Bilim ve Ütopya dergisi ile Hacettepe Üniversitesi Ütopya Topluluğu düzenlediği panel ile safsataya karşı bilim hareketini başlattı. Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Prof. Dr. Semih Koray ve Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erdem İlker Mutlu etkinlikte konuşmacı oldu.
Bilim ve Ütopya Dergisi ve Hacettepe Üniversitesi Ütopya Topluluğu’nun ev sahipliğinde “Bilimde Safsatalar ve Gerçekler” paneli Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinde düzenlendi. Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Koray ve Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdem İlker Mutlu’nun konuşmacı olduğu etkinliğe öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. İki saati aşkın süre sunumlar, soru cevapların ardından sohbet fakülte kantininde devam etti.
Panelde konuşmacılar safsatanın; bugün emperyalist sistemin kendi çıkarları doğrultusunda bilime ve tüm mazlumlar dünyasına karşı kullandığı bir silah olduğunu ve tarih boyunca hakim sınıfların toplumu kontrol etme aracı olarak kullanıldığını vurguladı.
Prof. Dr. Semih Koray, Safsataya Karşı Bilim Hareketi’nin paneldeki tüm katılımcıların katkıları ve önerileriyle zenginleşerek büyüyeceğini söyledi ve tüm katılımcılara Bilim ve Ütopya dergisine abone olarak bu harekette görev alma çağrısı yaptı.
Doç. Dr. Erdem İlker Mutlu, bugün hep beraber tarihe geçecek bir adım attıklarını ve ileride bu tarihi günün önemini daha iyi anlayacaklarını vurguladı. Ev sahibi olarak konukları öğrencilerine tanıtan Mutlu; Dr. Doğu Perinçek’in Kurtuluş Savaşı, Türkoloji, anayasa hukuku, Türk mitolojisi gibi çok çeşitli alanlarda kitapları ve çalışmaları olduğundan bahsederek panele katılımı için teşekkür etti. Prof. Dr. Semih Koray’ın ise Matematik Olimpiyatları’ndan TÜBİTAK’a kadar birçok önemli ulusal ve uluslararası bilimsel faaliyette görevler yaptığını ve kendi çalışmalarında Koray’ın makalelerinden sık sık faydalandığını dile getirdi.
‘HAKİKATİ KİMSE YAKAMAMIŞTIR’
Panelde ‘Hakikati Kimse Yakamaz’ başlıklı bir konuşma yapan Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, “Bu başlığı özellikle seçtim. Ateşe dayanıklı olan biricik madde hakikatin kendisidir. Hakikate meydan okuyanlar yakılabilir ancak hakikatin kendisi yakılamamıştır.” dedi. Hacettepe Üniversitesi’nin geçmişte büyük atılımların merkezi olduğunu vurgulayan Perinçek, bugün de tarihi bir harekete ev sahipliği yaptığını ifade etti ve “Safsataya karşı mücadele cesurların işidir. Biz de cesur bir milletin evlatlarıyız. Safsata hakikatin karşısında her zaman yenilmiştir ve yenilecektir.” dedi.
DERSTEN ÇIKAN KONFERANSA KOŞTU
Etkinlik, hukuk fakültesindeki bazı ders saatleriyle aynı anda başlamasına rağmen dersten çıkan öğrenciler konferansı izlemeye koştu. Birçok akademisyen de öğrencileriyle birlikte grup olarak panele katıldı. Amfinin önündeki kayıt masasında uzun kuyruklar oluşurken, 2 saat boyunca dersinden çıkan öğrencilerin gelişiyle öğrenci katılımı sürekli arttı. Öğrenciler konuşmacıların sunumlarını dikkatle dinlerken, soru cevap kısmında da sorularıyla panele katkıda bulundu.
‘SINIFSIZ TOPLUM BİLİMİ ÖZGÜRLEŞTİRECEK’
Sınıflı toplumun oluşmasıyla gelişen sömürü düzeni içerisinde safsatanın da geliştiğine değinen Perinçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bilimin tarihi, sınıflı toplumla, uygarlıkla başladı. Bilimsel bilginin, başka deyişle sistemli bilginin tarihi de sınıflı toplumun tarihidir. Üretimin artması, bir artı ürünün oluşması, kabile şeflerinin bu artı ürüne elkoymaları, dolayısıyla bir hakim sınıfın oluşmasıyla birlikte, bilimle uğraşmak için gerekli serbest zaman da ortaya çıktı ve bilim ‘sarayların’ çevresinde üretildi. Ancak ‘sarayın’ çıkarları ile hakikat arasındaki çelişme, bilimsel bilginin sınırlarını da belirledi.
“Saray, bilimsel uğraşı besledi ve himaye etti, fakat aynı zamanda bilimsel hakikati sarayın duvarlarıyla sınırladı. Bu sınırların kalkması, başka deyişle bilimin tam anlamıyla özgürleşmesi, sınıfsız toplumda olacaktır. Sınıfsız toplum, bilimi sömüren sınıfların izninden, piyasanın dayatmalarından kurtaracaktır. Sınıfsız toplum, sınırsız bilimin koşullarını oluşturacaktır.”
‘SAFSATA SÖMÜRÜCÜ SINIFLARIN İDEOLOJİSİDİR’
Safsatayı sömürücü sınıfların ideolojisi olarak yorumlayan Perinçek şöyle devam etti: “Bununla birlikte sömüren sınıflara karşı her mücadele, aynı zamanda bilimi özgürleştirme mücadelesidir. Bu mücadele, aynı zamanda hakikate direnen, hakikate meydan okuyan safsataya karşı mücadeledir. Çünkü safsatanın arkasındaki güç, her zaman sömürücü sınıflar olmuştur. Sıradan halkı esir alan safsataların arkasında da sömürücü sınıfların esaret düzenleri vardır. Sarayın himayesindeki safsata, sınıfsız toplumla birlikte o himayeden yoksun kalacak ve hakikati keşfetme eylemi zincirlerinden kurtulacaktır.”
‘TÜRK VE İSLAM TARİHİ SAFSATALARA KARŞI MÜCADELE TARİHİDİR’
Eşcinsellik dayatması, kadını erkek erkeği kadın yapmaya çalışmak gibi safsataların emperyalist sistemin güncel dayatmaları olduğunu söyleyen Perinçek, Azerbaycanlıların ve Farsların milli kahramanı Babek Hürremi’nin hakikati savunduğu için kol ve bacakları kesildiğinde “Babek’in yüzü sarardı” demesinler diye yüzüne kanını sürdüğünü hatırlattı. “Safsataya karşı mücadele edenlerin yüzleri sararmaz. Bizim Türk tarihimiz ve İslam tarihimiz safsatalara karşı mücadele tarihidir.” dedi ve el-Harezmi, Biruni, Atatürk gibi tarihi şahsiyetlerden örnekler verdi. Perinçek’in Babek örneği öğrencilerden yoğun alkış aldı.
Konuşmasının sonunda Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’de bilim ile başarı arasındaki ilişkiyi bir tarih dersi olarak dile getirdiğini de aktaran Perinçek, Yusuf Has Hacib’den şu dizeleri okudu:
“Dünyayı elinde tutan onu anlayışla tuttu;
Halka hükmeden bu işi bilgiyle yaptı
Âdem’in dünyaya inişinden beri iyi düzen
Daima anlayışlılar tarafından kurulmuştur.
Hangi çağda olursa olsun bugüne kadar
Daha yüksek yer daima bilgiliye kısmet olmuştur
“Bizden önce göçenlere dikkat edersen
İster halktan, ister dünyayı elinde tutan beylerden olsun,
Bunlardan hangisi bilgiyi bulduysa,
Onlar zamâneye ve dünyaya hâkim olmuşlardır.
“Bilgisiz kişi ibadet ederse sevap kazanamaz.
Bilgisizin ibadetle meşgul olmasından,
Bilgilinin uyumasının sevabı daha çoktur.”
‘SAFSATAYA TOPLUMSAL BİR GÜCE DAYANARAK KARŞILIK VERİLEBİLİR’
Prof. Dr. Semih Koray da “Safsataya Karşı Bilim Hareketi” başlıklı sunumuna, “Neden, Safsataya Karşı Bilim hareketi? Çünkü dünya çapında bilime karşı son derece örgütlü bir safsata hareketi var. Böyle bir harekete karşı toplumsal bir gücü olan hareketle karşılık vermek lazım.” sözleriyle başladı.
Safsatanın çıkışını ve dayanak noktalarını açıklayan Koray, “Bilime karşı safsatanın kaynağı, neoliberalizmle ortaçağın birleşmesiyle ortaya çıkmıştır. Bugün Ortaçağ yeniden hortlamıştır. Üretimden de koparak zora düşen emperyalist kapitalist sistem, safsataya ihtiyaç duymaktadır.” dedi.
‘YENİ BİR AYDINLANMAYA İHTİYAÇ VAR’
Prof. Dr. Koray, ciddi bir cendere altında bulunan bilimin kurtuluşu için yeni bir aydınlanmaya ihtiyaç olduğunu belirterek, “Yeniden aydınlanma gerekmektedir ama eski aydınlanmanın kopyası olmaması gerekir. Atatürk devriminin aydınlanmasından mutlaka yararlanmak hayatın her alanında gelişme açısından bu birikimden mutlaka faydalanmak gerekir.” ifadelerini kullandı.
‘BİLİM VE ÜTOPYA DERGİSİ MÜCADELENİN BAYRAKTARI’
Koray, “Bizim üniversitelerimizin sahip olması gereken en önemli özelliklerinden biri, her türlü etkinliğin öğrenci-öğretim üyesi tarafından yürütülmesidir.” sözleriyle üniversitelere ve öğrencilere düşen göreve de vurgu yaptı. Bilim ve Ütopya dergisinin bu mücadelede ön mevzide olduğunu belirten Koray, bu konudaki fikir ve çalışmalar için derginin sayfalarının sonuna kadar açık olduğu duyurdu.
ULUSLARARASI HUKUK SAFSATALARINA KARŞI İKİ ZAFER!
Panelin önemini “Tarihe not düşecek bir toplantı” diyerek kaydeden Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdem İlker Mutlu, yaptığı konuşmada emperyalist devletlerin uluslararası hukuk alanında safsata düzenini nasıl kullandıklarına değinerek safsatanın ve hakikatin hukuki boyutunu açıkladı. Öğrencilerden gelen sorular üzerine İsrail’in Filistin üzerinde uyguladığı soykırımda da Batı’nın uluslararası hukuk safsataları vasıtasıyla Netanyahu ve HAMAS’ı eşitlemeye çalıştığını belirtti.
Mutlu konuşmasında, emperyalist düzenin uluslararası hukuk alanındaki çarpıtmalarına karşı Asya ülkeleri ve bağımsız devletlerin ortak inisiyatiflerini geliştirmeleri gerektiğine dikkat çekerek; bu tür uluslararası hukuk tartışmalarında safsatalara karşı yer yer bilimin de üstün geldiğini söyledi. Mutlu; Cumhuriyet’in hukuk devriminin mimarı Mahmut Esat Bozkurt’un 1926’da Fransa’ya karşı Bozkurt-Lotus davasını kazanmasını ve Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in sözde ‘Ermeni Soykırımı’ yalanına karşı AİHM’de kazandığı davayı bu konuda örnek gösterdi.
SÜRE YETMEYİNCE SOHBET KANTİNDE DEVAM ETTİ
Panelin sonunda konuşmacılara sorularını yönelten öğrenciler; evrim, siyaset, bilimsel sosyalizm, çağdaşlaşma, İslam uygarlığı gibi konularda sorularını sordular. Bir Hukuk Fakültesi öğrencisi sorusunda
“Bilim ve safsata konusundaki fikirlerim, sizin konuşmalarınızdan sonra tamamen değişti. Ufkumuzu açtığınız için teşekkür ederim.” dedikten sonra Perinçek’e Ergenekon davasının doğrunun içine karıştırılmış yanlışlar mı yoksa bir safsata mı olduğunu sordu. Perinçek ise Ergenekon davasının şahit olduğu diğer davalardan farklı olarak delile gerek duymaksızın tamamen bir kurgu ve uydurmaya dayandığını söyledi.
Evrimi Müslüman bir toplumda çatışma yaratmadan nasıl anlatabileceklerini soran bir öğrenciye Perinçek ve Koray evrime dair ilk çalışmaların Darwin’den çok önce Müslüman bilim adamları tarafından yapıldığını ve İslam uygarlığının evrim ve diğer bilimsel gelişmelerin öncüsü olduğunu anlattı. Perinçek, öğrencilere bu konuda İbni Haldun’un Mukaddime eserini okumalarını tavsiye etti.
Panelin soru cevap bölümüne sürenin yetmemesi üzerine konuklar ve öğrenciler fakülte kantininde sohbete devam ettiler. Konukların geçmiş tecrübeleri ve üniversite yıllarına dair yapılan sohbetin ardından Perinçek, genç akademisyenler ve öğrenciler için kitaplarını imzaladı. Perinçek ve Koray, bu etkinlikten sonra da kantin sohbetlerine devam etmek için öğrencilerle sözleşti.