Ana Sayfa Yazılar UTKU REYHAN YAZDI: DARBE DAHA NASIL YAPILIR

UTKU REYHAN YAZDI: DARBE DAHA NASIL YAPILIR

1298

Utku Reyhan, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı

 

Hiç darbe görmemiş internet kuşakları koskoca darbe girişimine “League of Legends” muamelesi yaptı. Herhalde canlı yayından, twitterdan darbe girişimini takip edebilmenin verdiği özgüvenle “böyle darbe mi olur yea” diye gevezelikler havada uçuştu. Neymiş, darbe değil de, tiyatroymuş!

Onları kollarından tutup sarsmak istedim, hatta yanımda olsa dostça ama ağır bir tokatla “darbe nasıl olur çocuğum, ‘Game of Thrones’ mu bu” diyerek kendine getirmek istedim. Daha nasıl olacaktı darbe?

Daha nasıl olacaktı darbe?

Genelkurmay Başkanını esir almış! İşkenceyle bildiri imzalatmak istemiş…

Hava Kuvvetleri Komutanını, düğüne gelen helikopterle ateş ederek kurmaylarıyla esir almış…

Senin o çok sevdiğin internetini, TV’ni kesmek için Türksat’ı, Digitürk’ü ele geçirmeye çalışmış…

Meclisi toplantı halinde 7 kez bombalamış…

Kendisine karşı koyacak başlıca gücü, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı, ele geçirmeye çalışmış…

Yine kendisine karşı koyacak Özel Harekât polislerini bombalamış… 47 polisimizi oracıkta şehit etmiş…

Emniyet Müdürlüğünü kullanılamaz hale getirmiş…

Cumhurbaşkanını öldürmeye çalışmış, yerde ve havada…

TRT’den NATO’cu bildiri okumuş… CNN Türk’ü basmış… TV’lere emir göndermiş…

Kuvvet Komutanlarının hepsini esir almış…

F-16’lara el koymuş, havada nasıl ikmal yapacağını bile hesap etmiş…

“Yutta Sulh” dedikleri bildiriyle NATO’ya selam göndermiş…

Bildirisine “Atatürk” koyarak seni enayi yerine de koymuş, hani sen sazansın ya…

Savaşta bile sivilleri vurmamak üzere konumlanmış Türk Ordusu’na “tanklarla vatandaşın üzerinden geç, helikopterden insanları tara” talimatını vermiş…

Güvenlik kameralarını yok etmeye çalışmış…

Başarsa anayasayı lağvedeceğini, sabahına milleti asacağını ilan etmiş…

Daha ne bekliyorsun kardeşim? Tankın evine girmesini mi bekliyorsun? Sıkıyönetim mahkemesinde mi anlayacaktın darbeyi? Ne zaman bu kadar şaşkın oldun?

İLLA SIRTINDA SÜNGÜ MÜ OLMASI LAZIM?

Genelkurmay Başkanı direnmeyip o bildiriyi imzalasaydı,

Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki o kahraman astsubay darbeci generalin alnına mermiyi çakmasaydı,

1. Ordu komutanı karşı koymasa,

Kolordu komutanları “milletimizin yanındayız” diye TV’lere çıkamasa,

Tayyip Erdoğan Marmaris’te kurşuna dizilse,

“Sarıklı”, “Çarşaflı” diye aşağıladığın insanlar sokağa dökülmese,

NATO’cu, FETÖ’cü generaller sırtına süngüyü dayayıp, itekleye itekleye götürüyorlardı seni.

Fuat Avni kadarsın sen. Fuat Avni “tiyatro” diyor, “bu adam da her şeyi önceden biliyor” diyen saf takipçilerinden biri olan sen “evet, evet tiyatro bu” diye döktürüyorsun.

YATAKTA BASILIP, ŞAFAKTA ASILACAK OLANLAR

Şahsi konuşmayı sevmem. Ama konuşacağım. “Yatakta basacağız, şafakta asacağız” diyor Hocaefendi’nin şakirtleri. Kimi asacak? Beni asacak! Arkadaşlarımı, yoldaşlarımı, kardeşlerimi, sevgilimi, vatanseverleri asacak! Meclise 7 bomba atacak kadar canileşebilen alçaklardan söz ediyoruz!

Ve sen, benim arkadaşım, bunlara şakşak yapıyorsun! Mine Kırıkkanat’ın şezlongda uzanıp yazdığı yazıyla, “bizi tutuklamaya gelirlerse nasıl direneceğiz” diye planlar yapan arkadaşlarını satıyorsun. Darbenin ilişmeyeceği Bekir Coşkun’un “laylaylom” yazısını, sanki çok matah bir şey yazmış gibi, bana retivit ediyorsun.

Neymiş, kurguymuş. Beyinleriniz çürümüş. Erdoğan’a düşman olayım derken, ülkene, insanına, arkadaşına düşman olmuşsun! Fethullah’ın sosyal medya trolü olmuşsun da, Fuat Avni’yi arkalıyorsun!

Hiç yalan söyleme. “Biz darbeye de karşıyız, şeriata da” diye bikbik konuşma. Ben senin ciğerini biliyorum ciğerini! TRT’de NATO’cu bildiri okununca içinde Atatürk geçiyor diye iki avucunu göğe kaldırdın sen, “Allahım şükürler olsun” dedin. Evinde kimse görmedi zannetme, dedim ya senin ciğerini biliyorum. Şimdi korkundan siliyorsun tivitlerini ama gören gördü, “TRT ne güzel şeyler söylüyor” nidaların, sanal âlemde gezdi kardeşim. Utanıyor musun?

Aferin. Her şeye şüphe ile yaklaşıyorsun.

Genelkurmay başkanının boynuna kemer geçirmişler, ters kelepçe takmışlar, başına silah dayamışlar, “at şu imzayı” demişler, adam direnmiş. Sen ise haberin altına “o arada nasıl tıraş olmuş bakiim, yer miyim ben, bal gibi tiyatro bu, #OscarGoesToErdoğan” yorumları yazıyorsun!

Senin zekânı bu güne kadar keşfedemeyen bu ülke ne kadar utansa yeridir. Ülke badire atlatmış, sıkıyönetimlerden, iç savaş tezgâhından, asker-polis savaşı felaketinden kurtulmuş sen hala “Gezi mizahı” kasıyorsun. Bu soğukkanlılıkla o tankı sana verseler, sen de insanları ikiye bölerdin kardeşim. Yanılmıyorum tabii ki, bu gözlerim sokağa çıkan insanlar bombalandıkça, tarandıkça mutluluk tivitleri atanları gördü. Çok hümanist, pek anti-militarist oldukça da şiddet karşıtı olan sendin o “mizah” dolu paylaşımları yapan, kardeşim.

SOLA GİDE GİDE VAŞİNGTON’A ULAŞANLAR

Amerikancı, Fethullahçı darbeye karşı çıkmak beni AKP’li yapmaz sevgili üstünzekâlı kardeşim, ülkeme, vatanıma sahip çıkmış olurum. 50 yıllık anti-emperyalist siyasi çizgimi tutarlılıkla savunmuş olurum. Ama o FETÖ darbesinden medet ummak, “ama şöyleydi, böyleydi” diye saçma sapan şüpheler geliştirmek, seni bal gibi Amerikancı yapar. Tertemiz NATO’cu olur çıkarsın. Fahri Fethullahçı olur, sabah akşam maklube kaşıklarsın!

Bir kere daha düşün. Hala bilgiye, olguya, gözleme yani bilime az da olsa yatkınsan, yani sosyal medya çöplüğünde atık kâğıt peşinde koşmuyorsan, birazcık düşün. Tırnak ucu kadar bile kalsa, yine de senden umudum var. Eski günlerin hatırına sevgili kardeşim, aklını başına topla…

 

25.07.2016, oncugenclik.org.tr