Ana Sayfa Yazılar EMRAH MARAŞO YAZDI: “SOL”UN PKK’YA BİATI VE MUTLULUK

EMRAH MARAŞO YAZDI: “SOL”UN PKK’YA BİATI VE MUTLULUK

1350

Türkiye’nin ABD destekli bölücü örgüte karşı vatan savaşı zaferlere ilerlerken Aydınlıkçılar dışındaki “sol”un hâli gün geçtikçe kötüleşiyor.

Barış için akademisyenler” üzerinden PKK’ya birinci biat

Geçtiğimiz yıllarda “Liberal ihanet”, “sol liberalizm” ve “yetmez ama evet” eleştirileriyle kendisine alan açıp yer tutmaya çalışan “sosyalist sol”, lafzî olarak eleştirdiği bu akımla bugün PKK destekçiliği üzerinden buluşuyor.

Kuşkusuz kimse PKK’ya yönelik fiili desteğini kamuoyuna ilân ederek göstermez. Somut siyasal süreçlerde alınan tutumlar ve pratik, buluşmanın niteliğini belirler.

Özellikle içinden geçtiğimiz günlerdeki gibi süreçlerde “barış”, “katliam”, “insan hakları” gibi kavramlar üzerinden bir ortaklaşma gerçekleştirilir.

“Barış için akademisyenler” bildirisi “sosyalist sol”un ideolojik olarak kavga eder gibi göründüğü “sol liberalizm”le PKK’nın siyasal kampanyasında nasıl bir araya geldiğinin en somut ve görünür örneği oldu.
Onları ABD’nin aleti olan PKK, “barış için akademisyenler” adıyla birleştirdi.

Bildiriyle alakası olmayan “fikir özgürlüğü” ve “akademik özgürlük” gibi kavramları maske olarak kullanıp vatan savunmasına karşı konumlandılar.

“Şimdi bildirinin içeriğini tartışma zamanı değil” diyerek düzeniçiliklerini ve siyasal korkaklıklarını kanıtladılar.

Sabah akşam “bağımsız devrimci sosyalist hat” gevezeliği yapanlar PKK kuyruğundaki teneke gibi sürüklenmeye başladılar.

Bırakın PKK’ya karşı en ufak bir tutum almayı, ağızlarında çiğneye çiğneye sakız ettikleri “liberal sol”un siyasi etki alanı içine girdiler.

Peki ne uğruna? ABD’nin kara gücü PKK’nın ‘uluslararası güçler soruna dâhil edilsin, açılım masası yeniden kurulsun, doğu ve güneydoğuda fiili durumumuz korunsun’ talepleri uğruna…

Cizre’de katliam var” üzerinden PKK’ya ikinci biat

Bilindiği gibi bölücü terör örgütü yurdumuzun başka yerlerinde olduğu gibi Cizre’de de öz yönetim ilan ederek kendi egemenlik alanlarını yaratmaya çalıştı. Ancak Türkiye’nin başarısı karşısında adım adım mevzi kaybetti. Cizre’de bir bodrum katına sıkışan teröristlere güvenlik güçleri tarafından yapılan operasyon doğal olarak PKK cephesinde büyük bir rahatsızlığa neden oldu. “Son yılların en büyük Kürt katliamı yapıldı” söylemine dayanarak yenilginin üstünü psikolojik savaşla örtmeye kalkıyorlar. ABD piyonlarının böyle bir yönteme başvurması doğal. Çünkü iddiaları bir bir çöküyor.

Peki sözünü ettiğimiz propagandaya kendisine solcu diyenlerin en önde katılmaları, bunu yaparken Vatan Partisi ve Genel Başkanı Doğu Perinçek’e saldırmalarını nereye koymak gerekiyor?

Türkiye’nin bağımsızlığı, vatanın bütünlüğü ve milletin birliği gibi kaygıları olmayanlar ABD emperyalizmiyle ilişkisinin niteliği gün gibi meydanda olan PKK’nın Aydınlıkçılara hücum etme görevini yerine getiriyorlar. ABD emperyalizminin stratejik piyonunun taktik piyonluğunu yapıyorlar. Aydınlıkçılara diz çökertemeyeceklerini bilenler, akılları sıra onları itibarsızlaştıracaklar. Zavallıca bir tutum.

Tarihin gittiği yeri gören, ABD emperyalizmi ve PKK yenildikçe umutlanan, mutlu olan devrimciler bir numaralı hedefleri. Çünkü mutluluklarını, sevinçlerini ve umutlarını PKK’nın kazanmasına bağlıyorlar. Emperyalizmin ve bölücülerin insan hakları sopasının uzantısı olmuş durumdalar.

Her süreçte karşı taraftalar

Dikkat edin… Türkiye ne zaman kritik bir sürece girse, ne zaman bölücülüğün ve gericiliğin üstüne yürünse rahatsız olan cephe aynıdır: Bölücüler, yobazlar ve sahte solcular. Yani ABD emperyalizminin işbirlikçileri.
28 Şubat’ta demokrasicilik oynadılar.

Cumhuriyet Mitinglerini tribünden izleyip dışarıdan akıl vermeye kalktılar.

Ergenekon tertibinde yesinler birbirlerini diyerek gladyonun ve gericiliğin yanına yuvarlandılar. Şimdi de ABD emperyalizmin stratejik piyonları aracılığıyla yönelttiği saldırılara karşı mücadele eden vatanseverlere saldırıyorlar.

Niye mutlu oluyoruz?

ABD emperyalizminin ve bölücülüğün yenildiğini gördükçe mutlu oluyoruz. Çünkü bizim mutluluk kaynağımız emekçi halkımızın, milletimizin bağımsız ve birlik içinde yaşama özlemidir.

Emperyalistler ve işbirlikçileriyse böldükçe, kentlerin içine ve evlere mayın döşedikçe, halkta korku ve panik yarattıkça mutlu oluyorlar.

Ya halkın mutluluğu ya bölücülerin!

Ya Türk milletinin zaferi ya ABD emperyalizminin!

Orta yolculuğa, hayalciliğe, sahtekârlığa yer yok.

Herkes kendi safını ve mutluluğunun kaynağını belirleyecek.

 

oncugenclik.org, 09.02.2016