Ana Sayfa Haberler DOĞU PERİNÇEK: AKİT TV İZLEYİCİSİ BİZİM YURTTAŞIMIZ DEĞİL Mİ?

DOĞU PERİNÇEK: AKİT TV İZLEYİCİSİ BİZİM YURTTAŞIMIZ DEĞİL Mİ?

1545

Vatan Partisi Öncü Gençlik Ankara İl Yöneticilerinden Turan Salcı arkadaşımız, geçen Cumartesi günü Akit Televizyonuna çıkmam üzerine bir eposta yolladı. Şöyle diyor:

ÖNCÜ GENÇLİK YÖNETİCİSİNİN ELEŞTİRİLERİ

“Ben Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi aynı zamanda A.Ü. Cebeci Kampüsü Temel Örgüt Başkanı Turan Salcı. Önceki gün Akit TV’ye çıkmanız üzerine oluşan birkaç eleştirim var onları sizinle paylaşmak istiyorum.

“Akit’in çizgisini hepimiz biliyoruz, bizim devrim yolundaki en yüce değerimiz Atatürk’e, aynı zamanda daha önce attığı manşetle size küfürler eden ve hilafeti getirmeye çalışan bir yapı. Akit’in kitlesi AKP’den de öte bir ağır İslamcı ve nefret dolu yapıya sahip. Benim tanıdığım veya duyduğum birçok AKP’li Akit’i sevmez. Vatan Savaşı aşamasında halkın ve bizim zorlamamızla çok ileri bir aşamaya gelindi. Terör sorununda ortak hareket ettiğimiz AKP hala Yeni Anayasa ile bölücülüğü savunuyor ve emperyalizmin beşiği İsrail ile anlaşma peşine düşüyor. 2016 ile ilgili yazınızda bunları çok iyi özetlediniz. Fakat bu Akit konusunda benim ve örgütüme bağlı bulunan birçok üyemin kafası açık değil.

“Burada kafamızı açacak sorular şunlardır:

– 40 yıllık Aydınlıkçı geleneğinin savunduğu değerlere küfür eden bu yayın organına çıkmakla örgütlemeyi hedef aldığımız kitleyi kaybetmiyor muyuz?

– Akit TV’ye çıkmakla o kanalı izleyen şeriat savunucusu gerici kitleyi mi dönüştüreceğiz?

– Böyle yayınlara çıkmanın bize kazandırdığı kaybettirdiklerinden az değil midir?”

DÜŞÜNDÜREN SORULAR

Önce arkadaşımıza teşekkürler.

Şu sorular üzerinde düşünmeliyiz:

– Akit TV izleyicisi bizim yurttaşımız değil mi?

– Sabah gazetesini okuyanlar bizim yurttaşımız değil mi?

– Samanyolu TV’yi izleyenler bizim yurttaşımız değil mi?

– Zaman gazetesini okuyanlar bizim yurttaşımız değil mi?

– Özgür Gündem’i okuyanlar ve PKK denetimindeki televizyonları izleyenler bizim yurttaşımız değil mi?

Bu soruları Türkiye ve dünyadaki bütün yayın organlarını sıralayarak istediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz.

HER SINIFTAN VE HER GÖRÜŞTEN İNSANLARIMIZLA İLETİŞİM KURMAK

Biz Vatan Partisi olarak 80 milyonluk milletimizin gücüyle Millî Hükümeti kuracağız. Her sınıftan ve her görüşten yurttaşlarımıza ulaşmak ve milletimizi örgütlemek bizim görevimizdir. Hatta yalnız milletimize değil, komşu halklara ve ABD halkına kadar bütün insanlığa ulaşmak, iktidar mücadelemizin görevleri arasındadır.

İKTİDAR HEDEFİNE YÖNELMEK

Yurttaşlarımız, bugün çeşitli partilere oy veriyor ve çeşitli görüşlerin etkisi altındalar.

Hedefimiz, Millî İktidar olduğuna göre, bugün çeşitli yayın organlarını izleyen, farklı siyasal akımlara eğilimli, halkımızı kazanmak durumundayız.

Bu nedenle bizim için mesele, hangi görüşten olursa olsun yurttaşlarımızla iletişim kurmak, onları bağımsız ve demokratik Türkiye için örgütlemek ve iktidar mücadelesine yöneltmektir. Hatta bugüne kadar ulaşmadığımız veya ulaş- makta güçlük çektiğimiz kesimlerle iletişim kurmak daha da önemlidir. Köy çalışmalarında örgütlerimiz, AKP’ye oy veren yurttaşlarımızın köylerine veya kahvelerine gitmeye önem veriyorlar ve doğru yapıyorlar. AKP iktidarından kurtulmak istiyorsak, öncelikle AKP seçmenini kazanacağız.

DEVRİMCİ OLMAYANI DEVRİMCİ YAPMAK

Bugün AKP’ye, MHP’ye, CHP’ye veya HDP’ye oy veren, hatta kendi çizgilerinde bağnaz tutum içinde olan yurttaşlarımızı kazanmadan kiminle iktidar hedefine ilerleyecek, kiminle devrimcilik yapacağız?

Siyasal devrim, iktidarın ele geçirilmesidir. Ama asıl devrim dediğimiz olay, toplumun dönüşmesidir. Toplum değişmezse, devrim falan olmaz.

İktidarı kazanmak için de, iktidarı kazandıktan sonra da devrimciliğin özü, toplumu dönüştürmektir.

Kitlelere “gerici” damgası vurmayı doğru bulmuyoruz, ama hadi onu da yapalım, devrim sizin o “gerici” dediğiniz kitleleri dönüştürmekten başka nedir?

Devrimcilik, devrimci olmayanı devrimci yapmaktır. Vatan Partisi, bugün bu görevi, kendisine sınırlar koymadan başaran tek partidir ve bu nedenle iktidara ilerliyor.

TOPLUMU DEĞİŞTİRME EYLEMİNDE KENDİMİZİ DEĞİŞTİRMEK

Toplumu değiştirenler devrimcidir. Öncü, toplumu dönüştürürken kendisini de dönüştürür. Öncü ile toplum arasındaki ilişki tek yanlı değildir. Topluma yukarıdan kibirle bakarsak, hem toplumu dönüştüremeyiz, hem de kendimizi dönüştüremeyiz.

Toplumu dönüştürmeyenler, devrimin yalnız lafazanlığını yaparlar. Yurttaşları “gerici” veya başka yaftalarla damgalayıp, onları değiştirme iddiasını kaybedersek, yalnız lafta devrimcilik yaparız.

Devrimciler arasında kapalı devre ağı içinde kalarak, devrimcilik de yapamayız, var olan gücü de koruyamayız.

Bütün tecrübelerde şu görülmüştür: Kapalı devre devrimcilik, dönekliğin beslenme zeminidir. Halkla birleşemeyenler, devrimcilikten vazgeçerek hakim sınıflara teslim olurlar. Halkı devrimci yapamayanlar, devrimcilikten vazgeçerek sözüm ona “halkla birleşirler”!

TOPLUMA KARŞI ÖNYARGILARDAN KURTULMAK

Eğer sesimizi duyurmak için izleyicilerinin dünya görüşlerine bakarak karar verirsek, toplumla birleşemez, toplumu kazanamaz, toplumu dönüştüremeyiz.

Vatan Partisi, bugünün koşullarında her yurttaşımızı öncelikle vatan bütünlüğü mevzisine kazanmak görevini önü- ne koymuştur. Bu açıdan Akit TV izleyen yurttaş, başka televizyonların izleyicisinden farklı değildir, onlardan geri de değildir. Bu tür önyargıların kökünde bağnazlık yatmaktadır. Vatan Partili, yurttaşları kazanma ve dönüştürme yeteneğine güvenmezse, toplumun bazı kesimleri hakkında önyargılar üretir ve o önyargılara teslim olur.

ARAÇLARIN SEÇİMİNDE BAĞNAZLIKTAN KURTULMAK

Bizi halka ulaştıran kanalların seçiminde ayrımcılık olmaz, bağnazlık olmaz.

Halka ulaşma görevi yerine getirirken, iletişim araçları arasında seçme yapmaya kalkarsak, kendi araçlarımızdan başka bir araç bulamayız.

Siz yayın organları arasında şu veya bu gerekçeyle ayrım yaptığınız zaman, bu ayrımın ölçütü nedir?

Vatan Partisi için tek bir ölçüt var: O yayın organını izleyen işçiler, çiftçiler, kamu emekçileri, emekli, esnaf, tüccar, sanayici var mı? Kısacası o yayın organını izleyen yurttaşlar var mı?

Akit veya başka bir yayın organına çıkmayı reddedersek, aslında topluma ulaşmayı ve iktidara ilerleme görevini reddetmiş oluruz.

ABD VE AVRUPA TELEVİZYONUNA ÇIKINCA ALKIŞLANIYORUZ

ABD veya Avrupa büyük sermayesinin televizyonlarına çıktığımız zaman, kimse itiraz etmiyor, hatta alkışlanıyoruz. Peki Akit veya başka bir yayın organı, ABD emperyalistlerinden ve İsrail’den daha mı gericidir? Akit’in izleyicisi ABD yayın organlarının veya CNNTürk’ün veya NTV’nin veya Show’un veya herhangi bir holding televizyonunun izleyicisinden vatan bütünlüğüne ve üretim ekonomisine daha mı uzaktır?

Vatansever ve devrimci için en büyük tehlike, halkın şu veya bu kesimine karşı önyargılı olmaktır!

Doğu Perinçek / 7 Ocak 2016, Aydınlık