2021 yılındayız. Hayata 2021 yılından bakıyoruz. Savaşın her zaman en önünde bulunan öncü parti olarak başka bir seçeneğimiz de yok. Geçmişte değil bugünde mevzilenmek zorundayız. Niyetlere, sözlere değil savaş meydanındaki tabloya göre konum belirlemek zorundayız. “Geçmişte şöyle vatanseverdi, böyle Atatürkçüydü, yanınızda durdu” diyenlere kanarsak “geçmişte yanımızda duranların bugün yuvarlandığı mevzilere” yuvarlanmaktan başka seçeneğimiz olmaz.
Özellikle 2014 sonrası başlayan vatan savaşımızla birlikte kör Tayyip Erdoğan düşmanlığıyla başlayan süreçte Amerikan gemisinde Biden tayfasında yer alanlar bu dediklerimizi doğrular nitelikte.
2014 sonrası Türkiye’de değişen koşullar doğal olarak partilerde de kırılmaları getirdi. AK Parti içindeki Atlantik kuvvetleri Deva ve Gelecek Partilerini kurdular. MHP tabanı HDP ile ittifaka razı gelmeyeceği için ABD eliyle MHP’den kopartılan bir parça İyi Parti’yi kurdu ve HDP ile ittifak yapan CHP’nin yanına eklemlendi. CHP’deki Atlantik kuvvetleri arasındaki çelişmeden kaynaklı bölünme ise uzunca bir süredir biliniyordu ancak 17 Mayıs 2021 tarihinde Muharrem İnce’nin Genel Başkanlığında kurulan Memleket Partisi ile resmileşti. Memleket Partisi, CHP tabanında HDP ile ittifaktan rahatsızlık duyanlar için bir seçenek olarak gösterilmeye çalışılıyor ancak sayın İnce’nin özellikle Cumhurbaşkanlığı adaylığından sonra yaptığı açıklamalar tam tersi bir görüntü çiziyor.
Eğer Memleket Partisi CHP tabanının rahatsızlıklarını yok edebilme iddiasındaysa aşağıdaki sorulara cevap verebilmelidir:
1- Savaşan ordunun komutanını hedef alarak PKK mevzilerinden TSK’ya kurşun sıkmaya devam edecek misiniz?
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, 31 Mayıs 2019’da Malatya’da Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) tarafından organize edilen İftar yemeğine katıldı. Yemeğin davetlileri arasında dönemin 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel de vardı.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, bu yemekte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rakiplerini eleştirdiği konuşmasını alkışladığı gerekçesiyle 2. Ordu Komutanı Org. İsmail Metin Temel’e yönelik şu sözleri kullanmıştı:
“Türk ordusunun generali misin, Ak Parti’nin il başkanı mısın? Herkes haddini bilecek, herkes kurallara uyacak. Herkes anayasaya, yasaya uyacak. Bir general öyle bir şey yapamaz. Onun apoletlerini sökeceğim”
Savaşan ordunun komutanını hedef almak PKK mevzilerinden TSK’ya kurşun sıkmak değil midir?
2- Terör örgütünün elebaşlarından Selahattin Demirtaş’ın serbest kalmasını savunmaya devam edebilecek misiniz?
4 Mayıs 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı için adaylığınızı duyurduktan sonra Yalova’da yaptığınız ilk açıklamada Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiğini söylediniz ve 5 gün sonra Edirne’ye ziyarete gittiniz. Apo’nun heykelini dikme iddiasında bulunan, Diyarbakır’da, Hakkari’de, İzmir’de, Almanya’da çocuklarını kaçırdığı anneleri gözü yaşlı bırakan Selahattin Demirtaş’ın hala serbest bırakılması gerektiğini düşünüyor musunuz?
3- Kürt Sorunu’nu çözüm için PKK’yı silahla ezmekten daha cesur adımlar nelerdir?
Cumhurbaşkanlığı adaylığınız sırasında çıktığınız bir televizyon programında “Kürt sorununu çözmek için ilerici, çağdaş ve cesur adımlara ihtiyaç var. (…) Kürt sorunu kültürel, ekonomik ve siyasal bir sorundur. En önemlisi siyasi ahlak sorunudur. İnsanları yıllarca kandırdılar. Orada başka burada başka konuştular. Bu çözüm milletin gözünün önünde olmalı.” ifadelerini kullandınız. Kürt sorunu ABD’nin Türkiye’yi bölmek için kullandığı bir araçtır. O zaman ortada bir sorun varsa yapılması gereken ABD’ye piyonluk yapanların üzerine silahla yürümektir. Bugün yapılan budur. Daha cesur adımlar ne olmalıdır?
4- HDP/PKK ile ittifak yapacak mısınız?
Daha önce ziyaret ettiğiniz ve serbest bırakılmasını savunduğunuz Selahattin Demirtaş’ın “HDP, sayın Öcalan’ın projesidir” sözlerine rağmen 12 Şubat 2021 tarihinde çıktığınız televizyon programında “HDP terörist partidir demem” ifadelerini kullandınız.
26 Ağustos 2019 tarihinde HDP Mardin İl Örgütü’nü atanan kayyuma karşı çıkmak amacıyla ziyaret ettiniz.
2019 Yerel Seçimleri sonrası yaptığınız açıklamada “İstanbul’u Ankara’yı, Hatay’ı, Adana’yı, Mersin’i, Antalya’yı, ilçe istiyorsanız Bozüyük’ü bize Kürt vatandaşlarımız kazandırdı. HDP’liler kazandırdı. Onlar destek verdi aday çıkarmadılar. Ama seçimden sonra CHP Kürt vatandaşlarımıza böyle yürekten teşekkür edemedi. Utangaç mahcup gizli kapılar ardında ben yüreğimi açarak teşekkür ediyorum Kürt vatandaşlarımıza. Yani bu başarıyı küçümsemiyorum adaylarımız iyi bir kampanya yaptı doğru ama elimize taş basıyoruz size aslında vermiyoruz ama bu AKP’yi cezalandırmak istiyoruz onun için oy veriyoruz diyen Kürtleri yok sayamazsınız.” dediniz. Kürt vatandaşlarımızı HDP’lilerle bir tuttunuz ve CHP’nin HDP’ye yeterince teşekkür edemediğinden dert yandınız.
2 Haziran 2021 tarihinde katıldığınız televizyon programında gazeteci Gürkan Hacır’ın “HDP ile nasıl bir ilişki kurmayı düşünüyorsunuz?” sorusuna verdiğiniz yanıtta, “HDP ile milletin önünde bir görüntü vereceğiz. Bize ‘hayırlı olsun’ ziyaretine gelirlerse konuşacağız ama basın toplantısına beraber inip fotoğraf vereceğiz. Milletin gözünün önünde olacak her şey” ifadelerini kullandınız. “HDP’nin kapatılmasına karşı mısınız?” sorusuna ise yanıt vermediniz ancak cevaplamanıza zaten gerek kalmamıştı.
O halde soru şudur: HDP/PKK ile ittifak yapacak mısınız?
5- Batı’nın dost olmadığını anlamanız için daha kaç tertip, kumpas, darbe, faili meçhul gerekiyor?
Cumhurbaşkanlığı adaylığınız sırasında çıktığınız bir televizyon programında “Cumhurbaşkanı seçilmeniz durumunda yönümüz Rusya ve Avrasya mı olacak, yoksa NATO ve Batı mı olacak?” sorusuna tereddütsüz şekilde “Kesinlikle Batı olacak” yanıtını verdiniz.
Batı’nın dost olmadığını anlamanız için daha kaç tertip, kumpas, darbe, faili meçhul gerekiyor?
6- Kemal Derviş ekonomisini devam ettirmek mi istiyorsunuz?
Aynı programda ekonomiyle alakalı bir soruya “Yargı düzelmelidir. Evrensel kurallar gerekiyor. Yabancı yatırımcı buraya gelmeli. Merkez Bankası Başkanı’nı siyasal partiye çağırmak Türkiye’yi küçük düşürmektir. Bunlar bağımsız olmalıdır. Birincisi, soygun düzenini engelleyeceğiz, bilimi egemen kılacağız. Rakamları düşük göstermek için alicengiz olaylarından uzak duracağız. Ekonomi rakamlarını doğru söyleyelim. Güven veren bir ülke olduğumuzda hiçbir şey yapmadığımızda dolar kendiliğinden düşecektir.” yanıtını verdiniz.
Ekonomide çözümünüz yabancı yatırımcının gelmesi midir?
Bağımsız bir Merkez Bankası dışa bağımlı bir Merkez Bankası değil midir?
Ekonomide çözüm doları düşürmek midir? Doları kendiliğinden düşürmek için kime, nasıl güven vereceksiniz?
Kemal Derviş ekonomisini devam ettirmek mi istiyorsunuz?
Sonuç
Sistemin çözümleri bitti. Üretici üretemiyor, emekçi geçinemiyor. Eskisi gibi ABD’ye taviz ver, ülkeye sıcak para girsin şeklinde işleyen havuç sopa ilişkisi bitti. Bundan sonra ABD’ye verilecek her taviz Türkiye’nin doğrudan bölünmesiyle sonuçlanır. Eğer Türkiye bölünürse, düzelecek bir ekonomimiz de olmaz. Bu durumu kavrayamayan ve köklü çözümü getirme iddiasını taşıyamayanlar önümüzdeki süreçte iktidar olamazlar. Önümüzdeki süreçte iktidarın formülü, ekonomide Milli Direnme Ekonomisi’ni inşa etmekten, vatan bütünlüğünü sağlama noktasında komşularla işbirliğini esas almaktan geçiyor.
Görüldüğü üzere Memleket Partisi de sistem içi çözümlere yönelen ve kafasını Atlantik’ten çıkartamayan bir konumda. Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre değil, Atlantik’in Türkiye’ye biçtiği rollere göre çözümler arıyor. Yükselen Avrasya gerçeğini, devletçiliğin tek çözüm olduğunu, PKK’nın silahla bitirilebileceğini ve Kürt kökenli vatandaşlarımızın HDP/PKK bitirilerek rahata erişeceğini göremiyor.
Sorunun ne olduğu belliyse çözüm de bellidir. Türkiye’nin sorunlarına cevap verebilecek programa sahip olan tek parti Vatan Partisi’dir. Vatan Partisi dışındaki partiler sistemin yok olmaya doğru ilerlediğini anlayamadıkları için hala sistemin içinde argüman ve çözüm geliştiriyorlar. Başarısızlığa mahkum olmaları tam da burada başlıyor. Türkiye’de istediğiniz kadar parti kurun, adına ne derseniz deyin; doğru programı savunamazsanız başarısızlığa mahkumsunuz.
Memleket Partisi de başarısızlığa mahkumdur. Daha önce Türkiye’de denenmiş ve Türk milleti tarafından reddedilmiş çözümleri savunduğu için mahkumdur. Yukarıdaki soruları sormamıza sebep olduğu için mahkumdur. Memleket Partisi’ne sempati besleyenlerin bu mahkumiyetten kurtulmasının esas yolu ise Vatan Partisi’ne katılmaktır. Türkiye’nin geleceğinde Vatan Partisi vardır.
Kaynakça
1) https://www.aydinlik.com.tr/muharrem-ince-hdp-ile-milletin-onunde-goruntu-verecegiz-246227-2#3
2) https://www.cnnturk.com/amp/turkiye/muharrem-ince-cezaevinde-demirtasi-ziyaret-etti
3) https://aydinlik.com.tr/muharrem-ince-hdp-teroristtir-diyemem-232846
4) https://aydinlik.com.tr/muharrem-ince-hdp-chp-yi-destekledi-230308
5) https://www.aydinlik.com.tr/chp-nin-bayraksiz-dogu-mitingleri-237926#1
7) https://www.aydinlik.com.tr/rand-corporation-raporu-4-turkiye-nin-onundeki-dort-senaryo-211374#3
8) https://www.aydinlik.com.tr/ince-den-turkiye-dusmani-kati-piri-yle-samimi-poz-politika-ekim-2019
12) https://www.amerikaninsesi.com/a/muharrem-ince-den-cagri-demirtasi-hapiste-tutmayin/4380982.html
Emre Oflaz
Öncü Gençlik İstanbul İl Sekreteri, GYK Üyesi
