Yıldırım Koç, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı
“Baskının, sömürünün ve büyük yoksullukların olduğu; insanlar arasındaki ilişkilerin bireycilik, bencillik ve çıkar temelinde biçimlendiği; doğa kaynaklarının kâr için israf edildiği ve tüketildiği bir dünyada yaşıyoruz.
Gençsiniz. Okulunuzu bitirip hayata atılacaksınız.
Böyle bir dünyada siz ne yapacaksınız, nasıl yaşayacaksınız?
Hayatta bir idealiniz, gerçekleştirmeye çalıştığınız bir hayaliniz var mı?
Yoksa yalnızca günlük geçim kaygısıyla, ekmeğinizi kazanma derdiyle mi uğraşıyorsunuz?
Hayatta bir idealiniz, bir hayaliniz varsa, bu neyle ilgili?
PARA İÇİN HAYATI MAHVETMEK
Tek amacınız çok para kazanıp daha iyi ve daha gösterişli bir evde oturup, iyi elbiseler giyip, havalı bir arabaya binip, bol bol yemek yemek mi?
Diyelim bu amacınıza ulaştınız, bir biçimde bol para kazandınız. İçinde yaşadığımız kapitalist düzende hayatınız nasıl olacak?
Altınızdaki araba nedeniyle aldığınız fazla kiloları, yükselen tansiyonunuzu ve hareketsizlikten kaynaklanan diğer sorunlarınızı çözmek için özel doktorlara taşınacaksınız, sizin için özel olarak hazırlanmış diyetler yapacaksınız, spor salonlarına devam edeceksiniz.
Daha fazla, daha fazla, daha fazla tüketebilmek için daha fazla, daha fazla, daha fazla para kazanmanız lazım. Bunun için de işinizde arkadaşlarınızın kafalarına basa basa daha yükseklere tırmanmanız gerekecek. İnsan insanın kurdudur (homo homini lupus) anlayışıyla hareket edeceksiniz. Yapayalnız kalacaksınız. Herkesin herkese her an kazık atmaya hazır olduğu bir ortamda, bunalıma gireceksiniz; kazandığınız paranın epeyce bir bölümünü, diyetisyenler ve spor salonlarından sonra, psikologlara vereceksiniz. Belki uyuşturucu tuzağına düşeceksiniz.
Dostunuz olmayacak. İş arkadaşlarınızla çıkara dayalı ilişkiler kuracaksınız. Belki birbirinizden ücretinizi bile gizleyeceksiniz. İş arkadaşlarınızla yediğiniz yemeklerde kafanızın arkasında başka tezgâhlar dönecek. Kapitalizm sizi, bu düzende hayatta kalabilmeniz için, bencil, bireyci, çıkarcı, hesapçı, tezgâhçı, acımasız, sevgisiz yapacak. Evliliklerin çoğu bir süre sonra sevgisizleşmiş, çıkara dayalı ilişkiye dönüşecek.
İşçiyseniz iş bulma, işinizi elinizden kaçırmama çabası içinde olacaksınız. Bir kısmınız işini kaybetmemek ve ücretini artırabilmek için patronlara yaranmaya çalışacak. Bir kısmınız da patronlara karşı mücadeleye girdiğinde, kapitalizmin kişiliklerinizde yol açtığı çarpıklıklardan bir ölçüde kurtulacak.
Memursanız da durum aynı. Terfi ve tayin işleri için bir bölümünüz kişiliksizleşecek, bir bölümünüz de mücadele içinde arınacak, kapitalizmin pisliklerinden kurtulacak.
Peki, bütün bunları yaptığınızda, amacınıza ulaştığınızda, mutlu ve huzurlu olacak mısınız?
CENNETİ YERYÜZÜNDE YARATMAK MÜMKÜN
İnsanların çoğu bunları yapmaya çalışıyor ancak mutlu ve huzurlu insan sayısı çok fazla değil.
O zaman amacınızı gözden geçirmek gerek.
(i) Sömürünün ve baskının olmadığı, insanların toplumsal üretime yeteneklerine göre katkıda bulunup üretilen ürünlerden ihtiyaçlarına göre pay aldığı, (ii) insanların bencillikten kurtulup birbirine kardeşçe, yoldaşça, dostça yaklaştığı, (iii) doğanın sunduğu zenginliklerin akıllı bir biçimde kullanıldığı bir dünya yaratılamaz mı?
2017 yılında bu amaçlar için mücadele etmek, kapitalizmin esiri olmaktan çok daha anlamlı ve insanca.
Kapitalizmin sizi insanlıktan çıkarmasına izin vermeyin!
Bağımsız ve demokratik bir Türkiye, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya mücadelesine katılın!”
Yıldırım Hocamızın izni ile biz de yazısına kısa bir ek yaparak gençleri Öncü Gençlik’te mücadele etmeye çağırıyoruz.
oncugenclik.org.tr, 2.1.2017