Ata Ogün Kaplan , Öncü Gençlik GYK Üyesi – Edirne İl Temsilcisi
Sosyal medyada yeni bir akım var. Ortaya büyüktür işareti (>) konuyor, işaretin soluna ve sağına konan görseller karşılaştırılıyor. Biz de bu yazımızda onu yapacağız. İşaretin solunda TRT, sağında ise Halk TV, Tele 1 gibi yayın organları var.
Şu an okuduğunuz yazıyı yazmaya başladığımızda televizyonda “Ya İstiklal Ya Ölüm” dizisinin final bölümü oynuyordu. TRT’de yayınlanan dizi İstiklal Mücadelemizin en önemli dönemi diyebileceğimiz 40 gününü konu ediniyor. 16 Mart 1920’de başlayan İstanbul’un fiili işgali ve 23 Nisan 1920’de milli bağımsızlıkçıların Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni açması arasındaki 40 gün. En önemli 40 gün diyoruz çünkü bu dönem Ankara ve İstanbul arasındaki çetin iktidar mücadelesinin en hararetli zamanı, düşman kuvvetlerinin ve onların kontrolündeki İstanbul Hükümetinin ilk büyük yenilgisi…
TRT VATAN MEVZİSİNDE
Devletimizin televizyonu TRT, Türk Devriminin 100. yılını kutladığımız bugünlerde çok isabetli bir karar alarak Cumhuriyetin temellerinin 1920’de atıldığını muhteşem bir diziyle hatırlatıyor. Dizi, tarihimizi anlatmakla birlikte bugüne de ışık tutuyor. Esasıyla milli bağımsızlığımız için devletimizin önümüze koyduğu görevleri sıralıyor. Zira Türkiye 1920’de olduğu gibi bugün de emperyalizmle ve işbirlikçileriyle savaşıyor. Bu savaşa “Vatan Savaşı” diyoruz. Safları çok net. Bir vatan mevzisi var, bir de işbirlikçi mevzi. TRT, vatan mevzisinde sapasağlam durduğu için bu diziyi yayınlıyor ve bizi topyekün vatan mevzisine çekiyor.
İŞBİRLİKÇİ MEVZİ
Peki işbirlikçi mevzide kim yer alıyor?
Dizinin final bölümünde İngilizlerin uçaklarla Anadolu’ya dağıtmaya çalıştığı, şeyhülislam imzalı Mustafa Kemal Paşa ve Kuvayı Milliye düşmanı bildiriler işbirlikçi mevziyi temsil ediyor. O da tarihsel olduğu kadar günümüze ışık tutuyor. TRT aslanlar gibi, Atatürk önderliğindeki bağımsızlık mücadelemizi ekrana taşırken, emperyalizmin günümüzdeki işbirlikçilerini kim pohpohluyor, kim yere göğe sığdıramıyor?
Halk TV, PKK’nın siyasi kolu HDP’nin temsilcisi hükümlü Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ı ekrana çıkarmaktan başka yayın yapmıyor, yapsa da o yayınlarda da yine Demirtaş ve türevlerine özgürlük isteniyor. Terör sözcüsü Demirtaş için “karıncayı bile incitmez” denilerek roller kesiliyor. Ellerinde Eren Bülbül kardeşimizin, Fethi Sekin ağabeyimizin, Aybüke Yalçın ve Necmettin Yılmaz öğretmenlerimizin kanı olanlar böyle aklanmaya çalışılıyor. Bir de “siyasi suçlu” denilerek mavi boncuk dağıtılıyor. Saz da tıngırdatıyor ya hani…
Tele 1 denilen kanal da öyle. Adını görmeseniz “Kandil’in Sesi” sanırsınız. Sabahtan akşama Demirtaş’a özgürlük safsatası döndürülüyor. Buna ek olarak emperyalizmle savaşan milli devlete de sistemli bir saldırı var.
Bu kanallar, Koronavirüsle mücadeleden tutun, gündelik hayata kadar her yerde karamsarlık yaymaya, huzursuzluk yaratmaya çalışıyorlar. Örneğin geçtiğimiz günlerde virüsün öldürücülük oranıyla ilgili sabit değer (0.021) gibi aslı astarı olmayan iddiaları gerçekmiş gibi yayınlayıp halkı tedirgin ettiler. Yine Meclis’te kanunlaşan İnfaz Yasası’nda bulunmamasına rağmen “çocuk istismarcıları serbest kalıyor” yalanıyla milletimizin hassasiyetleriyle oynadılar. Gerçek ortada olmasına rağmen yalanı gün boyu dillendirdiler. 23 Nisan’da balkonlarımızdan İstiklal Marşı’mızın okunmasına dahi çomak sokmaya çalışıyorlar. Böyle kutlama olur muymuş? Bu hastalık şartları altında bundan değerli kutlama olur mu? Her hareketleriyle vatan mevzisine karşı bozgunculuğu temsil ediyorlar.
Bu iki kanal ve türevleri, İngilizlerin uçaktan attığı bildiri vasfını görüyor. Mütareke basını! İşbirlikçi mevzi!
Vatan Savaşının azim ve kararlılığını kıramıyorlar tabi.
SAVAŞI ANLAMANIN KILAVUZU TRT
Çevremizde rast geliyoruz ara sıra, muhalifliğinden TRT grevine girenlere. TRT’yi izlememe kararı almışlar. Bugün TRT’de, Atatürk önderliğinde milli kurtuluş mücadelesinin hikayesini izleyemiyorlar. TRT’yi izleyemiyorlar ve Türkiye’nin vatan savaşını anlayamıyorlar. Savaşı anlamanın kılavuzu bugün TRT. Devletimizin televizyonu en gür sesiyle haykırıyor: “Ya İstiklal Ya Ölüm!” Halide Edip “Bu millet istiklali söke söke alacak” diyor. “Kalpten kalbe yayıldı hürriyet alevi” şiirleri okunuyor. 2020’de vatan savaşımızı bu şiirlerden, bu sözlerden yoksun anlayabilir miyiz?
Hayat, en büyük öğreticidir. Ona kulak vermezseniz sizi rüzgarın itelediği yöne savurur. TRT, bugün hayatın içinden bildiriyor. Vatan savaşımızın köklerini tüm gerçekliğiyle anlatıyor. TRT bizi emperyalist rüzgarlarda savrulmamamız için sapasağlam tutuyor. O nedenle hepimiz bu vatan mevzisinde birleşelim. Bize ezberletilen kalıpları bir kenara bırakalım, bugüne bakalım. Bugün kim, hangi mevzide? Bugün kim Büyük Millet Meclisi’ni açanlardan, kim İngilizlere haber uçuranlardan… Sınanma noktası budur. Yazının başında da belirttiğimiz üzere emperyalizme karşı milli bağımsızlığı ekranlara taşıyanların ve sahip çıkanların mücadelesi, emperyalizmle işbirliği yapanlardan ölçülemeyecek kadar büyüktür.
oncugenclik.org.tr