Bugün Nevruz, bugün bayram, bugün toy
Kaygı-gamsız sevinç yapar her bir öy[1]
İnsanlığın yeni yılı karşıladığı bayramı kutluyoruz.
Nevruz, yeşeren umudun bayramıdır.
Uygarlıkların ilk bayramıdır. Sümerlerde bereket Tanrısı Tammuz’un ölüm uykusundan uyanması destanından beri kutlanır Nevruz.
Türklerde yaratılış destanları Nevruz’a dayanır.
Ne zamanki toprak uyanır, doğa canlanır, kurtuluşa erilir; o zaman Nevruz kutlanır.
Türk tarihinde yaratılış destanları Nevruz günüyle özdeşleşir.
Türklerin Ergenekon’dan çıkışı Nevruz günüdür. Demircinin dağı eritip Türkleri kurtuluşa, bağımsızlığa çıkarması bayramdır, aydınlıktır.
Türk tarihinde Nevruz, Ulu Ay Ata’nın yaratılışına kadar gider. Tıpkı Adem ile Havva’nın yaratılması gibi Ulu Ay Ata ve Ulu Ay Ana da Türklerin yaratılış öykülerinden biridir. Nevruz günü Ulu Ay Ata’nın doğduğu gündür. Ayrıca Ulu Ay Ata ve Ulu Ay Ana’nın yaratıldığı, yaşadığı mağara da bu açıdan kutsal görülmüş, Nevruz gününde ziyaretler yapılmış, kurbanlar kesilmiştir.
Azerbaycan mitlerinin birinde Nevruz “Gök Böri Günü” olarak yani Oğuz Han’ın bozkurtla karşılaşarak, aydınlığa ulaşması günü diye açıklanmıştır.[2]
Türklerin Nevruz Bayramını Marco Polo’dan “Ak Bayram” olarak okuyoruz.
Nevruz Bayramını bu güzelliklerle anarken bugüne ışık tuttuğunu da görüyoruz. Anadolu’nun emperyalist işgalciler tarafından kuşatılması ve Kurtuluş Savaşı ile bağımsızlığa kavuşmamız, Ergenokon’dan çıkışa ve Nevruz’a benzetilmiştir.
Kütahya Mebusu Besim Atalay Bey 21 Mart 1921 tarihli Hakimiyet-i Milliye yazısında Nevruz’u şöyle anlatır:
“…Bu Ergenekon hadisesinden çıkacak mühim netice, bizim bugünkü Millî Mücadele’mizle benzeşmesidir…bugün de kendi varlığına kastedenlere karşı silahlanarak yarın muvaffakiyetini temin edeceğine ve ulu Tanrı’nın yardımı ve milletin gayretleriyle kara günlerden kurtulacağına eminim.”
TÜRK DEVLETLERİ NEVRUZ’DA BİRLEŞİYOR
Nevruz Bayramı, Türk devletleri arasında uzun zamandır kutlanmaktadır. 1921’de Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Hükümet başkanı Neriman Nerimanof Mustafa Kemal’e yazdığı telgrafla Nevruz Bayramını kutlamıştır.
“Cenubi Kafkasya komiseri Azerbaycan serbest harbiye mektebi talebeleri iki bölüklü süvari askerleri ve Şoşa muhafız taburu askerleri ve topçuları, nişancı Türk alayı askerleri Türk milletinin büyük Nevruz bayramını tebrik ediyor ve biz ümit ediyoruz ki, Azerbaycan inkılâp ordusu, kahraman Türk ordusu ile beraber Garp emperyalizminin tazyikinde bulunan Şark milletlerini yakında kurtarırlar.”[3]
23 Mart 1922 tarihinde Ankara’da Meclis önünde ve Taşhan Meydanında yapılan kutlamaların “Ankara’da Ergenekon günü kutlandı. Meclis önünde geçit töreni yapıldı. Öğrenciler ve halk da Meclis önünde toplandı”[4] haberini dönemin gazetelerinden öğreniyoruz.
Türk dervriminin kalemi Behçet Kemal Çağlar, Halkevlerinin açılışında Ergenekon adındaki piyesi oynamıştır. Türkleri uygarlığın kurucusu olarak anlatmış, piyesi kendisi yazmış kendisi canlandırmıştır.
“Türk kalbinden geçti ilk tanrıların kanları
Öbür ırklar sürüyken Türklerdi çobanları
Gün görmezden öteki insanların inleri
Kafalarında güneş Türklerin bilginleri
…
Hey Rab! Çıkmam gerekti arşındaki kürsüne
Madem ki ilk demiri koymuştu Türk örsüne
…
Madem ki ilk kıvılcım sıçramıştı toprağa
Hacet yoktu bir yeni büyüklük yaratmaya
Doldurunca bir demir sapı Türkün elini
Yere diktin demekti etten bir heykelini
…
Ne çok gecikecekti insan olmakta insan
Olmasa Türk ilk seven, ilk inanan, ilk yazan.”[5]
NEVRUZ ATEŞİ BUGÜNÜ AYDINLATIYOR
Geçmişten bugüne Türk devletlerini birleştiren Nevruz bugün de kurulan yeni dünyanın bayramıdır.
Yalnızca bir araya gelen Türk devletlerinin değil insanlığın bayramıdır.
Bu bayramda ve kurulan yeni dünyada bencilliğe yer yok,
bölücülüğe yer yok,
çürümüşlüğe yer yok,
Batı’nın medeniyeti reddine yer yok,
karamsarlığa yer yok.
Birleştiriciliğe ve kucaklayıcılığa yer var.
demir dağları eriten ateşin aydınlığına yer var,
paylaşıma yer var,
Rusya’dan Çin’e, Türkiye’den Hindistan’a medeniyetin ışığına yer var,
umuda ve iyimserliğe yer var.
İnsanlığın kaderini çizecek yeni yıl kutlu olsun.
Elif Beyza Tekin
GYK Üyesi
İstanbul Üniversitesi Temel Örgüt Başkanı
[1] Mehmet Temizkan, Türk Dünyası Edebiyatlarında Nevruz Konulu Şiirler Üzerine Bir İnceleme, s.324.
[2] Mamatqul Jureyev, Oğuz-Name’de Mitolojik Motifler, s.58.
[3] https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/milli-mucadele-ve-ataturk-devrinde-nevruz-kutlamalari/
[4] https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/milli-mucadele-ve-ataturk-devrinde-nevruz-kutlamalari/
[5] Mehmet Okur, Halkevlerinin Kültür Faaliyetlerinde Edebi Metinlerinde Rolü, s.393