Ana Sayfa Yazılar BARIŞ DEMİRALAY YAZDI: SOSYAL DEMOKRASİ: EMPERYALİZME GÖBEKTEN BAĞLI, YEDEK LASTİK, İFLAS, ÇIKMAZ…

BARIŞ DEMİRALAY YAZDI: SOSYAL DEMOKRASİ: EMPERYALİZME GÖBEKTEN BAĞLI, YEDEK LASTİK, İFLAS, ÇIKMAZ…

1284

Sosyal demokrasi sistemin ihtiyacına göre ülkelerinde iktidar koltuklarına oturtuluyor. Bir de Türkiye gibi ülkeler var ki muhalefet koltuklarına kazık çaktırılıyor. O muhalefet koltuklarına kazık çakan sosyal demokratlar, milletine vatanseverliğe kanmış diyebiliyor, vatanlarını emperyalistlere şikayet edebiliyor, kuyusunu kazabiliyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Merkel’in ziyaretinde ilettiği kaygılar da bunlardan biriydi.

Kılıçdaroğlu, Merkel’in hükümeti ziyaret etmesinin referandum sürecinde bir destek olarak algılanacağından da kaygılanmış. Merkel’de ziyaretinin oyları etkilemeyeceğini düşündüğünü belirtmiş.

Angela Merkel iyi biliyor. Merkel’in bildiği gerçeği Kılıçdaroğlu öğrenmemek de ısrar ediyor: Merkel’in de Almanya’nın da AB’nin Türkiye’de hiçbir etkisi kalmamıştır. Fakat bizim demokratlarımızın batı sevdası bitmeyecek gözüküyor.

Merkel’in Türkiye ziyareti Kılıçdaroğlu için bir fırsat oldu. Ne de olsa bugüne kadar, Türkiye’yi hep onların topraklarında onlara şikayet etmişti. Şimdi vatanını, vatan sınırları içinde AB’ye şikayet etti yardım istedi: “onlarca gazeteci tutuklu, demokrasi tehdit altında, kaygılıyız vs.”

Emperyalizmin, ezilen devletlerde bir ayağı liberaller ve muhafazakarlarsa diğer ayağı da sosyal demokratlar olmuştur. Emperyalizmin yedek lastiği oldukları için de iktidar altın tepside sunulsa dahi görev verilmesini beklerler.

Kurtuluş Savaşı yıllarında da sosyal demokrat partiler vardı. Onlar da İngiltere’nin beslemeleriydi. Şimdikiler biraz biraz anlamaya başladılarsa düne kadar Türkiye’nin verdiği savaşa küfrediyor, iftiralar atıyorlardı.

Merkel’in Dizinin Dibinden Hayır Gelmez

Çelişkiler çözülmedikçe ya da
uzlaşmadıkça çelişkilerin ortadan kalkması devrime bağlıdır. Türkiye’nin başkanlık ve anayasa tartışmalarıyla girdiği çıkmaz, aynı zamanda ABD’den uzaklaşması bir devrim dönemidir. Sosyal demokrasiyi bu devrim döneminde göremiyoruz. Tıpkı Kurtuluş Savaşı yıllarında göremediğimiz gibi. O dönem yaşama şansı olmayan sosyal demokrasinin bugün de yaşam şansı yok. Biz bugün o sosyal demokratları Avrupa Birliği’nin kucağında, Merkel’in önünde boynu bükük görebiliyoruz. Türkiye’ye bundan sonra batıyla kol kola olandan “hayır” gelmez.

Kemalist Devrim mirasına sırtını dönen, Altıok’a “babaannesinin resmi” muamelesi yapan, Atatürk Devrimi’ni “yetersiz, yersiz” gören CHP çizgisi sonunda AKP’nin sahte demokrasisine erişti. Şimdi özgürlük için demokrasi için Avrupa’dan batılı kuruluşlardan yardım dilenenler başkanlık dayatmalarının önünü de açanlardır. Emperyalizmin demokrasi tarifini benimseyen sosyal demokratların demokrasiyi dilenecekleri başka kapıda yoktur. Altıok’u da programdan çıkarınca başkanlık mücadeleleri emperyalizmin kucağına düştü!

Batı Batıdan Kaçıyor!

Sosyal demokrat programlar iflas etti. Türkiye, Avrupa kapılarında yıllarını hiç etti, tarımı sanayisi çöktü, ekonomisini darmadağın etti, ideolojik ve kültürel tahribatlara uğradı… Şimdi Türkiye o AB kapılarından kurtuluyorken Kılıçdaroğlu müzakereler yeniden başlamalı diye bas bas bağırıyor. Türkiye o bataklığın dibine batmaktan son anda kurtuldu. Türkiye’yi sosyal demokrat partiler AB kapılarına zincirlemişti, onun mirasçıları o kapılarından zincirlerini kıramadı ama Türkiye kırdı!

Kılıçdaroğlu hala AB gemisine binebileceğini zannediyor. Avrupa Birliği ülkeleri gemiyi terk ederken, yeni modeller çıkışlar ararken Kılıçdaroğlu’nun AB kapılarından kopamamasının bir nedeni var: Sosyal demokrasinin emperyalizme göbekten bağlıdır.

Brüksel’den Yönetilmeyi İsteyenler Brüksel’e!

Kemal Kılıçdaroğlu, Brüksel kapılarına dayansa da Türkiye Ankara’dan yönetilecek. Batıdan demokrasi dileyenler, özgürlük arayanlar Brüksel’e taşınabilirler. Bu taleplerini Türkiye adına oradan dillendirebilirler. Ankara’dan yönetilecek Türkiye için umudumuz hep vardı, şimdi daha da yakınız. Türkiye ne Brüksel’den yönetilecek ne de meclisi yetkisiz kılan başkanların makamlarından.

Krize Çözümün Ne?

Sosyal demokrasinin bugüne kadar bir soruna çare olduğu, milli devletler için bir program sunduğu görülmemiştir. Sosyal demokrasinin programı küreselleşme programıdır. İşte o programların faturası şimdi başkanlık dayatmasıyla kesiliyor.
Türkiye’nin girdiği krize kimin çözümü var? Sosyal demokrasinin mi yoksa başkanlık heveslilerinin mi? Çözüm bu meclisten çıkmıyor. Meclisteki vekillerin bir kısmı TBMM’nin intiharına vesile oldu, kalanları da bir tabure koyacak akla sahip değil.

Türkiye’nin girdiği ekonomik krize de yönetim krizine de terör sorununa da çözüm Vatan Partisi’nin siyasetleridir: Birlik ve huzur için cumhurbaşkanlığı sistemine hayır!

Barış Demiralay
Vatan Partisi Öncü Gençlik Genel Yönetim Kurulu Üyesi

oncugenclik.org.tr, 06.02.2017