Özgür Altınbaş,Öncü Gençlik İstanbul İl Yöneticisi
NATO ve AB ismini duyduğumuzda aklımıza direkt olarak “Batı” kavramı gelir. Şüphesiz bir kavram da “sömürü”dür. Komünizm tehdidi adı altında ezilen milletleri işgal etme ürünü olan NATO’nun özellikle Türkiye ve Ortadoğu’daki kanlı geçmişini çok iyi bilmekteyiz. AB ise Avrupa’daki gelişmiş ülkelerin kendi içerisinde “nasıl daha iyi bir sömürü” kapsamında kurulan bir yapı.
İki yapı da Avrupa’da ve Dünya’da birbirlerini tamamlayan iki güç. AB özellikle Orta ve Doğu Avrupa’da yer alan gelişmekte olan ülkeleri serbest piyasa ve gümrük duvarlarının yıkılması adı altında sömürü odağı haline getirirken, üye olma koşullarında da adeta ülkelerin boğazını sıkmakta. Haliyle AB’de diz çöktürme ile üye yapılma şartı vardır.
Peki son günlerde tartışılan Şanghay İşbirliği Örgütü AB gibi bir teşkilat mı? Şüphesiz ikisi de ekonomik olarak değerlendirilen yapılanmalar. Fakat Şanghay İşbirliği Örgütü’nde AB’deki gibi üye olmaya çalışanlara siyasi ve ekonomik olarak diz çöktürme gibi yöntemler kullanılmamakla birlikti bir sömürü odakları oluşturulmuyor. Üye ülkeler eşit haklar üzerinde değerlendiriliyor. En önemlisi de ŞİÖ’de üretime dayalı ekonomi sistemi uygulanmakta. Özellikle İpek Yolu Projesiyle Avrupa’ya kadar genişleyen büyük bir ticaret ve üretim ağı oluşturulmakta.
Buralara nereden geldik? Erdoğan’ın “Benim için varsa, yoksa Avrupa Birliği’ dememeli. Benim kanaatim bu. Yani, bazıları eleştiriyor olabilir ama ben de kendi kanaatimi söylüyorum. Mesela, ‘Şanghay Beşlisi içerisinde Türkiye niye olmasın?’ diyorum” açıklamalarına karşı CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke yaptığı açıklamada AB’nin sağladığı ekonomik entegrasyonun SİÖ’de olmadığını, Türkiye’nin batıya sırtını dönerek gelişemeyeceği ve Avrasya’da çözüm aramanın hamaset ve hayal olduğunu söyledi. Bu açıklama aslında CHP merkezinin sömürü ekonomisine bağlı ekonomik programının itirafıdır. Bu program teslimiyetçi Kemal Derviş programıdır. Asıl hamaset ve hayal olan hatta hayalden öte kabus olan program budur. Soruyoruz, AB hangi ezilen ya da gelişmekte olan ülkeyi geliştirebilmiş, refaha kavuşturabilmiş? Krizle boğuşan Yunanistan mı? Bulgaristan mı? Romanya mı? Soruyoruz, hangi birliğin programında sömürü var ŞİÖ’nün mü AB’nin mi? Hangi birlik Yerel Yönetimler Özerklik şartıyla Türkiye’ye bölünme baskısı yapıyor? Hangi ülkelerin elçileri HDP masalarında oturuyor? Ortadoğu’ya terör ihraç eden AB mi ŞİÖ mü? Ekonomik anlamda büyüyen ve gelişen bir Avrasya varken içerisinde bölünmeler yaşayan AB mi kurtuluş yolu? AB’yi neresinden tutsanız elinizde kalır.
Başta Çin ve Rusya Türkiye’nin ŞİÖ’ye katılımı için kucak açarken AB, yıllardır Türkiye’yi baskı altına almakta. Yıllardır Türkiye’ye siyasi ve ekonomik olarak diz çöktürmeye çalışan emperyalist bir yapıyı nasıl olurda çıkış yolu olarak görebiliriz? Bunun tek bir cevabı var: Programında sömürücü batı ekonomisi olanlar çıkış yolunu burada görür. O çıkış yolu da uçurumdur. Eğer uçurumdan sürüklenmek istemiyorsak gerçeğe yüzümüzü döneceğiz.
Selin Sayek Böke’ye maalesef kötü bir haber verelim: Tek Kutuplu Dünya Düzeniniz sona erdi. AB kendi içinde bölünmeye dursun, Türkiye yüzünü doğuya dönüyor.
oncugenclik.org.tr, 22.11.2016
