Ana Sayfa Yazılar CEMİL GÖZEL YAZDI: DAĞ 2 FETÖ DARBESİNİ Mİ OLUMLUYOR ?

CEMİL GÖZEL YAZDI: DAĞ 2 FETÖ DARBESİNİ Mİ OLUMLUYOR ?

1308

Cemil Gözel,Teori Dergisi Yazı Kurulu Sekreteri

 

Vatan kavramını ele alan dizilere, filmlere ve kitaplara son zamanlarda ağırlık verildiği gözleniyor. Bu yaratılarda vatan ve uğruna can vermek gibi, insanlığın yüzyıllardır yarattığı en erdemli değerler çokça manüpüle de ediliyor. Ancak edebiyatta ve sinemada bu konuların tekrar ağırlık kazanmaya başlaması, olumlu bir gerçeği yansıtması açısından dikkate değerdir.

Bu tür yaratıların ister istemez duygusal yönü ağır basıyor. Çünkü ortak acılar işleniyor ve işlenmesi yerindedir. Toplumların millet bilincinin oluşmasında, paylaşılan başarılar kadar, yaşanan acı hatıraların da payı büyüktür. On yıllardır terörle mücadelede verdiğimiz şehitler, yakın gelecekte, millet bilincimizde bugünden daha derin izler taşıyacak.

Türkler duygusal bir millet. Aslında bütün Asya toplumları için geçerli bir yargı bu. Kuşkusuz bunun tarihsel nedenleri var ancak konumuz o değil. Konumuz, vatan ve uğruna can vermek değerlerini konu alan Dağ 2 filminin büyük ölçüde duygusal yönüyle tartışılmasıdır. Bunu yeterli göremeyiz.

 

Dağın Sınırları

 

Sadece duygusallığın öne çıktığı değerlendirmeler benim için her zaman ürkütücü olmuştur. Çünkü duygular içgüdüseldir ve bilinci yönetebilme yetenekleri kuvvetlidir. Yani yönlendirmeye oldukça açıktırlar. Verilmek istenen mesaj hedef bilince, duygusal yoğunluğun arasında oldukça rahat yüklenebilir.

Ben Dağ 2 filmini eleştirmek, eleştirel bir gözle de incelemek gerektiğini düşünüyorum. Bu açıdan üç vurguyu önemli görüyorum.

Birincisi, filmde bir kere bile Atatürk vurgusu yapılmıyor. Oysa, filmin öznesi olan Özel Kuvvetler Birliği teorik eğitimden de geçiyor. Eğitim sahnelerinde bu vurgu yapılabilirdi. Ordu ve vatan kavramlarının Atatürk’ten bağımsız ele alınması, bu kavramların bir ayağını boşluğa düşürür. Filmde o boşluk sürekli hissediliyor. Bu açıdan bakıldığında, Dağ 2’nin başındaki Ömer Halisdemir ithafı ve Harbiye Marşı, filme duygusal bir koşullama yaratma hedefiyle eklenmiş hissi doğuruyor.

İkincisi, ABD’nin terörün esas kaynağı olduğu gerçeği görmezden geliniyor. Aksine ABD IŞİD terörüne karşı en azgın mücadeleyi yürüten kuvvet. Dağ 2’nin daha ilk sahnesi ABD’nin IŞİD’e operasyonuyla başlıyor.

Üçüncüsü, Dağ 2’de vatan kavramı doğru ele alınmıyor. Vatan kavramı kuşkusuz duygusal bir içerik taşıyor ancak vatan duygusal içeriğinden daha çok politik ve sınıfsal içeriğiyle var. Yani siz kafanıza göre vatan sınırları çizemezsiniz. Film en vurucu sahnelerini vatanımızın sınırlarına değil, “gönlümüzün sınırlarına” ayırmış. Bu açıdan Dağ 2, Tayyip Erdoğan’ın vatan sınırlarımızı tartışmaya açan konuşmasına olumlu anlamda katkı sunuyor. Türkiye’nin IŞİD zulmü altındaki Türkmenlere yardım etmesi başka, onların yaşadığı Irak topraklarının bir bölümünü vatan topraklarımız gibi ele alması başka anlamlar taşıyor. Filmde bu iki sınır birbirine karıştırılmış.

Fakat kafa karıştıran başka ayrıntılar var. Ayrıntılara girmek, sorular sormak zorundayız.

 

Dağ, Fare mi Doğurdu?

 

Dağ 2 ilk sahnesinden son sahnesine kadar, emir-görev/doğru-insani çelişmesi doğuruyor ve bunu tartışmaya açıyor. Görev ve doğru her zaman zıt kutuplardadır ve en sonunda görev değil, doğru seçilmelidir mesajı veriliyor. Bu, bir.

Dağ 2 filminin öznesi, özel kuvvetlere bağlı Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ekibi. MAK’ı biz 15 Temmuz akşamı Tayyip Erdoğan’a, Marmaris’te kaldığı otelde operasyon düzenleyen ekipten hatırlıyoruz. Filmde ordu, emir/doğru çelişmesi üzerinden tartışmaya açılırken, MAK efsaneleştiriliyor ve kahramanlaştırılıyor. Yani ordu görev icabı kötü şeyler de yapmaktadır ancak doğruyu seçen askerler de vardır mesajı veriliyor. Bu, iki.

Bir sahnede, MAK’a bağlı subaylardan biri “askeri önce hapse attınız, sonra çıkarıp kahraman yaptınız” eleştirisi yapıyor. Bu eleştiri büyük ölçüde ABD cephesinin AKP’ye, FETÖ’yü temize çıkarmak ve Vatan Savaşına karşı Saray savaşı tezlerini savunmak için yaptığı eleştiridir. Bu, üç.

Film en sonunda, ordu düşmanı ve ABD’nin sözde özgürlük aygıtlarının dostu bir gazeteciye (gazetecinin iki arkadaşından biri Amerikalı, diğeri de muhtemelen peşmerge), MAK komutanın “orduyu tartışın, eleştirin” mektubuyla bitiyor. Bu, dört.

Film 15 Temmuz öncesi tamamlanmıştı. Bu, beş.

Ne var bunlarda denilebilir ancak kazın ayağı öyle mi, değil mi tartışmamız gerek.

Bu olguların tek tek bir anlamı yok ancak hepsi birleşince bir soru doğuruyor: Acaba Dağ 2 FETÖ darbesini mi olumluyor?

Bir an 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin başarılı olduğunu düşünün ve oluşacak iklim içerisinde filmi tekrar değerlendirin…

 

oncugenclik.org.tr, 16.11.2016