 2’de kazanılan parayla çekildi.
Amerika’nın Suriye’den çekildiği bugünlerde vizyona giren film bizi bir daha 15 Temmuz gecesine götürüyor, bu sefer 15 Temmuz’un görünmeyen yüzünü bize gösteriyor. 15 Temmuz günü Türk halkının fedakarlıkları günlerce anlatıldı, ancak o gece havada ve karada çarpışan vatan evlatları çok anlatılmadı. 15 Temmuz’un ardından Fethullahçı Darbe Girişimi’ni sadece halkın gücüyle durdurulduğu gibi yanlış bir algı oluşturulmuştu. “Halk tankları yenilgiye uğrattı” denilerek darbenin bastırılması yanlış okundu. Tankı hiçbir zaman çıplak elle yenilgiye uğratamazsınız. Üstelik yenilgiye uğratılan tanklar Türk Ordusu’nun değil, darbecilerin tankıydı. Börü filmi bu saptamayı doğru yorumlayarak darbe girişimini Türk Ordusu ve milletinin beraber bastırdığını gösteriyor ve Türk üniformasının şerefini teslim ediyor.
Hatırlarsınız 15 Temmuz sonrası kışlaların önüne çöp kamyonlarının çekilmesi ve 15 Temmuz yıldönümündeki afişlerde gerçek asker görüntülerinin kullanılmasıyla Türk Ordusu’nu toptan karalayan yanlış uygulamalar da olmuştu. 15 Temmuz gecesi iç cephede ABD’nin yetmiş yıldır Ordu içinde inşa ettiği güç darmadağın oldu ancan Türk-Amerikan savaşı bitmedi. Suriye’nin kuzeyindeki cepheler Türk Ordusunun gereğini ta o zamanlardan bize gösteriyordu.
Gerçeğe sadakat
Börü filminin en önemli
özelliklerinden biri gerçeğe dayanan bir senaryoya sahip olması. Bu film için
42 saat mülakat yaptığını söyleyen Alper Çağlar, Gölbaşı’nda bomba düştüğünde
arkadaşlarını kaybeden Polis Özel Harekatçılarla, daire başkanlarıyla, emekli
olduğu halde Özel Hareketçılara sivil halde o gece yardıma koşanlarla
konuştuğunu belirtiyor.
Filmin yazarı ve yapımcısı olan Alper Çağlar filmin amacını böyle anlatıyor:
“Biz Türkiye olarak bu olaydaki derdimizi dünyaya henüz anlatamadık! Dünya hafif bir olay sanıyor. Kendi ülkemizden insanlar da ciddiyetinin farkında değil. Bu filmi izledikten sonra insanlar anlayacak, biz ne atlatmışız! Filmde aktarılanların yüzde 90’ı oldu!”
“Aspanda bürküt jerde kökbörü ol”( gökte kartal yerde bozkurt ol) Kırgız atasözünün çokça dillendirildiği filmde Ömer Halisdemir, Mustafa Kemal ve nice isimsiz kahramanın anlatılması ile gerçeğe bir kere daha yaklaşılıyor.
Filmin sonunda Mustafa Kemal’in Cumhuriyet’in 15. Yıldönümü’nde Türk Ordusuna
mesajına yer verilmesi filmin amacını bir kere daha gözler önüne seriyor:
“Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan her zaman zaferle beraber medeniyet nurları taşıyan kahraman türk ordusu!”
Türkiye’nin toprak bütünlüğünün hedef alındığı ve Amerika’nın en büyük aparatını kaybettiği o destansı günü gerçekten dünyaya iyi anlatmak gerekiyor. Bu uğurda şehit verdiğimiz canları hatırlamak ve ne için canlarını feda ettiklerini unutmamak için böyle dizi ve filmlere daha fazla ihtiyaç var.
İyi seyirler…
oncugenclik.org.tr, 3.1.2019