Ana Sayfa Teoman Alili Akademisi Musa Koç yazdı: ❝NATO’nun Merkez Üssü Gladyo❞

Musa Koç yazdı: ❝NATO’nun Merkez Üssü Gladyo❞

2689

İkinci Dünya savaşının sona ermesiyle birlikte dünya; ABD önderliğindeki NATO (Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü) ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği önderliğindeki “Varşova Paktı” adı verilen askeri iş birliği örgütü olmak üzere başlıca iki askeri bloka bölünmüştü. 1950’li yıllardan sonra, genellikle bunlardan birincisinin “Batı Bloğu” ikincisinin “Doğu Bloğu” şeklinde adlandırılması yaygın hale geldi.

İkinci Dünya Savaşından sonra Türkiye’de Kemalist Devrim’in hızı kesilmişti. ABD ise dünya hakimiyeti için harekete geçerek; Sovyetler birliğini kuşatmak, Türkiye’yi ve bölge ülkelerini denetim altına almak hedefindeydi. Fakat Ankara’da milli bir iktidar varken bunun gerçekleşmesi mümkün değildi. Bu hedefle ABD Kemalist Devrimi hedef alarak Kemalist Devrimi ve onun milli iktidarını tasfiye etmeye girişti. NATO’nun Brüksel’deki merkezine doğrudan bağlı Özel Harp Dairesi (ÖHD) kuruldu. ÖHD’nin amacı Türkiye’nin milli savunmasına cevap vermek değil, doğrudan doğruya NATO’nun Sovyetler Birliği kuşatmasında ve içeride Kemalist Devrim’in yıkılmasında rol oynamasıydı.

Gladyo adıyla bilinen ABD’nin derin devlet örgütü, Türkiye’de kanlı darbeler, bombalı eylemler, darbe girişimleri ve siyasi operasyonlar yapmıştır. Gladyo bu açıdan, NATO’nun merkez üssünü oluşturmaktadır. Başka bir deyişle, Gladyo’ya NATO’nun Türkiye’deki operasyonel yapısı diyebiliriz. Gladyo ülkenin ekonomisinden güvenliğine, eğitim ve kültüründen dış politikasına kadar yön veren hükümet merkezidir. Gladyo’nun görevi ise Türkiye’de Amerika karşıtı milli bir iktidar kurulmasını önlemek ve Türkiye’yi ABD lehine siyasetler uygulamaya zorlamaktır.

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNDEKİ DERİN DEVLETİN AMACI

1950’li yıllarla birlikte Gladyo, ABD içerisinde yasal bir yapılanma olarak ortaya çıktı. Kongrelerde alınan kararları etkilemek hedefiyle ortaya çıkan bu yapılanma zamanla, ABD’nin hedefindeki milli devletleri zayıflatma stratejisini izledi. 1990’da Sovyetlerin yıkılması ile ABD tek süper güç olarak kaldı. SSCB engelinin kalkmasıyla, hızlıca milli devletlere “Yeni Dünya Düzeni” adı altında savaş açmaya başladı . Bu süreçte özellikle NATO’nun birçok ülkesinde gladyo devlet oldu ve uzun süre ülkeyi yönetti.

Bugün, ABD Derin Devleti’nin yasama ve yürütmedeki çekirdek kadrosunu; John McCain, Lindsey Graham, Dan Coats, James Mattis, Mike Pompeo, Michael S. Rogers şeklinde sıralayabiliriz. Bu listeye Ted Cruz, Thom Tillis, Tom Cotton, Roy Blunt, Mike Lee, Marco Rubio ve aktif görevde bulunmayan, ancak düşünce kuruluşlarında görev yapan Joe Liberman ve James Clapper gibi isimleri de alabiliriz. ABD Derin Devleti’nde öne çıkan bu isimler, Senato ve Temsilciler Meclisi’ndeki güçleriyle ve bakanlıklardaki ve Başkan’a bağlı kurumlardaki diğer kadrolarıyla, devleti kontrol altında tutmakta ve yönetmektedirler.


ABD’DEKİ GLADYO: CFR

Çok yapılı kuşatma örgütü Gladyo’nun operasyon merkezlerinden biri olan CFR’yi biraz daha yakından tanımakta fayda var. CFR, NATO Müttefik Dönüşüm Komutanlığı’nın (ACT) yan kuruluşudur. Bu kurum aynı zamanda psikolojik savaş merkezi olarak da faaliyet yürütmektedir. Kurucusu Rockefeller olan CFR’nin mülkiyeti bir süre sonra silah şirketi Raytheon’a devredildi. Aslında buna, Raytheon-Lockheed Martin ortaklığına devredildi de diyebiliriz. Yani ABD’nin ve dünyanın en büyük iki silah şirketine.

CFR’nin Başkanı, eski ABD Başkanı George Bush’un yardımcılığını yapmış Richard Nathan Haas’tır. CFR’yi tanımak için bazı üyelerini sıralamak yeterli olacaktır. George Bush, Condelezze Rice, Angeline Jolie, Madeline Albright, Brzezinski, Jimmy Carter, Dick Cheney, Bill Clinton, Henry Kissinger, Robert Mc Namara, Colin Powell… gibi isimler CFR’nin ünlü üyeleridir. Yani 50 yıldır ABD’yi yöneten başkanlar ve onları da yöneten Derin Devlet’in elemanlarını bir arada görüyoruz.

1990’lı yıllardan sonra ise Gladyo’nun saldırgan politikaları Afganistan işgali ile başladı. Bunun başlıca sebebi dış pazarlara açılmaydı. Dick Cheney ile birlikte artık Amerika’da bir devlet yapılanması oluştu ve ABD’ye yön veren ve dünyayı etkileyen bir yapılanmaya dönüştü.

Ayrıca ABD Anayasası’nın ilk maddesi yasama yetkisini, Senato ve Temsilciler Meclisi diye anılan iki meclise ayrılmış Kongre’ye vermiştir. Kongre yine ABD Anayasası’na göre; savaş çıkarmaktan, vergi koymaya ve toplamaya, para basmaya ve ordu kurmaya kadar olağanüstü yetkilere sahiptir. Ayrıca Kongre, Başkan ve Yargı, güçler ayrılığı ilkesi nedeniyle birbirinden ayrı ve bağımsızdır. Sistem, yapısı gereği, örgütlü bir gücün bu kurumlara yerleşmesine şans tanımaktadır. Amerikan anayasasına göre senatolar hükümeti değiştirmesine göre şekillenmiştir.

Uluslararası büyük şirketlerin şirket ve lobilerin en büyüğünde silahlı şirketler bulunuyor. Silahlı şirketlerde Amerika’yı yöneten konumda bulunuyor.

AMERİKA’NIN HİTLER’İN ÇİZMESİNİ GİYMESİ VE SALDIRIYA GEÇMESİ

Gladyo NATO aracılığıyla Avrupa’nın her tarafına nüfuz etti, hatta tüm ülkelere yayıldı. Gladyo’nun kuruluş amacı, Avrupa ülkelerini denetim altında tutmaktır. ABD, Sovyet tehdidi korkusunu kullanarak “Avrupa ülkelerinin birleşmesini önleyerek onları da denetim altında tutmak” politikasını da uyguluyordu. Bunun yanı sıra güçlü olmayı da hedefliyordu. Güçlü olmak için, Hitler’in SS birliklerine dayanarak Gladyo’nun çekirdeğini oluşturdu. Bu SS birlikleri Hitler’in kendisine yönelik saldırıları özel savaş yöntemiyle püskürtmesi için kurulmuştu.

SS birliklerinin ideolojisi ise askerî ve siyasi sorunlara çözüm olarak şiddetin ve terörün uygulanmasını içeriyordu. SS birlikleri ölüm pahasına olsa bile verilen emirlere tam bağlılığa ve itaate önem veren bir kuruluştu. Hitler bunu, kendisinin ve NSDAP’nin amaçlarına ulaşmak için güçlü bir araç olarak kullandı. Himmler’in ifadesine göre, bir SS üyesi herhangi bir durumda “bir an için bile tereddüt etmeden sorgusuz sualsiz” infaz ediyordu.“ (1)

Amerika bu doğrultuda saldırılara başladı. Sovyetler birliğini kuşatmak, dünya çapında anti- komünist bir kampanyayla, ideolojik, siyasal, kültürel alanlarda bir saldırı politikasını ve bunun yanı sıra güçlü bir savaş makinesini de hazır tutmayı gerektiriyordu. Bu kuşatma politikasının en önemli unsurlarından biri Nükleer savaş tehdidiydi. ABD, ikinci Dünya savaşının sonunda Japonya’ya attığı atom bombasıyla bütün dünyaya “teslim ol” mesajı vermişti. Bu stratejilerin ikinci özelliği ABD’nin çıkarlarını “dünyanın neresinde olursa olsun” savunmaktır oldu. Amerikalı askeri uzmanlar dünya haritasını önlerine koymuşlar, hangi bölgede hangi araçla denetim kuracaklarını saptamışlardır.

ABD dünyanın dört köşesinde üstünlük kurma hedefini açıkça belirtiyordu. Bugün “küreselleşme” söylemleriyle bu hedefini işaret etmektedir. Küreselleşme ile amaç; milli devletlerin, mili pazar ve milli sermayenin etkisiz kılınarak tasfiye edilmesidir. Her şey Amerika’nın saldırgan politikasının ölçütü oldu. ABD emperyalistleri yarım yüzyıldır yayılmacı ve hegemonyacı hedeflerine ulaşmak için dünyamızı kana bulamışlardı.

KONTGERİLLANIN AMACI NEDİR? HANGİ AMAÇLARA DAYANIR?

Kontrgerilla, NATO bünyesindeki ülkelerde ABD’nin hoşuna gitmeyen örgütlenmelere karşı oluşturulan yasa dışı örgütlenmenin Türkiye’deki adı ve ayağıdır. Türkiye’deki yapılanma Amerika tarafından Ankara’da bulunan Amerikan askerî yardım binasında kurulmuş ve başlarda CIA tarafından fonlanmıştır. 1970 ile 1999 yılları arasında etkin olarak faaliyet gösteren yapılanmanın yasal statüsü yoktur, gizli silah depoları ve kayıt dışı mensupları vardır. Kontrgerilla’nın amacı ise Amerikan’ın desteklediği hükümetin otoritesini sağlayarak düzeni kuvvetlendirmek olduğunu biliyoruz. Rockefeller Vakfı’nın raporunda bu amaç şu şekilde anlatılmaktadır:

“Bizim güvenliğimizi sadece açık saldırılar tehdit etmiyor. Bu açık saldırıların yanında ondan daha tehlikeli, fakat saldırı görünüşünde olmayan başka cins tehditler de vardır. Bu tehditler, içerden yapılmak istenen değiştirme ve dönüşümlerdir. Bu maskeli saldırılar, bazen iç harp şeklinde, bazen ihtilalci hareket şeklinde, bazen demokratik akımlar ve reform hareketi biçimlerinde karşımıza çıkmaktadır. Bizim amacımız bu ve buna benzer akımları önlemek olmalıdır.” (2)

Kontrgerillanın en önemli amaçlarından biri milli kurtuluş hareketini kitlelerden koparmaktır. ABD’nin çıkarlarını tehdit eden kurtuluş savaşları ve devrimci mücadeleler olduğu açıktır. Raporlara göre de “ABD‘nin güvenliğini tehdit eden” ihtilalci hareketlerden, demokratik akımlara kadar hepsi ezilmelidir. Amerika derin devleti kendi çıkarlarını az ya da çok tehdit eden hatta kendisiyle tam olarak iş birliği yapmayan tüm yerel akımlardan rahatsızdırlar. Kontrgerilla’nın yürüttüğü savaşın hedefi de bu akımları önlemek olmuştur. ABD’nin kontrgerilla programı milli devlet gerçeği ile taban tabana zıt olmuştur.


KONTRGERİLLAYA KARŞI 50 YILLIK ŞANLI MÜCADELE

Vatan Partisi ve Aydınlık, Uğur Mumcu ve Eşref Bitlis cinayetlerinden, Gazi Mahallesi’ndeki provokasyonlara, TSK harekatlarının Yunanistan’a bildirilmesine, Azerbaycan’da darbe girişiminden, arkasında uyuşturucu kavgası olan cinayetlere kadar onlarca “faili meçhul” operasyonun faillerini ortaya çıkartmış, yürüttüğü etkili siyasal mücadele ile TBMM’de ve devletin ilgili güvenlik kurumlarında söz konusu olayların incelenmesini sağlamıştır. Vatan Partisi ve Aydınlık, Gladyo’nun çökertilmesi için bunlarla kalmamış. Yaptığı incelemeler sonucunda 1993-1999 arasında Çiller’e bağlı olarak o dönem Çiller Özel Örgütü olarak adlandırdığı Gladyo yapılanması, MİT ve Başbakanlık Teftiş Kurulu incelemeleriyle devlet raporlarında konu olmuş, TBMM’de Araştırma Komisyonu’nda örgütün suçları masaya yatırılmıştı. Aynı zamanda Cumhuriyet savcılıkları da konuyla ilgili soruşturmalar başlatmıştır.” (3)

Vatan Partisi, Türkiye’de Gladyo’nun, Amerikan Emperyalizminin çökertilmelerinde öncü olmuştur. Silivri zindanları Türk Milletinin iradesiyle yıkılmıştır. Türkiye’de 15 Temmuz Amerikancı- Fetullahçı darbe girişimi ordu- millet- polis birlikteliği ile yenilmiştir. Türkiye şu an bir vatan savaşı vermektedir. Bu vatan savaşı sürecinde Türkiye, içindeki Gladyo artıklarını temizlemeye başlamıştır. Vatan Partisi ise Türkiye’nin Gladyo ile mücadelesine, emperyalizm ile mücadelesine önderlik eden parti konumundadır. Vatan Partisinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu mücadelesi ile Gladyo artıkları Türkiye’den tamamen temizlenecektir.

Kaynakça

  1. Ferit İlsever, Kontrgerilla-1/Teorisi, Kaynak Yayınları 3. Basım, İstanbul, 2009
  2. https://vatanpartisi.org.tr/genel-merkez/makaleler/ferit-Ilsever-sistemin-basat-aktorleri-24706
  3. https://aydinlik.com.tr/turkiye-gladyo-artiklarindan-temizlenmeli-245197-1#1

Musa Koç
Türk-Amerikan Savaşı Çalışma Grubu Üyesi