Cumhuriyetimizin 99. yılını tüm coşkumuzla kutladık. Coşkumuza coşku, mutluluğumuza mutluluk katan bir gelişme de canımız, ciğerimiz TOGG’un üretim bandından inmesiydi. Her işin değeri ifade ettiği mana ile ölçülür. Bu yalnızca bir otomobil üretimi değil, yarım kalmış bir hikayenin tamamlanmasıydı. “Nice hikayelere” diyebilmenin ilk adımıydı. Değeri bu manadan geliyordu.
Bildiğimiz üzere bundan tam 61 yıl önce Eskişehir’de Türk mühendisleri ve Türk işçilerinin emeğiyle, binbir zorlukla mücadele edilerek üretilen Devrim arabasının önü müstemleke kafalar, serbest piyasacı ruh emiciler tarafından kesilmişti. Bugün dahi anahtarı takıp çevirseniz Türkiye’yi turlayabileceğiniz Devrim, pusuda bekleyen düşmanlarımız tarafından depolarda çürümeye gönderilmişti.
“BULANIK RUHLU” BOZGUNCULAR
Büyük milli yazarımız Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ergenekon adlı kitabında, “bulanık ruhlu kimseler” diye tanımladığı Milli Mücadele döneminin bozguncularını şöyle anlatıyor: “Bozguncuların ağzında devamlı bir terane vardır: ‘Dediğimiz çıkacak, dediğimiz çıkıyor, dediğimiz çıktı.’ Bunların ne dedikleri şimdiye kadar pek bilinmediği için çıkan şeyin ne olduğunu bilmek de mümkün değildir. Her türlü civanmertlikten yoksun oldukları için maksatlarından daima bir sürü üstü kapalı laflarla söz ederler.”(1)
Karaosmanoğlu’nun bu satırlarının üzerinden, 1961’de 39 yıl geçmişti. Bugün ise tam 100 yıl geçti fakat bozguncular aynı bozguncular. Devrim için önce yapılamaz dediler, sonra yapılamıyor, en son da yapılamadı. Bu bozgunculuk, Devrim’in önüne sürekli zorluklar çıkaran, kara propaganda yapan ithal kafaların yansımasıydı. Düşman başarısızlığın pususundaydı. Başarısızlık da değil aslında, başarısız göstermenin pususu…
Devrim’in en genç mühendislerinden Kemalettin Vardar, vefatından kısa süre önce yapılan röportajında, Devrim’in önünün neden ve kim tarafından kesildiğini anlatıyordu. (2) Öyle bir anlatıyor ki TOGG’a karşı yapılan kara propagandanın sebebini de daha iyi anlıyoruz. Değerli mühendisimizin, “yabancıdan gelen her şeye hayranlık duyan teslimiyeti kabul etmiyorum” örnek tavrı, Devrim’in nasıl bir karakterle yapıldığını açıklıyor.
Aynı bozguncular bugün de sahnede. Önce TOGG hayal dediler, sonra fabrikası nerede, en son da bu yerli değil dediler. Oysa Devrim’den farklı olarak milletimiz ve devletimiz TOGG’un bozgunculara yem olmasını engelledi.
NEVŞİN MENGÜ, YILMAZ ÖZDİL, ÜMİT ÖZDAĞ/FETÖ’CÜ HAKAN ŞÜKÜR
Bulanık ruhlu bozguncuların tam listesini de yayımlarız fakat biz bu başlığın altında elebaşlarını işleyeceğiz.
Nevşin Mengü, TOGG programına katılan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, açılışı yapan liderlerle birlikte dua etmesine takılmış. “Perinçek’e bunu eden hayat sana bana ne etmez” yazmış. Aklınca eleştiriyor. Nevşin Mengü bu milletin değerlerine, kültürümüze, geleneklerimize o kadar uzak ki bu tiviti yüzü kızarmadan atıyor. Neyse ki Sn. Doğu Perinçek öyle bir cevap verdi ki milletin yüreğine su serpildi.
Yılmaz Özdil de aklınca TOGG’u karalayacak ya, “Reno var, Pejo var. Bunun da adı Reco olsun” yazmış. Laf söyledi bal kabağı…
Sen ki bir mezeye Kıbrıs’ı verecek müstemleke kafa…
Sen ki vatanseverliği rakı masalarında, anason kokusunda arayan kafa…
Sen ki kulaktan dolma bilgilerle yazdığın kitabı 2500TL’ye okutan Atatürk tüccarı kafa…
Boyunu fersah fersah aşan TOGG davasını, bayat esprilerinle karalayabileceğini mi sandın?
Gelelim Ümit Özdağ ve FETÖ’cü Hakan Şükür’e… Ümit Özdağ ve FETÖ’cü Hakan Şükür, sanki planlamış gibi aynı tiviti atmış: “Millet AÇ Bunlar TOGG.” FETÖ’cüye yorum yapma gereği duymuyoruz fakat Ümit Özdağ’ın şuursuz hinliğini dikkatinize sunuyoruz.
Özdağ’ın, Türkiye’yi zorluklardan çıkaracak bir ekonomi programı yok ama ülkemizi ilerletecek işlerde ekonominin kötülüğü üzerinden bozgunculuk yapacak aklı var.
Nerede bir mandacı kafaya ihtiyaç var, Ümit Özdağ orada. Emperyalizmin kendisine verdiği görevi eksiksiz yerine getiriyor.
TOGG’UN BAŞARISIZ OLMASINI İSTEYEN KİM
TOGG’un başarısız olmasını isteyen yalnızca bir başarısızlık istemiş olmuyor. Yukarıda yazdığımız gibi; her işin değeri manasıyla ölçülür. Bu işin manası da bu kadar basit değil.
Rizeli çay üreticisinin değil de Lipton’un borusunun ötmesini isteyen kimse, TOGG’un başarısız olmasını isteyen odur.
İthal muzu Antalyalı muz üreticisine tercih eden kimse, TOGG’un başarısız olmasını isteyen odur.
Ordulu fındıkçıyı değil de Ferrero firmasını savunan kimse, TOGG’un başarısız olmasını isteyen odur.
Devletçiliğe sövüp ruhunu serbest piyasaya, neoliberalizme satan kimse, TOGG’un başarısız olmasını isteyen odur.
IMF’yle gizli toplantılar yapan kimse, TOGG’un başarısız olmasını isteyen odur.
FETÖ ve PKK’ya kalkan olan kimse, TOGG’un başarısız olmasını isteyen odur.
Milleti karamsarlığa, umutsuzluğa sürüklemek isteyen kimse, TOGG’un başarısız olmasını isteyen odur.
TOGG, BOZGUNCULARI NASIL BOZGUNA UĞRATACAK
TOGG’un başarısız olmasını isteyen bozguncuların kimleri temsil ettiğini yazdık. Peki TOGG’un başarılı olmasını sağlayacak olan hususlar nedir?
Her şeyden önce TOGG, milletin ulaşabileceği fiyatlarla satışa çıkmalı. İlk önce ihracat değil millet odağa alınmalı. TOGG’u sahiplenen milletimize kolaylık sağlanmalıdır. Vergi gibi kalemlerden feragatler edilmeli, çeşitli teşvikler yapılmalı ve TOGG iç piyasada rakipsiz hale getirilmelidir.
Başta devlet yetkililerimiz olmak üzere Valilerimiz, belediye başkanlarımız, rektörlerimiz Mercedeslerden inmeli ve TOGG’u kullanmalıdır. Yöneticiler millete örnek olmalıdır.
Bu hususlar dikkate alındığında TOGG’un olağanüstü başarısı kaçınılmazdır.
SEVİNÇ GÖZYAŞLARI
“Yaşasın Cumhuriyet” yazısının önünden ilk TOGG üretim bandından indiğinde TOGG’un başındaki Mehmet Gürcan Karakaş’ın, mühendislerimizin ve işçilerimizin gözyaşlarına tanık olduk. Aynı Devrim mühendislerinin 29 Ekim 1961 sabahı radyoyu dinlerken gözyaşı döktükleri gibi. Biz de gözyaşlarına ortak olduk.
Vatanseverliğin, devrimciliğin, toplumculuğun, tarih bilincinin duyguları ve değerleri vardır. Bu sevinç gözyaşları o duygunun yansıması.
TOGG’a karşı karalama kampanyası yürüten liberallerin, müstemleke kafaların, yabancı hayranlarının ise tek duygu ve değeri paradır. Onların gözyaşları sadece para elde edemeyince ortaya çıkabilir.
Tarihi, bugün mutluluk gözyaşı dökenler yapacak. O emek, o alın teri, o mücadele, o gözyaşları tarih yazacak.
DİPNOT
1 – Karaosmanoğlu, Y.K. (1990). Ergenekon, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara
