ABD’de yaşanan toplumsal kırılmalar, emperyalizmin maskesini paramparça ediyor. 20–21 Ağustos 2025 tarihli bir ankete göre, 18–24 yaş arasındaki genç seçmenin %60’ı HAMAS’ı desteklediğini, buna karşılık yaş arttıkça İsrail yanlılığının yükseldiğini ortaya koydu . Bu sonuç, sadece bir anket verisi değil; aynı zamanda dünyadaki genç kuşakların vicdani reflekslerinin, emperyalizme ve işgale karşı mücadeleci bir tutum sergilediklerinin de kanıtıdır. Bu, çok derin bir kopuşun, büyük bir uyanışın habercisidir.
Çünkü artık dünya değişiyor. Zulüm karşısında susanların değil, ses yükseltenlerin zamanındayız. ABD’nin üniversitelerinde, kampüs çadırlarında, sokaklarında “Free Palestine!” pankartları taşıyan gençlik, işte bu çağın vicdanını resmediyor.
Bu tabloda ortaya çıkan gerçek; yalnızca Filistin ve bölge halklarının değil, emperyalizmin en vahşi döneminde kendi beden bulduğu coğrafyalarda dahi toplumun en hareketli kesimlerinin kurulmakta olan yeni dünyayı gördüğü ve cesaret gösterdiğidir. Bu gençlik, emperyalist güçlerin gerçek yüzünü gözler önüne seriyor.
Türkiye’den bakarken de aynı çizgi devam etmeli: İsrail’in Filistin üzerindeki işgali, emperyalist destekli bir saldırıdır. Bu saldırıya karşı durmak, sadece Filistin davasına destek anlamına gelmez; bu ulusal bağımsızlık değerinin savunusudur. Burada Türkiye’nin duruşu, başta Batı Asya olmak üzere tüm Avrasya cephesinin mevziye girmesinde ve cesaret göstermesinde belirleyici etkidedir. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oy birliğiyle onaylanan Gazze Tezkeresi, Türkiye’nin uluslararası düzlemde sorumluluk alma zorunluluğunu tekrar örneklendirdi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in şu sözü bugün daha anlamlı hale geliyor:
“Emperyalizmin karşısında duracak tek güç, bağımsızlık ruhuyla hareket eden uluslardır.”
Türkiye, gerçekten içinde bulunduğu tehditlerin farkındaysa, bu işgalin karşısında durmak zorundadır.
Bu sadece Filistin halkına bir destek değil; bizim de emperyalizme karşı var oluşumuzun hem tarihsel hem siyasi gereğidir.
İnsanlığın ve Adaletin Yolu
Adalet, evrenseldir. Hiçbir grup ve topluluk, toplumun tümünün ortak ihtiyaçlarını tekeline alamaz, kendi amaçları öncelikli eğip bükemez. HAMAS’ın uluslararası topluma işaret etmesi, Türkiye dahil tüm anti-emperyalist güçlere bir çağrıdır: “İşgali durdurun!”
Bugün Filistin’in yanında olmak, insanlığın insanca yaşama özlemlerinin yanında olmak demektir.
Filistin’in yanında olmak; aynı zamanda Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de, Libya’da, hatta Latin Amerika’da emperyalizme karşı direnen halklarla omuz omuza durmaktır.
Çünkü bu sadece bir coğrafyanın meselesi değil, bir insanlık davasıdır.
Gençliğin Direnişi, Emperyalizmin Çöküşüdür
ABD’deki gençlik, Filistin davasına destek vererek en güçlü mesajı veriyor: Muktedirlerin izniyle değil, hak ve mücadele ile yaşayacağız. Toplumsal vicdanın bir politik reflekse dönüştüğünü görüyoruz. HAMAS’ın uluslararası topluma çağrısı, bu vicdanın örgütlenme yoludur. O yüzden ABD’deki gençlerin HAMAS’ı desteklemesi, yalnızca bir politik tercih değil; bir vicdan ve bilinç devrimidir.
Bu, emperyalizmin ahlaki çöküşünü gören ve ona itiraz eden yeni bir neslin yükseldiğini gösteriyor.
Bu, bütün milletler arasında yeni bir dayanışma ağının filizlendiğinin göstergesidir.
Türk gençliği olarak, bu uyanışın en önünde olma stratejik görevi önümüzdedir. Bu görevin bugün en canlı hali, Filistin davasına omuz vermektir. Çünkü eğer Filistin kazanırsa, yalnızca Gazze değil, insanlık kazanacak.
Eğer emperyalizm kaybederse, sadece Kudüs değil, bütün mazlum coğrafyalar yeniden nefes alacak.
