Ferdi Tanhan, Öncü Gençlik Genel Sekreteri
Dün, “ölüm orucu” sonucu ölen bir örgüt üyesinin cenazesi gündeme geldi. Sağlık çalışanlarımızın büyük fedakarlığında övgüye değer bir şeyler bulamayanlar bir cinayeti kutsamaya başladı. CHP ve HDP Milletvekilleri, insani değerlere yabancılaşmış solcu takımı, bozguncular, bölücüler ve virüsü fırsata çevirmeye çalışan ihanet şebekesi hepsi Helin Bölek’in cenazesinde birleşti.
Cinayeti Kutsayanlar
Helin Bölek sol adına katliamlar
yapan, emperyalizm destekli bir örgütün “örgüt içi cinayetidir.” Üstelik bu sol
tarikat cinayetini Helin Bölek’in cenazesinde davulla, zurnayla, halaylarla
kutlamıştır. Sözde bu sayede “siyasi tutukluların” sesi duyurulmuştur. Kimi
sanatçı ve aydın bozuntuları ise kutlamaya (cenazeye), kutsamayla karşılık
vermiştir. Onlar için bütün bir devlet yani cephedeki asker, sokaktaki polis,
hastanedeki doktor hepsi Helin Bölek’in katilidir. Hatta yine onlara göre bu
yazıyı okuyan ve yazan Helin Bölek’in ölümünden devleti sorumlu tutmayan herkes
katildir. Dahası var, sorumlu tutmak yetmez, “bu katil devletle” Helin Bölek
gibi mücadele etmeyenler de sorumludur.
Bireysel ve Bencil Ölüm
Ölmek de yaşamak gibi bir eylemdir kuşkusuz. Ne yapacağını
bilmeden yaşayanlar, neye yarayacağını bilmeden ölürler. Yazılanlardan,
çizilenlerden anladığımız kadarıyla Helin Bölek “türkü söylemek için ölmeye
göze almıştır.”, “adil yargılanma hakkı için ölüme yürümüştür.” Bazı masallarda
ise “özgürlük” ve “demokrasi” uğruna öldüğünü söyleyenler de vardır. Ancak
yaşamı gibi ölümü de bu solcu tarikatın yaşamasına hizmet etmek içindir.
Bireyseldir ve bencilcedir.
Satılan Acı, Mezata Düşen Ölüm
Helin Bölek’in ölümü insanlar veya insanlık için değildir,
küçük bir sol tarikatın reklam malzemesidir. Öyle ki tören de ağıtları ve
acıları çekmek için özel bir propaganda çalışması yapıldığı gün gibi ortadadır.
Ölüm ve acı mezata düşmüş, satılmaktadır.
Bilinçli Değil Zorunluluk
Helin Bölek’in ölümü iradi ve bilinçli değildir, sol tarikat da bulunabilmenin bir zorunluluğudur. Sorumluları bu cinayeti kutsayanlardır, başlı başına bu örgütün varlığıdır. Örgütün emriyle girilen “ölüm orucuna” girmemek şüphesiz onun hain ilan edilmesine hiç değilse dışlanmasına yol açacaktır.
Kahramanlık Değil Kurbanlık
Helin Bölek’in ölümünde bir kahramanlık yoktur. Kurbanlık vardır. Kahramanlık elle tutulmaz, gözle görülmez. Ben kahraman oluyorum diye kahramanlık yapılmaz. Vatan için can verenlerin isimsiz kahramanlığı bundandır. Bu ölüme kahramanlık yükleyenlerin amacı tarikatın varlığını devam ettirmektir. Adeta bu yüzden kurban edilmiş ve kanından beslenmeye çalışılmıştır.
Helin Bölek’in ölümü de yaşamı gibi olmuştur. Ne yapacağını bilmeden yaşamıştır ve neye yarayacağını bilmeden kendisini öldürmüştür.
Bu ölümü malzeme haline getirenlerin “güzel ve en gerçek şeyin yaşamak” olduğunu bilmesi mümkün değildir. Çünkü milleti yaşatan değerlerin ve vatanseverliğin düşmanı olarak onlar IŞID’ten farksız bir ruh halinin içinde kendilerini tatmin eden ayinler yapmaktadırlar.
Cenazenin Arkasında Kimler Var?
Reklam için ölmek ile vatan için ölmek aynı kefeye konamaz. İnsanlık için, bir dava uğruna candan geçmek ile küçük bir tarikatın çıkarları için cinayete kurban gitmek aynı şey değildir.
Hangi cenazenin arkasından yüründüğü de toplum için öğreticidir. CHP ve HDP’nin bir terör örgütü yandaşının cenazesinde bir araya gelmesi kurulan ittifakın boyutlarını gösteriyor. Sağlık Bakanlığımızın, sağlık ordusunu alkışlamak için insanlarımızı balkonlara çağırmasını umursamayan HDP, herkesi #HelinBölek için balkonlara çağırıyor. Bu çağrıyı en başta CHP Milletvekilleri destekliyor. Yaşamı değil ölümü, milleti değil tarikatları, vatanı değil teröristleri savunanların birlikteliği yeni boyutlara ulaşıyor. Ölümü tavsiye ediyorlar ve ölümde birleşiyorlar. İdeolojik referansları ve emperyalist merkezleri çökerken toplu intiharlara kalkışmaları içten bile değil.
oncugenclik.org.tr