Ana Sayfa Yazılar MURAT ŞİMŞEK YAZDI: GÜLERYÜZLÜ SOSYALİZMDEN İKİYÜZLÜ SOSYALİZME

MURAT ŞİMŞEK YAZDI: GÜLERYÜZLÜ SOSYALİZMDEN İKİYÜZLÜ SOSYALİZME

1802

Murat Şimşek , aydinlik.com.tr Ankara Temsilcisi

Bazı insanlar hayatları boyunca çok büyük laflar etmeden yaşar. Kimisi idealisttir, kiminin bir amacı yoktur. Bazılarıysa varlıklarını birşeylere vakfettiğini düşünür. Bir hobiye, ideolojiye, spor kulübüne vs… Herkesin bir amacı vardır ama kimi mütevaziyken bazıları sürekli bağırır…

Bizden önceki kuşak iyi bilir. Zamanın hızlı solcuları, mangalda kül bırakmayan devrimcileri yaşları ilerledikçe liboşlaşmış; karşı çıktıkları sistemin en has elemanları olmuşlardır. Ya da ahlak bekçiliği yapan bazı “muhafazakarların” nice ahlaksızlığı yansır zaman zaman medyaya.

Yani kişilerin ne slogan attıkları kendilerini nasıl pazarladıkları değil özünde ne olduklarıdır önemli olan.

İlk kez Mehmet Ali Aybar’ın kullandığı kavramlardan biridir “Güleryüzlü sosyalizm”. Türkiye İşçi Partisi, soğuk savaşın topluma dayattığı “sosyalist/komünist” algısını yıkmıştı.

Şimdi ülkemizde ‘komünist’ olduğunu savunan bazı gruplar 5 yıldır tabela kavgası yapıyor. Şiddetli geçimsizlik sonucu boşanmış çift gibiler. Hadi onlar çocuğun velayeti için kavga ediyorlar diyelim, sizinkisi resmen çocuğun adı için. Hangi boşanmış çifte sorsanız sorun, hatta memleketin en benciline, en cahiline… “Olur mu öyle şey” deyip gülüp geçerler bu kavgaya. Ama çok şükür memleket insanımızın pek umrunda değil bu kavga. Memleket, Aybüke öğretmene ağlıyor bugünlerde.

aybukeü

Aybüke öğretmen ile 5 yıldır parti adı kavgası yapan ‘komünistleri’ aynı yazıda geçirmek biliyorum talihsizlik. Aybüke öğretmen ne kadar gözümüzü doldurursa, tabela kavgacıları çok fazla düşündürmez en fazla güldürür. Biri trajikken öteki trajikomiktir.

Aynı zamanda iki yüzlüdürler.

Yoksa “Halka yalan söylemek suçtur” deyip, Şehit Yarbay Songül Yakut’un da adının yazılı olduğu afişin yırtılması üzerine çıkan kavgayı “Oruç tutmayanlara saldırdılar” diye haber yaparlar mı?

Ya da Akbüke öğretmenin katledildiği kahpe saldırıyı “Yoldan geçen öğretmen öldü” diye mi anlatırlar okurlarına…

İki yüzlü olmasalar Türk Hava Kuvvetlerinin bombardımanında ölen PKK’lı Ulaş Bayraktaroğlu’nun, “Kırmızı fularlı kız” diye parlatılan Ayşe Deniz Karacagil’in Rakka’da IŞİD’e karşı savaşırken öldüğünü savunabilirler mi? Terör örgütü saflarında ölenler için taziye ziyaretinde bulunanlar, bir kez olsun şehit bir Mehmetçiğin ya da sivilin cenazesinde saf tutmuş mudur?

VATAN SAVAŞINA SARAY SAVAŞI DİYENLER

24 Temmuz 2015’den sonra Türkiye farklı bir rotaya girdi. Bölücü terörle, paralel devlet yapılanmasıyla, gerici IŞİD terörüyle mücadele başladı. ‘Komünistlerin’ umrunda olmadığı için bu süreç, onlar farklı bir kulvarda ilerledi. Onların gittiği yolda ne bölücü terör, ne ABD emperyalizmi, ne Orta Doğu’daki gelişmeler ne de işçi emekçi vardı… Sonraları o kulvarda kavga edecek düşman olmadığından birbirlerine girdiler.

İlk başlarda herşey güzeldi onlar için. Teröre mücadeleye “Saray savaşı”, bu ‘savaşı’ destekleyen bizlere ‘iktidar işbirlikçisi’ diyorlardı. “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganıyla başkan yaptırdılar Erdoğan’ı.

İktidar partisi zarar görür umuduyla terörle mücadelenin başarısız olmasından medet umacak kadar aciz duruma düştüler.

AKP’nin tek başına iktidar olmak için PKK’ya operasyonları başlattığını savundular. 22 Temmuz’da enselerinden vurularak katledilen iki gencecik polisi, 24 yaşındaki Feyyaz Yumuşak ve 25 yaşındaki Okan Uçar’ın katillerini görmedi gözleri. Hendeklerde can veren onca kahraman gibi.

Şehit polis Okan Acar, Nazım Hikmet şiirleri, Engels kitapları okuyordu. Feyyaz Yumuşak ise şiir yazan yüreği Çarşı’yla atan gencecik bir polisti.

Şimdilerde Nazım Hikmet’in adının verildiği kafeler taşlı bıçaklı kavgalarla gündemde.

foto1

CANLI BOMBALARLA ‘BARIŞ BLOKU’

‘Barış Bloku’ kurdular HDP’lilerle beraber. CHP’li bazı isimler de takıldı peşlerine. TSK süpürdü hendekleri. “PKK’ya yönelik operasyonlar durdurulsun” diye terör örgütü ağzıyla yazılan bildiriye imza atan “akademisyenler” de süpürüldü. Baktılar bu “çiçek çocuk” ayakları iş yapmıyor… İşçinin köyülünün derdinde değiller ya düştüler “katil” ilan ettikleri devletten maaş alan akademisyenlerin derdine.

Cumhuriyet gazetesi 29 yıldır yayımlanan Bilim Teknoloji ekini “ekonomik” gerekçelerle kapatmıştı. O günden sonra satışları iyice düştü ama şimdi kovulan akademisyenlerle destek için “akademi” eki çıkarıyor.

İkiyüzlülükleri bununla bitmedi. Ne Tahir Elçi’nin katillerini gördüler ne de Hrant Dink’in. Utanmadan bu isimlerin adını en fazla istismar eden de yine onlar oldu.

Artan teröre karşı sokağa taşan halkın eylemleri bazı yerlerle HDP binalarını hedef alıyordu. HTKP tayfası “devrimci dayanışma” için HDP binalarında nöbete başlıyordu. Kasım seçimlerinde “HDP’li değiliz ama oyumuz” HDP’ye diyorlardı.

Ocak 2016’de Diyarbakır Çınar’da 5 aylık Ecrin bebeğin, 4 yaşındaki Mevlüde’nin 12 yaşındaki Alper Murat’ın katledildiği bombalı saldırıyı bininci sayfada görmezden gelen BirGün gazetesi, ÖDP 5 maddelik açıklamasını manşet yapıyordu.

“AKP, Kürt illerindeki kuşatmayı kaldırmalı, sokağa çıkma yasaklarına son vermeli, operasyonları durdurmalıdır” şeklinde başlayan açıklama “Öcalan üzerinde uygulanan tecrit kaldırılmalıdır” şeklinde devam ediyordu.

mevlude-irem-ciftci

Aynı yıl yine Çınar’da trafik denetleme istasyonu saldırıya uğradı. 5 polisle birlikte 5 yaşındaki Hüseyin Utku Gülbahar da şehit olmuştu. Viranşehir’de yavru kediye sütlü ekmek vermek için lojman bahçesine çıktığı an terör saldırısının hedefi olan 11 yaşındaki Ahmet Oktay Günak gibi. Rakam değil insan.

Cumhuriyet’in acıklı hikaye yazarı Pınar Öğünç’ün de ilgisini çekmedi bu ölümler. Şimdi Cumhuriyet “Geleceğe kıydınız” diye manşet atıyor Aybüke öğretmenin ardından. İki yıl önce  Kandil’e koşup “Hükümetin planı seçim sonrası savaş”(1 Haziran 2015) diye manşet atıyordunuz. Yarın Aybüke öğretmeni unutup Demirtaş güzellemelerine devam edersiniz. O yüzden hiç yormayın vicdanınızı. Güleryüzlü değilsiniz, ikiyüzlü de olmayın. Nazım’ın dediği gibi:

Söz istemez
Yaşlı göz istemez.
Çelenk melenk lazım değil..
Susun.
Sıra neferi uyusun…

cumhuriyet

cumhuriyet_11haziran2017

oncugenclik.org.tr , 12.6.2017