Ersoy Akalın, Vatan Partisi Öncü Gençlik İstanbul İl Yöneticisi
“Saldırıyı IŞİD üstlenince yandaşların manşetleri boşa düştü” diye yazdı sözde solcularımız cellatları. PKK’yı aklamak için her zaman ki gibi yalana sarıldılar. Sonuç saldırıyı PKK’ nın bir kainatı olan TAK üstlendi. Devamı daha da müthiş. Pek çok AKP yandaşı gazete, dün yaşanan Diyarbakır saldırısını, HDP’li milletvekillerinin tutuklanmasını meşrulaştıran bir algı oluşturacak şekilde manşetine taşıdı. HDP’li vekillerin tutuklanması haberi ile Diyarbakır saldırısını birlikte veren gazeteler, saldırıyı PKK’nın gerçekleştirdiğini, HDP’li vekillerin de PKK’ya destek verdiği için tutuklandıklarını savunan bir dil kullandılar. Saydıkları gazetelerin arasında Sözcü ve Aydınlık gazetesi de var. Sol diye buna denir işte. Teröre karşı mücadele denilince aklına hemen insan hakları ihlali veya demokrasi geliyor sol maskeli emperyalist işbirlikçi akımın. Sahiplenmeye kalktığı PKK’nın siyasi kanadı HDP milletvekilleri sanki sırtını PKK’ya yaslamamış, PKK sizi tükürüğüyle boğar dememiş , keleşleri Türk Milleti’ne çevirmemiş, Vezneciler’de İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin en çok kullandığı yolda, Ankara’da hemen Güvenpark’ın yanında arkadaşlarını, kendisini, ailesini bombalı saldırıyla öldürmeye kalkmamış, PKK yöneticisi Duran Kalkan “Sivilleri öldürmekten çekinmeyin.” dememiş, IŞİD ve PKK ABD’den silah almıyormuş gibi sadece demokrasi isteyen masum bir barış elçisi göstermeye çalışıyor. Tam böyle yazmasalardı üzülürdük. Hikmet Kıvılcımlı’nın üslubuyla tam bir emperyalist cinliğidir. Emperyalizm kendi adamlarını pervasızca piyasaya sürüyor , aynı zamanda onları mağdur konumlarında göstererek puan toplamaya çalışıyor. Demokrasilerde, hiçbir düşünceye yasak getirilmez doğru ama silahlı örgütlenmeler ve terör eylemleri yasak ve hukuka aykırıdır. Onun için yalana sarılmaları normal. Yoksa emperyalizmin safında olduklarını, emperyalizmin demokrasi çığırtkanlığı yaptıklarını nasıl gizleyecek sol maskeli işbirlikçiler.
Nereden Baksan Tutarsızlık Nereden Baksan Ahmakça
Solculuk en kısa tanımıyla emekten, eşitlikten, bağımsızlıktan, aydınlanmadan yana olmak , sömürüye ve emperyalizme karşı çıkmaktır. Eşitsizliğe, bağımlılığa karşı eşitliği ve bağımsızlığı savunmaktır. 3. Dünya ülkelerinde devrimci hareketler , ulusal bağımsızlık savaşlarından doğup beslenirler. Çünkü ulusal bağımsızlık mücadelesi emperyalizme karşı verilmiş en büyük sınıf mücadelesidir. Atatürk’ün kendi el yazısıyla yazdığı gibi cumhuriyetçi , milliyetçi, halkçı, devrimci, laik, antiemperyalist karakterleriyle öne çıkarlar.
Emperyalizme karşı çıkmak var, karşı çıkıyormuş gibi yapmak var. Bunun içindir dün “bütün dokunulmazlıklar kaldırılsın” derken bugün seçilmişlere dokunmak demokrasiye aykırıdır demeleri. PKK’nın ve ABD’nin yanında yer alan sözde aydınlar, akademisyenler ve sol gruplar kendi geleneklerinin, ulusunun, halkının dinamiklerine değil dış güçlere bel bağlayanlar 150 yıllık devrimci geleneğimize ihanet içindeler. Türk devrim tarihinde hiçbir zaman açıkça “Sevr’i savunan”, “Şeyh Sait’in mirasçısı olduğunu ilan eden”, ” İşçi ve emekçi sınıfların birliğini baltalayan”, “tekke ve zaviyeleri savunan”, ”Biji Serok Obama” diye bağıran ilerici, sosyalist geleneğe sahip bir hareket olmamıştır. Bu hareketler Emperyalizmin piyonlarının piyonları olmuşlardır.
Emperyalizmin Barış Çubuğu
Solu sınıfsal açıdan kavrayamayan, bunu entelektüel bir faaliyet olarak görenler en kolay savrulanlardır. Açıktır ki bunlar materyalist değil idealisttirler. Teorilerini 630’lu yıllarda donduranlar ile 1840 yılında donduranlar arasındaki tek fark tarih farkıdır. Solcu olmak için Alman felsefesini bilmenin, Fransız aydınlanmasını öğrenmenin yeterli olduğunu sandıklarından, sınıf gerçeğinden, ülke gerçeğinden çabuk ve kolay kopmuşlardır. Cumhuriyetten ve toplumdan, emekten kopmak, gerçeklerden ve vatandan da kopardığından, bu tipler, emperyalizmin önlerine koyduğu “Özgürlük, insan hakları, demokrasi, barış çubuğu…” oyuncaklarıyla oynamayı kendilerine görev edinip Fransız aydınlanmasından da kopup Ortaçağa teslim olmuşlardır. Bundandır kendine iktidar hedefi değil sadece muhalefet hedefi koymaları, daima yakınan, halkına yabancılaşan hatta ona küsecek kadar ahmaklaşmaları, yalan söylediklerinde yüzlerinin kızarmaması, yalan söylemenin aşağılık bir davranış biçimi olarak görmeme sebepleri. Bush, Obama yalan söylediğinde yüzleri kızarıyor muydu ki? Fatih Yaşlı’nın, Barış Atay’ın, Sol Haber’in, Birgün’ün yüzü kızarsın.
Ne ABD ne AB Tam Bağımsız Türkiye!
PKK’nın siyasi kanadı HDP’li vekillerinin tutuklanmasının ardından bazı sol gruplardan bunlara CHP’de dahil bu ”Seçimle gelen seçimle gider, bu tutuklamalara karşı çıkmazsak sıra bize de gelecek!” sözleri yükselmeye başladı. FETÖ’nün savcılarıyla Türkiye’nin en tanınmış ve saygın aydınları, hukuk dışı suçlu ve yöntemlerle ‘teröristlik’ ve ‘darbecilik’ ile suçlanarak gözaltına alınıp tutuklanırken, bunu ‘oh olsun’, ‘onlar tepişsin biz seyredelim’ diyerek, o dillerinden hiç düşürmedikleri ‘insan hakları’ ve ‘demokrasi’ duyarlıklarını bir kenara atarak sadece seyretmekle yetinirlerken bizler AB ofislerini işgal ediyor, Silivri’nin kapısına dayanıyor “Kahrolsun ABD işbirlikçi PKK”, “Ne ABD ne AB Tam Bağımsız Türkiye”, “Yurtseverler çıkacak hesap soracak”, “Fettullahçı çete dağıtılacak” diyerek kararlılık gösteriyorduk. Sözde solcular PKK’nın katliamları karşısında sus pus olurken, CHP Cizre Raporunda bir kere bile PKK diyemezken bizler haykırıyorduk meydanlarda “Kahrolsun ABD işbirlikçi PKK” diye. Onun içindir HDP vekilleri alındığında kınayan AB ve ABD Ergenekon kumpasında gıkını çıkartmamıştır. Birgün Gazetesinden Fatih Yaşlı Vatan Partisi’ni Tayyip Erdoğan yandaşlığıyla suçluyor. Büyük rastlantı ABD’de ve AB sözcüleri veya gazetecileri de tıpkı onun gibi aynı yazıları yazıyorlar, aynı sözleri söylüyorlar . Çünkü Vatan Partisi sırtını emperyalizmin piyonlarına değil sadece halka dayıyordu, ABD’nin AB’nin değil Türkiye’nin safında olduğu için o kumpaslar kurulmuştu. Onun için sıra size de gelecek değil, ‘Fetullahçı çete dağıtılacak’ kararlılığını gösteriyor ve öngörüyorduk. O kararlılığın başarısıdır bugün ABD piyonları Cumhuriyet ve millet düşmanı FETÖ ve PKK’ ya yapılan operasyonlar.
Bugün Türkiye’de solcu olmanın ön koşulu Atatürk’e, Kurtuluş Savaşı’na sahip çıkmaktır, Türk de biziz Kürt de biziz hepimiz Türk milletiyiz diyebilmektir. Çünkü sınıf mücadelesi ve ulusal mücadele, Cumhuriyet devrimi mevzilerinde veriliyor.
Ya Cumhuriyet devrimini, emperyalizme karşı vatan savaşının safındasın ya da emperyalizmin safında. Peki sen neresindesin bu saflaşmanın ? Sırtını PKK’ ya, ABD’ ye, AB’ye yaslayan sahte solun mu? Yoksa sırtını ABD’ye yaslayanlara karşı 24 Temmuz 2015’te tutarlı bir terörle mücadele yürüten TSK ve Türkiye’nin mi yanındasın?
Kaynakça;
Aydınlık Gazetesi 514. Sayı
Teori Dergisi 280. Sayı
Teori Dergisi 309. Sayı
Teori Dergisi 228. Sayı
http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/chp-pkkyi-degil-tskyi-hedef-aldi-h101974.html
http://www.aydinlik.com.tr/turkiye/2016/duran-kalkan-sivilleri-oldurmekten-cekinmeyin
http://haber.sol.org.tr/medya/saldiriyi-isid-ustlenince-yandaslarin-mansetleri-bosa-dustu-174746
oncugenclik.org.tr, 11.11.2016