Ata Ogün Kaplan/Öncü Gençlik GYK Üyesi, Edirne İl Temsilcisi
Türkiye’de Rand Corparation raporuyla rotası belirlenen, ABD başkanlarından umut dilenen, ülkesine yabancılaşan, kaderini milletinin kaderinden ayıran bir muhalefet oluşturuldu.
ABD menşeili Rand raporunda ve Biden’ın programında, Türkiye’deki muhalefetin ittifak halinde birleştirilerek Tayyip Erdoğan hükümetini yıkması planlanıyor. ABD askeri darbeyle yapamadığını kökü Türkiye dışında siyasi ittifaklarla yapmaya çalışıyor. Muhalefetin büyük bir kısmı bu rapor ve program doğrultusunda hareket ediyor. Kendisine verilen görevleri üstleniyor.
Bu yazımızda yukarıda bahsettiğimiz hastalıklı ve kökü dışarıda muhalefet anlayışını konu alacağız.
BİDEN TAYFASI
Bu muhalefet çizgisini temsil edenlere Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Dr. Doğu Perinçek’in belirttiği üzere “Biden Tayfası” ismini veriyoruz. İsimleri güncel olsa da dizayn edilmeleri epey zaman aldı.
CHP’yi nispeten ulusalcı çizgide ilerleten Deniz Baykal bir kaset operasyonuyla devre dışı bırakıldı. Yerine Açık Toplum Enstitüsü adlı ajan yuvasının kurucusu George Soros’un himayesindeki TESEV üyesi Kemal Kılıçdaroğlu getirildi. Kılıçdaroğlu, CHP içindeki ulusalcı çizgiyi temsil eden isimlerin hepsini budadı. Yerlerine Sezgin Tanrıkulu, Aykan Erdemir, Canan Kaftancıoğlu gibi PKK, FETÖ ve bilumum terör örgütleriyle bağlantıları olan, sözde Ermeni soykırımı yalanını savunan isimler yerleştirildi.
MHP de kökü dışarıda bir operasyonla bölündü ve içinden İyi Parti (İYİP) isminde, HDP ile ittifaka açık ve hatta HDP’yle birlikte anayasa taslağı hazırlayabilecek düzeyde bir milliyetçi (!) parti çıkarıldı. İYİP başta FETÖ kumpası mağduru isimleri vitrine koysa da çok geçmeden bu isimler partiyi terk etti.
Türkiye düşmanı bir tayfa oluşturulurken PKK’nın siyasi kolu HDP de atlanmadı tabi. 7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde HDP, CHP eliyle parlatıldı. Binlerce Mehmetçiğimizin ve vatandaşımızın kanını ellerinde taşıyan Demirtaş’lar bağlama edebiyatıyla şirin gösterildi. Şehitler diyarı Çanakkale’nin CHP’li Belediye Başkanı Ülgür Gökhan HDP’nin barajı geçmesinin ardından şükür pilavı dağıttı.
Biden Tayfasının sözde Atatürkçü, sözde milliyetçi ve sözde Kürt hareketi temsilcileri hazırdı. Sözde muhafazakârlar için de AK Parti içindeki Amerikancılar kullanıldı.
2014, 2015 ve 2016 yıllarında Türkiye’nin kaderini değiştiren, Türkiye’yi kendine getiren üç büyük olay yaşandı.
2014 baharında FETÖ kumpasları çöktü, Silivri zindanları yıkıldı. Başta Sn. Dr. Doğu Perinçek olmak üzere vatanseverler özgürlüğüne kavuştu.
2015 24 Temmuz’unda PKK’ya karşı operasyonlar başlatıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri çözüm süreci safsatasında güç bulan PKK’yı ezmeye başladı. Bugün baktığımızda PKK 0 noktasına getirildi.
2016 15 Temmuz’unda Amerikancı-Fethullahçı darbe girişimi ordu – millet birlikteliğiyle ezildi. ABD’nin devlet içindeki müttefiki FETÖ, Ordumuz ve Polis Teşkilatımız başta olmak üzere tüm kamu kurumlarından ve sosyal hayattan tasfiye edildi.
Bu üç büyük olay Türkiye’nin 70 yıldır içinde bulunduğu Atlantik kampından çıkmasının işaret fişeğiydi.
AK Parti hükümetindeki Türkiye Atlantik kampından çıkarken, AK Parti içindeki Atlantikçiler de (Amerikancılar) AK Parti’den koptular. Davutoğlu, Babacan ve arkalarında Abdullah Gül, Biden tayfasının sözde muhafazakâr kısmını oluşturdular. Bugün görüyoruz, FETÖ’nün hapislerden kurtulması için çırpınıyorlar.
Sözde muhafazakâr kesimin bir ortağı da Saadet Partisi. Erbakan’ın milli görüş çizgisi Karamollaoğlu’nun Amerikancı çizgisine evrildi.
Tüm bu unsurları Biden tayfası olarak isimlendiriyoruz. Biden tayfası iktidara muhalefet maskesiyle Türkiye’ye muhalefet ediyor. Türkiye’nin yararına olan tüm olayların karşısında, Türkiye düşmanı kim varsa yanlarındalar.
Biden tayfasını Türkiye için hayati önem arz eden birkaç maddede inceleyelim.
KAHRAMAN MEHMETÇİĞİMİZİN TERÖRLE MÜCADELESİ
Yukarıda da yazdığımız üzere Ordumuz PKK ve türevlerinin terörüne karşı amansız bir mücadele veriyor. Kahraman Mehmetçiğimiz yurtiçinde Hendek Operasyonları, sınır ötesinde Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatlarıyla PKK’yı ezdi. Artık şehirlerimizde bombalar patlamıyor. Doğu’da vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla kepenklerini açıyor. Çocuklarımız sokakta doyasıya oyun oynuyor.
Biden tayfasında terörle mücadelemizi karalamaya çalışan tutumlar görüyoruz. Daha önceden de epeyce sabıkası olan HDP, Hendek Operasyonları döneminde sözde direniş çağrısı yaptı. Çağrı karşılık bulmadı. Millet devletinin yanında yer aldı.
Kılıçdaroğlu ve Akşener, “Suriye’de ne işimiz var”, “Ordu bataklığa battı”, “Önden tosuncukları gönderelim” gibi tavırlarla Mehmetçiğimizin karşısında konumlandılar. Türkiye’nin terörle mücadelesini bulandırmaya çalıştılar.
Biden tayfasına en iyi cevap Türk ordusunun kazandığı zaferlerdir.
HDP/PKK BELEDİYELERİNE KAYYUM ATANMASI VE HDP’NİN KAPATILMASI
HDP’nin başkanlığında bulunan belediyeler PKK için seferber oldu. Belediye araçları PKK malzemelerinin nakliyatçısı oldu. Belediye kepçeleriyle yollara bombalar döşendi. Belediye toplantılarında PKK marşları okundu.
Devletimiz terörle mücadele kapsamında PKK’yı bu belediyelerden temizledi.
Müttefikleri dara düşen Biden tayfası hep bir ağızdan “Kayyum demokrasiye darbedir” naraları attılar. Sözde milliyetçi Akşener PKK’nın belediyelerden el çektirilmesi için somut ve hukuki argümanların olması gerektiğini söyledi. Akşener’e göre belediye araçlarıyla bombalar döşenmesi, o araçlardan kaçak PKK’lıların çıkması yeteri kadar somut ve hukuki değil herhalde.
Kılıçdaroğlu, Karamollaoğlu, Babacan ve Davutoğlu da belediyelerin terör yuvası olmasının engellenmesine “Demokrasiye indirilmiş darbedir” dediler. Beyefendilere göre PKK’nın belediyeler aracılığıyla ülkemizi bölmesi demokrasi oluyor. Tam ABD demokrasisi. Derslerini iyi çalışmışlar.
Yine Biden tayfası, adayları Kandil’den belirlenen, kongrelerinde PKK marşları okunan HDP’nin kapatılması konusunda da rahatsız. HDP’nin varlığı bir demokrasi ilkesi onlara göre, üstelik 6 milyon da oyu var.
Soruyoruz: Size göre Mehmetçiğin canı kaç oy ediyor? Fethi Sekin’ler, Eren Bülbül’ler, Aybüke Yalçın’lar, Necmettin Yılmaz’lar, Bedirhan Bebek’ler kaç oy ediyor bu kirli hesaba göre?
Sayılar teröre meşruiyet kazandırmaz. Akşener’in Kürt hareketinin temsilcisi olarak nitelediği HDP’den en çok çeken yine Kürt vatandaşlarımız. Bu nasıl bir temsiliyet?
HDP/PKK’nın olmadığı yerde millet olur, üretim, huzur ve mutluluk olur.
Kepenkler açılır, çocuklar oynar. Sokaklar bomba sesleriyle değil bayram havasıyla dolup taşar. O nedenle terörle mücadelede kesin zafer ve milletimizin nihai huzura erişmesi için HDP kapatılmalıdır.
DİYARBAKIR ANNELERİ
Bildiğimiz üzere Diyarbakır Anneleri 500 günü aşkın süredir HDP Diyarbakır İl Merkezi önünde evlat nöbeti tutuyorlar. Destan yazıyorlar. Ulusal Kanal’ı izliyorsanız hemen hemen her gün annelerimizin kararlı mücadelesine tanık oluyorsunuz.
HDP’nin bir işlevi de PKK’ya insan devşirme merkezi olması. Oyun çağındaki çocukları dağa kaçırıyor ve PKK militanı olmaya zorluyorlar. Annelerimizin deyimiyle çocuklarımız “ABD’ye uşaklık yaptırılmaya götürülüyor.”
Biden Tayfası ise bu yiğit kadınları görmezden geliyor, meseleyi bulandırmaya çalışıyor. Suçludan hesap soran annelerimize Akşener “HDP’nin değil devletin kapısında bekleyin” diyor. Suçluyu aklama telaşı Akşener’i sarmış gözüküyor. Ekrem İmamoğlu, Diyarbakır’da belediyeden el çektirilen HDP’lileri ziyaret ediyor fakat Diyarbakır Annelerini es geçiyor.
Diyarbakır Anneleri, HDP/PKK’ya karşı verdikleri mücadeleyle Biden tayfasına gereken cevabı vermiş oluyor.
S-400
Türkiye’nin S-400 almasını savunanları da karşı çıkanları da dinlediğimizde S-400’ün yalnız bir savunma sistemi değil aynı zamanda bir strateji ve yön tayini olduğunu görüyoruz.
1945’lerden bu yana Atlantik’ten bağımsız bir savunma sistemi ve stratejimiz bulunmuyor. Bu hegemonya siyasi, ekonomik ve askeri yaptırımlarla bize fatura ediliyor.
Türkiye’nin milli ve bağımsız bir savunma sistemini kurması için gerçek dostlarıyla birlikte hareket etmesi gerekiyordu. Çünkü sözde müttefikimiz ABD, Türkiye’nin baş düşmanlarının silah tedarikçisiydi. Türkiye ABD’nin kara gücü PKK’yı ezdiği, Doğu Akdeniz’de ABD’yle karşı karşıya geldiği müddetçe ABD sistemiyle devam edemezdi.
S-400’ler yalnızca Türkiye’nin sınır güvenliğini değil, Türkiye’nin yerli, milli ve bağımsız bir savunma sistemi kurmasının da güvenliğini sağlıyor.
Biden tayfası Türkiye için hayati önem arz eden bu konuda da Türkiye’nin karşısında konumlanıyor. Hep bir ağızdan önde “S-400 alınamaz” dediler, alındı. “Alınsa da kurulamaz” dediler, kuruldu. “Kurulsa da göstermelik onlar, çalışamaz” dediler, test atışları yapıldı, sorunsuz çalışıyor.
Kılıçdaroğlu dört tarafı cenk meydanı olan Türkiye için “Bize kim saldıracak ki” diyerek karşı çıktı S-400’e. Akşener daha da fantastik bir hikâye yazıp “S-400’ler Saray’ın bahçesine yerleştirilecek” dedi. Babacan NATO’nun kara kara düşündüğü S-400 alımı için “Stratejik anlamı yok” dedi. Davutoğlu ise S-400 alımı için “akıl tutulması” dedi. ABD’nin Ankara’daki adamı Serok Ahmet için Türkiye’nin bağımsızlığına atılan her adım akıl tutulması.
Biden tayfasının asıl rahatsızlığı başta söylediğimiz üzere S-400 alımının Türkiye için bir rota işareti olmasından kaynaklanıyor. Türkiye Asya’daki öncü konumuna emin adımlarla ilerliyor.
AŞI
Biden Tayfasının düştüğü son çukur da aşı konusu.
Yaklaşık 1 yıldır mücadele ettiğimiz Korona Virüs salgınına karşı geliştirilen aşılar hepimize umut oldu. Türkiye bilimsel düşünerek, Çin’in geleneksel yöntemlerle ürettiği aşıları aldı ve başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere aşılama başladı. Cumhuriyetimizin çok sağlam temellerle kurduğu sağlık sisteminin olağanüstü başarısıyla 5 gün içinde 1 milyon insanı aşılandı.
Başarıyla giden bu hassas süreci de bulandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bilimi göz ardı ederek Çin aşısını küçümsemekle başlayan bu süreç “askıda aşı var mı” gibi halkı huzursuz edecek nifaklarla devam ediyor.
Kılıçdaroğlu, Sağlık Bakanı’nın kendisine yaptığı aşı teklifi için “sıramı bekleyeceğim” diyor. Bu tavır da tam olarak popülizm. Bu sıra bir ekmek kuyruğu veya oy kullanma sırası değil. Liderlerin halka örnek olma sırası. Yani size bir imtiyaz tanınmıyor. Halka örnek olmanız bekleniyor.
SONUÇ
Biden tayfasının Türkiye’ye muhalefet ettiği ve ülkesine, milletine yabancılaştığı konuların tümünü yazsak yüzlerce sayfa dolar. Biz en önemlilerini aldık.
Bir daha yazıyoruz; tayfanın göremediği veya görmek istemediği büyük bir olgu var. Türkiye Atlantik kampını terk ediyor. Artık ABD’nin Türkiye’de iktidar belirleme şansı bulunmuyor.
Biden tayfasını uyarıyoruz! ABD rüyası bitti. ABD tarafından size vaat edilen iktidar çeki geçersiz. O nedenle Türkiye’nin tam bağımsızlığa attığı her adımın karşısında konumlanmayı bırakın. Önünüzde iki seçenek var:
Birinci seçenek; ABD’yle kirli ilişkilerinizi kopartın. Rand raporlarını yırtıp atın. Bağımsızlık mücadelesinde Türkiye gemisinde konumlanın.
İkinci seçenek; ABD’yle yola devam edin. Biden’e teslim olun. Türkiye’nin tam bağımsızlık rotasının karşısında yer alın.
Yalnız şunu da unutmayın: ABD’yle birlikte olan ABD’nin sonunu paylaşır.