Ana Sayfa Yazılar ÖZGÜR BURSALI YAZDI: BİR AYDINLANMA TASVİRİ BAHRİYE ÜÇOK

ÖZGÜR BURSALI YAZDI: BİR AYDINLANMA TASVİRİ BAHRİYE ÜÇOK

1271

 Özgür Bursalı, Öncü Gençlik Genel Başkanı

Korkusuzca yaşamanın, cesaretin, aydınlığın, cumhuriyet kadının ve gerçek bir bilim insanının tasviri: Bahriye Üçok… Aydınlanma mücadelesine adanmış bir ömür. Yüreklerde bilinçlerde sonsuza iz bırakan bir aydın, bir Türk kadını. 25 Yıl Bahriye Üçok’suz geçmiştir ve her geçen sene Bahriye Üçoklara ihtiyacımız biraz daha artmıştır.

1919’ların Hakkı

Mücadeleye adanmış bir ömür dedik, anlamlıdır, 1919 yılında hayata merhaba demiştir. Ve 1919’ların hakkını veren bir savaş vermiştir ömrü boyunca. Hayatının hesabını, bıraktığı derin bilim kültür mirasıyla, fazlasıyla ödemiştir. Bir kadın olarak ülkesini, dört bir yanıyla sarılmış olan gericilik ağından kurtarmak adına, bulunduğu dönemde çoğunun dillendirilmeyi bırakın, düşlerinden bile geçiremedikleri din konusuna eğilmiş, sistemin halka işlediği ve dayattığı safsataları, hurafeleri açık açık, üstün bir yüreklilikle, her çıktığı yerde dile getirmiş, mücadelesini vermiştir. Yine 1919’larda vatanı için savaş veren, cephe gerisindeki kadınları andırmaktadır Bahriye Üçok. Neresinden bakarsanız bakın 1919 önemli bir detaydır, anlam kazanmaktadır. Anlamını biz değil Bahriye Üçok kendisi yüklemiştir. Cumhuriyet dönemi aydınlanma tarihimizde, her şeyden önce bir kadın olarak örnektir. Katkıları ise kadın-erkek her yurttaşın önünü açıp, karanlığa ışık tutmaktadır.

Örnek Bir Aydınlanma Savaşçısı

Kısaca Bahriye Üçok’u hatırlayalım. Bahriye Üçok cumhuriyet kuşağının yetiştirdiği en birikimli siyasetçi ve aydınlardandır. Esas çalışmalarını bilim alanında vermiştir.1953 yılında Ankara Üniversite’sinin İlahiyat Fakültesine ilk kadın öğrenci olarak girmeyi başarmıştır. İlahiyat uzmanı olan Üçok, SHP’den milletvekilliği yapmış ve bir dönem cumhuriyet senatosu divan üyeliği görevini yürütmüştür. Birikimiyle, kültürüyle Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz akıdır.

Ve sene 1988… Türkiye’nin önünü açan açık oturumda, TRT ekranında, zerre korku duymadan İslam dinini hurafelerden sıyırarak, belli gerçekler temelinde yorumluyor. Her şeyi bildiği gibi, dürüstlükle ve açıklıkla halka sunuyor. Kapalılıklar karanlıkta olur, tabular ise karanlıkta yaşarlar. Karanlığa inat, ışık saçıyor ekrandan Bahriye Üçok… O programdan sonra telefonu bir dakika susmuyor, tehdit mesajları artarak devam ediyor. Türkiye’nin bu büyük aydınlanma savaşçısı geri adım atmadan ve hiçbir tehdide aldırmadan iki yıl daha mücadelesini veriyor.

 

Zamansızlığın ortası

Memleketini seven her aydın gibi o da üzerine düşen bedeli ödedi. Aydınlıktan görünmezdi Bahriye Üçok, tıpkı diğer aydınlanma şehitleri Turan Dursun, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu ve niceleri gibi.  Ancak bu isimler yalnızca çağdaşlaşma adına katkı bırakmadılar arkalarında; yüzlerce, binlerce bedel ödemeye hazır insanlar da bıraktılar. Çok şanslıyız, bu büyük mirasın arkasından yetişiyoruz.

Hain bir saldırı sonucu ayrılmıştır aramızdan. Anlamsız ne varsa, anlamlandırmaya çalışmıştır, yaşadığı sürece. Ve 1990 yılı, bir akşamüstü zamansızlığın ortasında kaybettik O’nu.  Öğrenme, aydınlatma, cumhuriyet ve eğitim aşkıyla kaybettik. “Ölüm de özünde aykırı bir aşktır” diyor ya Metin Altıok,  düzene karşı aykırılığı da göstermiştir bize Bahriye Üçok…  Saygıyla anıyoruz.,

oncugenclik.org.tr