Üst düzey kamu görevlilerinin e-imzalarını kopyalayarak sahte diploma düzenleyenlere yönelik açılan dava ile, parayla yasadışı bir şekilde diploma temin edildiğini öğrendik. Sahte diplomalarla insanların akademisyen, memur oldukları ya da başka meslek dallarında iş hayatına atıldıkları iddia ediliyor.
Elbette mahkeme değiliz, ayrıntılara girmek ve soruşturma yapmak bizim işimiz değil. Dava süreci tamamlandığında bütün ayrıntılarıyla gerçekleri tüm kamuoyu öğrenecektir.
ÇÜRÜYEN SİSTEMİN SONUNA GELDİK
24 Ocak kararları ve ardından gelen 12 Eylül darbesi ile neoliberal düzen adım adım inşa edildi. Türkiye üretimden koptu, milli ekonomi çökertildi ve ekonomimiz küresel finans merkezlerine bağlandı. Mevcut düzen milletimizin ihtiyaçlarına göre değil küresel finans sisteminin ve onun bir avuç işbirlikçisinin çıkarlarına göre inşa edildi.
Rüşvet, yolsuzluk, torpil, rant ekonomisi, dolar-borsa vurgunculuğu, tefecilik vb. her türlü çürümüş uygulama sisteme hakim oldu. Siyasi partiler mafyalaştı. Bu çürüme; belediyelerden sağlık sistemine, eğitimden bürokrasiye kadar her yeri sarmış durumda. Özel çıkarcılık ve bireycilik sadece bireyleri değil bütün toplumu suça ve yanlışa sürüklüyor.
Neoliberal düzen biz gençlerin geleceğine ipotek koyuyor ve gelecek kaygılarını büyütüyor.
Eğitim, sağlık gibi temel insani ihtiyaçlar kamu çıkarı temelinde örgütlenmesi gerekirken piyasaya düştü, alınır satılır bir meta haline getirildi. İşte bu düzen içinde bizi insan yapan bütün değerler ayaklar altına alınıyor, bireysel çıkar sistemin ana felsefesi haline getiriliyor. Bu düzen içinde topluma hizmet etmek, üretmek, kamu yararını önceliğe almak yok. Ancak diplomayı parayla satın almak, parayla tez yazdırmak ve çalışmadan, üretmeden kazanmak var.
SAHTE BELGEYİ DAĞITAN DA KULLANAN DA HESAP VERSİN
Bu yozlaşmayla hesaplaşmak kaçınılmazdır. Devletin ilgili tüm organları derhal harekete geçmelidir.
Sadece sahte diploma satanlar değil, sahte diploma satın alanlar da yargı önüne çıkmalıdır.
Hızla sahte diploması olanların diploması iptal edilmeli, suça karşılanlar ve suçun işlenmesini engellemeyenler cezalandırılmalıdır.
Ancak şahıslar ve çeteler gözümüzü köreltmemelidir.
Gençlik; sanık sandalyesine şahısları değil, çürümüş düzeni oturtmalıdır.
TEK ÇÖZÜM: MİLLİ-DEVRİMCİ HÜKÜMET
İktidarı ve muhalefet ile, iktidar makamlarını yağma makamı olarak kullananlar Türkiye’yi yönetemez.
Türkiye ekonomisini küresel finans merkezlerinden kurtaracak, üretimi toplumun bütün kesimlerine yayacak, bireysel çıkar yerine kamuculuğu toplumun temel felsefesi haline getirecek, neoliberal düzene son vererek; Türkiye’yi vatansever, devrimci ve kamucu değerlerle yeniden inşa edecek bir milli ve devrimci hükümetin kurulması önümüzdeki en yakıcı görevidir.