Ana Sayfa Yazılar Kur Savaşları: Dolar Rezerv Niteliğini Kaybediyor

Kur Savaşları: Dolar Rezerv Niteliğini Kaybediyor

1032

Rusya’nın sınırlarını, Karadeniz’i ve aynı zamanda tüm bölgeyi korumak için Ukrayna’ya başlattığı operasyon birçok uzman tarafından değerlendirildi. Bu değerlendirmeler, kimi zaman dünyayı Batı gözlükleriyle yorumlayan isimler kimi zaman da gözbebeklerinde dolar ve Euro simgesi belirmiş fondaşlar tarafından çarpıtılarak sunuldu. Türk basını ve Dünya medyası, ciddi bir sınav da verdi. Psikolojik savaş tehdidini ve yalanların gücünü somut olarak bir kez daha gördük. Ancak bu tartışmalar içerisinde, Rusya’nın doğalgaz başta olmak üzere uluslararası ticarette Ruble kullanma kararı iç kamuoyunda yeterince konuşulmadı. Rusya’nın bu hamlesi, ekonomi politik açısından ve küresel dengeler bakımından yeni bir dönemi de işaret ediyor.

Bu kritik gelişmelerin, Akademi başta olmak üzere yeteri kadar gündeme alınmamasının veya medya tarafından görmezden gelinmesinin ana motivasyonu; radikal süreçler haricinde ekonomiyi siyaset üstü değerlendiren liberal kuram ve köhneleşen “sarsılmaz ve yıkılmaz Amerikan ekonomisi” putudur. Bu anlayış, piyasadaki gerekli düzenlemeleri ve denetimleri yaparak halkın çıkarlarını koruyan devlet aygıtını küçültüp yok etmek isteyen neoliberalizm tarafından beslenmektedir. Batı kürsülerinden yayılan bu “devletsizleşme” siyaseti; politikayı ve ekonomiyi normatif olarak birbirinden ayırıyor. Ancak bu söylem dahi ekonomik çıkar temelinde benimsenen bir politikayı ve bu zeminde gelişen stratejiyi anlatmakta, ekonomi ve politika arasındaki nedensellik ve pratiğe göre değişen bir amaç/araç ilişkisini kanıtlamaktadır. Aynı zamanda bu siyaset, dünyanın en vahşi, en acımasız ve en müdahaleci devlet organına sahip Amerika’dan dayatılmaktadır. Oysa ABD devleti daraltma ve küçültme siyasetini kendisi için uygulamamakta; Türkiye gibi hedef aldığı milli devletlerin uygulamasını istemektedir. Çünkü herhangi bir bölgede, o bölgedeki yerel devlet ne kadar güçsüzleşir ve küçülürse Amerika Birleşik Devletleri o denli büyümektedir. Yerel devlet; gümrük vergisi koyamamakta, hukuku işletememekte, para birimini koruyamamakta veya meşrutiyet sağlayamamaktadır. ABD Başkanı Joe Biden’ın, Başkan Yardımcısı olduğu dönemde Ukrayna Cumhurbaşkanına ve Başbakanına küfürler etmesi, tehditler savurması ve bir savcıyı kovdurtması; tüm bu gerçekler haricinde de katıldığı bir programda bunları pişkince anlatması; Ukrayna’nın siyasi erkinin de hukuksal işleyişinin de içinde bulunduğu durumu göstermektedir. (1) Denilebilir ki Ukrayna, Amerika izin verdiği kadar devlettir.

Küreselleşme perspektifinin ve teorik çerçevesinin pratikte oluşan yerleşik yapısı ve iç kamuoyundaki nüfuzu; bu ekonomik gelişmelerin arka planda kalmasına neden oldu. Bu somut olguları tarihsel ele alırsak, meseleyi daha iyi idrak edebiliriz.

Dolar Saltanatı Nasıl Kuruldu ve Nasıl Yıkılıyor

Tüm değişimler ve alt-üst oluşlar gibi, içinde bulunduğumuz süreç de zor gücüne dayanmakta; milli devletler önderliğinde değişim gerçekleşmektedir. Silahla kurulan düzen, silahla yıkılmaktadır. ABD de hegemonyasını böyle kurmuş, ekonomik hamlelerle pekiştirmiştir. 2. Dünya Savaşı’ndan zaferle çıkmış, bu süreçte de savaş ekonomisiyle dünya üretiminin yarısı karşılar hale gelmiş; süper güç rolünü ve emperyal çıkarlarını korumak için Dolar saltanatını ilan ederek, dünyayı Dolar’a bağımlı kılmıştır.  1945 tarihli Bretton Woods Konferansı’nda, Dolar’ın altına dönüşebilen tek para birimi olarak kabul edilmesi; devletlerin kasasındaki altın, yani Dolar kadar para basabilmelerine neden olmuştur. Bu mekanizmanın denetimi içinde IMF ve türevleri kurulmuştur. Silahla elde ettiği zaferi, ekonomik egemenlik kurarak sürdürmüş; bu egemenlik sayesinde yarattığı zenginlikte de ordusunu finanse etmiştir. Burada da zincirleme bir süreç söz konusudur. 2. Dünya Savaşı sonrası, 1970’lere gelindiğinde, savaş sonrası yıkımı atlatan Avrupa ve küresel dengeler gibi olgular; Bretton Woods sisteminin yıkılmasına neden olmuş ancak ABD’ye alternatif olacak bir kuvvet olmaması gibi nedenlerle ABD, Petro-dollar sistemini kurarak; altının yerine petrolü koymuş ve bu sistem de günümüze kadar da devamlılığını sürdürmüştür. Rusya’nın başlattığı operasyon ABD’nin hem askeri hem ekonomik hegemonyasının bitişinin göstergelerinden biridir. Rusya, Ukrayna’daki koşulları baştan yaratmakla kalmamakta, Dünya’yı da dönüştürmektedir. Tabi ki bu dönüşüm salt bir mesele üzerinden açıklanamaz. ABD; Batı Asya’da, Latin Amerika’da ve Pasifik’te sahada kaybederek; çarklarını döndürecek sermayeden mahrum kalmıştır. Sahada başlayan bu yenilgi, gelişen ve büyüyen Çin ekonomisi ve dünyanın üretim merkezinin Asya’ya kaymasıyla zincirin ekonomik halkasıyla da devam etmiştir.

Rusya’nın Ruble Siyaseti: Yeni Çağın Örnek Uygulaması

Suudi Arabistan’ın, petrol ihracatında Yuan’ı kabul etmeye yanaşması, Petro-dollar sisteminin ve ABD ekonomisinin çarkına çomak sokmakla kalmayarak yerinden edecek bir gelişmedir. (2)  Bu sefer, ABD’nin, 1970’lerde olduğu gibi sistem içi bir çözüm yaratması, yükselen Avrasya sebebiyle mümkün değildir. Rusya’nın Ruble politikası da Batı ambargolarını delip geçmiştir. Avrupa, Doğalgaz için Moskova Bankaları’yla görüşmek ve Rusya ile ticaret yapmak zorunda kalmış/kalacaktır. AB her ne kadar bu politikaya uymayacağını söylese ve Avrupalı devletleri de ortak hareket etmeye çağırsa da Macaristan Ruble ile ödeme yapmaya hazır olduğunu söyleyerek daha ilk günden AB’nin ortak hareket kararını deldi. (3) Son yıllarda, uluslararası ticarette ikili ilişkilerde sınırlı dahi olsa yerel para birimlerinin kullanılması birçok Avrasya ve Latin Amerika ülkesi tarafından başlanan bir uygulamaydı. Ancak bunun artarak devam etmesi ve işbirliklerinde Dolar’ın soyutlanması; Amerika’ya en büyük zararı verecek gelişmelerden biri olacaktır. Rusya’nın başını çektiği bu gelişme ve özgüvenli tavrı sayesinde Ruble’de son süreçte değer kazanmış, bunun yanı sıra Rusya borçlarını dolar bazında ödemeyi de başarmıştır. (4)  Sistem ekonomistleri, Rusya’nın Ruble siyasetini beklemediği gibi, Rus devletinin borçlarını ödeyemeyerek temerrüde düşeceğini iddia ediyordu. Dikkat çekilmesi gereken nokta ise, Rusya’nın bu ödemeyi; dondurulan (dondurulduğu sanılan) rezervlerinden gerçekleştirmiş olmasıdır. ABD bankaları, ABD devletinin rezerv dondurma talimatını dinlemeyerek Rusya’nın ödeme emrini hayata geçirdi. (5) Daha kendi ülkesindeki bankalara söz geçiremeyen Amerika’nın, hegemonyasını sürdürmesi mümkün değildir. Atlantik sisteminin ve Dolar saltanatının bekçisi IMF, önceki ay Merkez Bankaları’nın Dolar rezervlerini azaltmasının nedenlerini incelediği bir rapor yayınladı. Rapor, Dünya ülkelerinin, istikrarsızlaşan Dolar’a karşı farklı para birimlerine yönelişini analiz ediyor. Dikkat çekilmesi gereken kısım, bu yönelişin ‘’Büyük Dört’’ (ABD doları, avro, yen, sterlin) olarak adlandırılan para birimleri yerine %25 Yuan, %23 Kanada Doları, %20 Avustralya Doları, %8 Güney Kore Wonu, %6 İsveç Kronu şeklinde olması. (6) IMF, açıkça Yuan’ın ve genel olarak Dolar’a karşı tüm para birimlerinin niteliksel öneminin arttığını itiraf ediyor. ABD ekonomisi, Dolar saltanatını kurarken geniş bir üretim hacmine sahipti ancak süreç içerisinde emperyalizmin ekonomisine yaslanması sebebiyle bunu kaybetti ve sadece bu saltanat üzerinden ekonomisi var etti. İlerleyen süreçte Dolar’ın rezerv niteliğini kaybetmesiyle tüm dengelerin değiştiğini görmemiz kaçınılmaz, bu değişim kaçınılmaz olduğu kadar da yakın.

Yeni çağın kurucularından Türkiye’de, sahada ve alanda elde ettiği başarıları ekonomik zaferlerle taçlandırmalı ve emperyalizm karşısında milli ekonomisini kurmalıdır. Serbest piyasa ekonomisi yalanlarının artık tutmadığı günlerdeyiz. Nasıl ki emperyalizme karşı göz göze, diş dişe savaşan ülkeler; devletleri önderliğinde milletiyle beraber savaşıyorsa bizimde yapmamız gereken budur. TL’yi korumalı ve iç piyasada TL’nin saltanatını ilan etmeliyiz. Bunun nihai yolu ise üretmekten, üreticiyi desteklemekten geçer. İsraf ekonomisini bitirmek, sanayicinin ve çiftçinin kurşunsuz vermeye çalıştığı ekonomik harpte üretim için kaynak ayırarak silahlanmasını sağlamak ardından da adil ve ortak paylaşımla refahı yaymak; Türkiye’nin reçetesidir.  Bu reçeteyi hayata geçirirken yükselen Asya ile iş birliği yapmak ve stratejik ortaklıklar geliştirmek, bu ortaklıkları geliştirecek mekanizmaları kurmak mecburidir.

Mete Utku Kılıç

Öncü Gençlik GYK Üyesi, Sakarya İl Başkanı

KAYNAKÇA:

1) https://twitter.com/eha_medya/status/1507339367232282631

2) https://www.bloomberght.com/suudi-arabistan-petrol-ihracatinda-yuana-yesil-isik-yakti-2301564

3) https://www.aydinlik.com.tr/haber/macaristandan-rusyanin-ruble-kararina-cevap-309711

4) https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-60763332

5) https://www.reuters.com/article/ukraine-crisis-russia-eurobond-idUKR4N2V5034 6) https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/dunya-merkez-bankalari-dolardan-vazgeciyor-309777