CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuk olduğu bir belgeselde “Kürt sorununu meşru bir organ olan HDP’yle çözebiliriz” dedi. Açıklamayı “tekniğin iyi ama geliştirmen lazım” edasıyla karşılayan HDP, Eski Genel Başkanı ve hali hazırda Milletvekili Sezai Temelli aracılığıyla Kılıçdaroğlu’na “İmralı’yla görüş” çağrısı yaptı.
SORUNUN ADINI DOĞRU KOYALIM
Her şeyden önce Kılıçdaroğlu’nun adına Kürt sorunu dediği meselenin doğru adını koyalım. Türkiye’de Kürt sorunu diye bir sorun bulunmuyor. Türkiye’de yıllardır Türküyle Kürdüyle vatandaşlarımızı şehit eden, şehirlerimizde bombalar patlatan, ABD’den binlerce tır mühimmat desteği alan bir PKK sorunu vardır. Buna ek olarak bir de PKK’nın siyasi uzantısı HDP sorunu vardır.
Neyse ki bu sorun çözülmektedir. Türk Ordusu’nun 24 Temmuz 2015’ten bu yana PKK’yı ezmesi ve tükenme noktasına getirmesi PKK sorununun çözüldüğünü müjdelemektedir. Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılma davası açılan HDP’nin de sonu yakındır. Türk milleti nezdinde kapatılan HDP, Türk Yargısı tarafından da kapatılacaktır.
PKK sorununa “Kürt sorunu” demek bir tavır beyanıdır. Bu tavır, PKK’yı Kürt halkının temsilcisi ilan eder. Kürt vatandaşlarımızın hepsini PKK’ya teslim eder. Oyun yaşındaki çocuklarımızın PKK tarafından dağa kaçırılmasını meşrulaştırır. Başta canla başla Türkiye için alın teri döken Kürt vatandaşlarımız olmak üzere milletimize yapılmış en büyük hakarettir.
Bu tavır Mehmetçiğimizi şehit eden tavırla ortaklaşmaktır.
HDP VE PKK MEŞRU MUDUR?
Kılıçdaroğlu HDP için meşru organ diyor. HDP’nin Genel Başkanları ve üst düzey yöneticileri ise “evet ama yetmez” tavrıyla ”Bizi PKK temsil ediyor” diyerek İmralı’yı ve Kandil’i işaret ediyor.
Esasıyla Kılıçdaroğlu da HDP’ye “organ” diyerek HDP’nin PKK’ya bağlı olduğunu itiraf ediyor. Organ kelimesi sözlükte, “Canlı bir gövdenin, belirli bir işlevi olan ve sınırları kesin biçimde belirli bulunan bölümü” diye tanımlanıyor. Tek fark gövde görevinde olan PKK’nın canlılığa dair işaret verememesi.
HDP’yle PKK’nın farkı olmadığını en başta HDP yöneticileri kabul ediyor. Onu geçtik, artık bu gerçeği 10 yaşındaki çocuk dahi biliyor. Kılıçdaroğlu da biliyor. Bugün Türkiye’de kimsenin “PKK’yla masaya oturalım” deme gücü bulunmuyor. Kılıçdaroğlu da bu yüzden HDP üzerinden PKK’ya göz kırpıyor.
O zaman soralım!
Mehmetçiğimizi, polisimizi, 15 yaşındaki Eren Bülbül kardeşimizi, kundakta yatan Bedirhan bebeğimizi, Aybüke ve Necmettin öğretmenlerimizi, sıra arkadaşımız Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu, Diyarbakır sokaklarında herkesin yardımına koşan Yasin Börü kardeşimizi ve binlerce vatandaşımızı şehit eden, binlerce evladımızı anasız babasız bırakan PKK ve uzantısı HDP meşru mudur?
Şehirlerimizin altına bombalar döşeyen, Ankara’da, İstanbul’da, Diyarbakır’da canlı bombalarla vatandaşlarımızı katleden PKK meşru mudur?
Dokunulmazlığı bulunan milletvekili araçlarıyla PKK’lı teröristleri taşıyan, belediye kamyonlarıyla PKK’ya mühimmat lojistiği sağlayan, belediyeye ait iş makineleriyle hendekler kazan, belediye toplantılarını PKK marşıyla açan HDP meşru mudur?
İlkokul çağındaki çocuklarımızı dağa kaçıran, onları orada istismar eden PKK meşru mudur?
İl Başkanlıklarını PKK’ya eleman devşirme merkezlerine çeviren, çocukların dağa kaçırılmasında PKK’ya köprü olan HDP meşru mudur?
Ormanlarımızı kundaklayan, ciğerlerimizi yakan PKK meşru mudur?
Diyarbakır Annelerinin evlatlarını dağa kaçırdığı yetmezmiş gibi bir de annelerimize şiddet uygulamaya kalkan, evlerini kundaklayan HDP meşru mudur?
Görüldüğü üzere HDP ve PKK aynıdır, birdir. Ne HDP ne de PKK meşrudur! PKK sorunu PKK’yla çözülmez. Kürt vatandaşlarımızın hakkı da onların katili PKK’yla sağlanamaz.
PKK’YI MEŞRU GÖREN MİLLİYETÇİ OLUR MU?
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu da Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına, “HDP meşrudur” diyerek destek verdi.
Bildiğimiz üzere İYİ Parti, MHP’nin içinden kopartılanlarla kurulmuş bir parti. Dervişoğlu’nun açıklamasından bir kez daha anlıyoruz ki İyi Parti, milliyetçileri HDP’nin yanına oturtmak için kurulmuş. MHP’de siyaset yaparken hiçbir şekilde terör yapılarıyla yan yana gelemeyecek insanlar İyi Parti aracılığıyla PKK’nın siyasi kolu HDP’yle aynı yola sokuldu.
Yukarıda yazdıklarımızı tekrar etmemek için bir daha yazmıyoruz. Sadece şunu söylüyoruz: Mehmetçiğin katillerini aklayanlar, onları meşru görenler milliyetçi olabilir mi?
KILIÇDAROĞLU VE DERVİŞOĞLU’NUN CESARET KAYNAĞI: ZÜHTÜ ARSLAN
Kılıçdaroğlu ve Dervişoğlu’nun açıklamaları, CHP’nin başını çektiği Biden tayfasının bir şekilde iktidar olursa yeniden çözüm sürecini başlatacağını ve PKK’yı muhatap kabul edeceğini işaret ediyor.
Ana muhalefet partisi lideri açık şekilde PKK’yla ittifaklarını ilan ediyor. Peki bu izansız cesaret nereden geliyor?
Bu cesaretin bir uluslararası bir de ulusal çapta sebebi var. Uluslararası sebebi elbette Biden. Zaten Kılıçdaroğlu’nun başını çektiği muhalefet bloğuna Biden tayfası ismini veriyoruz. Çünkü nefes almak için dahi Biden’ın ağzının içine bakıyorlar. Biden’den emir alıyorlar.
Peki içerideki cesaret kaynağı nedir?
O da Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan! Zühtü Arslan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın terör partisi HDP’ye açmış olduğu Kapatma Davası’nı yavaşlatmak ve HDP lehine sonuçlandırmak için her yolu deniyor.
Zühtü Arslan başkanlığındaki AYM, önce davayı usul eksiklikleri nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na iade etti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tekrardan dava açtı.
Zühtü Arslan bu sefer de “iş yükümüz ağır” diyerek süreci yavaşlatacağının sinyalini verdi. Arslan’a soruyoruz: Hangi iş yükü Mehmetçiğimizin canından daha ağır? Hangi dosya ülkemizin bölünmez bütünlüğünün önüne konuyor?
Zühtü Arslan son olarak da HDP’ye 60 gün ek süre vererek süreci iyice yavaşlattı, HDP ve PKK’ya nefes aldırdı.
İşte Kılıçdaroğlu ve Dervişoğlu izansız cesaretini Zühtü Arslan’dan alıyor. Arslan’ın HDP’yi kurtarmaktan yana olan tavrı HDP, PKK ve destekçilerine moral oluyor.
KILIÇDAROĞLU, DERVİŞOĞLU VE ARSLAN MEŞRU MUDUR?
Kemal Kılıçdaroğlu ve Dervişoğlu HDP’yi ve -yukarıda anlattığımız üzere- dolayısıyla PKK’yı meşru görüyor. Zühtü Arslan da HDP’yi kurtarmaya uğraşan tavrıyla Kılıçdaroğlu ve türevlerine cesaret veriyor.
Türk gençliği olarak soruyoruz:
Kılıçdaroğlu, Dervişoğlu ve Arslan meşru mudur?
PKK’yı meşru görenler, HDP’ye moral verenler meşru mudur?
Diyarbakır Annelerinin acısına acı katanlar meşru mudur?
Mehmetçiğin katilleriyle masaya oturma hayalleri kuranlar meşru mudur?
Türkiye’yi ABD’nin karakolu yapmak için çırpınanlar meşru mudur?
UYARIYORUZ
Türk gençliği olarak uyarıyoruz:
HDP’yi kapatmamak için çırpınan Zühtü Arslan derhal istifa etmelidir. Türk Yargısı kökü dışarıda amaçlarla kirletilemez!
ABD’nin emir eri gibi çalışanlara, kaderini PKK’yla birleştirenlere, Türkiye’nin birliğine ve bütünlüğüne göz dikenlere, Atatürk’le hesaplaşmaya kalkanlara geçit vermeyeceğiz!
Türk milleti ayaktadır! Türk gençliği teyakkuzdadır!