Ana Sayfa Yazılar Barış Demiralay yazdı: Osman Kavala Nedir?

Barış Demiralay yazdı: Osman Kavala Nedir?

1005

Osman Kavala nedir diye soruyoruz çünkü Osman Kavala bir “şey”dir. Bazı şahsiyetler için kimdir sorusu, kişinin kimliğini açıklamakta yetersiz kalabilir. Mesela Donald Trump, sadece Donald Trump mıdır, sadece bir lider midir? Trump, emperyalist sistemin dünyaya hüküm sürmesi için ABD’nin başına getirilen, o politikaların uygulayıcısı değil midir? Barzani kimdir sorusunun cevabı, Irak’taki referandumu tek başına açıklayabilir mi? Barzani, emperyalizmin Irak’ı Suriye’yi , Türkiye’yi bölme programının adı değil midir? Peki ya Atatürk? Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran kişi midir? Yoksa ezilen uluslara umut olan, onları bağımsızlıkla tanıştıran, padişahın  kullarını hür yurttaşlar yapan yol haritası mıdır? Atatürk, Türkiye’ değil midir mesela? Esad yalnızca bir devlet adamı mıdır?  Esad, ABD planlarını yerle bir eden, tüm dünyanın üzerine gittiği yıllarda, direnişi sayesinde şimdilerde bölge ülkelerini birleştiren bir tarih değil midir?

Bazı kimseler, bir kişilikten, kimlikten fazlasıdır.

Kapladığı alan, yaptığı işler itibariyle Osman Kavala da bir “şey”dir. Türkiye’nin ve dünyanın her yerinde farklı anlamları, izleri olan bir şeydir Kavala. Gözaltına alınması sonucunda ortaya çıktı ki Türkiye’nin spazm dönemleri diyebileceğimiz, açılım dönemleri, Gezi olayları, terörle mücadele günlerinde her taşın altında o var.

Osman Kavala’yı yeni tanıyoruz. Ancak Soros’la Soros’çularla, TESEV’le, sivil toplumcularla tanışalı, kavgaya tutuşalı yıllar oldu. O yüzden Kavala gibi bir şahsiyetle tanışınca aklımıza komplo teorileri gelmiyor. Aksine devletin ne kadar da başarılı bir operasyon yaptığına kanaat getirebiliyoruz.

Her Taşın Altından Çıkan Adam

Şu dizilerdeki güvenilmez, sinsi ve her an milletini satma potansiyeli olan rollerdeki oyuncular vardır. Gözünüzde şöyle bir sahne canlanması gerekiyor:  Yeraltındaki tapınakta, gizli toplantıda siyah cübbesini giymiş büyük yuvarlak masada oturmuş diğerlerine Türkiye nasıl çökertilir onun stratejisini anlatıyor.

Bu sahneyi tarif edince hemen hemen Türkiye’nin gözünde canlanan bir sahne olmuştur. Özellikle cemaatin kapatılan televizyon kanallarından  STV yıllarca bu tarz yapımları yayınladı. Tüm Türkiye’ye kabaca gösterilenler aslında gerçeğin birer uyarlamasıydı. Kavala’nın geçmişine bakınca da yukarıdaki kurgunun ne kadar da doğru olduğunu anlıyoruz.

Ancak canlandırmaları kurguları özellikle de “görüntüyü” bir kenara bırakmamız gerekiyor. İnsan hakları, ekolojik haklar, özgürlük görüntüsünü  bir yana bıraktığınız da karşımıza şu çıkıyor:

-Eski ABD Başkan yardımcısı Joe Biden tarafından sürekli kabul edilen isimlerden biri,

-Azılı Türkiye karşıtı AP Türkiye Raportörü Kati Piri’nin açıklama yaptığı kişi,

-ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Naubert’in destek sunduğu kişi,

-2013 yılında İmralı zabıtlarında Öcalan’a selamı olan biri,

-Tutuklandığı gün AB ve ABD’den onlarca isimden “derhal bırakın” çağrısı yapılan, biri,

-Taraf gazetesinin boşluğunu Cumhuriyet’in  doldurmaya başladığı günlerde Avrupa fonlarından faydalanmak için yardımcı olması istenen kişi,

-Vatan savaşında bozguncu rol üstlenen Birgün gazetesine parasal yardımı dokunan kişi,

-Türkiye’ye karşı yürütülen imza kampanyalarının demirbaşı,

-Gündeme Türkiye karşıtlığıyla gelen Barış Vakfı, Yurttaşlar Derneği gibi onlarca vakıf ve derneğin üyesi/yöneticisi

-Ermeni kırımı yalanı hakkında filmlere ve sergilere fon sağlayan kişi,

Kısacası Türkiye’de aktivistliğin hakkını veren en önemli isimlerden bir tanesi Osman Kavala.

Levent Gültekin, Orhan Aydın, Hayko Bağdat, Garo Paylan, Sezgin Tanrıkulu gibi vatansız siyasetçi ve yazarlardan gelen açıklamalara bakınca Türk devleti ne kadar da doğru bir hamle yapmış diyoruz.

ABD’nin Çok Amaçlı Aparatları

Emperyalizmin Türkiye üzerindeki emellerinin uygulama noktasında sivil toplumculuğun STK’lerin özel bir yeri olduğunu söylüyorduk. 15 Temmuz Amerikancı darbe girişiminin ardından en önemli gelişmelerden biri “Büyükada Toplantısı” nın araştırılması ile başlayan, ABD Büyükelçiliğinde görevli Metin Topuz’un  tutuklanması ve sürecin Osman Kavala, Nırcan Baysal gibi isimlere uzanıyor olması.

Güneydoğu’da 2014’te gerçekleşen 6-7 Ekim olaylarından tutunda, Türkiye’de insan hakları ihlali olduğu yönünde imaj yaratılmasına, Ermeni Soykırım yalanlarının üniversitelerde dillendirilmesinden tutunda, Gezi olaylarına  PKK’nin eklemlenmesine, olayların rayından çıkmasına sebebiyet verecek açıklama ve eylemlere kadar hepsi Osman Kavala’nın başını çektiği bir ekip tarafından gerçekleştirildi.

Soros bağlantılı kuruluşlarda yöneticilik de yapan Osman Kavala gibi “saygın sivil tolum liderlerini” ne hikmetse toplum tanımaz. Ağızların özgürlük, insan hakları, demokrasi eksik olmayan kim varsa Soros’la TESEV’le ilişkisi olduğu ortaya çıktı. Bu kimselerin ağzında bir tek vatan kelimesini göremezsiniz, her şeye özgürlük, adalet talep ederler de bir tek ağızlarına vatanı almazlar.

Türkiye’de sola liberalizm virüsünü bulaştıran ne kadar oluşum varsa araştırın karşınıza Osman Kavala çıkacaktır. O çıkmazsa onun la oturup kalkanları bulursunuz. Osman Kavala gibi bir ismin bu sebepten tutuklanması mümkün değil. Kavala’nın tutuklanmasının en önemli sebebi şudur: Darbe teşebbüsünü organize ettiği iddiasıyla hakkında soruşturma yürütülen ABD’li Hanry Barkey ve bazı yabancı uyruklu kişilerle yoğun irtibatının olduğu biliniyor. ABD’nin açıklamalar yapmasının sebebi de 15 Temmuz’un her yeni gelişmeyle ABD’yi işaret ediyor olması.

FETÖ’nün devlet kurumlarında yapılanırken, Kavala gibi Soros solcuları da kamuoyu yaratma amacıyla yapılanmalar geliştirdiler. Şimdi ise Türkiye’nin etnik haritalarını çıkaranların, mezhep istatistikleri hazırlatanların, sözde işkence raporları hazırlayanların güçleri bir bir ellerinden alınıyor.

Büyükada toplantısı soruşturması, ABD İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz’un tutuklanması ve son olarak Osman Kavala’nın tutuklanması ile Türkiye, Atlantik’in tasfiyesi yoluna girmiştir.

Barış Demiralay
Öncü Gençlik Genel Başkanı