Ana Sayfa Yazılar ONUR ÖZCAN YAZDI: CUMHURİYET YARGISINA SALDIRI NEYE HİZMET EDER?

ONUR ÖZCAN YAZDI: CUMHURİYET YARGISINA SALDIRI NEYE HİZMET EDER?

1217

Onur Özcan, Öncü Gençlik Genel Sekreter Yardımcısı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 20 Kasım 2018 tarihinde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’la ilgili kararını açıkladı. AİHM, Demirtaş’ın tutukluluğuna son verilmesi gerektiği yönünde karara vardı. Bu karar elbette bir nihai karar durumu taşımıyor. Türkiye’nin bir üst mahkemeye itiraz hakkı bulunmakta ancak burada ele alacağımız mesele hukuki sürecin nasıl ilerleyeceği değil. Kararın Türkiye’yi sıkıştırmak ve terörle mücadelesine anti demokratik yaftası vurmak için kullanılacağı net bir biçimde görülmekte. Biz bu yazıda emperyalist merkezlerden yaratılmaya çalışılan “Masum Demirtaş, Baskıcı Türkiye” algısına tuz ile koşan  “muhalefet” partilerini ele alacağız.

 

HANGİ SİPERDEYİZ ?

Kısa bir Selahattin Demirtaş hatırlatması yapmakta fayda var.  Bugünlerde PKK’nın meclisteki temsilcisi HDP’nin eski genel başkanı hakkında çıkan karara sevinenler, Demirtaş’ın “Apo’nun heykelini dikeceğiz” sözlerini görmezden gelirken, HDP’nin “Apo’nun projesi” olduğunu unutuyorlar. 6-7 Ekim olaylarında PKK’nın ayaklanma çağrılarını dillendiren, ülke içinde özerklik ilan etme çağrılarını yapan Demirtaş; AİHM’nin açıkladığı karar ile birlikte önümüze yine demokrasinin olmazsa olmazı olarak çıkartılmaya çalışılıyor.

AİHM’nin verdiği kararı vatan savaşı koşullarından bağımsız bir şekilde ele alamayız. Türkiye üç seneyi aşkın zamandır emperyalizmin üzerimize saldığı terör örgütlerine karşı vatan savaşı vermekte. Dolayısıyla aldığımız her tavır savaşın içerisinde meseleye kimin gözünden baktığımızla ilintili. Savaşta herkes içerisinde bulunduğu siperden gözlemini yapar. Biz Vatan Partisi olarak en başından beri Mehmetçik ile aynı siperdeyiz ve o siperden bakarak tavır alıyoruz. 2015’ten bu yana sınır içinde ve sınır dışında şehitler vererek mücadele yürüten Türk ordusu ve polisi bu mücadeleyi Selahattin Demirtaşlar meclis koridorlarında PKK marşı söyleyebilsin diye yapmıyor. Milletimiz evlatlarını askere yollarken emperyalizmin bol “demokrasi-özgürlük” soslu söylemlerine, kararlarına teslim olunsun diye de yollamıyor. Türkiye, emperyalizmin kullanışlı maşaları (PKK/PYD, FETÖ) ile ülkesinin birliği ve bütünlüğü için bir mücadele yürütüyor. Bu mücadeleyi devletiyle, milletiyle Türkiye vermektedir.

 

SORUMSUZ MUHALEFET HASTALIĞI

Türkiye yalnızca cephede askeri ve polisiyle değil, her alanda emperyalizm ile bir hesaplaşmaya girmiş durumda. Vatan savaşının başarısı aynı zamanda iktidarı ele geçirmenin de formülü. Vatan savaşının karşısında konumlananların iktidar olabilmesinin formülü ise Türkiye’nin emperyalizme yenilmesi ve teslim olması. Emperyalizme karşı verilen savaş aynı zamanda siyasi hareketlerin, partilerin de sınandığı yer. Daha önceki bir çok meselede olduğu gibi vatan savaşını anlamamakta ısrar edenler AİHM’nin Demirtaş kararında da Türkiye’den yana tavır alamadılar. CHP, İyi Parti ve Saadet Partisinin AİHM Demirtaş kararına bakışları incelenmeye değer.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 18 Ekim’de Danıştay’ın 8. Dairesinin aldığı “andımız okullarda okutulsun” kararını savunacak tek bir açıklama bile yapamazken, Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması için AİHM’nin verdiği karara hemen atlamış:

“Hukuku uygulamamız lazım.”

 

CHP’nin 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayı olan Muharrem İnce de kararı şevkle karşılamış. Daha önce Selahattin Demirtaş’ı hapishanede ziyaret eden İnce daha sonrasında Diyarbakır’da Selahattin Demirtaş’ın eşi ile görüşmüştü.

Muharrem İnce seçimlerde aldığı mağlubiyetin sebeplerini araştırmamış olacak ki bölücülüğe sahip çıkmaya devam ediyor.

CHP’nin Demirtaş için attığı çığlıklar kulaklarımızı tırmalamasa da içimizi yakar oldu.

CHP Parti Meclisi Üyesi Gamze Pamuk Ateşli ise durumdan memnuniyetini açık açık belirtiyor. Ateşli, Türk yargısının bağımsız olduğunu Demirtaş’ı serbest bırakmasıyla görecekmiş. AİHM’nin kararını sevindirici buluyormuş çünkü Türkiye Demirtaş’ı serbest bırakırsa Türkiye’de hukuksuzluğun son bulma ihtimali olacakmış. Kendisi de hukukçu olan Ateşli’nin bu sözleri kötü niyetli değilse bile en hafifinden aymazlıktır. Bu sözler Cumhuriyet devrimi kanunlarına sırt dönmektir, Mahmut Esat Bozkurtların kemiklerini sızlatmaktadır. Hanımefendinin mantığına göre Atatürk’ün kurtuluş savaşımızda kurduğu istiklal mahkemeleri ile büyük hukuksuzluk yapmış bir diktatördü. Gamze hanıma biz söyleyelim yargının bağımsızlığı PKK’nın projesi Demirtaşları serbest bırakarak değil vatanı ve cumhuriyeti savunarak sağlanır.

 

AİHM’nin kararına hemen koşanlar arasında Saadet Partisi de var. Temel Karamollaoğlu yaptığı açıklama da Türkiye’ye batının hukuk sopasını göstererek “bunu kimse unutmaz” diyor. Türkiye bağımsız ve egemen bir ülke olarak yaşayacaksa tehditlere boyun eğerek değil, tehditleri göğüsleyerek olacak. Temel Bey içi boş özgürlük söylemleri ile Türkiye’yi tehdit etmek yerine PKK ile mücadele kararlılığını bildirseydi milli bir tutum almış olurdu ama o da iktidar hedefini Amerika’nın politikalarına bağlamış durumda.

 

“Milliyetçi” İyi Parti ise sanki siyasi parti değilmiş gibi Türkiye’ye yaptırım uygulanabilir diyerek aradan çekilmiş. Söylenecek başka söz yokmuş.  Madem söyleyecek sözleri yok o zaman Türkiye’yi yönetecek iradeleri de yoktur. Partiyi kapatıp yerine hobi kulübü açmalarını tavsiye ederiz. Hem o zaman kendilerine böyle canlarını sıkacak sorular da gelmez.

 

 

TERÖR ÖRGÜTÜNÜN MECLİSTEKİ TEMSİLCİSİ HDP KAPATILSIN !

AİHM’nin Demirtaş için açıkladığı serbest bırakılmalı kararına muhalefetin aldığı yanlış tavrı anlattık. Türkiye bu kararı temyize elbette götürecektir. Türk yargısı Selahattin Demirtaş yargılamasını hızlandırmalı ve karara da vardırmalıdır ancak AİHM’nin verdiği karar ile oluşturulmak istenen ideolojik iklim Türk yargısını mahkum etmek üzerine kuruludur. Ülkemizin terörle mücadelesine vurulmak istenen darbedir. Bu sürece karşı alınması gereken tavır net olmak zorundadır. Vatan Partisi cumhuriyet yargısının vereceği karara saygı duyacaktır ancak emperyalizmin Türk mahkemeleri üzerine kurduğu psikolojik savaşa esir olmayacaktır. Hukuki sürecin ötesinde yaratılmak istenen bu iklime karşı mücadele tüm vatanseverlerin, devrimcilerin görevidir. Tüm siyasi partilerimiz bu meselede sorumlu tavır almalı ve bağımsız Türk mahkemelerine zarar verecek ifadelerden kaçınmalıdır.

 

AİHM’nin Selahattin Demirtaş için verdiği kararda Türk yargısının yanında tavır alamayanlar, emperyalizmin yaydığı yalanların esiri olurlar.

oncugenclik.org.tr, 22.11.2018