Ana Sayfa Yazılar Devrimin Alametleri

Devrimin Alametleri

531

Türkiye, 2014 baharında Silivri Duvarlarını yıkmasıyla birlikte 1945 yılından beri bileklerinde taşıdığı ABD zincirini kırdı. 24 Temmuz 2015’te başlayan askerî harekâtla PKK’yı, kazdığı hendeklere gömen Türkiye’nin, Atlantik Sisteminden kopup Yükselen Asya uygarlığının öncü konumlarında yer almaya yöneldiği tarihi bir sürecin içindeyiz. İşte bu süreç hem Türkiye’de hem de dünyadaki yansımalarıyla devrim alametlerinin belirdiği süreçtir.

BİRİNCİ ALAMET: ÇINAR AĞACININ KÖKÜ TOPRAKTAN KOPUYOR

“…

Vadenin irişip çattığını bildiler,
kavaklar titreşip yere eğildiler,
ve çınar ağaçları
gördüler haykıraraktan,
köklerinin yılan ölüleri gibi
koptuğunu topraktan.
…”

2.Dünya Savaşı’ndan sonra dünyadaki üretimin yüzde ellisini gerçekleştiren ABD için bugün bu oran yalnızca yüzde 15 düzeylerinde. ABD’nin kurduğu dolar saltanatı yıkılıyor. ABD dünyanın her yerinde verdiği mücadeleleri kaybediyor. Bugün karşımızda Batı Asya’nın, Uzakdoğu’nun, Afrika’nın mazlum milletlerine diş geçiremeyen, Suriye ve Irak’ı bölemeyen, İkinci İsrail projesi hüsranla sonuçlanan, Afganistan’da gerçekleştirdiği 20 yıllık işgal sonucunda kargo uçaklarına binip kaçmak zorunda kalan bir ABD var. ABD’nin dünyaya ektiği, suladığı büyüttüğü emperyalizm ağacının kökleri topraktan koptu. Susuz kaldı ve ölüme terkedildi. İşte yerin yedi kat altından uğultuları duyulan devrimin, ilk alameti budur. ABD ve onun temsil ettiği sömürü sistemi kaybetmiştir.

İKİNCİ ALAMET: HARAM SEVAP OLDU, SEVAP HARAMDIR


Çok alâmetler belirdi, vakit tamamdır.
Haram sevaboldu, sevap haramdır.
Ak kurt, kara tahtayı daha bir yol kemirir

Türkiye’nin 1945 sonrası içerisine girdiği Atlantik sisteminin çarkları durdu, işlemez hale geldi. Sistemin merkezi ABD’nin kendisinde bile çözüm kalmadı. Tüketime, borçlanmaya dayalı ekonomik politikalar felaketlere yol açtı. Atlantik sisteminin sevapları; borcu borçla kapatmak, üretmeden tüketmek, üreticiyi kambur görmek, bölge ülkelerine düşmanlık siyasetleri artık haram oldu. Üreticiyi baş tacı yapacak, devletçi ekonomi politikaları inşa etmek, güvenliğimiz için komşularımızla iş birliği yapmak yani sistemin haramları ise sevap oldu.

Atlantik sisteminin içinde oluşan ve büyüyen sorunların artık sistem içi seçeneklerle çözülememesi, günü kurtaran politikaların çiftçiyi, zanaatkarı, sanayiciyi, gençliği tatmin etmemesi köklü ve devrimci çözümlerin kendisini dayatmasına ve Türk milletinin önünde tek seçenek olarak belirmesine sebep oldu. Devrimci, kökten çözümler önümüzdeki tek seçenektir.

ÜÇÜNCÜ ALAMET: KABİL HAVALİMANINDAN İNŞA EDİLEN YENİ DÜNYA
“…
ve duyuldu kabuğuna tık ettiği civcivin.
Duyuldu uykusundan uyandığı
zincirinden başka kaybedecek şeyi olmayan devin.
…”

ABD’nin 20 yıllık işgalini sona erdiren ve Afganistan’ın bağımsızlığını kurtaran Taliban, Kabil Havalimanı’nı ve Afganistan’ı yeniden inşa etmek için Çin’i, Rusya’yı, Türkiye’yi, İran’ı Afganistan’a çağırıyor. Taliban’ın davetiyle Afganistan’da inşa edilecek olan yalnızca havalimanları, apartmanlar, yollar, köprüler değil Afganistan’da inşa edilecek olan yeni bir dünyanın tezahürüdür.

ABD’nin tüm dünyadaki işgallerinde tekmeyle, mermiyle, tecavüzle kurmaya çalıştığı “medeniyet” in sonu geldi. Eski dünya ABD’ye kulluk vaat ederken, Yeni Dünya hepimize beylik vaat ediyor. Kurulmakta olan Yeni Dünya, yeni bir uygarlıktır. Asya’dan yükselen bu uygarlık, bireyci değil toplumcudur. Özel çıkarcılıkla değil, kamuculukla birlikte yükseliştedir. Yeni Dünyada, hegemonyacılığın yeri yoktur. Paylaşarak birleşmenin erdemi, yükselen değerdir.

Türkiye’nin Yeni Dünyadaki yerini alması, büyük karardır, köklü çözümdür. Türkiye, 2014 baharında Silivri duvarlarının yıkılmasıyla zincirlerini kırmış ve Avrasya’ya yönelmiştir. Bu yöneliş devrimin en esaslı alametlerindendir.

DÖRDÜNCÜ ALAMET: ÜRETİCİ AYAĞA KALKIYOR
“…
Medet yoktur, bakma geri.
Kantarma zapteyleyemez oldu beygiri.

Gider, böyle gider, dahi gider
bu âteş yolların durağı yok mu?
…”

1980’lerden gelen Serbest Ekonomi Politikası ile birlikte Türkiye’nin gümrükleri kaldırılarak dış sanayinin filleri Türkiye piyasasına sokuldu. Ülkemizdeki esnaf, sanayici, çiftçi korumasız bırakıldı. Üreticilerimiz kambur ilan edildi, KİT’ler kapatıldı ve üretimden uzaklaştık.

Geldiğimiz noktada Türkiye’nin sanayicileri fabrika bacalarını tüttürmek, çiftçileri ekip biçmek için elektrik, su gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasını istiyor. Konyalı çiftçiler tarlalarına su gelsin diye ayaklanıyor, Diyarbakır’da çiftçiler DEDAŞ’a başkaldırıyor. Avşar’da, Güdül’de, Kızıltepe’de köylülerimiz üretmelerinin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyor. Eski sistemden medet ummak, sadaka ekonomisi ile günü kurtarmak geride kaldı. Kime dokunsak böyle gitmez diyor. Türkiye’nin bugün yaşadığı sorunların kaynağı Atlantik sisteminin ateşlerle kaplı yollarının, çözümlerinin durduğu günlerdeyiz. Üreticilerin haykırışları Türkiye’deki devrim alametlerinin bir diğeridir.

ATATÜRK GENÇLİĞİ GÖREV BAŞINA!

“…
Çekin ki körükleri
ocağa girdi demir.
Bir ateş külçesi düştü buzların ortasına.
Alâmetler belirdi, kıyamet alâmetleridir.
Haberdir, erişmekte kaynayan su galeyan noktasına.
…”

Türkiye’nin önündeki sorunların çözümü ancak köklü devrimler ile mümkündür. Devrimin alametlerine her geçen gün bir yenisi eklenmektedir. Bu koşullar altında zorluklara karşı Atatürk gibi olmak ve Atatürk gibi yapmak önümüzdeki sürecin parolasıdır.

Türkiye Gençlik Birliği 15 yıldır Türk milletine umut oldu. Zorluklara karşı Atatürk gibi cesur oldu, sorunların çözümüne Atatürk’ün gözünden baktı. Tüm bunları yaparken her zaman Atatürk gibi teşkilatlı, her koşulda Atatürk gibi teşkilatçı oldu. Vatansever ve Atatürkçü tüm gençlere sesleniyoruz! Türkiye’de baş gösteren devrim sürecine üniversitelerde önderlik etmek için Türkiye Gençlik Birliği çatısı altında birleşelim. Özlemini kurduğumuz Atatürk Türkiye’sini birlikte inşa edelim.