Ana Sayfa Yazılar BERKE MUSTAFA BERKİL YAZDI: DOĞU PERİNÇEK – OG’DAN OĞUR’A

BERKE MUSTAFA BERKİL YAZDI: DOĞU PERİNÇEK – OG’DAN OĞUR’A

1370

Berke Mustafa Berkil, Öncü Gençlik MYK Üyesi ve İstanbul İl Başkanı

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in Bozkurt Efsaneleri ve Gerçek, Osmanlı’dan Bugüne Toplum ve Devlet, Orta Asya Uygarlığı isimli kitaplarıyla Türklerin tarihine, Türklerde devletin kurulması ve gelişimine ilişkin çok derin çalışmaları bulunmaktadır. Bu çalışmaların sonuncusu olan Og’dan Oğur’a kitabı ile ise Türklerin tarihinde devletin oluşumu dilimizdeki kelimelerin gelişimi üzerinden ele alınıyor.

Devrimci siyasetin her zaman temel konusu devlet olmuştur. Dolayısıyla devletin nasıl kurulduğunu ve geliştiğini anlamak bugüne, yarına yön vermek için olmazsa olmazdır. Og’dan Oğur’a kitabı da Türklerin devlet kuruculuğu teorisinin inşasında bu konunun meraklılarına yepyeni bir pencere açmıştır.

Kitap “Og, Ogur, Oğuz, Ur, Törük, İl, Töre ve Tengri” gibi birçok kavram üzerinden ilerlemektedir. Boylar halinde yaşayan Türklerden boylar federasyonuna ve en sonunda Türkler’in ilk devlet tecrübelerinin ortaya çıkışında dildeki birçok kavramın şekil değiştirdiği ve farklı anlamlar yüklendiğini görüyoruz.

 “Og/Ogur, Oguz, Bod/Bodun ve İl kavramlarının Türkçe içindeki macerasını izleyerek, kabile toplumundan kabileler birliğine ve devlete uzanan süreci, aynı zamanda dilbiliminin verileriyle açıkladık. Dil ile toplumsal-ekonomik-siyasal süreçler arasındaki bağlantıyı gösterdik. Ogur/Oğuz ve Bodun kavramlarının üç aşamadan geçtiğini saptadık:

  1. Boylar (birden fazla boy)
  2. Boylar birliği (örgütlenmiş boylar)
  3. Devletin çekirdeği, giderek devlet ve uygarlık.”

Aslında kitabın adı bile başlı başına binlerce yıllık bir süreci ifade ediyor. Ogur kabileler birliği anlamına gelirken Oğur tarihi yazıtlarda devlet kavramına karşılık geliyor. Yani g’nin üzerine gelen bir şapka artık o kavram devlet anlamına geliyor. Dolayısıyla kitabın ismi: Kabileden Devlete.

Türklerde devletin hangi aşamalardan geçerek oluştuğu kafamızda yerli yerine oturtan bu çalışmanın sonunda da önemli bir soruya cevap veriliyor. Günümüzde de “Türklük, Türk milliyetçiliği” üzerinden yürüyen tartışma içerisinde “Halis Türk” kavramına yani Türklüğü ırksal temelde ele almaya da esaslı bir cevap söz konusu.

Orta Asya bozkırlarında tarih kayıtlarından, kazılar vb bilimsel araştırmalar sonucu ortaya çıkan şey “Dünyada Asya ile Ön Asya ve Avrupa uygarlıkları arasında köprü işlevi gören başlıca halk, hatta tek halk, denebilir ki Türklerdir.” Dolayısıyla Türkler binlerce yıl boyunca bulundukları coğrafyaları kendilerine mesken edinmiş, o coğrafyalardaki başka halklarla kaynaşmıştır. Dolayısıyla “Türkün tarih içindeki en iyi tanımı şudur: Türk, Türkçe konuşandır.” Şeklinde ifade edilen Türklük tanımı kanımca en doğru tanımdır.

Bugünkü tartışmalarda da sıklıkla tartıştığımız devlet geleneğinin köklerini anlamak ve tarih içinde bilimsel bakış açısıyla her şeyi yerli yerine oturtmak için kendisine milliyetçiyim diyen herkesin muhakkak okuması gereken bir kitap Og’dan Oğur’a. Keyifle okumanız dileğiyle…

oncugenclik.org.tr