Ana Sayfa Yazılar “HDP KADIN MECLİSİ AÇIKLADI: HDP EŞİTTİR PKK”

“HDP KADIN MECLİSİ AÇIKLADI: HDP EŞİTTİR PKK”

1997

Dün HDP Kadın Meclisi’nin düzenlediği Olağan Kadın Konferansının sonuç bildirisi yayınlandı. Sözde “kadın” bildirisi özde “PKK’nın mücadele” bildirisi olarak kaleme alınmış satırları okudukça bölücülüğün kollarına, ateşlerin içine atılan kadınları görüyorsunuz. Bu bildiri, kadın sorunlarını bölücü emellerine alet ederek sevimli gözükmeye çalışan PKK militanlarının “Bölücülükte Israrlı Devlet Düşmanlığında Kararlı” bildirisinden başka bir şey değil.

O bildirinin satır aralarına bakıyoruz.

Bölücülüğün Vücut Bulmuş Hali

Bildiri daha en başından teröristlere selam göndererek başlıyor. Terör ile ilişkisi gözler önünde olup kolluk güçleri tarafından etkisiz hale getirilen, tutuklanan isimler “kadın” kelimesinin gölgesinde masumane bir bedene sokulmaya çalışılmış. Sakine Cansız’a, Seve Demir’e, Figen Yüksekdağ’a gönderilen selam Suriye’de Irak’ta Mehmetçiğimize kurşun sıkan PKK ya gönderilen selamdır.  HDP öldürülen kadın teröristler üzerinden bölücülüğü teröre vücut bulduğunu sanıyor ama Türk kadını Esma Çeviklerin, Songül Yakutların bedeninde bölücülüğün üstüne korkusuzca atılıyor, bölücülüğü ülkemizden ve bölgemizden siliyor.

Devlete Düşman, Mehmetçiğe Düşman, Kadına Düşman

Devam eden satırlarda düzenli olarak polisimize, askerimize, devletimize kin ve nefret söylemleri yükselerek artıyor, ABD ve piyonlarına karşı verdiğimiz savaş emperyalist savaş olarak nitelendirilmeye, itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Yine bunların hepsi sözde kadın sorunları olarak yutturulmaya çalışılıyor.

– Bölgemiz ve ülkemiz ölümcül bir savaş ikliminin kuşatması altındadır.” … bölge diktatörlüklerinin aslında kadınlara baskı, zulüm, şiddet, katliam, erkek devlet tahakkümü ve savaştan başka bir şey vaat etmediğini tespit etmiştir.”

– Şule, Ceren, Emine, Gülistan, Rabia, Hande ve binlerce kadın, erkek-devlet eliyle katledilen kadınlardır.

– Bütün bu politikaların yanında Kürdistan’da işgal politikalarının bir devamı olarak, devletin kolluk güçleri tarafından genç kadınlar, ajanlaştırılmaya, tecavüz politikalarıyla kadın özgürlük çizgisinden vazgeçirilmeye çalışılmakta, vazgeçmeyenler ise gözaltılar ve tutuklamalar ile yıldırılmaya çalışılmaktadır.

Yukarıda yutturulmaya çalışılan kadın sorunları, ne Karadeniz’in çalışkan kadınında, ne Diyarbakır annelerinde, ne Ege’nin üreten kadınlarında hiç bir karşılık bulmuyor. Kadını devlet düşmanlığına iten anlayışın bulacağı tek karşılık Türk Yargısının ve Türk Ordusunun mahkemelerde ve savaş meydanlarında göstermiş olduğu karşılıktır. Devlet düşmanlığı üzerinden kadına özgürlük değil ancak pranga vurabilirler. Kadın sorununu çözecek ve kadını özgürleştirecek olan Bağımsız Türk Devletidir.       

Mehmetçiğimiz, Bağımsız Türk Devleti için emperyalizmle cephede savaşmaktadır.

Bu savaş aynı zamanda başı dik Türk kadınının savaşıdır.

Türk ordusuna yukarıdaki yakıştırmaları yapan zihniyet, kadınları 12 13 yaşında dağa kaçırıp PKK’nın kollarında cariye yapmaya çalışan zihniyettir. Türk ordusu işte bu zihniyetle savaşmakta ve bu coğrafyadan silmektedir.

Tiyatro Değil Gerçek: HDP Eşittir PKK    

HDP Kadın Meclisi üyelerinin elinden çıkan bu bildiri terörist başı Abdullah Öcalan’ı barış ve demokrasi kahramanı ilan ederek, PKK’lıları belediyelerden temizleyen Kayyım operasyonlarına karşı mücadele sözleri, Rojova ve Las Tesis güzellemeleri ile devam ediyor.

– “Kayyım, işgal, sömürge siyasetine karşı kazanımlarımızı koruma ve mücadeleyi büyütme…”

– “Kadın devrimiyle Rojova’da kendini kurarken, Las Tesis dansıyla kendi bedeni üzerindeki her bir göze, kontrole inat “Suçlu sensin, tecavüzcü sensin!” diye haykırıyor.”

– “Sayın Öcalan’dan dışarıya ulaşabilen sınırlı birkaç mesajın kadınlara, bütün demokrasi güçlerine, halklara umut ve cesaret verme, Ortadoğu savaş kaosu içinde yol gösterme potansiyeline hep birlikte tanıklık ettik.” sözleri ile terörist başı yol gösterici olarak ilan ediliyor.

Şimdi, HDP ile kol kola girip “Adalet” arayanları, tiyatrolarda poz kesenleri, demokrasi adına baraj atlatanları, ittifak kurup iktidar hayali kuranları uyarıp karşı çıktığımızda;

“Ama onların altı milyon oyu var” deyip itiraz edenlere, Demirtaş’ın bağlamasından, öykülerinden mülayimlik çıkarmaya çalışanlara soruyoruz:

Öcalan’ı yol gösterici kabul eden,

Kadını, Las Tesis gibi emperyalist danslara, ‘Rojova’nın umuduna mahkum eden,

Türk Askerine, Türk Devletine işgalci diyen, tecavüzcü diyen,

Kürdistan adı altında Türkiye’yi apaçık bölen ve ayrıştıran HDP’nin varlığı sizi de rahatsız etmiyor mu?

oncugenclik.org.tr, 23.01.2020