Aykut Diş, Vatan Partisi Ankara İl Başkanı
İdil’de 4 yaşındaki Hidayet Tek bahçelerinde bulduğu el yapımı cismin patlamasıyla ağır yaralandı, müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Bismil’de 5 yaşındaki Hüseyin Utku babasının tayin işlemleri için birlikte gittiği işyerinde, trafik denetleme istasyonuna yapılan saldırıda hayata gözlerini yumdu.
Silvan’da 13 yaşındaki Fırat Simpıl sebze almak için evinden çıktığı sırada kapılarının önüne yerleştirilen patlayıcının infilak ettirilmesiyle yaşamını yitirdi.
Diyarbakır’da 16 yaşındaki Yasin Börü, Kurban Bayramı’nda yaşıtı arkadaşlarıyla birlikte kurban dağıtırken “IŞİDçi” olduğu öne sürülerek önce arabayla ezildi, sonra işkenceyle 15 yerinden bıçaklanarak ve kurşunlanarak öldürüldü.
Sur’da polis servisine yönelik bomba yüklü araçla girişilen eylemde bir aile iki çocuğuyla birlikte yok oldu.
Bölücü terör örgütü PKK’nın katlettiği ve canını yaktığı insanlarımız saymakla bitmiyor.
Peki bu örnekleri neden verdik?
Gençlik kolları genel başkanı önderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gençlik Kolları heyeti, Dünya Barış Günü münasebetiyle, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin Diyarbakır’daki mezarının başında 8 maddelik bir “Barış Bildirisi”* açıklamış.
Bildiri ‘Çocuklar ölmesin, insanlar ölmesin’ söylemiyle başlıyor, yaşadığı yeri terk etmek zorunda bırakılanlara özürden daha fazlasının borç olduğu belirtilerek devam ediyor, ‘Binlerce kaybı olan ve acıda yalnız bırakılmış Kürt halkıyla barışmalıyız’ denilerek sürdürülüyor.
Çok yanlış bir yargıyla, “Türk-Kürt savaşı” ön kabulüyle üretilen çağrı, her maddesinde en az bir siyasi ve ideolojik falsoyu barındırıyor ve çeşitli taleplerle sonlandırılıyor.
Metni soldan sağa okuyorsunuz, emin olamayıp bir de sağdan sola okuyorsunuz; şaşkınlıkla bilgisayarı ters çevirip bir daha bakıyorsunuz fakat cümleler aynı.
Çocukları öldürenin; sokak aralarına hendekler kazarak, kapı önlerini tuzaklayarak insanları evlerinden barklarından edenin PKK terör örgütü olduğu bir kez olsun vurgulanmamış!
Dünya barışını işgalleriyle ve beslemesi terör örgütleriyle bozan Amerikan emperyalizmine ve küresel güçlere bir kez olsun değinilmemiş!
Anlayacağınız öyle dolu bir “barış” mesajı(!)
Sanırsınız PKK’nın aklayıcısı liberaller tarafından kaleme alınmış!
O liberaller ki kaliteli emperyalist misyonerlerdir.
En iyi yaptıkları şey “vicdan” pazarlayıcılığıdır ve emperyalizmi görünmez kılmaya çalışmaktır.
PKK çocukları ve kadınları silahına siper yapar; liberaller de virüslü fikirlerine çocukları ve kadınları siper yapar…
Bazı ahmaklar da onların süslü kelimelerle yarattıkları rüzgârlara kapılırlar.
Nerede bozanın isminin anılmadığı ya da unutulduğu soyut bir “barış” çağrısı varsa orada liberal esinti vardır, orada PKK’yı kurtarma telaşı vardır.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Polis Teşkilatı 24 Temmuz 2015 tarihinden beri bölücü terör örgütünü her alanda eziyor, etkisizleştiriyor.
PKK ve onun meclisteki yapısı Halkların Demokratik Partisi (HDP) ise ideolojik, siyasi ve askeri bütün gücüyle kendisini kurtarmak için uğraşıyor.
O nedenle nerede Amerikan emperyalizmine ve onun piyonlarına karşı mücadeleyi selamlamayan bir “barış” çağrısı varsa orada payandalık vardır.
Örneğin “Barış İçin Akademisyenler” adıyla 1128 akademisyenin imzaladığı, PKK’ya yönelik operasyonları devlet katliamı olarak tanımlayan, bu operasyonların durdurulmasını talep eden ve uluslararası güçleri bu konuda Türkiye’ye müdahaleye çağıran bildiri de bir PKK’yı kurtarma hareketidir.
Dünya Barış Günü eylemini ve “Üniversitelere sahip çıkma” savı altında görevlerinden uzaklaştırılan “Barış İçin Akademisyenler” platformu imzacılarına destek açıklamasını** yapanlar ve yaptıranlar, CHP Gençlik Kollarını bölücü terör örgütü PKK’nın siyasetlerine beş günde iki kez payanda etmişlerdir.
Bu kafayla çok kez daha edeceklerdir.
Bunun adı “ilericilik” değildir.
Bunun adı gericiliktir!
6. Filo’yu denize dökecek, bağımsızlık uğrunda idama gülerek gidecek kadar vatansever bir geleneğin mirasçıları, sırf “iktidar karşıtı” diye uluslararası güçleri ülkelerine müdahaleye çağıranları -unvanları ne olursa olsun- desteklemez!
Emperyalistlerle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmeye kalkan terör örgütünün adını ağzına almaktan korkmaz!
Askerine, polisine sahip çıkmaktan utanmaz!
Örgütün kadınlara “özgürlük” için canlı bomba olma öğüdü veren müsveddesini kapısının önüne kadar da giderek “gazete” diye aklamaz!
Bunun adı “ilericilik” değildir!
Bunun adı gericiliktir!
En büyük gericilik falan sakallınınki, filan cüppelininki değil; emperyalizmle ve bölücülükle birleşerek AKP’yi alaşağı edebileceğini zannedenlerinkidir.
15 Temmuz 2016 Amerikancı Fethullahçı darbe girişimi de bunu ortaya koymuştur.
CHP’li bazı milletvekillerinin “Özgür basın” edebiyatıyla Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) araçlarına kendilerini kalkan yaptığı günler dün gibidir.
Su testisi suyolunda kırılır.
Bizden söylemesi…
Dost acı söyler!
Bölücü terör örgütü PKK’nın bilerek ya da bilmeyerek payandası olanlar Türk gençliğini temsil edemezler.
Dipnot:
- http://www.chpgenclikkollari.org.tr/Haberler/11/genel-baskanimizin-okudugu-diyarbakir-baris-cagrisi-27004.aspx
- http://ilerihaber.org/icerik/genclik-orgutleri-hocalarimiz-universiteye-donene-kadar-mucadeleleri-mucadelemizdir-59477.html
oncugenclik.org.tr, 06.09.2016