Kardeş ülkemiz ve aynı zamanda Türk Devletleri Teşkilatı’ndan stratejik ortağımız Kazakistan’da birtakım ayaklanma girişimleri yaşanıyor. Gaz fiyatlarına gelen zamlar ve hayat pahalılığı üzerinden başlayan olayların, son günlerdeki gelişmelerle bu zeminin çok ötesinde, ABD’nin tertiplediği bir “turuncu kalkışma” girişimi olduğu gözüküyor.
Turuncu devrimlerin propaganda merkezi olan sosyal medyada her zamanki gibi asılsız iddialar, dünyanın akışına ters ezberler yayılıyor. Bu yalanlar, olayların arkasındaki emperyalizmi gizlemek için sistemli şekilde ortaya atılıyor. Yalanlara inanalar ve paylaşanlar bu sistemli saldırının bir parçası olmuş oluyorlar.
Biz bu yazımızda Avrasya’nın ve Türk Devletleri Teşkilatının önemli kuvvetlerinden Kazakistan’ı kimin düşürmek istediğini konu alacağız.
KAZAKİSTAN’IN OSMAN KAVALALARI
ABD’nin, hegemonyası altında tutmak istediği ülkelerde sivil toplum kuruluşu (NGO: Non-Governmental Organization) adıyla faaliyete soktuğu ajan yuvaları olduğunu çok yakından biliyoruz. Çok yakından diyoruz zira ülkemizde de Osman Kavala gibi ajanların yönettiği Açık Toplum Vakfı gibi örgütler bu kategoriye giriyor. Ülkenin ekonomisine, siyasetine, uluslararası politikalarına ve yargısına müdahil olmak için kurulan bu örgütlerin yakıcı görevi, ülkeler ABD yörüngesinden uzaklaştıkça belirginleşiyor. Bizzat ABD tarafından fonlanan bu örgütler, ülkelerin ABD yörüngesinden çıkma süreçlerini tersine çevirmek için turuncu devrim dediğimiz ayaklanmaları ve hükümet düşürme senaryolarını devreye sokuyorlar. Finanse ettikleri kadın, gençlik, hayvan hakları, çevrecilik dernekleri de senaryoda başat rol oynuyor.
Kazakistan’da da bizzat CIA ve SOROS’un yönettiği Amerikancı STK’lar mevcut. STK kapsamındaki bu örgütleri, Sn. Sultan NURÇİLBEK’in bundan tam 2 sene önce Aydınlık Gazetesi’nde yazdığı yazıdan öğreniyoruz. (1)
Kazakistan’da faaliyet gösteren Yeni Kazakistan Hareketi, Uyan Kazakistan Hareketi, Özgürlük Kanatları ve bu örgütlerin temsilcilerinin oluşturduğu Cumhuriyet Hareketi adlı STK’ların CIA’nın altında çalışan ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından 2.2. milyon dolar tutarında fonlandığı tespit edilmişti. CIA imzası o kadar netti ki, Uyan Kazakistan Hareketi’nin 5 kurucusunda 4’ü Soros Vakfı ve diğer yabancı vakıfların üyesiydi.
Yine 2018 yılında Kazakistan gençliğini Amerikan çıkarları doğrultusunda yönlendirmek için, ABD’ye bağlı NED (National Endowment for Democracy – Demokrasi için Ulusal Bağış) tarafından finanse edilen “Kazakistan Gençlik Bilgilendirme Dairesi” adlı STK kuruldu. Tüm bu örgütler birbirine bağlı çalışıyordu.
Bu bilgileri alt alta koyduğumuz zaman bugün yaşanılan ayaklanmanın, bir Avrasya ülkesi olan ve zaman zaman kendince denge politikası izleyen Kazakistan’ı tamamıyla ABD’ye bağlamak ve Rusya sınırında koca bir ABD üssü kurmak için çıkarıldığını ve bir Turuncu Devrim girişimi olduğunu görüyoruz.
Yaşanan ayaklanmanın turuncu devrim tezgahı olduğunu FETÖ’cülerin yazdıklarından da tasdikliyoruz. FETÖ’cü firari Emre Uslu, “Bir Türk baharı öngörüyorum” diyor. Uslu bir şey görmüyor. Efendileri ona üfürüyor.
TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI’NDAN KİM RAHATSIZSA KIŞKIRTMANIN SORUMLUSU ODUR
Yukarıda belirttiğimiz üzere, turuncu devrimin propaganda merkezi sosyal medyadır. Sosyal medya hangi konuda olursa olsun herkesin bir uzman gibi konuşabileceği tek yerdir. Yeter ki bir hesabınız ve sizi rt’leyen birkaç hesap daha olsun…
Sokaklardaki ABD imzası sosyal medyada da karşımıza çıkıyor. Kazakistan’da yaşanan tehlikeli kışkırtmanın arkasındaki kuvvet olan ABD emperyalizmi gizleniyor ve Rusya hedef gösteriliyor. Böylelikle hem hedef şaşırtılıyor hem de ABD aklanıyor.
Başlığı Türk Devletleri Teşkilatı’ndan koyduk. Çünkü sosyal medyada hiçbir temele dayanmadan, yaşanan ayaklanmaları Türk Devletleri Teşkilatı’ndan rahatsız olan (?) Rusya’nın ateşlediği yalanı servis ediliyor. Servis edenlerin kim olduğunu biliyorsunuz.
Başlığı yineleyelim; Türk Devletleri Teşkilatı’ndan kim rahatsızsa Kazakistan’daki kışkırtmanın sorumlusu odur. Burada bir yanlış yok. Yanlış, Teşkilatın kime rahatsızlık verdiğini saptama noktasında.
Rusya, Türk Devletleri Teşkilatı’ndan rahatsız mı?
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türk Dünyası haritası için, “Soydaşlarınla ilişkilerini geliştirmekte yanlış bir şey yok” diyor. Yani Türk Devletleri Teşkilatı’nı destekliyor ve doğru buluyor. Kremlin Sözcüsü Peskov da “Türkler, Türk dünyası fikrini geliştiriyor. Bu normal bir şey” diyor.
Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı olan Binali Yıldırım da, “Rusya ve Çin Türk Devletleri Teşkilatı’nın doğal üyesidir” diyor. Esasıyla Türk Devletleri Teşkilatı’nın Avrasya ve Asya cephesinin dışında olmadığı görülüyor.
O zaman kim rahatsız Teşkilatımızdan?
Avrasya ve Asya cephesinin düşmanı, Türklerin kahraman Mehmetçiğinin katili ABD rahatsız! Çünkü Türk Devletleri Teşkilatı Asya cephesini güçlendiriyor. ABD hegemonyasına karşı bayrağı daha da yükseğe taşıyor. Kazakistan’da yaşanan olaylarda Türk Devletleri Teşkilatı Onursal Başkanı Nazarbayev’in heykelinin yıkılması da buna bağlıdır.
TÜRKİYE’YE YÖNELEN TEHDİT
Türkiye olarak bizim de bu Turuncu Devrim tezgahından büyük dersler almamız gerekiyor. Bakmayın FETÖ alçaklarının firar ettikleri yerlerden, “sonunuz böyle olur” yazmalarına. Türkiye’ye hiçbir güç diz çöktüremez. Ama tabi bu olguyu bir ezber şeklinde tekrarlayarak değil güçlü Türkiye yolunda adımlar atarak sağlamlaştırabiliriz.
Kazakistan’da gördük; fonlanan medya kuruluşları ve kadın hakları, çevrecilik maskesiyle finanse edilen ajan dernekleri ciddi bir tehdit doğuruyor. Atalarımız ne güzel söylemiş: “Gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını sallar.” Türkiye bunun önüne geçmeli. Türkiye’de faaliyet gösteren kuruluşların yabancı merkezlerden veya ülkelerden fonlanması yasaklanmalı.
Denge politikası safsataları Türkiye’yi Atlantik sisteminin saldırılarına açık hale getiriyor. Denge politikası adı altında yapılan aslında Rusya ve Avrasya düşmanlığıdır. Türkiye’nin ekonomik, siyasi, askeri, toplumsal bakımdan tam bağımsızlığı Avrasya’dan ve Asya’dan geçiyor. Denge politikası, ABD’den yönelen tehditleri göğüsleyemediği gibi o tehditlere kucak açıyor.
Kazakistan konusunda net tutum alınmalı. ABD emperyalizminin Kazakistan’da tertiplediği senaryonun askeri biçimini 15 Temmuz’da gördük ve ezdik. ABD, Türkiye üzerine “yaratıcı yıkıcılık” senaryoları kurguluyor. Rand Corporation raporlarıyla bunları yayımlıyor. Kazakistan’daki senaryonun aynısı. O nedenle bugün Kazakistan meselesinde emperyalizme karşı net tavır koymalıyız. Bu tavır yarın vereceğimiz mücadelenin ön gösterimidir.
Kazakistan’ın, Turuncu Devrim tezgahını yeneceğini inanıyoruz. Bölgemize yönelen tehditlere karşı tüm bölge ülkeleri birleşelim. ABD bu birliğin karşısında diz çöker.