Ana Sayfa Örgütlenme Temel Örgütlerin İşlerlik Düzeyi ve Sayısı Ne Kadarsa O Kadar Öncü Parti

Temel Örgütlerin İşlerlik Düzeyi ve Sayısı Ne Kadarsa O Kadar Öncü Parti

1777

Ali KALAN

TEORİ DERGİSİ
MART 1996 – SAYI: 75

İlerilik Örgütlenme Bilinci ve Yeteneğidir

İşçi sınıfının öncü partisi, sınıfın önder-öncü ve örgütlü müfrezesi olduğu gibi sınıf
örgütünün en yüksek biçimi ve iktidar aracıdır. Aynı zamanda sınıfın öncüsünün irade
birliğini temsil eder. Parti, örgütlerin toplamıdır. Parti üyesi de parti örgütlerinden birinin
(temel örgütün) üyesi olan kimsedir. Öncü partiyi reddedenler -kitle partileri- parti üyeliği için
bir parti örgütüne üye olmaya gerek duymamaktadırlar. “Üzerine aldığı parti görevini düzenli
olarak yerine getirmeyi kabul etmeyi” yeterli görmektedirler.

Öncü parti bir piramit biçimindedir ve iki ana unsurdan oluşur. Birincisi, piramidin
noktasına yakın kısmını ifade eden profesyonel devrimciler ve yöneticiler örgütü. Đkincisi ise,
piramidin tabanı ile birlikte bütün partiden oluşan temel örgütlerdir.

Yöneticiler ve profesyonel devrimciler örgütü olan parti, sınıf öncüsünün omurgasını
oluşturur. Temel örgütler ise, vücudun kılcal damarlar kadar nüfuz eden kan dolaşımını ve
yaşam alanını ifade eder.

Fabrikalar, işyerleri, köyler, mahalleler, sendikalar, kitle örgütleri, eğitim kurumları ve
diğer emekçi topluluklarında temel örgütler oluşturulması, partinin sınıf mücadelesine
doğrudan nüfuz etmesini, mücadeleyi emekçilerle birlikte ve onların öncüsü olarak
yaşamasını mümkün kılar. Bütün üyelerin örgütlü bir güç haline getirilebilmesi ancak temel
örgütlerin inşa edilmesi ve yaşam içinde varlıklarını sürdürebilmeleri ile mümkündür.
Temel örgütlerin oluşturulacakları alanların belli-başlılarını şu şekilde
gruplandırabiliriz:

1. Fabrikalar, hastaneler ve devlet daireleri gibi işyerleri, üretim ve hizmet alanları.
2. Başta Üniversiteler ve tüm okullar olmak üzere, eğitim kurumları.
3. Başlıcaları sendikalar, odalar, meslek kuruluşları, dayanışma örgütleri olmak üzere
tüm kitle örgütleri.
4. Köyler.
5. Mahalle ve semtler.

Sınıfın bütünü aynı bilinç, örgütlenme yeteneği ve gelişkinlik düzeyinde olmadığı gibi,
onun öncü ve önder unsurlarını bünyesinde toplamış bulunan sınıf partisinin üyelerinin de
tamamı aynı seviyede değildir. Parti üyeleri arasında daha ileri ve geri unsurlar vardır.
Önderlik yetenekleri, sorumluluk bilinçleri daha gelişmiş olanlar olduğu gibi, geri olanlar da
vardır. Partinin sınıfa ilişkin hedefi, sınıfın ileri unsurları ile geri unsurları arasındaki farkı
ortadan kaldırmak olduğu gibi, parti içinde de ileri ve geri unsurlar arasındaki farkı ortadan
kaldırmaktır. Aynı zamanda, mümkün olduğu ölçüde geri unsurların da ileri unsurların
seviyesine çıkartmaktır. Ama üyeler arasındaki bu farkın, sınıfların var olduğu bugünkü
koşullarda tamamen ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığı bir vakıadır. İşçi sınıfı
örgütlerinin bütününün olduğu gibi onun en üst düzeydeki örgüt biçimi olan öncü partinin de
yönetici örgütlerden ve temel örgütlerden (diğer bir ifade ile yöneticilerden ve üyelerden)
oluşması doğaldır. Sınıfsız topluma giden süreçte, devletin bir yönetici aygıt olarak
sönümlenmesine paralel olarak, sınıfın iktidar aracı olan parti de sönümlenecektir. Bu şekilde
partinin yönetici örgütleri giderek önemini yitirecek, sınıfın ileri ve geri unsurları arasındaki
farkın ortadan kalkmasıyla birlikte, temel örgütler de yönetici örgütler düzeyine yükselecek,
partinin ileri ve geri unsurları arasındaki fark ortadan kalkacak.

İlerilik ve gerilik ise, bir kez kazanıldığı zaman rütbe gibi elde tutulacak bir şey
değildir, geri unsurlar ilerleyebileceği gibi, ileri unsurlar gerileyebilirler. Bunun için, sürekli
yeni ileri unsurların öne çıkartılması ve eskilerle harmanlanması, aşağıdan yukarıya doğru
taze kan akışını sağlanması, herkesin kendisini yenilemesi, geliştirmesi zorunluluktur.

Bilinçlilik Örgütlü Mücadele İhtiyacının Kavranmasıdır

Örgütlülük bilinci, bir gelişmişlik ve ilerilik ifadesidir. Örgütlenme eğilimi içinde
olmayan, örgütlü çalışma yapmayan, örgütlü mücadele yeteneklerini geliştirmeyen
devrimciler kendilerini ne kadar ilerici sayarlarsa saysınlar onlar gelişkin birer devrimci değil,
daha geri ve geliştirilmeleri gereken unsurlar olarak ele alınacaklardır.

Parti Dikey ve Yatay Örgütler Bileşenidir

Vücutsuz baş, başsız vücut bir işe yaramaz. Öncü partide, esas olan birey değil
kolektiftir. Örgütsüz üyenin, örgütlenmeye aday olmanın ötesinde bir anlamı yoktur, sadece
sempatizan değeri vardır.

Öncü partide bir dikey örgütlülük, bir de yatay örgütlülük vardır. Dikey örgütlülük
piramidin tepesi ile tabanı arasındaki örgütlülüğü ifade eder. Bu aynı zamanda alt örgütlerin
üst örgütlere, bütün partinin merkez komitesine tabiyetini açıklar. Başka bir deyişle, tek
program, tek parti, tek merkez ve tek disiplin ilkesi ile bütün partinin merkez komitesine
bağlılığını anlatır, ancak, temel örgütler partinin kitle mücadelesinin ön mevzilerine sürülmüş
öncü birlikleri özelliğindendir. Başla ayak arasındaki sıkı bir bağlantı temel örgütlerin
bünyesinde birleşmek durumundadır.

Yönetici komitelerde görevli profesyonel devrimciler ve yöneticiler genellikle temel
örgütlerde görev almamaktadırlar. Nasıl olsa kendilerinin bir örgütte yer aldıkları (yönetici
örgütte olmaları nedeniyle); bu nedenle bir temel örgütte yer almalarına gerek olmadığı gibi
düşünceler vardır. Bu uygulama yanlıştır. Çok özel durumlar dışında her yönetici her yönetici
ve profesyonelin aynı zamanda bir temel örgütü bulunmalıdır. Bütün profesyonel devrimciler
ve yöneticilerin de birer temel örgüte yerleştirilmeleri ile temel örgütlerin örgütlenme bilinci
yükseltilmiş, işlerlikleri de sağlanmış olacaktır. Aynı zamanda, profesyonel devrimci ve
yöneticiler temel örgütleriyle ve doğrudan kitle çalışmasıyla bağlarını da korumuş ve
geliştirmiş olacaklardır. Bütün parti üyelerinin temel örgütlerde örgütlenmesi olayı, partinin
yatay örgütlülüğünü ifade eder. Yatay örgütlülüğümüzün yaygınlığı, sağlamlılığı, düzenli
çalışır duruma getirilmesi partinin kitlelere nüfuz etmesini, kitleler üzerinde etkisini ve
kitleselleşmesini gösterir.

Yönetici örgütlerle temel örgütler arasında düzenli bir siyasi ilişkinin ve denetim
mekanizmasının kurulması, temel örgütlerin düzenli ve programlı çalışması çok önemlidir.
Danışma ve üye toplantılarının yanı sıra, doğrudan temel örgüt toplantılarına katılarak
çalışmaları denetlemek, temel örgüt raporları sistemin işletilmesi bu siyasi ilişki ve denetimin
araçlarıdır.

Temel Örgütler de Yönetici Örgütlerdir

Parti bünyesi açısından, parti yönetici örgütler ve temel örgütler şeklinde ikiye
ayrılabilir ise de, sınıfla ilişkisi ve fonksiyonu bakımından parti bütün olarak yönetici
örgüttür. Yani, temel örgütler de partisiz kitleler açısından öncü, önder ve yönetici nitelikli
örgütlerdir. Kitleler karşısındaki bu niteliklerini örgütlülükleri, ileri bilinçleri, öncü vasıfları,
doğal önderlik özellikleri ile sağlarlar.

Bu nedenle, bütün partileri üyeleri kendilerini yönetilen konumda değil, yöneten; artçı
konumda değil, öncü konumunda; kitle konumunda değil, önder konumunda göreceklerdir.
Dolayısıyla, temel örgütler de partinin üst kademeleri açısından yönetilen örgütler olmakla
birlikte, sınıf mücadelesi ve kitle çalışması açısından yönetici örgütlerdir. Bulundukları alan
açısından, en yetkili parti örgütleridir. O alan açısından merkez komitesinin yetkisiyle
donatılmışlardır. Đnisiyatif kazanmış, yerel politikalar üretebilen, merkezi politikaları alanın
özgünlüğü içinde yaşama geçirebilen, parti merkezi ile bağlan koptuğu zaman bile, kararlar
alan, uygulayan ve mücadeleye devam edebilen temel örgütler, öncü partinin temel örgütleri
adına layık örgütlerdir. Temel örgütlerin inisiyatif alanını, parti program ve merkezi temel
politikalar belirler.

Her temel örgüt, parti politikaları doğrultusunda, inisiyatifli bir şekilde kararlar alma
ve uygulama yeteneğine sahip olmalıdır. Bunun gerçekleşmesi, temel örgütün kendi kitlesiyle
ve içinde yaşadığı gerçeklikle birleşmesine bağlıdır. Gerçek bir temel örgüt, kendi başına
yaşama yeteneği kazanmış parti organı demektir. Temel örgütler bu yönleriyle partinin
bünyesinin ve sürekliliğinin aygıtlarıdır. Yaşam dinamikleri merkez değil, kitlelere dayanan
temel örgütler, merkezle herhangi bir nedenle yok edilmiş olsa bile, örgütsel hayatlarını
sürdürebilirler.

İktidar Aracı Temel Örgütler

İktidar hedefi olmayan bir örgüte parti denmesi mümkün değildir. İktidar amacı,
örgütün bütünsel hedefi açısından önemlidir. Temel örgütler iktidar aracı bir örgütün parçaları
iseler de, genel iktidar hedefi, temel örgütlerin yaşayabilmeleri ve fonksiyonlarını yerine
getirilebilmelerine yetmemektedir. Somut olarak her temel örgütün kendi alanı içinde de bir
iktidar hedefi, bir otorite alanı, amaçları, olmalıdır.

İktidar Aracı Temel Örgütlere Yaşam Olanağı Veriyor

Özellikle, sendikalarda örgütlü işçilerin ve kamu çalışanlarının çalıştığı büyük fabrika
ve devlet dairelerindeki temel örgütlere işlerlik kazandırmak daha kolay olmaktadır. Bu
alanlardaki örgütlülük, bir anlamda üretim biriminde kitle örgütü -sendika- bazında
yönetimlere talip olmak, somut bir iktidar amacına yöneldiğinden temel örgüte işlerlik
kazandırılması daha kolay olabilmektedir. Fakültelerdeki gençlik temel örgütleri de nispeten
daha kolay işletilebilmektedir. Gençliğin özgül sorunlarının olması, bunların çözümüne
yönelen çalışmalar, okuma alışkanlığı, örgütlülük bilincini yükseltmektedir. Bu nedenlerle,
gerek kamu çalışanları ve işçi sendikalarındaki ve gerekse diğer kitle örgütleri içindeki temel
örgütler nispeten daha diridir ve yaşam bulabilmektedir.

Köyler ise hem üretim hem de yerleşim birimidirler. Köy temel örgütleri de bir yandan
üretime ve tüketime ilişkin sorunlarla yüz yüze oldukları gibi, aynı zamanda köyde iktidar
sorunu ile yüz yüzedirler.

Halkın ve Mücadelenin Örgütlenmesi

Örgütlenmeden söz edilince genellikle partinin örgütlenmesi akla gelmektedir. Oysa,
örgütlenmenin bir yanı öncü partinin inşası ise, diğer yanı halkın ve mücadelenin
örgütlenmesidir. Zaten bunun gerçekleştirilebildiği koşullarda ancak gerçek bir öncü parti inşa
edilebilir, aksi halde kitlelerden kopuk, bir öncü grup yaratılmış olur ki, buna da öncü parti
denemez.

Lenin şöyle demektedir: “…Siyasi Parti, sınıfın ancak küçük bir kısmını bağrında
toplayabilir; tıpkı bütün kapitalist toplumda gerçekten bilinçli işçilerin, işçiler içinde azınlığı
oluşturması gibi. Dolayısıyla geniş işçi kitlelerine ancak bu bilinçli azınlığın önderlik
edebileceğini ve onları kendi peşinden onları kendi peşinden götürebileceğini kabul etmek
zorundayız… Eğer bu azınlık gerçekten bilinçliyse, kitleleri peşinden götürmeyi başarıyorsa,
gündemdeki her soruna bir çözüm getirebiliyorsa, işte o, gerçek anlamda bir partidir. (Yok,
eğer bu azınlık kitlelere önderlik etmeye, onlarla bağ kurmaya çalışmıyorsa, adına parti de
dense, o bir parti değil, bir hiçtir.) (K. Ent. 2. kongresi, Lenin, s. 30)

Öncü partinin kitleselleşmesi, parti üyelerinin sayısının artmasının yanı sıra ve ondan
daha önemli olarak, başta sendikalar ve diğer kitle örgütleri olmak üzere, emekçi kitleler
üzerindeki önderlik rolünün ve etkisinin artması ile ölçülmelidir.

Lenin kitle örgütleri içindeki parti temel örgütleri ile ilgili şöyle demektedir:
“Günümüzde Bolşevik Partisinin dayandığı temel, fabrika hücresidir… Partili olmayan bütün
örgütlerde, seçilen organların kongre ve konferanslarında, görevi partili olmayan çevrelerde
partinin etkisini güçlendirmek ve parti siyasetini uygulamak olan komünist gruplar
örgütlenmiştir.” (s. 18, Örgütlenme, Lenin)

Öncü parti örgütlenmesi ile kitle örgütlenmesini hiçbir zaman birbirine karıştırmamak
gerekir. Kitle örgütlenmesi daha geniş, daha gevşektir. Parti örgütlenmesi ise, kitle
örgütlenmesinin içine yerleşmiş, kitle örgütlerinin öncü ve önder unsurlarından meydana
gelen temel örgütlerden oluşur.

Temel örgütler sınıfa bilinç götürme ana işlevini yerine getirirler. Nasıl ki, partisiz
devrimcilik olmazsa, bir temel örgütte üslenmemiş ve örgütlü olmayan partililik de olmaz.

Kadro Politikası ve Kadroların Eğitimi Aynı Zamanda Temel
Örgütlere İşlerlik Kazandırılması Sorunudur

İşleyen temel örgütlerin inşası son tahlilde, eğitilmiş insan ve iyi düzenlenmiş bir
kadro meselesidir. Bunu için, her alanda esaslı bir kadro değerlendirmesi yapmalıyız.
Görevlendirilecek kadroların seçimi ve bunların belli alanlara yerleştirilmesi, eğitim önem
taşımaktadır. Zorunluluk dışında parti, kişilerin durumlarını da dikkate alarak, gerek çalışma
ve gerekse yerleşme alanlarını bir plan dahilinde düzenlemelidir. Parti gelişme olanağı
bulunan, işyerlerini, ya da yoksul halkın yaşadığı ve ilişkimizi olduğu alanları belirlemeli,
çalışma yapacak arkadaşların bu alana yerleştirilmesini sağlamalıdır. Kadroların bürolarda
değil, alanlarda görevlendirilmesine ve örgütlenmesine önem vermeliyiz.

Temel Örgütlerin Çalışmasında ve Başarısında Siyasi Çalışma İşin
Can Damarıdır

Başarının sırrı siyasi çalışmada yatmaktadır. Her temel örgüt kendi alanındaki merkez
komitesidir. Çalışma alanı onun için ülke sayılır. Parti merkezinin belirlediği merkezi
politikaları olduğu gibi tekrarlamak ve uygulamaya çalışmak siyasi çalışma değildir.

Siyasi çalışmadan söz edebilmek için, merkezi politikaları dikkate almakla birlikte,
alanımızla ilgili içinde bulunduğumuz durumda hangi talepleri ileri sürecek, hangi adımı
atacağız, neyi esas, neyi ikincil alacağız, hangi eylem biçimlerini uygulayacağız? Bu
konularda bir karar vermek demektir. Kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerin, sloganların,
propaganda temalarının belirlenmesi, düşmanların ve müttefiklerin ayırt edilmesi
gerekmektedir.

Başarı için bu da yetmez, belirlenen siyasetlerin gereğinin yerine getirilmesi gerekir.
Siyasi çalışmanın, bir kitle çalışması süreci içinde, mücadelenin örgütlenmesinin aracı olarak
süreklilik taşıması, deneylerin toplanıp teorik inşaya dönüştürülmesi gerekir. Düzenli eğitimle
birleştirilmiş böylesine bir çalışma, temel örgütleri birer gerçek genelkurmaylar -öncü parti
örgütleri- haline getirecektir.

Mahalle Temel Örgütlerinde Muhtarlık İçin Mücadele:

Özellikle, mahalle temel örgütlerinin işletilmesinde büyük sorunlar çıkmaktadır, işçi
Partisi’nin hedef kitlesi esas olarak kent varoşlarında oturmaktadır. Mahalleler üretim
birimleri değildirler. Yerleşim alanlarıdır. Eğitimli ve örgütlü insanlar daha çok diğer
alanlardaki temel örgütler içinde yer aldıkları için, mahalle temel örgütleri, daha çok eğitim
düzeyi geri olan, okuma alışkanlığı bulunmayan insanlardan oluşmaktadır. Genellikle, o
bölgede oturan partililerin bir araya getirilmesiyle oluşturulmaktadır. Bu özellikleri nedeniyle
bu temel örgütlerin önüne somut görevler de konamamaktadır. Kurulan temel örgütler bir süre
sonra işlemez hale gelmekte ve dağılmaktadırlar. Büyük şehirlerde mahalle temel örgütlerine
işlerlik kazandırabilmek için 5-10 mahalleyi kucaklayan semt yönetici komiteleri
oluşturulabilir ve bu komiteler küçük ilçe örgütleri gibi çalışabilir. Bu yolla mahalle temel
örgütleri arası dayanışma ve ortak davranış olanağı da sağlanmış olur.

Mahalle temel örgütlerinin işlerlik kazanabilmesinin temel önlemini şu şekilde
düşünebiliriz:

Birincisi, Mahalle bir üretim birimi değildir ama, bir idari birimdir. Onun için mahalle
temel örgütü önüne o mahallede (köyde) iktidar olma hedefini koymalıdır. Yani muhtarlık ve
ihtiyar hedefini kazanmak hedefini koymalıdır. Böyle bir hedef mahallenin (Köyün)
sorunlarını takip etmeyi, sorunların çözümüyle ilgilenmeyi gerektirir. Kısa vadede yurttaşa
soyut gelecek olan genel merkezi iktidar hedefine yöneltmek, bu yolla merkezi iktidar
hedefini de somutlaştırmak mümkün olacaktır. Bunun için semt ve mahalle temel örgütlerinin
hedefi muhtar ve ihtiyar heyeti üyeliklerine adaylık ve bu çerçevede mahalle halkıyla birebir
ilişki, kitle çalışması olmalıdır.

İkincisi, muhtarlıklar birer kitle örgütü gibi düşünülmeli, iktidarda değilsek muhalefeti
örgütlemeliyiz. Đktidarda isek, mahalle halkını arkamıza alarak düzene karşı muhalefeti
yükseltmeliyiz. Mahalle halkını kendi deneyleriyle düzene karşı mücadele noktasına
çekmeliyiz.

Üçüncüsü, mahallenin günlük hayatına müdahale etmeliyiz. Kültürel ve sosyal
çalışmalar yapmalıyız. Semt ve mahalle örgütlerinin etrafını çeşitli örgütlenmelerle beslemeli,
kitlesel halk örgütlenmeleri yaratmalıyız.

Dördüncüsü, işyeri, devlet daireleri, sendika ve diğer kitle örgütlerindeki deneyimli
temel örgüt üyelerini aynı zamanda semt ve mahalle temel örgütlerine de koymalıyız. Bu
üyelerin görevi kendi temel örgütlerindeki deneyleri mahalle ve semt temel örgütlerine
taşımak biçiminde olmalıdır. Bu tür üyeler, çalışmalarında üretim birimlerindeki ve kitle
örgütlerindeki sorumluluklarını esas almalıdırlar, mahalle temel örgütünün sorumluluğunu
mahalledeki diğer üyelere vermelidirler, ancak, mahallede bulundukları süre içinde mahalle
temel örgütünün hizmetine girmelidirler. Özellikle bilinç ve eğitim düzeyinin
yükseltilmesinde bu unsurların mahalle temel örgütüne önemli katkıları olacaktır.

Beşincisi, mahalle temel örgütleri kitlesel etki alanları yaratmak göreviyle de
yükümlüdürler. Devrimci örgütlenmenin esası şüphesiz ki, üretim birimleri, devlet daireleri,
okullar ve köylerdeki örgütlenmeler ile bunlara paralel kitle örgütleri içindeki örgütsel
çalışmalardır… Ancak, insanlar nerede çalışırsa çalışsınlar akşam oturdukları eve, mahalleye
dönmektedirler. Mahallede bir anlamda değişik alanların tecrübe birikimlerini biraraya
getirmektedir. Ayrıca insanlar oturdukları alanın kendileri yönünden güvenlikli olmasına,
huzurlu ve yaşanabilir bir ortam olmasına önem vermektedirler. Dolayısıyla, bu alan hâkim
olan politik güç burada oturan insanları şöyle veya böyle etkilemektedir.

Bunun için semt ve mahallelerde partiye ait etki alanları oluşturmalıyız. Mahalleye
kayıtlı vatandaşların listesini temin etmeli, eğilimler tespit edilmeli, birebir üzerinde
çalışılmalıdır. Böylece etki alanımızı adım adım arttırmalıyız. Buralarda bizim sözümüz
geçmelidir. Bu dışarıdan da hissedilmelidir. Böylece, bir psikolojik iktidar ortamı
yaratılmalıdır.

Mahalle Çalışmasını Aynı Zamanda Diğer Yerlerdeki Çalışmayı
Destekleyen Lojistik Destek Alanı Olarak Görmeliyiz

Semt ve mahalle çalışmalarının etkisi ile kazanılmış insanların, üretim birimlerindeki
çalışma ve örgütlenmeye aktarılması zor bir durum değildir.

Kaldı ki, mücadele potansiyeli taşıyan, üretim birimlerinde örgütleyemeyeceğimiz,
çok sayıda insan mahallelerde ve semtlerde yaşamaktadır. Bunlara ne görev verebiliriz ki,
diye düşünmek yanlıştır. Semtin sorunları konusunda mücadeleler örgütleyebilecekleri gibi,
devrimci eğitim ve propagandanın yoğunlaştırılması görevlerini de üstlenebilirler. Yobaz ve
faşist saldırılara karşı halkın güvenliğini sağlamada görev alabilirler. Halkın genel talepleri
(işsizliğe, pahalılığa karşı mücadele ve demokrasi talepleri) doğrultusunda mücadele
yürütebilirler. Kültürel etkinliklerle de ilgilenebilirler.

Semt Çalışmasında Gençlerin ve Kadınların Örgütlenmesine Önem
Vermeliyiz

Semt ve mahallelerde lise öğrencisi, lise mezunu işsiz ya da dağınık küçük birimlerde
çalışan (bir anlamda yarı işsiz) yoğun bir gençlik kitlesi bulunduğu görülmektedir. Bu gençler
örgütlenip mücadeleye sokulmadığı zaman ya sağdaki islamcı ve faşist güçlerin kuvveti
haline gelmektedirler ya da küçük sol grupların heder ettikleri gençler grubuna
katılmaktadırlar.

Önümüzdeki dönemde gerici ve faşist saldırılar karşısında, fiili direnişler yaratabilmek
için, bu genç ve mücadeleci unsurları örgütlememiz ve eğitmemiz gerekmektedir.

Yoksulların yaşadığı semtlerin yobaz ve faşist etki alandan olmaktan korunması ya da
kurtarılması için bu toplumsal kesimin kazanılması ve örgütlenmesi zorunludur.

Halk Meclisleri Programı’mızdaki güvenliğin şehirlerde mahalle halk meclisine bağlı
mahalle gençlerine (köylerde köylü birliğine bağlı köylü gençlerine) verilmesi fikrinin
bugünden bir uygulaması olacak biçimler bulmalıyız. Gençlerimiz gerici ve faşist saldırılar
karşısında halkın korunması konusunda örgütlemeliyiz ve eğitmeliyiz.

Mahallelerde ikinci kesim olarak kadınlar çok önemlidir. Hareketin kitleselleşmesi
için semtlerde yaşayan kadınların kazanılması ve örgütlenmesi, eğitimi önem taşımaktadır.
Bu, gericiliğin önünü kesmek için de gereklidir. Kadın hareketini bir aydın hareketi olmaktan
çıkartıp kentin varoşlarına çekmek ve bir emekçi hareketi haline getirmek için de gereklidir.
Eğitilmesi ailenin diğer bireylerini de etkileyecek, buralarda etki alanları yaratmamıza olanak
verecektir.